Diplomasi
İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’ndan çıkma tehdidi ne anlama geliyor?

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, Batılı ülkelerin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yaptırımlarını geri getirme mekanizmasını (snapback) devreye sokması durumunda, Tahran’ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’ndan (NPT) çıkacağını açıkladı.
Bu adım, İran’ın nükleer silah geliştirmeme yükümlülüğünden kurtulması anlamına gelecek.
Bekai, “Eğer snapback mekanizması devreye girerse, cevabımız simetrik olacak. Bazı anlaşmalarda kalmak için bir nedenimiz kalmayacak,” dedi. Tahran, NPT’yi 1968 yılında imzaladı ve 1970 yılında şah döneminde kabul etmişti.
Ocak ayının ortalarında İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, ISNA ajansına yaptığı açıklamada, İran tarafının Cenevre’de İngiltere, Almanya ve Fransa gibi “nükleer anlaşma” (KOEP, Kapsamlı Ortak Eylem Planı) taraflarıyla kapalı kapılar ardında görüşmeler yürüttüğünü doğruladı.
Rusya, 16 Ocak’ta Tahran’la kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzalamasına rağmen, İran ve “Avrupa üçlüsü” arasındaki KOEP görüşmelerine katılmadı.
ABD, Trump’ın ilk döneminde 2018 yılında KOEP’ten çekildi ve bu durum anlaşmayı felç etti. Biden yönetimi altında anlaşmaya geri dönülmedi.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Vladimir Sajin, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, KOEP’ten çekilen ABD’nin yasal olarak yaptırımları geri getirme mekanizmasını başlatamayacağını, ancak bu hakkın Fransa ve İngiltere tarafından kullanılabileceğini belirtti.
Sajin, “Bekai’nin açıklaması propaganda amaçlı ve ihtiyatlı bir adım,” ifadesini kullandı.
BM Güvenlik Konseyi düzeyinde İran’a yönelik yaptırımların geri getirilmesi mümkün değil: Rusya ve Çin bu girişimi veto edecek.
Fakat, Trump yönetimi muhtemelen ulusal mekanizmalar (başkanlık kararnameleri) aracılığıyla İran’a yönelik yaptırımları artıracak.
İran’ın NPT’den çıkması, uluslararası hukukta daha ağırlıklı bir yere sahip olan bu anlaşmanın sona ermesi, ülkenin güvenliği açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
Bu durumda, Tahran’ın müttefiki Moskova bile, NPT’nin önemli bir tarafı olarak, İran’la nükleer alandaki işbirliğini, Buşehr Nükleer Santrali’ndeki iki yeni reaktörün inşası da dahil olmak üzere, sonlandırmak zorunda kalabilir.
Trump yönetimi, önümüzdeki bir ay içinde İran’a yönelik “kararlar alınacağını” duyurdu.
19 Ocak’ta, seçilmiş ABD Başkanı’nın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, CBS‘e verdiği mülakatta İran’ın “dezavantajlı bir durumda” olduğunu belirtti.
Waltz, “İsrailliler ve [İsrail Başbakanı Binyamin] Netanyahu sayesinde Hizbullah, Eylül 2024’teki parlak bir gizli operasyonla etkisiz hale getirildi,” dedi. Bu durum, Tel Aviv için Lübnan’da bir “fırsat penceresi” yarattı.
Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı, İran’ın nükleer tesislerine yönelik olası bir saldırı hakkında soruya cevap verirken, “İran’ın hava savunma sistemleri ekim ayındaki İsrail saldırıları sonrası imha edildi,” dedi.
Fakat aralık ayının ortalarında Trump, Time’a verdiği röportajda İranlılarla olası bir savaş hakkında “her şey olabilir” ifadesini kullandı.
The Wall Street Journal da aynı dönemde, yeni ABD Başkanı’nın İran’ın nükleer silah elde etme yeteneğini engellemek için önleyici saldırılar düzenlemeyi düşündüğünü bildirdi.
Washington’un askeri seçenekleri kullanması mümkün. Trump, 2020 yılındaki ilk döneminde İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesini emretmişti.
Uzmanlara göre, İsrail de teorik olarak “önleyici bir saldırı” düzenleyebilir. Ancak bu durumda Tahran’ın nükleer ve füze teknolojilerini geliştirmeye devam etmekten başka seçeneği kalmayacak.
Diplomasi
Kanada, Trump ile ticaret görüşmelerini ilerletmek için teknoloji vergisini kaldırdı

Kanada, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu vergiyi “doğrudan ve açık bir saldırı” olarak nitelendirmesinin ardından, komşusu ile ticaret müzakerelerini kolaylaştırmak amacıyla ABD’li teknoloji şirketlerini hedef alan dijital hizmetler vergisini kaldırdı.
Kanada’daki büyük teknoloji şirketlerinin hizmetlerine uygulanan yüzde 3’lük verginin, 30 Haziran’da yürürlüğe girmesi planlanıyordu.
