Bizi Takip Edin

ASYA

Fukuşima İşletmecisi: Çin’in yasağı kaldırması için bilimsel veriler sunacağız

Yayınlanma

Fukuşima santralinin işletmecisi Çin’in ithalat yasağından zarar gören firmalara tazminat ödeyecek.

Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (TEPCO), Japonya’nın Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyun boşaltma işleminin bugün yerel saatle 13.00’te başladığını duyurdu.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Japon hükümetinin, eleştirilere ve karşı çıkışlara rağmen tek taraflı boşaltma işlemine başlamasını “küresel kamu çıkarını hiçe sayan son derece bencil ve sorumsuz bir eylem” olarak niteleyerek protesto etti.

Bakanlık, Çin’in deniz ekolojisi, gıda güvenliği ve halk sağlığının korunması için gerekli tedbirleri alacağını bildirmişti. Ardından da Çin, Japonya’dan gelecek deniz ürünlerine ithalat yasağı getirdi.

Gümrükler Genel İdaresinden yapılan açıklamada, Çin Gıda Güvenliği Yasası ve uygulama düzenlemeleri, İthal ve İhraç Gıdaların Güvenliğine İlişkin Önlemler Yönetmeliği, Dünya Ticaret Örgütünün Sağlık ve Bitki Sağlığı Tedbirlerinin Uygulanması Sözleşmesi uyarınca, 24 Ağustos’tan itibaren Japonya’dan yenilebilir ürünler dahil tüm deniz ürünlerinin ithalatının durdurulduğu belirtildi.

TEPCO ise, Çin’in ithalat yasağından zarar görecek Japon firmalara tazminat ödeyeceklerini bildirdi.

TEPCO, Japonya’nın Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyu okyanusa boşaltmaya başlaması nedeniyle Çin’in bu ülkeden gelen tüm deniz ürünlerine getirdiği ithalat yasağından zarar görecek Japon firmalara tazminat ödemeye hazırlandıklarını açıkladı.

Açıklamayı yapan TEPCO’nun Başkanı Kobayakawa Tomoaki, Çin’in Japonya’nın en önemli ticaret ortağı olduğuna dikkati çekerek, söz konusu yasağın en kısa sürede kaldırılması için atık suyun tahliyesine ilişkin bilimsel açıklamalar sunarak elinden geleni yapacağını kaydetti.

İlk aşamada 7 gün içinde 7 bin 800 ton atık su okyanusa boşaltılacak

Japonya, daha önce açıklanan plana göre, ilk aşamada 7 gün içinde 7 bin 800 ton atık suyu okyanusa boşaltacak. Mart 2024’e kadar toplam 31 bin 200 ton radyoaktif atık suyun tahliyesi planlanıyor.

Plan, bölgede yaşayan balıkçıların ve çevre koruma aktivistlerinin yanı sıra başta Çin ve Güney Kore olmak üzere komşu ülkelerin tepkisine sebep oluyor. Bölgede plana karşı protestolar düzenlendi.

Tokyo hükümeti, eleştirilere karşı, okyanusa tahliyesi planlanan radyoaktif atık suyun temiz suyla seyreltildiğini, böylece sudaki radyoaktif materyal miktarının insan sağlığı ve çevre için zararlı kabul edilen oranların 40’ta 1’i kadar altında olduğunu savunuyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, santralde yaptığı incelemelerin ardından 4 Temmuz’da yayımladığı raporda, Japonya’nın atık suyun tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu bildirmişti.

Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin yol açtığı tsunami, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki 4 nükleer reaktörden 3’ünde hasara yol açmış, radyoaktif serpinti nedeniyle santralin çevresi “tahliye bölgesi” ilan edilmişti.

ASYA

Bişkek’te tarihi anlaşma: Kırgızistan ve Tacikistan sınır sorununu çözdü

Yayınlanma

Kırgızistan ve Tacikistan devlet başkanları, Emomali Rahmon ve Sadır Caparov, Bişkek’te iki ülke arasındaki idari sınırları belirleyen anlaşmayı imzaladı. 20 yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerin ardından imzalanan anlaşma, iki ülke arasındaki sınır sorunlarına çözüm getiriyor. Anlaşma kapsamında, ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğinin artırılması hedefleniyor.

