Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail ilk misillemeyi Hizbullah’tan bekliyor

Yayınlanma

İsrailli yetkililer önümüzdeki günlerde İsrail’e karşı ilk büyük saldırıyı önce Hizbullah’ın yapacağına giderek daha fazla inanırken İran’ın İsrail’e vereceği olası yanıtının dozajını yeniden ayarladığına ilişkin basında çıkan iddialar yalanladı.

CNN’in konuyla ilgili istihbarat bilgisi olan iki kaynağa dayandırdığı haberine göre Hizbullah, üst düzey askeri komutanı Fuad Şükrü’nün Beyrut’ta ve Hamas lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine İran’ın vereceği beklenen tepkiden “bağımsız olarak” İsrail’e karşı harekete geçmeye giderek daha hazır görünüyor.

Kaynaklardan biri Hizbullah’ın önümüzdeki günlerde düzenleyeceği saldırıya hazırlık konusunda İran’dan daha hızlı hareket ettiğini söyledi. CNN’ye göre, birçok yetkili İran’ın misilleme planlarını hazırlamaya devam ettiğini söylerken, bir ABD askeri yetkilisi Tahran’ın İsrail’e karşı geniş çaplı bir saldırı için beklenen hazırlıkların tamamını olmasa da bir kısmını çoktan yaptığını belirtti.

İkinci kaynak ise İran’ın aksine Hizbullah’ın Lübnan’ın İsrail’le sınır komşusu olması nedeniyle çok az ya da hiç uyarı işareti olmadan bir saldırı başlatabileceğini söyledi. Kaynak, İran ve Hizbullah’ın olası bir saldırı konusunda nasıl ya da ne şekilde işbirliği yaptığının belirsiz olduğunu ve bazı yetkililerin nasıl ilerleyecekleri konusunda aynı fikirde olmayabileceklerine inandıklarını da sözlerine ekledi.

İran’dan “ölçülü yanıt” beklentisi

Öte yandan Politico’nun kulis haberine göre ise Biden yönetiminin Tahran’a misilleme planlarını yeniden gözden geçirmesi için yaptığı basının ardından İran, İsrail’e geniş çaplı bir saldırı düzenlemeyi yeniden düşünüyor.

Habere göre İran, İsrail’e yönelik çok yönlü bir saldırının iki ülke arasında doğrudan bir çatışmaya yol açabileceği konusunda uyarıldı. Politico’nun aktardığı yetkililer İran’ın yine de karşılık vereceğine inandıklarını ancak bunun daha ölçülü olabileceğini ve hemen olmayabileceğini söylediler.

“İsrail’in ateşkes rüşveti” iddiası

Katar merkezli el Arabi el Cedid gazetesi de İsrail’in İran ve Hizbullah’ın misillemesini önlemek için Gazze’deki savaşa da son vermeyi taahhüt eden yeni bir ateşkes ve rehine takası anlaşmasını gündeme getirdiğini yazdı.

Habere göre hem İsrail’e hem İran’a yakın olan Batılı ve Arap yetkililer, son dört gündür taslak anlaşma metnini dolaşıma soktu. Söz konusu anlaşmada Gazze’de ateşkes sağlanması, “sürdürülebilir bir sükûnetin” tesis edilmesi için İsrail’in Gazze’deki askerlerini çekmesi, bunun yanı sıra karşılıklı bir esir takası ve bölgenin yeniden inşası için bir çerçeve çizilmesi gibi maddeler yer aldığı ileri sürüldü.

Haberde, ABD ve Batılı ülkelerin Şükrü ve Haniye suikastlarından sonra gerilimi yatıştırma amaçlı çabalarının ilerleme kaydettiği de belirtildi.

Pezeşkiyan iddiası

Londra merkezli yayın yapan Iran International tarafından yayınlanan bir haberde ise İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın ülkenin dini liderine İsrail’e doğrudan bir saldırıdan kaçınması için “yalvardığı” ve tırmanışın İsrail’in İran’ın altyapı ve enerji hedeflerini tahrip etmesi ve ekonomiyi felce uğratmasıyla sonuçlanabileceği konusunda uyarıda bulunduğu iddia edildi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi anonim kaynaklara dayandırılan ve bağımsız olarak teyit edilemeyen haberde Pezeşkiyan’ın Ali Hamaney’e bir savaşın vatandaşların rejime karşı hoşnutsuzluğunu derinleştirebileceğini ve hatta İran’ın çöküşüne neden olabileceğini söylediği ileri sürüldü.

Haberde Hamaney’in görüşmede herhangi bir taahhütte bulunmadığı belirtildi.