Kanada Maliye Bakanı François-Philippe Champagne pazar gecesi yaptığı açıklamada, “Dijital hizmetler vergisinin kaldırılması, ABD ile yeni bir ekonomik ve güvenlik ilişkisi müzakerelerinin önemli ilerleme kaydetmesini ve tüm Kanadalılar için istihdam yaratma ve refah sağlama çabalarımızı güçlendirecektir” dedi.
Başbakan Mark Carney, verginin kaldırılmasının, bu ay Kananaskis’te düzenlenen G7 liderler zirvesinde ilan edilen ticaret anlaşmasının imzalanması için “21 Temmuz tarihine kadar müzakerelerin yeniden başlamasını destekleyeceğini” söyledi.
Açıklamada, Carney ve Trump’ın bir anlaşmaya varmak amacıyla müzakereleri yeniden başlatacakları konusunda anlaştıkları belirtildi.
Trump cuma günü yaptığı açıklamada, ABD’nin teknoloji şirketlerine uygulanan vergiye misilleme olarak Kanada ile ticaret görüşmelerini “sonlandırdığını” söyledi ve aylar süren gerginliğin ardından Kuzey Amerika’da şiddetli bir ticaret savaşını yeniden alevlendirdi.
Trump, pazar günü Fox News’te bu şikayetlerini yineledi. “Onlar belirli vergileri kaldırıncaya kadar, evet,” dedi ve ekledi: “İnsanlar farkında değil, Kanada ile anlaşmak çok zor.”
Aralık 2023’te Kanada’nın parlamento bütçe ofisi, DST’nin federal hükümetin gelirlerini beş yıl içinde 7,2 milyar Kanada doları (5,3 milyar ABD doları) artıracağını tahmin etti.
İlk olarak 2020’de duyurulan vergi, Meta, Netflix ve Amazon gibi şirketlerin yanı sıra yerel işletmeleri de hedef alıyordu. Etkilenenler, haziran sonuna kadar beyanname vermek zorunda kaldılar, aksi takdirde para cezasına çarptırılacaklardı.
Vergi, Trump’ın ana şikayetlerinden biri olmakla birlikte, bazı Kanadalı iş grupları tarafından da hoş karşılanmadı.
Kanada İş Konseyi Başkanı Goldy Hyder, “Uzun yıllardır, tek taraflı bir dijital hizmet vergisinin uygulanmasının Kanada’nın en önemli ticaret ortağı olan ABD ile ekonomik ilişkilerini zedeleyebileceği konusunda uyarıda bulunuyorduk” dedi. “Bu talihsiz gelişme artık gerçekleşti” diye ekledi.
Diplomasi
Ukrayna, Rusya’ya yönelik uzun menzilli saldırıları artıracak

Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, Rusya’ya yönelik uzun menzilli insansız hava aracı saldırılarının sayısını ve ölçeğini ‘birkaç kat’ artırma kararı aldıklarını açıkladı. Umerov, on binlerce yeni İHA için sözleşme hazırlığı yapıldığını ve hedefin Rus askeri tesisleri olacağını belirtti.
Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, ülkesinin uzun menzilli insansız hava araçları (İHA) kullanarak Rusya’ya yönelik saldırıların sayısını keskin bir şekilde artırmaya hazırlandığını bildirdi.
İnterfaks ajansının aktardığına göre Umerov, komutanlığın iki hafta önce uzun menzilli İHA operasyonlarının sayısını ve ölçeğini “birkaç kat” artırma kararı aldığını ifade etti.
Gazetecilerle bir araya gelen Umerov, Rus askeri tesislerini hedef alacak on binlerce yeni İHA için sözleşme hazırlıklarının sürdüğünü kaydetti.
Bu yıl 4 milyondan fazla İHA tedarik edilecek
Bakan Umerov, bu yıl içinde Ukrayna ordusuna toplamda 4 milyondan fazla İHA’nın teslim edileceğini açıkladı. Ukraynalı işletmelerin üretim hacimlerini yılda 4 milyondan fazla İHA üretebilecek seviyeye çıkardığını belirten Umerov, yılın başından bu yana Ukrayna ordusunun hem devlet tedarikleri hem de tugayların doğrudan alımları yoluyla 1,5 milyon İHA teslim aldığını söyledi.
Saldırılar onaylanmış planlara göre yapılıyor
Umerov, Ukrayna ordusuna İHA tedarikinin takvime uygun şekilde ilerlediğini ve Rus tesislerine yönelik saldırıların onaylanmış planlar doğrultusunda her gün gerçekleştirildiğini vurguladı.
Habere göre Kiev, geçen yıl sistematik uzun menzilli operasyonlar için bir plan geliştirmiş ve on binlerce “derin darbe” (deepstrike) kapasiteli İHA için sözleşme imzalamıştı.