Tacikistan ve Kırgızistan devlet başkanları Emomali Rahmon ve Sadır Caparov, iki ülke arasındaki tartışmalı bölgelerle ilgili 20 yılı aşkın süren müzakerelerin ardından Bişkek’te idari sınırları belirleyen imzaladı.

Tacikistan Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, iki ülke lideri video konferans aracılığıyla iki sınır kontrol noktasının açılışını yaptı.

Rahmon ve Caparov ayrıca, dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinin daha da güçlendirilmesine yönelik ortak bildiriye imza attı.

Özellikle, iki ülke kara ve hava yolu ulaşımını yeniden başlatmayı planlıyor.

Toplamda, görüşmede ekonomik, ticari, kültürel ve insani alanlarda, tarım alanında işbirliği, ayrıca karayolu inşaatı ve işletilmesi konularında olmak üzere 16 yeni işbirliği belgesi imzalandı.

Müzakereler kapsamında, devlet başkanları başbakanlar başkanlığında bir hükümetler arası konsey kurulması yönünde de karar aldı.

Bu yeni mekanizmanın karşılıklı ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarma hedefi belirlendi.

Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki idari sınırın uzunluğu yaklaşık 980 kilometre.

Aralık 2002’den bu yana sınırın kesin olarak belirlenmesi ve haritaya işlenmesi anlamına gelen sınır belirleme çalışmaları yürütülüyordu.

Çözüme kavuşturulamayan bu sorun nedeniyle, yerel halk ve askeri personel arasında çatışmalar yaşanıyordu.

Özellikle, 14 Eylül 2022’de Kırgızistan-Tacikistan sınırında meydana gelen çatışmada her iki taraftan onlarca kişi hayatını kaybederken, 200’den fazla vatandaş yaralandı.

Daha sonra Bişkek, Tacikistan’ı ülkenin topraklarını ele geçirmeye çalışmakla suçladı.

Tacikistan ise Bişkek’i ağır silahlar kullanarak sınır karakoluna saldırmakla suçladı.

Geçtiğimiz aralık ayında iki ülke anlaşmaya vardı ve ortak devlet sınırının tanımlanmasını tamamen tamamladı.

Bu ay Caparov, ülkelerin sınır belirleme sürecinde tartışmalı sınır bölgelerinde karşılıklı toprak değişiminde bulunduğunu açıkladı.

Caparov, artık bu konuda “nokta konulduğunu, her iki tarafın da çıkarlarının dikkate alındığını” belirtti.

Okumaya Devam Et

ASYA

Japonya Başbakanı Ishiba’nın iktidar milletvekillerine hediye çeki dağıtması tepki çekti

Yayınlanma

Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’nın azınlık hükümeti bütçeyi ve önemli yasa tasarılarını geçirmek için muhalefetin desteğine ihtiyaç duyuyor, ancak açıklamaları tartışma yarattı.

Cuma günü üst meclisin bütçe komitesi toplantısında konuşan Ishiba, “Görüşlerimin sağduyu ile uyumlu olmadığı yönündeki eleştirileri kabul etmek zorundayım. Sebep olduğum güvensizlik ve öfke için içtenlikle özür dilerim” dedi.

Ishiba perşembe günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, kişi başına 100,000 yen (676 $) değerindeki hediye çeklerinin Liberal Demokrat Parti’nin 15 ilk dönem milletvekiline, 3 Mart’ta başbakanın resmi konutunda bir grup yemeği için bir araya gelmelerinden önce dağıtıldığını söyledi. Başbakanın iktidar partisinin yeni vekillerine hediye çeki dağıtması sadece muhalefetin değil, iktidar partisi vekillerinin de tepkisine yol açtı.

Hediye çeki alan bir milletvekilinin ofisi, 3 Mart akşamı toplantıdan önce Ishiba’nın ofisinden bir sekreterin çeki takdim ettiğini ve şöyle dediğini söyledi: “Bu bir hediye. Peşin olarak veriyoruz.” Milletvekilinin ofisi o zamandan beri kuponu iade ettiğini de sözlerine ekledi.

