Bizi Takip Edin

AMERİKA

Kaliforniya Üniversitesi’nde Filistin eylemine önce İsrail yanlıları, sonra polis saldırdı

Yayınlanma

ABD’de Filistin yanlısı öğrencilerin üniversitelerdeki protestoları devam ederken, Kaliforniya Ünviersitesi’ne (UCLA) giren yüzleri maskeli ve ellerinde sopa olan İsrail yanlısı bir grup gençlere saldırı düzenledi.

Gece yarısından hemen önce, siyah kıyafetler ve beyaz maskeler giyen büyük bir grup kampüse geldi ve kampı çevreleyen barikatları yıkmaya çalıştı. Birkaç saat boyunca karşı göstericiler kampa ve içeridekilere tahta ve metal bariyer gibi nesneler fırlattı. Defalarca kavga çıktı.

Bazıları kampa zorla girmeye çalıştı ve Filistin yanlıları kendilerini savunmak için biber gazı kullandı. Kampın içine havai fişekler de atıldı.

Kaliforniya Otoyol Devriyesi, Los Angeles Polis Departmanı (LAPD) ve diğer kolluk güçleri yaklaşık üç saat boyunca saldırıya müdahale etmedi. Yavaş müdahale eleştirilere ve soruşturma çağrılarına yol açtı.

UCLA Şansölyesi Gene Block olayı ‘kampüsümüzün tarihinde karanlık bir sayfa’ olarak nitelendirdi ve üniversitenin ‘son olaylar ışığında kendi güvenlik süreçlerimizi dikkatle incelediğini’ söyledi.

Sopalı grubun ardından polisten şafak baskını: Onlarca gözaltı

Çetelerin saldırısından önce, salı akşamı UCLA yönetimi kampüsteki Filistin yanlılarının kurduğu kampın ‘yasadışı’ olduğunu ve üniversite politikasını ihlal ettiğini ilan etmişti.

Dünkü İsrail yanlısı saldırının ardından bugün de gece saatlerinde çevik kuvvet teçhizatı giymiş yüzlerce polis, yaklaşık 400 Filistin yanlısı protestocunun bulunduğu kampa şafak baskını düzenleyerek göstericileri ses bombaları ve coplarla dağılmaya zorladı. 

‘Kampı temizleme’ operasyonunun başında Kaliforniya Otoyol Devriyesi memurları kontrplak paletlerden oluşan bir barikatla korunan çadır kampına kısmen girmeyi başardılar fakat protestocuların tutuklanmaya direnmesi üzerine geçici olarak geri çekilmek zorunda kaldılar.

Saat 02:30 (TSİ 12:30) itibariyle, kampın dışında bulunan Royce Hall yakınlarına gelen otobüsler dolusu takviye kuvvetle polis sayısı artırıldı. Bir saat sonra, polisin kampın dışında kol kola giren destekçileri geri püskürtmesi, paletleri söküp yere atması ve ses bombalarından çıkan yoğun duman arasında bölgeye girmesiyle çatışmalar sona erdi.

Yerel televizyon kanalı KABC-TV 300 ila 500 kişinin kampın içinde toplandığını, yaklaşık 2.000 kişinin de destek için barikatların dışında toplandığını tahmin ediyor.

Cumhuriyetçi Kongre üyeleri kampüslerde öğrencilerle tartışıyor

Öte yandan muhafazakâr Temsilciler Meclisi milletvekilleri çarşamba günü George Washington Üniversitesinde (GW) protestocularla tartıştı ve üniversitenin uyarılarına rağmen hâlâ devam eden Filistin yanlısı kampı dolaştı.

Sosyal medyada yayınlanan videolarda Cumhuriyetçi Temsilciler Lauren Boebert, Byron Donalds), Anna Paulina Luna, James Comer ve diğerleri GW’de kalabalığa hitap ederken ve kalabalık protestolar arasında ilerlerken görülüyor.

