Bizi Takip Edin

ASYA

FT: Güney Kore Avrupa’ya nükleer reaktör ihraç etmek için bastırıyor

Yayınlanma

Güney Kore, Çin ve Rusya’nın hakim olduğu küresel pazarda lider bir oyuncu olmak için Avrupa’ya nükleer reaktör ihraç etme girişimlerini hızlandırıyor.

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre temmuz ayında Çek Cumhuriyeti’nde 17 milyar dolarlık bir proje için ABD’li Westinghouse ve Fransız EDF’yi geride bırakarak tercih edilen teklif sahibi olan devlet şirketi Korea Hydro & Nuclear Power (KHNP), önümüzdeki yılın başlarında orta Avrupa ülkesinde iki reaktör için sözleşme imzalamaya hazırlanıyor.

Anlaşma tamamlandığı takdirde, KHNP’nin ana şirketi Kepco liderliğindeki bir konsorsiyumun 2009 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nde dört nükleer santral inşa etmek ve işletmek üzere 20 milyar dolarlık bir sözleşme kazanmasından bu yana geçen 15 yıl içinde Kore’nin ilk büyük denizaşırı nükleer enerji projesi olacak.

KHNP Başkanı Whang Joo-ho, şirketin Hollanda’da bir nükleer enerji santrali için fizibilite çalışması yürüttüğünü ve 2030 yılına kadar dünya çapında 10 reaktör daha ihraç etmeyi hedeflediği için Finlandiya ve İsveç’te reaktör inşa etmek üzere görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Kepco ayrıca Galler açıklarındaki Anglesey adasında yeni bir istasyon inşa etmek üzere İngiliz yetkililerle erken aşamada görüşmeler yürütüyor.

Çek Cumhuriyeti ile yapılan anlaşma, EDF gibi batılı rakipler tarafından yürütülen projelerin inşaat gecikmeleri ve maliyet aşımlarına takıldığı bir dönemde Güney Kore’nin öne çıkma çabalarının altını çiziyor.

Çek projesi, KHNP’nin 2022 yılında Pątnów’da Polonya’nın devlet kontrolündeki enerji şirketi PGE ile ortak bir girişimle bir nükleer santral inşa etme anlaşmasını takip ediyor. KHNP’nin mayıs ayında açıklanan Slovak enerji santrali projesi için de teklif vermesi bekleniyor.

Güney Kore’nin nükleer maliyetleri rakiplerine göre çok daha düşük

Ülkenin sanayi bakanı Ahn Duk-geun Çek anlaşmasının açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, “Kore [reaktörleri] zamanında ve bütçesine uygun olarak inşa eden tek ülke,” dedi.

Dünya Nükleer Birliği’ne (WNA) göre Güney Kore’de bir nükleer santralin inşaat maliyeti kilovat başına 3.571 dolar olarak tahmin edilmektedir; bu rakam Fransa için 7.931 dolar ve ABD için 5.833 dolardan çok daha düşük.

Ukrayna savaşı başlayana kadar Avrupa’da düşüşte olan nükleer enerji, daha fazla AB üyesi ülkenin enerji kaynaklarını güvence altına almaya çalışmasıyla yeni bir ilgi odağı haline geldi. Nükleer enerjiye olan ilgi, artan elektrik talebi karşısında düşük karbonlu enerji kaynakları geliştirmek isteyen ülkeler tarafından da yeniden canlandırıldı.

Güney Koreli yetkililer, ülkenin, bloğun iddialı iklim hedeflerinin İtalya ve Belçika gibi ülkelerin yeni nükleer reaktörlere karşı önceki muhalefetlerini tersine çevirmelerine yol açtığı Avrupa’da daha fazla anlaşma kazanmak için güçlü bir konumda olduğuna inanıyor.

Orta ve doğu Avrupa’da Kore nükleerine talep artıyor

WNA’ya göre Güney Kore dünyanın en büyük beşinci nükleer enerji üreticisi ve 26 reaktörü ile ülkenin elektrik arzının üçte birini sağlıyor. Mayıs 2022’de göreve geldikten kısa bir süre sonra muhafazakâr Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, liberal selefi Moon Jae-in’in nükleer enerjiyi aşamalı olarak terk etme politikasını tersine çevirdi.