“Önceliklerimizden biri saldırganın cezalandırılması”

İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Said İravani, Gazze’de ateşkes ve İsrail’in işgalini sona erdirmesi karşılığında bu ülkeye saldırı niyetinden vazgeçeceğine dair iddialara ilişkin El Cezire’ye konuştu.

İravani, “Önceliğimiz saldırıların kalıcı olarak durdurulmasını ve Gazze’deki işgal güçlerinin geri çekilmesini sağlamaktır. Ayrıca önceliğimiz Şehid Heniyye suikastına karışan saldırganların cezalandırılmasıdır. Diğer önceliğimiz ise İsrail rejiminin terör saldırılarının tekrarını önlemektir” ifadelerini kullandı.

“İsrail’e gerekli zamanda ve uygun bir şekilde yanıt verilecek”

İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri de İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) dünkü toplantısında İran’ın meşru savunma hakkını kullanacağını söyledi.

Bakıri, İsrail’in Filistin halkına karşı saldırılarını ve İran’ın egemenliğine yönelik ihlalini görüşmek üzere Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde düzenlenen İİT toplantısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) İsrail’in bölgedeki saldırganlığının durdurulmasına karşı sorumluluğunu yerine getirmediğine dikkat çekti.

Bakıri, “İsrail rejiminin saldırılarına ve ihlallerine karşı Güvenlik Konseyi tarafından uygun bir adım atılmaması nedeniyle İran’ın bu rejimin saldırılarına karşı meşru savunma hakkını kullanmaktan başka seçeneği yoktur. Bu eylem, bu rejimin İran’ın egemenliğine, vatandaşlarına ve topraklarına daha fazla saldırıda bulunmasını önlemek için gereklidir ve gerekli zamanda ve uygun bir şekilde gerçekleştirilecektir” ifadelerini kullandı.

Bakıri, Heniyye suikastının ABD’nin İsrail’e onayı ve istihbarat desteğiyle mümkün olduğunu ve Washington’un bu suikasttaki sorumluluğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.

İİT’den İran’a destek

İİT de tardından yayımlanan sonuç bildirisinde, Heniyye’nin Tahran’da uğradığı suikast şiddetle kınanarak, bu eylemden tümüyle İsrail sorumlu tutuldu.

Bildiride, işlenen suikastle, uluslararası hukuk ve BM Antlaşması’nın apaçık ihlal edildiği belirtilerek, “Bu, İran’ın egemenliği, toprak bütünlüğü ve ulusal güvenliğine yönelik tehlikeli bir saldırıdır” ifadesi kullanıldı.

ORTADOĞU

İsrail’den Suriye ve Gazze’de uzun süreli işgal sinyali

Yayınlanma

Suriye’de Baas yönetiminin devrilmesinden saatler sonra Suriye topraklarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, bölgede uzun sürece kalacağının işaretlerini veriyor. Ayrıca ateşkes müzakerelerinin hızlandığı bir dönemde İsrail Savunma Bakanı, İsrail’in Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi.

İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede başlattığı işgalin gelecek yılın sonuna kadar devam ettirilmesi talimatını verdiğini yazdı. İsrailli yetkililer daha önce bu bölgedeki işgalinin geçici olduğunu iddia etmiş daha sonra kış ayları boyunca işgalin süreceğini söylemişti.

Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, Netanyahu’nun dün gittiği Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede İsrail ordusuna işgalin 2025 sonuna kadar sürdürülmesi talimatı verdiği ifade edildi.

İsrail Başbakanı, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yle birlikte 7 Aralık sonrası işgal edilen Hermon Dağı’ndaki tampon bölgeye gitmişti. Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu’nun burada İsrail ordusunun Hermon Dağı’nda tampon bölgedeki işgalinin “geleceğine yönelik yönergeleri belirlediği” belirtilmiş ancak detay verilmemişti. Netanyahu, Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede yaptığı açıklamada, buradaki işgalin “İsrail’in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar” süreceğini belirtmişti.

İsrail Savunma Bakanı Katz da orduya tahkimat kurmalarını ve bölgede uzun süre kalmaya hazırlanmalarını söyledi. Katz, Hermon Dağı’nı “İsrail devletinin gözü” olarak nitelendirdi.

Esad yönetimini deviren saldırıyı yöneten HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani pazartesi günü verdiği bir röportajda İsrail ordusunun Suriye’de asker bulundurması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi. Katz ise yönetimi deviren isyancıları radikal olarak nitelendirdi ve caydırılmaları gerektiğini söyledi.