Boebert özellikle kampın yakınındaki George Washington heykelinin üzerine örtülen Filistin bayrağına karşı çıktı ve heykele yaklaşıp bayrağı çekiştirerek kaldırmaya çalışırken görüldü. Temsilci, heykelin ‘federal mülk’ olduğunu belirterek etrafındakilere bayrağı kaldırmaları talimatını verdi.

Başka bir noktada, bir kalabalığın önünde konuşurken Boebert, fakülte konuyu ele almazsa federal fonları kesmekle tehdit etti.

Luna ise yaptığı konuşmada eylemcilerin ‘öğrenci olmayan profesyonel organize protestocular’ olduğunu öne sürdü. Filistin yanlısı eylemcilerin, Holokost’a işaret eden ‘nihai çözüm’ yazılı pankartlar taşıdıklarını öne süren Temsilci, insanların eğitim görmelerinin ‘kasıtlı olarak engellendiğini’ söyledi.

Demokrat New York Belediye Başkanı Adams, Filistin bayrağından rahatsız

New York Şehri Belediye Başkanı Eric Adams, ABD okullarının kampüslerinde başka bir ülkenin bayrağının dalgalanmasına izin vermesinin ‘alçaklık’ olduğunu söylerken, Columbia Üniversitesi kampüsündeki Filistin yanlısı protestoları yüzlerce çevik kuvvet polisinin dağıtmasının ardından New York Polis Departmanını (NYPD) savundu.

New York polisinin bir gecede yaklaşık 300 kişiyi gözaltına almasının ardından çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında Adams, polisin Columbia’daki protestoların yanı sıra New York’taki City College’da göstericilerin Amerikan bayrağını indirdiği bir protestoyu içeren bir dizi video göstermesinin ardından sinirlendi.

Adams, “Videonun bir diğer önemli kısmı da sonundaydı. Bu bizim bayrağımız, millet. Binalarımızı ele geçirip başka bir bayrak asamazsınız. Bu başkaları için iyi olabilir ama benim için değil,” dedi.

Adams, “Amcam bu ülkeyi savunurken öldü ve bu kadın ve erkekler hayatlarını ortaya koydular ve okulların ülkemizde başka bir ülkenin bayrağının dalgalanmasına izin vermesi alçaklıktır. Bu yüzden, Amerikalı olmaktan gurur duyduğum için beni suçlayın. Yaşam tarzımızı kimseye teslim etmiyoruz,” dedi.

Adams, her ikisi de Filistin yanlısı protestolara sahne olan iki okuldaki iki olayı birbirine karıştırıyor gibi görünüyor. Columbia’daki öğrenciler Hamilton Hall binasını işgal etmiş ve binanın bir penceresinin dışına Filistin bayrağı asmışlardı.

Demokratlar kampüs protestolarının bastırılması konusunda bölündü

Öte yandan Demokratların, kampüslerdeki protestoların sert polis müdahaleleri ile bastırılması konusunda bölündüğü görülüyor.

Örneğin Senato Demokratları, kolej ve üniversite rektörlerini kampüs protestolarını bastırmaya çağırıyor. Fakat partideki önde gelen ‘ilericiler’ öğrencilerin protesto haklarını savunuyor ve federal hükümetin ülke genelindeki kampüslere müdahale etmesi çağrılarına karşı çıkıyorlar.

Nevada’nın Demokrat Senatörü Jacky Rosen, “Yahudi öğrencilerin ya da herhangi bir öğrencinin kampüste zarar görmesi yüzde 100 kabul edilemez. Bunu kampüs kampüs görüyorsunuz ve artık fiziksel şiddet var. Bu saf, bariz bir antisemitizmdir ve durdurulması gerekir. Buna müsamaha gösterilmemelidir,” dedi.

Ohio Senatörü Sherrod Brown ise, “Hepimiz antisemitizm, nefret ve şiddetin kabul edilemez olduğunu güçlü bir şekilde dile getiriyoruz,” ifadelerini kullandı. Brown, Hamilton Hall’u işgal eden protestoculara karşı ‘yasaların uygulanmasını’ istedi.