Pątnów projesi, Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın selefi muhafazakâr PiS yönetiminin nükleer enerji stratejisini kapsamlı bir şekilde gözden geçirme kararı almasının ardından hâlâ onay bekliyor.

Ancak, devlet tarafından finanse edilen Polonya Ekonomi Enstitüsü’nde enerji analisti olan Adam Juszczak, KHNP’nin düşük fiyatlandırma ve inşaat teslim tarihlerine uyma konusundaki güçlü geçmişi nedeniyle orta ve doğu Avrupa’da ilerleme kaydettiğini söyledi.

Nükleerde Fransa-Güney Kore rekabeti

Avrupa’nın en büyük nükleer operatörü ve inşaatçısı olan EDF için Koreli şirketin Çek hükümeti tarafından seçilmesi hayal kırıklığı yarattı.

Şirkete yakın kişilere göre Fransız grup, “Avrupa egemenliği” argümanının, yerelleştirilmiş bir nükleer tedarik zinciri oluşturma teklifinin bir parçası olarak Çeklerle olan şansını artıracağını umuyordu.

Fakat bu anlaşma aynı zamanda, işletmedeki çoğu reaktörde kullanılan gaz yerine soğutucu olarak su kullanan Avrupa Basınçlı Reaktör (EPR) tasarımlarının Fransa dışında da müşteri bulabileceğini kanıtlamak için bir şanstı.

Fransız hükümeti şirketten önümüzdeki yıllarda en az altı yeni EPR 2 modeli inşa etmesini istedi, fakat reaktörün güncellenmiş ve basitleştirilmiş bir versiyonunun tasarımı henüz sonuçlandırılmadı.

Fransa’da inşa edilen tek EPR reaktör modeli tamamlanmak üzere fakat programın 12 yıl gerisinde.

Şirkete yakın bir kişi, EDF’nin kısmen fiyattan kaybettiğini söyledi, fakat Çek kararıyla ilgili daha fazla yorum yapmayı reddetti. Şirket geçmişte hızlı bir şekilde daha fazla reaktör inşa edebilecek durumda olduğunu ısrarla vurgulamıştı.

Bazı eleştirmenler kararın sürpriz olmadığını söyledi. Eski bir Fransız hükümet yetkilisi, “Bu bazı açılardan iyi haber: EDF’nin bunu yapacak ne mali kaynağı ne de insan kaynağı var,” iddiasında bulundu.

ABD’de Koreli şirket aleyhine dava açıldı

Bununla birlikte, Güney Koreliler de yol boyunca engellerle karşılaşabilir.

Örneğin KHNP, Westinghouse’un APR1400 reaktörleri için tescilli teknolojisini kullandıkları iddialarıyla karşı karşıya.

Bir ABD bölge mahkemesi geçen yıl Westinghouse’un Koreli şirketlerin teknoloji paylaşımı için ABD hükümetinin onayını gerektiren ABD ihracat yönetmeliklerini ihlal ettiğini savunan davasını reddetti.

Fakat mahkeme fikri mülkiyet ihlali konusunda bir karar vermediği için anlaşmazlık çözümsüz kaldı.

Güney Kore sanayi bakanı Ahn bu ayın başlarında iki şirketin anlaşmazlıkları çözmek için “son aşama görüşmelerde” olduğunu söylese de, ABD şirketi bu hafta KHNP’nin tercih edilen teklif sahibi olarak seçilmesini protesto etmek için Çek tekelcilik karşıtı ofise itirazda bulundu.

ABD’li şirket, “KHNP ne temel teknolojinin sahibidir ne de Westinghouse’un onayı olmadan üçüncü bir tarafa alt lisans verme hakkına sahiptir,” iddiasında bulunuyor.

KHNP bu hafta Westinghouse’un sadece önceki iddialarını tekrarladığını söyledi. Şirket, açıklamasında, “Çek projesi üzerinde herhangi bir etki yaratmayacağından emin olmak için yasal anlaşmazlıkları uygun şekilde ele alacağız,” dedi.