İsrail’in 1974’te İsrail ve Suriye arasında imzalanan ve Birleşmiş Milletler barış güçlerinin burada konuşlanmasını öngören bir anlaşmayla oluşturulan tampon bölgeye girmesi BM ve Fransa, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler tarafından kınandı ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir uluslararası hukuk ihlali olarak nitelendirildi. İsrail ise Şam’daki yönetimin çökmesiyle birlikte Suriyeli askerlerin görev yerlerini terk etmelerinin ardından anlaşmanın geçersiz olduğunu iddia ediyor.

Bu arada İsrail’in Gazze Şeridi’nde süresiz işgale hazırlandığına dair işaretler artmaya devam ederken Katz, ordunun işgal altındaki Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi. Katz, X’te yaptığı bir paylaşımda “Gazze konusundaki tutumum net. Hamas’ın Gazze’deki askeri ve hükümet gücünü yendikten sonra İsrail, tıpkı Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze üzerinde de tam hareket özgürlüğü ile güvenlik kontrolüne sahip olacaktır” dedi. Filistin Yönetimi Batı Şeria’daki bazı bölgeleri kısmen yönetirken İsrail bölgede sıkı güvenlik kontrolünü sürdürüyor ve düzenli olarak askeri baskınlar düzenliyor.

Katz’ın bu açıklamaları Gazze’de ateşkes için yürütülen diplomasinin hızlandığı bir dönemde geldi. İsrail’in Gazze’nin kritik bölgelerinde kuvvet bulundurma ısrarı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle daha önceki ateşkes müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Wall Street Journal’a göre (WSJ) Filistinliler ve bazı İsrailliler  “güvenlik kontrolünün” bölgede uzun süreli askeri işgale yol açacağını düşünüyor.

Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud partisi ve koalisyondaki diğer partilerin üyeleri, bölgede Yahudi yerleşimleri kurmak da dahil çok daha sıkı bir kontrolü desteklediklerini dile getiriyorlar.

Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı Temmuz ayında verdiği bir kararda İsrail’in Gazze ve Batı Şeria da dahil Filistin topraklarını on yıllardır işgal altında tutarak çeşitli uluslararası yasaları ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme, uluslararası hukuka göre işgalin geçici olması gerektiğini ve işgalci bir gücün işgal altındaki topraklarda yaşayanlara karşı yasal sorumlulukları olduğunu söyledi.

Mahkeme, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin geçici olmadığını gösteren eylemlerde bulunduğunu ve işgalci bir güç olarak bazı görevlerini ihmal ettiğini söyledi. İsrail mahkemenin görüşüne ve yargı yetkisine itiraz etti.

Gazze’nin işgalinin ilk günlerinden bu yana İsrail ordusu, adını Gazze’deki eski bir Yahudi yerleşiminden alan ve Netzarim olarak bilinen geniş bir güvenlik koridoru inşa ediyor. Askeri üsler, ileri karakollar, elektrik direkleri, baz istasyonları ve hatta bir sinagogdan oluşan koridor, Gazze’yi ikiye bölüyor. Kuzeye geçmek isteyenlerin koridordan geçen iki kontrol noktasından birinden geçmesi gerekiyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski hukuk danışmanı ve UAD davalarında çalışmış olan Diana Buttu, WSJ’ye Katz’ın yorumlarının ve İsrail’in Gazze’de askeri altyapı inşa etmesinin uzun vadede “Gazze’deki Filistinlilerin yaşamlarının sadece etkin kontrolü değil, düpedüz askeri kontrolü yönünde ilerlediğini” gösterdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, rehine anlaşmasının savaşı sona erdirmesini istiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkes ve esir takası için müzakereler sürerken İsrail basını Hamas’ın süreli bir ateşkese ikna olmadığını yazdı.

CIA Direktörü Bill Burns, Hamas ve İsrail heyetlerinin önceki iki gün Doha’da yaptığı görüşmelerin ardından Katar Başbakanı ile bir araya gelecek; Trump’ın elçisinin de Kahire ziyaretinin ardından Doha’ya gelmesi bekleniyor.

Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, CIA Direktörü Burns’un, Doha’da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geleceği belirtildi.

Haberde, Burns’un, Katar Başbakanı ile İsrail ve Hamas arasındaki dolaylı müzakerelere ilişkin son durumu ele alacağı kaydedildi.

İsrail devlet televizyonu KAN, 16 Aralık’ta, “kısıtlı yetkilere” sahip bir İsrail heyetinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakereleri için Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini aktarmıştı.

Hamas da yaptığı açıklamada “Katarlı ve Mısırlı kardeşlerimizin himayesinde Doha’da gerçekleşen ciddi ve olumlu görüşmeler ışığında, işgalin yeni koşullar dayatmaktan vazgeçmesi halinde ateşkes ve esir değişimi için bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

Doha’daki görüşmelerin yanı sıra Kahire’de de müzakereler yürütülüyor ve toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Reuters’a önümüzdeki günlerde bir anlaşma imzalanabileceğini söyledi.