Bu tedbir sayesinde Ukrayna ordusu, Rusya Federasyonu topraklarının derinliklerindeki kritik hedeflere düzenli olarak yüksek hassasiyetli saldırılar düzenleme imkânı buldu.
Ukrayna müttefikleriyle ‘avcı İHA’ üretiyor
Öte yandan, Ukrayna’nın artan Rus İHA saldırılarına karşı savunmasını güçlendirmek amacıyla müttefikleriyle birlikte önleyici İHA’lar (avcı İHA) üretmeye başladığı da daha önce açıklanmıştı.
Kiev’den yapılan açıklamada, “Şahid avcısı” olarak nitelendirilen bu İHA’ların üç Ukraynalı şirket tarafından üretildiği belirtilmişti.
Diplomasi
Ermenistan’da polis, başpiskoposu gözaltına almak isteyince arbede çıktı

Ermenistan’da Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına alması, din adamları ve halkın direnişiyle karşılaştı. Eçmiadzin Ana Makamı önünde yaşanan arbedenin ardından güvenlik güçleri geri çekilmek zorunda kaldı.
Ermenistan’da Ulusal Güvenlik Teşkilatı mensuplarının, Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına almak üzere Eçmiadzin Ana Makamı’na düzenlediği operasyon, halkın ve din adamlarının direnişiyle karşılaştı.
Bugün yaşanan olayda, güvenlik güçleri ile halk arasında arbede çıkarken, muhalefetin çağrısıyla bölgeye gelen destekçiler başpiskoposun gözaltına alınmasını engelledi.
Halk özel kuvvetlerle çatıştı
Sputnik Ermenistan‘ın haberine göre, Ulusal Güvenlik Teşkilatı görevlileri sabah saatlerinde Şirak Piskoposluğu’nda arama başlattıktan sonra Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına almak amacıyla Tüm Ermeniler Katolikosu’nun Eçmiadzin’deki konutuna geldi.
GFakat güvenlik güçleri geldiği sırada Acapahyan, din adamları toplantısı için Eçmiadzin’de bulunuyordu.
Bu gelişme üzerine din adamları ve halk, özel kuvvetlerin yolunu fiziksel olarak keserek Acapahyan’ın gözaltına alınmasına izin vermedi. Yerel saatle 11.39’da toplanan kalabalık ile güvenlik güçleri arasında arbede başladı.
Gerilimin tırmanmasıyla Eçmiadzin’e ek polis, özel kuvvetler ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı personeli sevk edildi. Eş zamanlı olarak, Taşnaksutyun partisinin de aralarında bulunduğu Ermeni muhalefeti, destekçilerine kilise liderlerinin gözaltına alınmasını engellemek için kente gelme çağrısı yaptı.
Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?
Katolikos ve başpiskoposun çıkışı engellendi
Yerel saatle 11.48’de Tüm Ermeniler Katolikosu Karekin II, yanında başpiskopos ve bir avukatla birlikte kalabalığın karşısına çıktı.
Ancak halk, katolikos ve başpiskoposun bölgeden ayrılmasına izin vermedi. Kapıları kilitleyen kalabalık, “patrik” sloganları atarak maskeli güvenlik güçlerine “Sizler deccalsınız,” diye bağırdı.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı, yaptığı resmi açıklamada başpiskoposu gönüllü olarak soruşturma makamlarına teslim olmaya çağırdı ve toplanan kalabalığı kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerini engellememeleri konusunda uyardı.
Paşinyan yönetimine ‘kimliği yok etme’ suçlaması
Yaşananlar üzerine Rusya Ermenileri Birliği, Ermenistan hükümetinin eylemlerini sert bir dille eleştiren bir açıklama yayımladı.
Birlik, Başbakan Nikol Paşinyan’ı, 2026 seçimleri öncesinde muhalefetin kalesi olarak görülen kiliseye zulmetmek ve Ermeni kimliğinin temellerini yıkmaya çalışmakla suçladı.
Yerel saatle 14.21 sularında güvenlik güçleri ve toplanan halk dağılmaya başladı. Kolluk kuvvetleri, daha önce konuşlandıkları bölgeyi geldikleri gibi aniden terk etti.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı ve polis, Eçmiadzin Ana Makamı’nı terk etme kararını güvenlik gerekçelerine dayandırdı.
Kurumlar, Başpiskopos Mikael Acapahyan’a “kolluk kuvvetlerinden saklanmaması ve kendisini bekleyen Ulusal Güvenlik Teşkilatı operasyon grubuna teslim olması” çağrısını yineledi.
-
Görüş2 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Dünya Basını2 hafta önce
Foreign Policy: Çin İran’ı Destekliyor, İsrail’i Kınıyor
-
Avrupa2 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Görüş2 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Görüş1 hafta önce
Büyülü Dağ’da yüzyıllık tartışma devam ediyor: Naphta mı Settembrini mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Amerikalı profesör Stephen Walt: İsrail Hegemon Olamaz