ABD, Güney Kore’nin nükleer programını anlaşmalarla kısıtlıyor

Seul Ulusal Üniversitesi’nden nükleer uzman Suh Kyun-ryul, KHNP’nin muhtemelen Westinghouse ile mali bir uzlaşmaya varmak zorunda kalacağını söyledi.

Suh, “Bu, zarar eden bir anlaşma olarak bile sonuçlanabilir,” dedi.

Suh ayrıca Güney Kore’nin ABD ile 1950’lerde imzalanan ve Seul’ün nükleer silah programı geliştirme kabiliyetini kısıtlayan uzun süreli bir anlaşma ile elinin kolunun bağlandığını hatırlattı.

Anlaşma uyarınca Güney Kore’nin hammadde kaynaklarına erişimi sınırlı ve uranyum zenginleştirme ya da kullanılmış yakıtın yeniden işlenmesine izin verilmiyor.

Uzun vadeli alıcıların nükleer yakıt tedarikinden atık bertarafına kadar tek elden hizmet talep etmelerinin muhtemel olduğunu söyleyen Suh, ABD anlaşmasının “Güney Kore’nin aşil topuğu” olmaya devam ettiğini de sözlerine ekledi.

ASYA

Çin’de meclis başkanı ‘iki oturum’ sonunda neden ortalıkta yoktu?

Yayınlanma

Yakın tarihte ilk kez Çin’in en üst düzey yasama organının başkanı salı günü “iki oturum” olarak bilinen parlamento toplantısının kapanışında yoktu.

En kıdemli üçüncü yetkili ve Ulusal Halk Kongresi (NPC) başkanı olan 68 yaşındaki Zhao Leji, kapanış törenine başkanlık eden yardımcısı Li Hongzhong’a göre “solunum yolu enfeksiyonu” nedeniyle katılamadı.

Zhao son olarak cumartesi günü NPC başkanlık divanının ilk toplantısında kamuoyunun karşısına çıkmıştı.

On yıllardır ilk kez NPC kapanış toplantısına tüm Politbüro Daimi Komite üyeleri katılmadı.

Ancak Li, NPC’nin yıllık çalışma raporunun oylama sonuçlarını açıkladığında Zhao’nun adı anıldı.

NPC milletvekilleri “Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi adına başkan Zhao Leji tarafından sunulan çalışma raporunu dinledi ve gözden geçirdi. Oturum, daimi komitenin geçtiğimiz yıl boyunca yaptığı çalışmaları tamamen onayladı, önümüzdeki yıl için raporda önerilen görevleri onayladı ve raporu onaylamaya karar verdi” dedi.

Li’ye göre çalışma raporu ezici bir çoğunlukla onaylandı.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Başbakan Li Qiang törenin tamamlanmasının ardından her ikisi de rahatlamış görünerek sahneden ayrıldı.

Pandemiden bu yana ilk kez, iki oturuma katılmak için Covid-19 testleri şart koşulmadı.

Zhao, Çin’in en üst düzey karar alma organı olan Politbüro Daimi Komitesi’nin Başkan Xi de dahil olmak üzere diğer altı üyesinin katıldığı Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı’nın (CPPCC) pazartesi günü yapılan yıllık oturumunun kapanışında da yer almadı.

1980’lerden bu yana iktidar partisinin tüm üst düzey liderlerinin, ulusal yasama ve siyasi danışma oturumlarının siyasi onayı olarak yıllık NPC ve CPPCC oturumlarının açılış ve kapanış törenlerine katılmaları siyasi bir norm haline gelmiştir.

Yıllık etkinlik aynı zamanda parti ve hükümet patronlarının Çin’in en acil meselelerine ilişkin parti dışındaki Çinli elitlerin görüşlerini dinlemeleri için bir platform işlevi görüyor.

CPPCC’nin kapanışını kaçırmasının yanı sıra Zhao, pazartesi günü NPC’nin genellikle NPC başkanı tarafından denetlenen başkanlık divanının iki toplantısına da katılmadı. Bunun yerine devlet haber ajansı Xinhua, NPC başkan yardımcısı Li Hongzhong’un iki toplantıya başkanlık etmesi için “Zhao Leji tarafından görevlendirildiğini” söyledi.