Cumhuriyetçiler daha fazlasını istiyor

Başkan Joe Biden’ın Columbia’ya yönelik polis baskınına yeşil ışık yakmasına rağmen bazı Cumhuriyetçiler Biden’ı kampüs protestoları konusunda daha açık sözlü olmamakla eleştiriyor. 

Senato Cumhuriyetçi Lideri Mitch McConnell Adalet Bakanlığını Yahudi öğrencilerin medeni haklarının olası ihlallerini soruşturmaya çağırdı.

McConnell Senato kürsüsünde yaptığı konuşmada, “Eğer fildişi kulede ve Biden yönetiminde ahlaki netlik hakim olmazsa, bu özellikle utanç verici bir olay olarak tarihe geçebilir,” dedi.

Senato Cumhuriyetçi Konferans Başkanı John Barrasso da Biden’a ‘düzeni tesis etmesi’ çağrısında bulundu.

AMERİKA

ABD İçişleri Bakanlığının Yahudi çalışanı, Gazze siyasetine tepki göstererek istifa etti

Yayınlanma

ABD’de bir içişleri bakanlığı çalışanı, Biden yönetiminin, İsrail’in Gazze işgaline verdiği desteği protesto etmek için kamuoyu önünde istifa eden ilk Yahudi isim oldu.

İçişleri Bakanlığı’nda özel kalem müdürü olarak görev yapan Lily Greenberg Call, Joe Biden’ı ABD’nin çatışmadaki politikasını meşrulaştırmak için Yahudileri kullanmakla suçladı.

Call, hem Biden’ın hem de Kamala Harris’in başkanlık kampanyalarında çalışmış ve hükümete katılmadan önce Washington’da ve başka yerlerde uzun süredir İsrail için çalışan bir aktivistti.

Call, Biden yönetiminin Gazze’de yedi aydır devam eden İsrail savaşına verdiği askeri ve diplomatik desteği protesto etmek amacıyla istifasını kamuoyuna açıklayan en az beşinci orta ya da üst düzey yönetim çalışanı oldu.

İstifa mektubunda, ülke için vizyonunun çoğunu paylaştığına inandığı bir yönetime katılmaktan duyduğu heyecanı anlattı ve “Fakat, artık vicdanen bu yönetimi temsil etmeye devam edemem,” diye yazdı.

Associated Press’e (AP) verdiği bir mülakatta Call, Biden’ın Beyaz Saray’daki Hanuka etkinliğinde, “İsrail olmasaydı, dünyada güvende olan bir Yahudi olmazdı” ve geçen hafta Washington’daki Holokost Anıtı’nda düzenlenen bir etkinlikte savaşı tetikleyen 7 Ekim’deki Hamas öncülüğündeki saldırıların “Yahudi halkını yok etmeye yönelik kadim bir arzudan” kaynaklandığını söylediği yorumlarına işaret etti.

Call, “[Biden] Yahudileri Amerikan savaş makinesinin yüzü haline getiriyor ve bu son derece yanlış,” dedi ve atalarının ‘devlet destekli şiddet’ tarafından öldürüldüğünü savundu.

Call, savaşın geneli ve ABD’nin savaşa verdiği destekle ilgili olarak, “Bence Başkan, yönetiminde bunun felaket olduğunu düşünen insanlar olduğunu bilmeli. Sadece Filistinliler için değil, İsrailliler için, Yahudiler için, Amerikalılar için, seçim beklentileri için de felaket,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

İsrailli tarihçiye, FBI’dan “Hamas” sorgusu

Yayınlanma

İsrailli tarihçi Profesör Ilan Pappé, ABD’nin Detroit Metropolitan Havaalanı’nda “Hamas destekçisi” olduğu iddiasıyla Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından 2 saat sorguya çekildiğini belirtti.

