Bizi Takip Edin

Rusya

Putin, Valday Kulübü genel oturumunda neler söyledi?

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin, çok kutuplu bir dünya düzenine geçiş sürecinin zorluklarını ve Batı’nın dayatmacı ideolojisini eleştirerek, önümüzdeki yıllarda karmaşık ve zorlu bir dönemin beklediğine işaret etti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çok kutuplu bir yeni dünya düzeninin doğum sancıları nedeniyle önümüzdeki on yılların, 21. yüzyılın ilk çeyreğinden bile daha zor geçebileceğini belirtti.

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü’nün 21’incisi düzenlenen yıllık genel oturumunda konuşan Putin, “Son 20 yıla baktığımızda ve değişimlerin boyutunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu değişimlerin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki yirmi yılın en az geçmiş kadar, hatta daha da zorlu olacağını öngörüyoruz” diyerek, “esaslı, temelde devrimci değişimlerin” ve günümüz dünyasının karşı karşıya olduğu karmaşık süreçlerin altını çizdi.

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü, siyaset bilimi, ekonomi, tarih ve uluslararası ilişkiler alanlarında önde gelen yabancı ve Rus uzmanları bir araya getiren bir organizasyon. 2004 yılında kurulan kulüp, adını Valdai Gölü yakınlarındaki Velikiy Novgorod’da düzenlenen ilk konferansın yapıldığı yerden alıyor.

Putin, “Totaliter ideolojilerin dayatılması ve norm haline gelmesi bir tehdittir. Her türlü alternatife, egemen ve bağımsız düşünceye karşı aşırı hoşgörüsüzlük ve saldırganlıkla sonuçlanan ve neo-Nazizm, terör, ırkçılık ve hatta sivil halkın kitlesel imhasını meşrulaştıran günümüz Batı liberalizmi örneğiyle karşı karşıyayız,” değerlendirmesini yaptı.

Ayrıca Putin, günümüzde “demokrasinin bazı kesimlerce çoğunluğun değil, azınlığın iktidarı olarak yorumlandığını” belirterek, geleneksel demokrasi ve halk yönetiminin “demokratik usuller, çoğunluğun görüşü, ifade özgürlüğü ve medyada tarafsızlık” gibi temel değerlere dayandığını; ancak bugün soyut özgürlüklerle karşılaştırıldığını ifade etti.

Devlet Başkanı, “Bir ülkenin ya da insanlığın nispeten küçük bir kısmının yaşam modelinin evrensel bir norm gibi herkese dayatılması kabul edilemez,” diye ekledi.

‘Batılı ülkelerin ayrıcalıklı olduklarına duydukları bu körü körüne inanç, küresel bir trajediye dönüşebilir’

Diğer yandan Putin, ölümcül yeni silahların yarattığı tehlikelerden de bahsederek, “Uluslararası çatışmalar ve gerginlikler, karşılıklı güvenceli imha kapasitesiyle doludur. Ne de olsa buna imkân sağlayan silahlar mevcut ve teknoloji geliştikçe yeni formlar kazanarak sürekli geliştiriliyor. Bu tür silahlara sahip olanların sayısı da giderek artıyor. Tehditlerin çığ gibi büyümesi ve hukuki ile ahlaki normların tamamen yok olması halinde, bu silahların kullanılmayacağını kimse garanti edemez,” ifadelerini kullandı.

Batılı siyasetçilerin Rusya’yı stratejik olarak yenilgiye uğratma yönündeki çağrılarına dikkat çeken Putin, “En büyük nükleer silah cephaneliğine sahip Rusya’yı hedef almak, bazı Batılı siyasetçilerin son derece pervasız bir tutum sergilediğini gösteriyor. Kendi dokunulmazlıklarına ve ayrıcalıklı olduklarına duydukları bu körü körüne inanç, küresel bir trajediye dönüşebilir,” diye ekledi.

Putin, dünyada katı ideolojik dogmalar ve klişelerle ayakta kalan tek bir askeri blok kaldığını vurguladı: “Bugün dünyada katı ideolojik dogmalar ve klişeler tarafından bir arada tutulan tek bir askeri blok kaldı, o da Avrupa’nın doğusuna doğru genişlemesini durdurmaksızın, kendi yasal belgelerini ihlal ederek dünyanın diğer alanlarına da yaklaşmaya çalışan NATO’dur.”

Ayrıca Putin, NATO’nun doğuya genişlememe taahhüdünü yerine getirmediğini ve Rusya’nın çıkarlarını göz ardı ettiğini ifade etti.