Zhao’nun 8 Mart’ta NPC başkanlık divanında kamuoyunun karşısına son kez çıktığı toplantıda, Milletvekilleri Yasası’nın değiştirilmesine ilişkin karar taslağının ve hükümet çalışma raporu ile merkezi ve yerel yönetim bütçelerine ilişkin revizyon taslaklarının NPC’nin görüşüne sunulmasına karar verildi.

2017 yılında Politbüro Daimi Komitesi’ne terfi eden Zhao, Wang Qishan’ın yerine partinin en üst düzey yolsuzlukla mücadele ve siyasi disiplin organı olan Disiplin Teftiş Merkezi Komisyonu’nun sekreteri olarak 2022 yılına kadar görev yaptı.

2022’deki 20. parti kongresinde Politbüro Daimi Komitesi’ne yeniden atanarak üçüncü sıradaki üye oldu. Mart 2023’te Li Zhanshu’nun yerine NPC Daimi Komitesi başkanlığına atandı.

Çin büyüme hedefini ve savunma bütçesini belirledi

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler’in eski Devlet Başkanı Duterte tutuklandı

Yayınlanma

Hükümet, eski Filipin Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin salı günü Manila’nın uluslararası havaalanında tutuklandığını açıkladı.

Hong Kong’da hafta sonu katıldığı bir etkinlikte döndükten sonra havaalanında tutuklanan Duterte, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin emriyle hakkında açılan insanlığa karşı suç davasıyla bağlantılı olarak polis tarafından gözaltına alındı. Başkan Ferdinand Marcos Jnr’ın ofisinden yapılan açıklamada, mahkemenin Duterte’nin yasadışı uyuşturucuya karşı yürüttüğü ölümcül mücadele sırasında meydana gelen cinayetleri soruşturduğu belirtildi.

Hükümet açıklamasında, “Duterte’nin gelişinin ardından başsavcı, insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle eski başkan hakkında tutuklama emri çıkarılması için UCM’ye tebligatta bulundu” denildi. “Kendisi şu anda yetkililerin gözetiminde” diye belirtildi.

Sürpriz tutuklama havaalanında kargaşaya yol açarken, Duterte’nin avukatları ve yardımcıları, bir doktor ve avukatlarla birlikte polis tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisine yaklaşmalarının engellenmesini protesto etti. Duterte’nin yakın müttefiklerinden Senatör Bong Go gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu onun anayasal hakkının ihlalidir” dedi.

Hükümet, Interpol’ün Manila ofisinin küresel mahkemeden tutuklama emrinin resmi bir kopyasını aldığını söyledi.

Ağustos 2017’de uyuşturucu karşıtı bir operasyon sırasında polis tarafından öldürülen bir gencin amcası olan Randy delos Santos, Duterte’nin tutuklanmasının “adalet için uzun zamandır beklenen büyük bir gün” olduğunu söyledi.

“Artık adaletin yerini bulduğunu hissediyoruz. Üst düzey polis yetkililerinin ve yasadışı cinayetlere karışan yüzlerce polis memurunun da gözaltına alınmasını ve cezalandırılmasını umuyoruz,” dedi delos Santos.

Duterte’nin polis tarafından nereye götürüldüğü hemen belli olmadı. Hükümet 79 yaşındaki eski liderin sağlık durumunun iyi olduğunu ve hükümet doktorları tarafından muayene edildiğini söyledi.

UCM, Duterte’nin güneydeki Davao kentinin belediye başkanı olduğu 1 Kasım 2011’den 16 Mart 2019’a kadar işlenen uyuşturucu cinayetlerini olası insanlığa karşı suçlar olarak soruşturuyor.

Polis kayıtlarına göre ayrıca, Duterte’nin altı yıllık başkanlığı süresince, uyuşturucu karşıtı operasyonlarda 7 binden fazla kişi öldürüldü.

Duterte, insan hakları aktivistlerinin cinayetlerle ilgili hesap vermekten kaçmayı amaçladığını iddia ettiği bir hareketle 2019 yılında Filipinler’i Roma Statüsü’nden çekti.

Duterte yönetimi 2021’in sonlarında mahkemenin soruşturmasını askıya almak için harekete geçti ve Filipinli yetkililerin zaten aynı iddiaları incelediğini savunarak son çare mahkemesi olan UCM’nin yargı yetkisine sahip olmadığını söyledi.