Hamas’ın müttefiki Filistin İslami Cihad’ın başkan yardımcısı Muhammed el-Hind’in de Mısırlı yetkililerle görüştüğü belirtildi.

Görevi henüz devralmayan ABD’nin yeni başkanı Trump’ın kısa süre önce rehineler için atadığı özel temsilci Adam Boehler’in de esir takası ve ateşkes müzakereleri çerçevesinde dün Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’de olduğu kaydedildi. Boehler’in pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğü bugün de Doha’ya gitmesinin planlandığı belirtiliyor.

‘Daha önce de bu noktaya geldik’

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Trump’ın ekibiyle birlikte çalışarak 20 Ocak’taki yemin töreninden önce Gazze için ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmaya çalıştığını ifade ediliyor.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş olsa da bazı noktalardaki anlaşmazlıkların sürdüğünü belirten İsrail medyasına konuşan kaynaklar anlaşmanın sonuçlanması noktasında temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby de Fox News’e verdiği röportajda “Daha önce de bu noktaya geldik, ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

İsrailli kaynaklar ise daha şüpheci bir tavır sergileyerek anlaşmanın önünde hala büyük engeller olduğunu belirtiyor. Walla haber sitesi, üç üst düzey İsrailli kaynağa atıfta bulunarak, son haftalarda ilerleme kaydedilmiş olsa da taraflar arasında hala büyük farklar olduğunu bildirdi. Özellikle Hamas’ın, herhangi bir rehine anlaşmasının savaşın sona ermesini sağlaması gerektiği konusunda ısrar ettiği kaydedildi. İsrail, belli sayıda rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes istiyor. Hamas ise savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde yer almamayı bazı şartlar karşılığında kabul etti. Ancak olası bir anlaşmanın savaşı ve işgali sona erdirmesi konusunda geri adım atmıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Colani: Suriye, İsrail’e yönelik saldırılar için üs olarak kullanılmayacak

Yayınlanma

HTŞ lideri Colani, Suriye topraklarının İsrail’e saldırı için kullanılmayacağını söylerken Esad yönetimini deviren örgütler güneyde Suriye ordusundan kalan silah ve mühimmatları İsrail ordusuna teslim ediyor.

Esad’ı yönetimini devirerek Şam’da yönetimi devralan El Kaide bağlantılı HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şara (Ebu Muhammed el-Colani) Şam’da aralarında The Times’ın da olduğu yabancı basına konuştu.

İsrail’in Suriye’ye saldırının son bulması gerektiğini söyleyen Şara, “İsrail’in gerekçesi Hizbullah ve İranlı milislerin varlığıydı, artık bu gerekçe ortadan kalktı” dedi.

Beşar Esad’ın ülkeden ayrılmasından sonra İsrail’in ele geçirdiği Suriye topraklardan da çıkması gerektiğini söyleyen Şara, şöyle devam etti: “1974 anlaşmasına bağlıyız ve BM gözlemcilerini yeniden kabul etmeye hazırız. Ne İsrail ne de başka bir ülkeyle çatışma istemiyoruz ve Suriye’nin saldırılar için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye halkının artık bir nefes alması gerekiyor, saldırılar sona ermeli ve İsrail önceki pozisyonlarına geri çekilmeli.”

İsrail, HTŞ liderliğindeki örgütlerin Şam’ı ele geçirmesinden saatler sonra Golan Tepeleri’nde Birleşmiş Milletler tarafından korunan tampon bölgeye girdi. Suriye topraklarında ilerleyen ve kış ayları boyunca çekilmeyi düşünmeyen İsrail, bunun geçici bir savunma hamlesi olduğunu iddia ediyor.

Öte yandan Suriye sınırında bulunan HTŞ ile birlikte Esad yönetiminin devrilmesi operasyonuna katılan örgütler Suriye ordusundan kalan silah toplayıp İsrail ordusuna teslim ediyor. Suriye içinden çekilen videoda kamyonlara yüklenen tonlarca silah ve mühimmat görülüyor. İsrail ordusu mühimmatlardan bazılarının ‘kimyasal savaş malzemesi’ içerdiğini söylüyor.

Kanal 12’nin yayınladığı görüntülerde içinde mühimmat ve silah bulunan yüzlerce kasanın toplandığı ve daha sonra kamyonlara yüklendiği görülüyor. Habere göre, geçen hafta Esad yönetimini deviren isyancılar da silah teslimine yardım ediyor. Habere göre silahlar Suriye ordusuna ait üs ve karakollardan geliyor ve aralarında genellikle göz yaşartıcı gaz olarak kullanılan CS gazı gibi kimyasal silahlar da bulunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English