Rusya lideri, “Tüm bu gelişmeler, abartmadan söylemek gerekirse, bir tür aşağılamayı ya da NATO için ülkenin içeriden veya dışarıdan yok edilmesini amaçlayan sürünerek ilerleyen bir müdahale gibi görünmeye başladı,” diye konuştu.

Yeni dünya düzeninin doğum sancıları

Putin’e göre, dünyada yeni bir dünya düzeni oluşturma çabaları sürecinde “ciddi ve uzlaşmaz bir mücadele” yaşanıyor. Putin bu çatışmayı, “sadece güç ya da jeopolitik nüfuz için değil, tarihin bir sonraki aşamasında ülkeler ve halklar arasındaki ilişkilerin temeline yerleşecek ilkelerle ilgili” olarak nitelendirdi.

Putin’e göre bu çatışmanın sonucu, tüm kültür ve medeniyetlere karşılıklı saygı temelinde, zorlamasız ve güç kullanmadan bir dünya inşa edip edemeyeceğimizi gösterecek.

Devlet Başkanı, “Bir anlamda, hakikat anı yaklaşıyor. Eski dünya düzeni ebediyen sona eriyor; hatta bu düzenin çoktan yok olduğunu bile söyleyebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda Putin, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Batı’nın kurduğu tekeli tehdit altında görüyor:

“Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra ortaya çıkan ve 20. yüzyılın sonunda elde edilen Batı’nın tekeli tehdit altında. Tarihten de bildiğimiz gibi her tekel er ya da geç sona erer. Tekellerin, tekelcilerin kendileri için bile her zaman zararlı olduğuna dair hiçbir yanılsama yok.”

Putin ayrıca, Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından “dünyayı adil ilkeler üzerine yeniden inşa etme şansı” varken Batı’nın bunu kendi zaferi ve “Rusya’nın teslim olması” olarak gördüğünü belirtti ve Batı’nın bu durumu, kazananın haklarına dayanarak mutlak bir hakimiyet kurma fırsatı olarak yorumladığına işaret etti.

Putin, bazı çevrelerin hâlâ Rusya’nın yokluğunda dünyanın daha iyi olacağı düşüncesine kapıldıklarını, bu sebeple SSCB’nin çöküşünden kalan her şeyi yok etmeye çalıştıklarını söyledi:

“Yine, bazı insanlar dünyanın Rusya olmadan daha iyi olacağı fikrine kapıldılar ve onu bitirmeye, SSCB’nin çöküşünden sonra kalan her şeyi yok etmeye çalıştılar ve şimdi, öyle görünüyor ki, birileri bunun hayalini kuruyor, dünyanın daha itaatkâr olacağını, daha iyi yönetileceğini düşünüyor. Fakat Rusya, dünya hakimiyeti için çabalayanları birden fazla kez durdurdu. Rusya’nın olmadığı bir dünya daha iyi olmayacaktır ve bunu başarmaya çalışanlar nihayet bunu anlamaları gerekiyor.”

Rusya Devlet Başkanı, ortaya çıkmakta olan çok kutuplu dünya düzeninin, “hiçbir ülke ya da halkın kaybeden olarak hissetmediği” bir düzen olması gerektiğini belirtti. Bu şekilde, tüm ülkeler için adil ve güvenli bir kalkınma sağlanabileceğini vurguladı.

Putin, “Yeni uluslararası ortamda herhangi bir hegemonyadan söz edilemez. Washington ve diğer Batı başkentleri bu kaçınılmaz gerçeği kabul ettiklerinde, geleceğin zorluklarına cevap verecek bir dünya sistemi kurma süreci gerçek anlamda başlayacaktır,” dedi ve bu değişimin kısa sürede gerçekleşmesi temennisinde bulundu.

BRICS’in, bu yeni uluslararası ortamda gerçekten yapıcı bir işbirliği sunduğuna inandığını ifade eden Putin, “NATO üyeleri arasında bile BRICS ile yakın çalışmak isteyenler var,” diyerek uluslararası işbirliğine olan talebin arttığını belirtti.

Rusya lideri, “Bu arada, adil ve kalıcı bir barış yaratmakla ilgilenenler, düşmanlarımızın tekelleri uğruna giriştikleri yıkıcı eylemlerin üstesinden gelmek için çok fazla çaba harcamak zorunda kalıyorlar. Bunun böyle olduğu son derece bariz; bunu herkes görüyor, Batı’da, Doğu’da, Güney’de, hepsi görüyor,” yorumunu yaptı.