UCM’deki temyiz yargıçları Temmuz 2023’te soruşturmanın yeniden başlayabileceğine hükmetti ve Duterte yönetiminin itirazlarını reddetti. Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan UCM, ülkelerin soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar da dahil olmak üzere en ağır uluslararası suçlarla ilgili şüphelileri yargılamakta isteksiz olmaları ya da yargılayamamaları durumunda devreye girebiliyor.

2022’de Duterte’nin yerine geçen ve eski başkanla sert bir siyasi anlaşmazlığa düşen Başkan Marcos, küresel mahkemeye yeniden katılmamaya karar verdi. Ancak Marcos yönetimi, UCM’nin uluslararası polisten Duterte’yi Kırmızı Bülten adı verilen ve dünya çapındaki kolluk kuvvetlerinden bir suç şüphelisinin yerini tespit edip geçici olarak tutuklamalarını isteyen bir taleple gözaltına almasını istemesi halinde işbirliği yapacağını söylemişti.

Duterte’nin 2016-2022 yılları arasındaki devlet başkanlığı döneminde hukuk danışmanı ve sözcüsü olan Salvador Panelo, salı günü yaptığı açıklamada Interpol tutuklama emrinin “sahte bir kaynaktan” geldiğini, zira UCM’nin Filipinler’de yargı yetkisi olmadığını savundu.

Yerel medya kuruluşu GMA news tarafından yayınlanan bir videoya göre Duterte, hangi yasa uyarınca ve hangi suçtan dolayı tutuklandığını sorguladı.

Duterte, Filipinler’de suça karşı hızlı çözümlerini destekleyen pek çok kişi arasında hala oldukça popüler ve güçlü bir siyasi figür olmaya devam ediyor. Mayıs ayındaki ara seçimlerde kalesi Davao’nun belediye başkanlığı görevini geri almak için yarışıyor.

Ölümle sonuçlanan uyuşturucu operasyonlarıyla ilgili olarak yerel düzeyde birkaç dava açıldı, ancak sadece dokuz polis uyuşturucu şüphelisi olduğu iddia edilen kişileri öldürmekten hüküm giydi.

Duterte’nin, polis memurlarına hayatları tehlikedeyse narkotik şüphelilerini ölümcül bir şekilde vurmalarını söylediği ifade edildi. Duterte, baskılarının pek çok aileyi kurtardığı ve Filipinler’in bir “narko-politik devlete” dönüşmesini engellediği konusunda ısrar ediyor.

Ekim ayında Filipinler Senatosu’nun uyuşturucu savaşına ilişkin soruşturmasının açılışında Duterte, eylemleri için “özür dilemediğini, mazeret sunmadığını” söyledi.

“Yapmam gerekeni yaptım ve ister inanın ister inanmayın, bunu ülkem için yaptım” dedi.

Duterte’nin tutuklanmasının arkasında siyasi motivasyonlar olabileceği yönünde spekülasyonlar da artıyor.

Duterte ailesi ile Marcos ailesi arasında sert bir politik rüzgar esiyor.

Özellikle, Duterte’nin kızı ve eski Filipinler Başkan Yardımcısı Sara Duterte’nin, mevcut Cumhurbaşkanı Ferdinand Marcos Jr.’a suikast planlamakla suçlanması ve görevden alınması, Duterte ailesi ile Marcos yönetimi arasındaki siyasi gerilimi daha da artırdı. Bu durum, Rodrigo Duterte’nin tutuklanmasının zamanlamasıyla birleştiğinde, tutuklamanın politik olabileceği yönündeki soru işaretlerini artırdı.

Marcos ailesi ABD ile müttefiklik ilişkisi yürütürken, Duterte döneminde ülke Çin’e daha yakındı.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın gümrük vergileri Güney Kore’nin çip ve otomotiv sektörlerini sarstı

Yayınlanma

Güney Kore endüstrisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın otomobillere yönelik ağır gümrük vergileri tehdidi ve Amerika’da yatırım yapan çip üreticilerine yönelik milyarlarca dolarlık sübvansiyonu kaldırma vaadiyle sarsılıyor.

