Almanya’da ‘trafik lambası’ koalisyonu olarak bilinen hükümetin Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, son olarak Suudi Arabistan gezisi ile dikkatleri üzerine çekti.
Financial Times’tan (FT) Laura Pitel, Yeşil bakanla yaptığı gezinin notlarını kaleme aldı. ‘Feminizm ve insan haklarının lafını sakınmaz şampiyonu’ olarak tanıtılan Baerbock’un aynı zamanda partisinin ‘dogmatik’ şöhretine karşı ‘baş pragmatist’ olarak hareket ettiği de vurgulanıyor.
FT, ilkeleri reel politik ile dengelemeye hazır olduğunu söylediği Baerbock’un geçen hafta Suudi mevkidaşı ile birlikte yaptığı basın toplantısını hatırlatıyor. Suudilerin Yemen ve Sudan’daki krizlere çözüm bulmak için gösterdiği çabaları öven Yeşil bakan, ‘yenilenebilir enerji’deki ‘inanılmaz potansiyel’ine de vurgu yapmadan geçmedi.
Buna rağmen Baerbock, Suudi Arabistan ile aralarında farklılıklar olduğunu da vurgulamayı ihmal etmedi ve kendi yazdığı 80 sayfalık ‘feminist dış politika’ kitapçığını Suudi bakana verdi.
Her zaman pragmatist
Pitel’in aktardığına göre, Baerbock her zaman bir pragmatist olduğunda ısrar ediyor. Örneğin Yeşil bakan, hükümet fosil yakıtı aşamalı olarak ortadan kaldırmak için hedefler koyarken Brandenburg seçim bölgesinde kömür sendikalarıyla uzlaşma bulmak için çalışmıştı.
Berlin’e dönerken uçakta FT’ye verdiği demeçte, “Muhafazakârlar Yeşillerin her zaman ideolojik olduğunu söylemeye çalışıyorlar. Gerçekten de değerlerimiz var. Ve bir de var olan dünya var. Dolayısıyla çözümler bulmak ve uzlaşmak zorundasınız,” diyor.
FT, Yeşiller’in ilk başbakan adayı olarak intihal suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığını da hatırlatıyor. Yeşiller, bu iddiaları uzunca bir süre ‘karakter suikasti’ olarak reddetmişti. Ama en nihayetinde Baerbock, “Eleştirileri ciddiye alıyorum. Geriye dönüp baktığımda, bir referans listesi ile çalışmış olsaydım kesinlikle daha iyi olurdu,” diyerek kısmen ‘intihal’ suçlamalarını kabul etmişti.
Muhalefetten iktidara 180 derece dönüş
Baerbock’un muhalefetteyken Yeşiller Partisi lideri olarak savaş bölgelerine silah gönderilmesine şiddetle karşı çıktığını hatırlatan FT, Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte 180 derecelik bir dönüş yaparak ‘her gün gördüğümüz korkunç dehşetin’ silah gönderme kararını haklı çıkardığını savunduğunu aktarıyor.
Bu tutumu, rakipleri arasında bile ‘saygı’ uyandırmış. Örneğin Federal Meclis savunma komitesi başkanı, koalisyonun küçük ortağı Hür Demokratlardan (FDP) Marie-Agnes Strack-Zimmerman, “Ukrayna, savaş ve Rus saldırısı konusunda tamamen net. Bu konuda gerçekten çok mutluyum,” diyor.
SPD’li Şansölye Olaf Scholz ile olan gerilimlerini de gizlemeyen Yeşil dışişleri bakanı, Ukrayna’ya Leopard tanklarının gönderilmesi ve Çin ile ilişkiler konusunda açıkça kabine lideri ile ters düşüyor.
Baerbock’un etkisi
Baerbock’un destekçileri, özellikle Ukrayna konusundaki açık sözlülüğünün, İkinci Dünya Savaşı tarihinin yükünü taşıyan ve Rusya ile bir çatışmaya girme konusunda hala derin çekinceler taşıyan bir ülkede hem hükümetin tutumunu hem de kamuoyu tartışmalarını şekillendirdiğini söylüyorlar.
Baerbock’un Scholz’la ilişkisinin son aylarda daha da iyileştiğini belirten bir kişi, Başbakanın Baerbock’u hükümeti için bir değer olarak gördüğünde ısrarlı. Fakat Baerbock’un düzenli olarak yaptığı gaflar, SPD’nin birçok üyesi arasında derin bir rahatsızlık yaratmış durumda.
Yeşil bakan, zaman zaman dış ilişkilerinde de tepki çekiyor. Örneğin geçen ay Pekin’e gittiğinde ve sivil toplum üzerindeki baskılarla ilgili endişelerini dile getirdiğinde Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, “Çin’in en az ihtiyaç duyduğu şey Batı’dan bir öğretmen,” demişti.
FT’ye konuşan kendi partisinden biri de Baerbock’u ‘biraz ukala’ buluyor ama ‘inatçılığını’ övüyor.
Makalede, Annalena Baerbock’un Yeşiller’in liderliği için şu anda en güçlü aday olduğu da vurgulanıyor. Rakibi Ekonomi Bakanı Robert Habeck’in hakkında son aylarda ayyuka çıkan yolsuzluk ve nepotizm iddiaları, Baerbock’u alternatifsiz kılabilir.