Putin, Rusya’nın Batı medeniyetini bir düşman olarak görmediğini, “biz ya da onlar” sorusunu ortaya atmadığını ve kendi iradesini kimseye dayatmaya çalışmadığını söyledi.

ABD ve müttefiklerinin son yıllardaki politikasının bu olduğunu ve bunun bir felaket formülü olduğunu kaydeden Putin, “Akut, temel, duygusal olarak yüklü çatışmalar elbette küresel kalkınmayı önemli ölçüde zorlaştırır, ancak kesintiye uğratmaz. Siyasi kararlar ve hatta askeri araçlarla yok edilen etkileşim zincirlerinin yerine başkaları ortaya çıkıyor. Evet, çok daha karmaşık, bazen kafa karıştırıcı ama iktisadi ve sosyal bağları koruyan çatışmalar. Bunu son yıllarda gördük,” diyerek Batı’nın kolektif olarak ‘Rusya’yı hem iktisadi hem de siyasi olarak dünya sisteminden dışlama’ konusundaki başarısızlığının altını çizdi.

Trump’ı seçim zaferi için tebrik etti

Bununla beraber Putin, Donald Trump’ı yeniden seçilmesinden dolayı tebrik etti. Putin, “Bu vesileyle kendisini [Trump’ı] Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçildiği için tebrik etmek istiyorum. Her şeyden önce, hayatına kastedilmesi sırasındaki davranışının beni etkilediğini söyleyebilirim. Cesur bir insan olduğu ortaya çıktı” dedi.

Devlet Başkanı, Trump’a övgüde bulunarak “Bir insan olağanüstü koşullarda kendini ispat eder. Bu, bir insanın kendini ispat ettiği bir örnektir ve bence o kendini çok doğru bir şekilde, cesurca, bir erkek gibi kanıtladı,” ifadesini kullandı.

Siyaset söz konusu olduğunda ise Putin, Trump’ın ilk döneminde ABD liderinin köşeye sıkıştığı izlenimini edindiğini söyledi: “Her taraftan sıkıştırılıyordu, hareket etmesine izin vermiyorlardı. Sola ya da sağa bir adım atmaktan korkuyordu. Şimdi ne olacağını bilmiyorum, hiçbir fikrim yok. Trump için bu görevdeki son dönemi olacak, dolayısıyla ne yapacağı onun için soru işareti.”

Moskova’nın Trump ile temaslarını sürdürmeye hazır olduğunu dile getiren Putin, “Amerikan halkının güven duyduğu her devlet başkanıyla çalışacağımızı daha önce de söylemiştim. Bu pratikte de böyle olacaktır,” diye konuştu.

Putin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Trump’ın Rusya ile ilişkileri düzeltme ve Ukrayna krizinin çözümüne yardımcı olma arzusuna ilişkin söyledikleri bana öyle geliyor ki en azından bizim ilgimizi hak ediyor. Onu aramamın benim için utanç verici olacağını düşünmüyorum. Bunu yapmadım, zira bir noktada Batılı liderler beni neredeyse her hafta arıyordu ve sonra aniden bıraktılar. Eğer istemiyorlarsa, gerek yok. Gördüğünüz üzere hayattayız ve iyiyiz, gelişiyoruz, ilerliyoruz. Eğer herhangi biri temaslara devam etmek isterse, her zaman söyledim ve tekrar söylemek istiyorum ki buna karşı değiliz, temaslara devam edeceğiz ve görüşmeleri yürüteceğiz.”

Rusya

Rusya, Alman büyükelçiyi dışişleri bakanlığına çağırdı

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın Rus gazetecilere yönelik eylemlerine karşılık olarak Moskova’daki Alman Büyükelçisi Alexander Lambsdorff’u bakanlığa çağırdı. Bakanlık, Berlin’in basın özgürlüğü konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek misilleme önlemleri alınacağını duyurdu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın ülkedeki Rus gazetecilere yönelik eylemlerine karşılık olarak Almanya’nın Moskova Büyükelçisi Alexander Lambsdorff’u bakanlığa çağırdığını duyurdu.

Bakanlık kaynaklarına dayandırılan haberlere göre, görüşmede Büyükelçi Lambsdorff’a Berlin’in tutumuna karşı alınacak misilleme önlemleri bildirilecek.

Rus haber ajansı RIA Novosti‘nin bakanlık temsilcisine dayandırdığı haberinde, “Dışişleri Bakanlığı, Lambsdorff’a Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki Rus gazetecilere yönelik zulme karşı alınacak misilleme önlemlerini açıklayacak,” ifadeleri kullanıldı.