LDP temmuz ayında yapılacak üst meclis -ya da Meclis- seçimlerine hazırlanırken, Ishiba hükümetine yönelik eleştiriler LDP içinde bile giderek artıyor.

LDP’nin üst meclis üyelerinden Hiroshi Yamada cuma günü X’te yazdığı yazıda bunun “başbakanın sorumluluk duygusu ve yetkinliği hakkında soru işaretleri uyandıran çok ciddi bir mesele” olduğunu belirtti.

Bir LDP yöneticisi şunları söyledi: “Bu asla gerçekleşmemeliydi. Kamuoyunda herhangi bir şüphe oluşmasını önlemek çok önemlidir.” Bir başka parti yöneticisi ise “Bu savunulamayacak kadar pervasız bir hareketti” diyerek yakındı.

Eylül 2024’te Ishiba, birçok kişi tarafından merhum Shinzo Abe’nin veliahtı olarak görülen muhafazakar Sanae Takaichi’yi ikinci tur oylamada yenerek LDP başkanı seçildi. Ishiba alt meclis olan Temsilciler Meclisini dağıttı ve kasım ayında genel seçim çağrısında bulundu. İktidardaki LDP-Komeito koalisyonu sandalye kaybetti ve o seçimde çoğunluğu kazanamadı.

Kilit soru, kuponların dağıtımının siyasi faaliyetler için bağış niteliği teşkil edip etmediği. Siyasi Fonların Kontrolü Kanunu, bireylerin siyasi faaliyetlerle ilgili olarak siyasetçilere hediye çekleri de dahil olmak üzere para ve menkul kıymet bağışı yapmasını yasaklıyor.

Ishiba perşembe gecesi resmi konutunda gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu siyasi faaliyetlerle ilgili bir bağış değildi” dedi.

Bir siyasi parti başkanı olarak insanları yemeğe davet etmenin siyasi bir faaliyet olmadığı iddiasının kamuoyu tarafından kabul edilip edilmeyeceği sorulduğunda Ishiba, muhabire “Bu neden siyasi bir faaliyet olarak değerlendirilsin ki?” diye sordu. Bir parti lideri olarak “minnettarlığını ifade etmenin” siyasi faaliyetten ayrı olduğunu savundu.

Katılımcıların hiçbirinin Ishiba’nın seçim bölgesinde yaşamadığını ve dolayısıyla Siyasi Fonların Kontrolü Kanunu veya Kamu Görevlileri Seçim Kanunu’nun ihlal edilmediğini vurguladı. Ayrıca hediye çeklerini ilk kez dağıtmadığını da açıkladı.

Nihon Üniversitesi’nde emeritus profesör ve siyasi finansman uzmanı olan Tomoaki Iwai, Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada, 100,000 yenlik kuponların kişisel bir hediye için çok fazla olduğunu belirtti. “Siyasi Fonların Kontrolü Kanunu’nun 21. Maddesinin ihlali olarak değerlendirilebilir” dedi.

Mali raporlarda siyasi kuruluşlar arasında bağış olarak kaydedilmesi halinde bu tür işlemlere izin verilebilse de, Iwai bu örnekte “Genellikle bireysel politikacılara bağış olarak kabul edilir” diye ekledi.

Muhalefetteki Japonya Anayasal Demokrat Partisi lideri Yoshihiko Noda cuma günü yaptığı açıklamada “Bu miktar sosyal standartlara göre çok yüksek” dedi. Noda, Ishiba’nın istifasını talep etmenin “tartışma konusu olmadığını” belirtti, ancak “parlamento tartışması yoluyla kendisinden tam bir açıklama talep edeceğiz” dedi.