Hayfa doğumlu tarihçi Ilan Pappé, Facebook hesabından havaalanındaki sorguya ilişkin açıklamalarda bulundu. FBI çalışını iki kişi tarafından Detroit Metropolitan Havaalanı’na vardığında 2 saat sorgulandığını ve sorgu sırasında telefonunun elinden alındığını anlatan Pappé, sorular karşısında şaşkınlığa uğradığını belirtti.

Pappé, “‘Hamas destekçisi misin? İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığını düşünüyor musun? Çatışma için çözümün nedir?’ gibi sorular sordular” ifadesini kullandı.

Ilan Pappé: İsrail demokratikleştirilemez, Filistin’in tamamı dekolonize edilmelidir

FBI’ın, ABD’deki Arap ve Müslüman arkadaşlarının kimler ve ne kadar yakın olduklarını sorduğunu aktaran Pappé, FBI çalışanlarının, İsrailli yetkililer olduğunu düşündüğü kişilerle uzun süre telefonda konuştuklarını söyledi. Pappe, telefonundaki bütün bilgilerin kopyalandıktan sonra gitmesine izin verildiğini kaydetti.

Pappe İsrail’in kuruluş mitlerine yönelttiği eleştirilere öne çıkan İsrail’deki Yeni Tarihçiler grubunun önde gelen isimlerinden biri.

2008 yılında İsrail’den ayrılan ve Exeter Üniversitesi’nde görev yapan Profesör Ilan Pappé, 8 Mart’ta, merkezi İngiltere’de bulunan İslami İnsan Hakları Komisyonunda, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının “Filistin tarihinin en karanlık anı olabileceğini” belirterek, “Yaşananlar, tarihe siyonist projenin sonunun başlangıcı olarak geçecek” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD seçim anketi: Biden ile Trump kafa kafaya

Yayınlanma

Yeni bir Reuters/Ipsos anketine göre, ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde kafa kafaya gidiyor.

Salı günü sona eren ve sekiz gün süren ankete katılan kayıtlı seçmenlerin %40’ı, seçim bugün yapılsa Demokrat Biden’a oy vereceklerini söylerken, aynı oranda ABD’li eski Başkan Trump’ı seçti. 29-30 Nisan’da yapılan Reuters/Ipsos anketinde Biden’ın 1 puanlık üstünlüğüne kıyasla bu oran çok az değişmiş görünüyor.

Kayıtlı seçmenler arasında yaklaşık 2 puanlık bir hata payına sahip olan ankete göre, 5 Kasım seçimlerine yaklaşık altı ay kala birçok seçmen kararsızlığını koruyor.

Ankete katılan kayıtlı seçmenlerin %20’si herhangi bir aday seçmediğini, üçüncü parti seçeneklerine yöneldiğini ya da hiç oy kullanmayabileceğini söyledi.

Ankete katılanların %13’ü bağımsız olarak yarışa giren Robert Kennedy Jr’ın, Trump ve Biden ile birlikte oy pusulasında yer alması halinde onu seçeceklerini belirtti. Nisan ayında yapılan bir önceki ankette Kennedy %8 oranında destek görmüştü.

Hakkında devam eden davalar Trump’ı zorlarken, Biden da yaşı ve Gazze savaşındaki tutumu nedeniyle güçlükler yaşıyor.

Katılımcılara üçüncü bir adaya oy verme ya da kimi seçeceklerinden emin olmadıklarını söyleme seçeneği sunulmadığında, kayıtlı seçmenler arasında her iki aday da %46 ile berabere kaldı; katılımcıların %8’i soruyu yanıtlamayı reddetti.

Kasım ayında oy kullanacaklarından “tamamen emin” olduklarını söyleyen kayıtlı seçmenler arasında Biden 3 puanlık küçük bir farkla önde.

Biden’ın Trump’ı mağlup ettiği 2020 başkanlık seçimlerinde seçmenlerin sadece üçte ikisi sandığa gitmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English