Zaharova: Çağrılarımız görmezden geliniyor

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, 26 Haziran’da yaptığı bir açıklamada, Berlin’in Rus gazetecilere yönelik eylemlerine yanıt olarak Alman büyükelçinin bakanlığa çağrılacağını halihazırda belirtmişti.

Zaharova, Moskova’nın basın mensuplarına yönelik keyfi uygulamaların durdurulması ve basın özgürlüğünün korunması ile görüş çoğulculuğunun sağlanması konusundaki yükümlülüklere uyulması yönündeki çağrılarının Alman tarafınca ısrarla görmezden gelindiğini vurguladı.

Sözcü, 19 Haziran’da yaptığı bir başka açıklamada ise Rusya’nın, Rossiya Segodnya medya grubunun Berlin temsilciliği başkanı Sergey Feoktistov’a yönelik baskılar nedeniyle misilleme önlemleri almayı planladığı konusunda uyarıda bulunmuştu.

Zaharova, Moskova’nın benzer adımlar atma olasılığına karşı başkentteki Alman gazetecilerin durumunu değerlendirdiğini de sözlerine eklemişti. Zaharova’ya göre Almanya, Rus basın mensuplarını bilinçli olarak enformasyon alanının dışına itiyor.

Temsilcinin ülkeyi terk etmesi engellendi

Olayların merkezindeki isim olan Rossiya Segodnya temsilcisi Sergey Feoktistov, 6 Haziran’da yaptığı açıklamada, 19 Ağustos’a kadar Almanya’yı terk etmesi istenmesine rağmen Berlin havalimanında uçağa binmesinin engellendiğini bildirmişti.

Feoktistov ayrıca, Alman polis memurlarının Berlin’deki ailesinin evine gelerek eşinin ve yedi yaşındaki kızının pasaportlarına el koyduğunu da anlatmıştı.

Rusya, Almanya ile 1996 tarihli askeri anlaşmayı sonlandırma kararı aldı

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’ya komşu ülkeler giden malların kontrolünü sertleştirdi

Yayınlanma

Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Ermenistan, yaptırım kapsamındaki ürünlerin Rusya’ya tedarikine yönelik gümrük kontrollerini önemli ölçüde sıkılaştırdı. Bu durum, özellikle elektronik ve otomotiv parçaları gibi ürünlerin teslimat sürelerinde ciddi gecikmelere yol açarken, Rus şirketleri alternatif güzergahlar aramaya başladı.

Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Ermenistan, yaptırım uygulanan ürünlerin Rusya’ya sevkiyatına yönelik gümrük denetimlerini önemli ölçüde sıkılaştırdı.

Izvestiya gazetesine konuşan Rus iş dünyası temsilcileri, bu durumun teslimat sürelerinde ciddi artışlara neden olduğunu belirtirken, şu anda sadece Belarus üzerinden yapılan sevkiyatlarda gecikme yaşanmadığını bildirdi.

Anderida Financial Group’un kurucusu Aleksey Tarapovskiy, özellikle Kazakistan üzerinden yapılan teslimat sürelerinin ciddi şekilde uzadığına dikkat çekti.

Tarapovskiy, daha önce 10 ila 30 gün arasında süren teslimatların artık bir buçuk ayı bulduğunu ifade etti.

Elektronik ve çift kullanımlı ürünler mercek altında

Gecikmelerin öncelikli olarak elektronik tedarikini etkilediği, ancak otomotiv parçaları ve bileşenleri de dahil olmak üzere diğer ürün kategorilerini de seçici olarak kapsadığı belirtildi.

Alyans Traks şirketinin sahibi Aleksey İvanov, bu durumu doğrularken, Novasmart Ticari Direktörü Olga Şoall, sıkılaştırılmış kontrolün çift kullanımlı ürünleri de kapsadığını ekledi.

İmpaya Rus Ticari Direktörü Aleksey Razumovskiy, “Şu anda teknolojik ürünlere özel bir önem veriliyor. Sunucu ve bilişim altyapısı açığı koşullarında bu tür ürünler hem sivil hem de askeri amaçlarla kullanılabilir. Bu yüzden özellikle takip ediliyorlar. Ancak Gucci veya Louis Vuitton çantaları gibi markalı ürünler eskisi gibi geçmeye devam ediyor,” dedi.

Fiyatlar artacak, alternatif güzergahlar aranıyor

“Dost” ülkelerin gümrüklerinde yaşanan gecikmelerin, özellikle elektronik ve otomotiv bileşenleri segmentlerinde geçici kıtlıklara yol açabileceği öngörülüyor.

