Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Putin’in Bakü ziyareti: Neler konuşuldu, hangi anlaşmalar imzalandı?

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 19 Ağustos’ta Bakü’ye yaptığı ziyaret sırasında iki ülke üç anlaşma ve üç memorandum imzaladı ve ortak bir bildiri yayımladı. İmza töreni Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Hazar Denizi kıyısındaki Zagulba konutunda gerçekleşti.

Hükümetler arası işbirliği anlaşmaları gıda güvenliği, karantina ve bitki koruma alanlarının yanı sıra sağlık hizmetleri, tıp eğitimi ve bilim alanlarını da ilgilendiriyor.

Taraflar ayrıca iş teftişi, iklim değişikliği ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile Azerbaycan İhracat ve Yatırım Teşvik Kurumu arasında bir mutabakat zaptını da imzaladı.

Ortak açıklamada, iki ülkenin uluslararası hukuk ilkeleri temelinde devletlerarası bağları güçlendirmeye devam etme konusundaki mutabakatına ve Şubat 2022’de iki ülke arasında imzalanan Müttefik İşbirliği Deklarasyonunun önemine atıfta bulunuluyor.

Açıklamada ayrıca Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ; Azerbaycan örgütün diyalog ortağı) önemli rolü vurgulanırken Rus tarafının Bakü’nün örgütteki statüsünü artırmasını ve ‘BRICS ile işbirliğine olan ilgisini’ desteklediği kaydedildi.

Öte yandan Putin ve Aliyev, Kuzey-Güney ulaşım koridorunun oluşturulmasında işbirliğinin önemine dikkat çekti.

Bunun yanı sıra liderler, 2025 yılında Büyük Anayurt Savaşı zaferinin 80. yıldönümü kutlamalarına ortaklaşa hazırlanma konusunda da mutabık kaldı.

Moskova ile Bakü, petrol ürünlerinin taşınması için ortaklaşa nehir-deniz tankerleri inşa etmeyi planlıyor. Rusya, İtalya ve Türkiye’den sonra Azerbaycan’ın üçüncü ticaret ortağı. Azerbaycan Devlet İstatistik Komisyonu verilerine göre, 2024 yılının ilk altı ayında iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 5’in üzerinde bir artışla 2,5 milyar dolara ulaştı.

Kafkasya ve Orta Asya uzmanı Andrey Areşev, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte bu görüşmelerde heyetlerin enerji, ticaret ve iktisadi işbirliği konularına ağırlık verdiğini söyledi. Areşev’e göre Moskova ile Bakü uzun zamandır devlet ve hükümet başkanları düzeyinde Rus enerji kaynaklarının Azerbaycan enerji kaynakları adı altında Avrupa pazarlarına geri dönüşü konusunda istişarelerde bulunuyor.

Uzman, “Dolayısıyla tarafların yatırım alanında işbirliğine ilişkin bir anlaşma imzalaması ve Rusya Devlet Başkanı’nın AB pazarına yönelik olması muhtemel tankerlerin ortak üretimine ilişkin karardan bahsetmesi tesadüf değil,” dedi.

Siyasi analist Artur Atayev ise, Moskova ile derinleşen işbirliğinin bir parçası olarak Bakü’nün Avrasya’daki iktisadi projelere, özellikle de ŞİÖ ve BRICS’e katılımını güçlendireceğine işaret etti.

Atayev, “Azerbaycan’ın bu örgütlere tam üyeliği, iktisadi çıkarlarının desteklenmesi ve küresel altyapı projelerine katılımı açısından ülkenin ulusal çıkarlarına uygun. Dolayısıyla küresel Güney’e doğru bu hamle Azerbaycan yönetiminin doğal bir adımıdır,” ifadelerini kullandı.

Devlet başkanları diyalog sırasında bölgesel güvenlik ve Ermenistan-Azerbaycan uzlaşısı konularına da değindi. Putin’e göre Rusya, Bakü ve Erivan arasında barış imzalanmasına yardımcı olmaya hazır. Putin, ziyaretinin ardından Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile temasa geçeceğini ve görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi vereceğini de sözlerine ekledi.

Areşev, Dağlık Karabağ ve sınır ihtilafını çözme sürecinin kendi mantığına sahip olduğunu ve şu anda Moskova’nın katılımına gevşek bir şekilde bağlı olduğunu belirtti.

Areşev, “Müzakereler büyük ölçüde ikili bir formatta devam ediyor. Evet, Rus tarafı arabuluculuk hizmeti sunuyor ama hükümetler arası çalışma komisyonlarının uzun süredir toplanmadığı düşünüldüğünde, bu öneriler daha çok nezaketin bir göstergesi,” diye ekledi.

Putin: Rusya, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çözüme katılmaya hazır

DİPLOMASİ

ABD ve Güney Kıbrıs savunma anlaşması imzaladı: ‘Doğu Akdeniz için kritik’

Yayınlanma

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve ABD, iki ülkenin bölgesel krizlere ve güvenlik endişelerine müdahalelerini artırma yollarını belirleyen bir savunma işbirliği çerçeve anlaşması imzaladı.

“İkili Savunma İşbirliği Yol Haritası” anlaşmasını pazartesi günü Güney Kıbrıs Savunma Bakanı Vassilis Palmas ve ABD’nin Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander imzaladı.

Anlaşma ABD’nin Yunanistan’a askeri yığınağı artırırken, Güney Kıbrıs ile ilişkilerini güçlendirdiği bir dönemde geldi.