Geçtiğimiz hafta Seul’de düzenlenen bir forumda yarı iletkenler birliği yöneticisi, Trump’ın Çip Yasasını çöpe atma sözü vermesinin “mantıklı olmadığını” söyledi. Samsung Electronics Teksas’taki yarı iletken üretim tesislerine 37 milyar doların üzerinde bir yatırım için 4,75  milyar dolarlık bir sübvansiyon üzerine Joe Biden yönetimiyle bir anlaşma imzalamıştı.

Kore Yarı İletken Endüstrisi Birliği yöneticilerinden Jun Jae-min, “ABD’nin mallara gümrük vergisi koyduğunu görüyoruz ve ardından Çip Yasası’nı rafa kaldırmaya yönelik bir hamle var ki bu beni çok endişelendiriyor,” dedi.

“Mantıklı olmasa da yapabileceğimiz bir şey yok. Sadece [Güney Kore] hükümetinden bizi zarardan uzak tutmak için biraz daha fazla çaba göstermesini istiyoruz, yapabileceğimiz tek şey bu. Bu yüzden biraz sinir bozucu” dedi Jun.

Trump, şubat ayında nisan ayından itibaren ithal otomobillere %25 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Buna karşılık Güney Koreli bir otomobil derneği yöneticisi endişelerini dile getirerek, ülkedeki araç üreticilerinin gümrük vergilerinden kaçınmak için ABD üretimini artırmayı düşündüklerini belirtti.

Kore Otomobil ve Mobilite Derneği yöneticisi Kim Ju-hong, “Trump’ın yeni gümrük vergisi bombası nedeniyle her gün endişe içinde yaşıyoruz,” dedi. “ABD’ye yılda 1.49 milyon otomobil ihraç ediyoruz. Eğer %25’lik bir gümrük vergisi ile karşı karşıya kalırsak, bunların bir kısmını yerel olarak üretmekten başka çaremiz kalmaz” diye ekledi.

Hyundai Motor, ocak ayında yaptığı bir konferans görüşmesinde ABD’deki satışlarının %70 veya %80’ini Amerikan fabrikaları aracılığıyla karşılayabileceğini söyledi. Alabama’da bir fabrikası bulunan ve ekim ayında Georgia’daki yeni tesisinde üretime başlayan Güney Kore’nin en büyük otomobil üreticisi, nihai olarak yılda 300.000 ila 500.000 adet arasında kapasite ekleyeceğini söyledi. Hyundai ABD’de yılda yaklaşık 1 milyon otomobil satıyor.

Analistler, Güney Kore’nin ABD’nin çip, otomobil ve diğer mallara yönelik olası gümrük vergilerine hazırlıklı olması gerektiğini, zira ticaretin ülkeyi resesyondan uzak tutmada çok önemli olduğunu söylüyor.

Fitch Solutions’ın bir araştırma birimi olan BMI cuma günü yayınladığı bir raporda, “USMCA (Amerika Birleşik Devletleri-Meksika-Kanada Anlaşması) anlaşmasına rağmen Kanada ve Meksika’ya gümrük vergisi uygulanması gösteriyor ki, Amerika Birleşik Devletleri-Kore Serbest Ticaret Anlaşması (KORUS) Güney Kore’nin zarar görmeden çıkacağına dair çok az garanti sunuyor” dedi.

Moody’s Analytics’te yardımcı ekonomist olan Dave Chia, geçen hafta yayınladığı bir notta “ABD gümrük tarifelerindeki değişiklikler Güney Kore ticaretini yakın vadede önemli ölçüde etkileyebilir” dedi.

“Güney Kore’nin ihracata olan bağımlılığı giderek artan bir endişe kaynağı. İhracat bu yıl yavaşlamaya yol açabilecek zorluklarla karşılaşacak” dedi.

Kore ekonomisi 2024’te %2,0 büyüdü, ancak Kore Merkez Bankası, Washington’un gümrük tarifesi politikası ve geçen yılın sonlarından bu yana ülkeyi sarsan siyasi kargaşa nedeniyle Asya’nın dördüncü büyük ekonomisindeki büyümenin bu yıl %1,5’e yavaşlayacağını tahmin ediyor.

Ticaret Savaşı 2.0: Çin, ABD tarım ürünlerine gümrük vergisi getirdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English