İktidar koalisyonu ile birlikte 2025 bütçe tasarısını revize etmek ve alt meclisten geçirmek için çalışan Japonya Yenilik Partisi’nin eş lideri Seiji Maehara, “Bu konuyu, üst mecliste görüşülmekte olan bütçe tasarısına ilişkin oylamaya bağlayıp bağlamamak da dahil olmak üzere parti içinde tartışmak istiyorum” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin’in, CK Hutchison’ın Panama limanlarını satışına kızgın olduğunu belli etmesinin ardından hisseler düştü

Yayınlanma

Hong Kong merkezli holding CK Hutchison’un hisseleri, Çin’in Panama Kanalı limanlarının satışını eleştirmesi ve ABD’li varlık yöneticisi BlackRock ile yapılan 22,8 milyar dolarlık anlaşma hakkında “iki kez düşünmesi” gerektiğini söylemesinin ardından cuma günü yüzde 5 düştü.

ABD’yi anlaşmak için “aşağılık yollarla” baskı yapmakla suçlayan sert ifadeli bir yorum ilk olarak Hong Kong’daki Pekin destekli Ta Kung Pao gazetesinde yayınlandı ve perşembe günü geç saatlerde Çin’in bölge işlerinden sorumlu üst düzey ofisi tarafından yeniden yayınlandı.

Yazıda, “[Eleştirmenler] bunun omurgasız, yalaka, çıkar peşinde koşan, kişisel kazançlar için dürüstlüğünü satan ve ulusal çıkarları hiçe sayan bir hareket olduğunu söylüyorlar. [Tüm Çin halkına ihanet eden ve onları satan bir harekettir” ifadeleri kullanıldı.

Çin’in deniz taşımacılığı ve ticaretinin ABD tarafından engelleneceği ve CK Hutchison’ın “hangi pozisyonda ve tarafta olması gerektiği” konusunda “iki kez düşünmesi” gerektiği vurgdulandı.

Morningstar’da kıdemli bir hisse senedi analisti olan Dan Baker, Trump yönetiminden onay aldıktan sonra anlaşmanın tamamlanıp tamamlanmayacağına dair endişelerin cuma günkü hisse fiyat düşüşüne yansıdığını, ancak bu hareketin bir “aşırı tepki” olabileceğini söyledi.

Baker, “Şirketin Çin’de hala varlıkları olduğu ölçüde, Çin hükümeti bu satışı yaptıkları için onlara kızgınsa, muhtemelen hala orada olan işlerine ne olabileceği konusunda bazı potansiyel yatırımcı endişeleri vardır” dedi.

Çin Anakarası ve Hong Kong, CK Hutchison’ın 2023 gelirlerinin yaklaşık yüzde 14’ünü oluştururken, İngiltere ve Avrupa’dan gelen gelirler bu oranın yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor.

CK Hutchison yorum talebine hemen yanıt vermedi. Anlaşma geçen hafta ilk kez duyurulduğunda hisseleri Hong Kong’da yüzde 20’den fazla artış göstermişti.

O dönemde Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian satışla ilgili yorum yapmayı reddetmiş, ancak Trump’ın kanalı Çin’in kontrol ettiği yönündeki iddialarını yalanlamıştı.

Prensip anlaşması uyarınca, milyarder Li Ka-shing’in CK Hutchison şirketine ait olan ve Panama Kanalı’nın iki ucunda bulunan 43 liman BlackRock’ın da aralarında bulunduğu bir konsorsiyuma satılacak.

Bu limanlar arasında İngiltere ve Almanya’nın yanı sıra Güneydoğu Asya, Orta Doğu, Meksika ve Avustralya’dakiler de bulunuyor.

Financial Times’ın haberine göre BlackRock CEO’su Larry Fink, Trump yönetiminden Başkan ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio da dahil olmak üzere üst düzey yetkilileri bilgilendirerek devralma işlemine destek vermelerini sağladı.

Anlaşma, Donald Trump’ın göreve gelmesinden birkaç gün sonra planlandı. Başkan açılış konuşmasında şunları söylemişti: “Panama Kanalı’nı Çin işletiyor … ve biz onu geri alıyoruz.”

2018’de CK Hutchison’ın başkanlığından emekli olan ve halen kıdemli danışman olarak görev yapan Li, müzakerelerde aktif olarak yer almıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English