İvanov’a göre bu durum, tüketiciler için yaklaşık yüzde 10’luk bir fiyat artışına neden olacak. PEK şirketinin ortak sahibi ve direktör yardımcısı Vadim Filatov ise nakliyecilerin sınırdaki beklemeler nedeniyle günde 20 bin rubleye kadar kayıp yaşadığını belirtti.

Filatov, bu yılın ilk beş ayında lojistik maliyetlerinin yıllık bazda yüzde 25 arttığını da sözlerine ekledi.

Rus iş dünyası, bu gelişmeler üzerine alternatif tedarik kanallarını değerlendirmeye başladı. Ancak uzmanlar, tüm bu kanalların yeni lojistik ve yasal maliyetler içerdiğini vurguluyor.

Potansiyel transit merkezleri olarak Özbekistan ve Türkmenistan öne çıkarken, G.V. Plehanov Rusya Ekonomi Üniversitesi’nden Doçent Anastasiya Prikladova, gerekirse Moğolistan üzerinden de mal tedarikinin mümkün olabileceğini belirtti.

Batı baskısı ve gri ithalatla mücadele

Olga Şoall, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri tarafından gümrük kontrolünün sıkılaştırılmasının, Batı yaptırımlarının baskısı, 2024’te ortalama yüzde 30 artan transit akışları ve gri ithalat yöntemleriyle mücadele gibi faktörlerden kaynaklandığını kaydetti.

Prikladova, “dost” ülkeler üzerinden transit geçişle ilgili benzer sorunların 2022’de de yaşandığını ancak hızla çözüldüğünü hatırlattı.

Prikladova, bu kez de durumun benzer bir senaryoyla istikrara kavuşacağına dair umudunu dile getirdi.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya Maliye Bakanı: Ekonomide durgunluk değil, soğuma yaşanıyor

Yayınlanma

Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, ülke ekonomisinde bir durgunluk olmadığını, bunun yerine ‘planlı bir soğuma’ yaşandığını belirtti. Siluanov, Rusya’nın G20 ülkeleri arasında en iyi borç ve bütçe açığı göstergelerinden bazılarına sahip olduğunu ve ekonomik büyümenin birçok ülkeyi aştığını vurguladı.

Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, ülke ekonomisinde bir durgunluk olmadığını, mevcut durumun “planlı bir soğuma” olduğunu açıkladı.

Siluanov, Rusya’nın ekonomik büyüme hızının son iki yılda birçok ülkeyi geride bıraktığını da sözlerine ekledi.

RT sunucusu Rick Sanchez’e verdiği röportajda konuşan Siluanov, Rusya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranla yüzde 15’lik borç seviyesiyle G20 ülkeleri arasında en iyi göstergelerden birine sahip olduğunu belirtti.

Bakan, geçen yılki bütçe açığının GSYİH’nin yüzde 1,7’si ile en düşük seviyelerden biri olduğunu ifade ederek, “Sorumlu maliye politikası işliyor,” dedi.

Bakan Siluanov, Rusya ekonomisinin büyüme oranının son iki yılda yüzde 4’ü aştığını ve bu rakamın çoğu ülkenin göstergesinden daha yüksek olduğunu vurguladı.

Ayrıca, halkın reel gelirlerinin 2024 yılında yüzde 7’den fazla arttığını kaydetti.

Rusya Başbakan Yardımcısı Novak: Merkez Bankası faiz indirimine gitmeli

Bakanlar arasında görüş ayrılığı

Öte yandan İktisadi Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, 19 Haziran’da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda düzenlenen bir oturumda, iş dünyasının hissiyatına göre Rusya’nın durgunluğun “eşiğinde” olduğunu söylemişti.

Siluanov ise o dönemde ekonominin durumunu “soğuma” olarak değerlendirmiş ve “bunun ardından her zaman yaz gelir” yorumunu yapmıştı.

Merkez Bankası da ‘soğuma’ diyor

Rusya Merkez Bankası Para Politikası Dairesi Başkanı Andrey Gangan da Rusya’da şu anda bir durgunluk olmadığını, sadece ekonomik büyüme hızında kademeli bir yavaşlama gözlemlendiğini belirtmişti.

Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ise 19 Haziran’da yaptığı açıklamada, ekonominin “aşırı ısınmadan çıkış” durumunda olduğunu ifade etmişti.

‘Rusya’yı yeni bir durgunluk dönemi bekliyor’

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English