Wallander, Palmas ile yaptığı görüşmenin ardından şunları söyledi: “Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa ve Doğu Akdeniz’de ABD’nin güçlü bir ortağıdır ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’nun kesişme noktasında önemli bir rol oynamaktadır.”

Açıklamada, Avrupa ve Doğu Akdeniz’in istikrar ve güvenliğinin ABD ile GKRY için “hayati önem taşıdığına” işaret edildi.

ABD’li yetkili Güney Kıbrıs’ı geçen yıl Sudan ve İsrail’den tahliye edilen Amerikalı siviller için “güvenli bir liman” olarak hareket ettiği ve Gazze’ye 20 milyon pounddan fazla insani yardımın gönderildiği bir deniz koridorunun kurulmasındaki “kilit rolü” nedeniyle övdü.

Wallander, “Kıbrıs’ın Batı’nın yanında yer aldığı açıktır” dedi.

Palmas, Güney Kıbrıs’ın “ABD ile daha yakın, daha güçlü ve faydalı ikili savunma işbirliğine” doğru ilerlemeye devam edeceğini söyledi.

Palmas, ABD’nin 2022’de kendilerine uyguladığı silah ambargosunu kaldırmasının ve bu kararını 2023’te devam ettirmesinin son derece önemli olduğunu ifade etti. Palmas, ayrıca yaşanan son gelişmelerin Güney Kıbrıs’ın bölgedeki rolünü ortaya koyduğunu söyledi.

Yapılan ortak açıklamaya göre, anlaşma aynı zamanda “kötü niyetli eylemlerle” başa çıkma konusunda birlikte çalışmayı ve Güney Kıbrıs ordusunun ABD kuvvetleriyle daha sorunsuz çalışmasının yollarını güçlendirmeyi öngörüyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çinli şirketlerden Draghi raporuna tepki

Yayınlanma

AB’de faaliyet gösteren Çinli firmalar, Mario Draghi’nin Avrupa sanayisini yabancı rekabetten korumak için gümrük vergilerinin gerekli olabileceği yönündeki önerisini eleştirerek, bu tür önlemlerin Brüksel ile Pekin arasındaki ticari gerilimi tırmandırabileceği uyarısında bulundu.

Çin’in AB Ticaret Odası (CCCEU) da İtalyan teknokratın 9 Eylül Pazartesi günü yayınlanan ve AB’nin rekabet gücüne ilişkin merakla beklenen raporunda Çin’in “kapasite fazlalığını” tekrar tekrar kınamasına ve Pekin’i kritik minerallerin “yüksek riskli tedarikçisi” olarak göstermesine karşı çıktı.

Birlik genelinde faaliyet gösteren binden fazla şirketi temsil eden odanın bir sözcüsü Euractiv’e yaptığı açıklamada, “Raporun gümrük tarifeleri veya diğer ticari tedbirlerin uygulanması önerisiyle ilgili olarak CCCEU, ticari gerilimleri tırmandırabilecek ve küresel yeşil teknoloji tedarik zincirini bozabilecek eylemlere karşı uyarıda bulunmaktadır,” dedi.

Draghi beklenen raporunu sundu: AB’nin yılda ilave 800 milyar avro yatırıma ihtiyacı var

Sözcü, Brüksel ve Pekin’in “kısıtlayıcı ticaret tedbirleri” yerine, iklim değişikliğini ele almak ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek için “işbirliğine dayalı bir yaklaşım” benimsemeleri gerektiğini de sözlerine ekledi.

CCCEU’nun açıklamaları, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin “yurtdışından haksız rekabet” durumlarında gümrük tarifelerinin “haklı” olabileceğini yazmasının ardından geldi.

Fakat Draghi, bu tür ticari tedbirlerin “sistematik olarak uygulanmaması gerektiği” ve “ABD’nin Çin teknolojisini sistematik olarak dışlama yaklaşımını” taklit etmeye yönelik herhangi bir girişimin AB’nin ekonomisini “yeşillendirme” çabalarını sadece geciktireceği uyarısında bulundu.

Draghi raporu ve Avrupa’nın Bush momenti

CCCEU sözcüsü, “Çin’in yeşil teknolojilerdeki endüstriyel kapasite fazlalığına yapılan atıf, bu ürünlere yönelik küresel talebi ve Çin’in küresel karbonsuzlaştırma çabalarını yönlendirmede oynadığı hayati rolü göz ardı etmektedir,” dedi.

Bunun bir tehdit olarak görülmesinden dolayı “hayal kırıklığına uğradıklarını” kaydeden sözcü, Çin’in üretim kapasitesinin, temiz enerji teknolojilerine yönelik artan küresel talebin rekabetçi fiyatlarla karşılanması için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.

Sözcü ayrıca Draghi’nin Brüksel’e yeşil dönüşüm için kritik öneme sahip minerallerin tedarikini Çin’den uzaklaştırma çabalarını artırma çağrısının da benzer şekilde yanlış yorumlandığını kaydetti.

Draghi raporu Alman hükümetini böldü, Hollanda’dan tepki aldı

Sözcü, “Ortaklığın faydalarını kabul etmeden Çin’i yüksek riskli olarak etiketlemek, güvenilir ve çeşitlendirilmiş tedarik zincirlerini güvence altına almak için ortak çabalara yönelik fırsatları baltalayabilir,” dedi.

Draghi’nin raporu Brüksel ve Pekin arasındaki ticari sürtüşmelerin arttığı bir dönemde geldi.

Geçtiğimiz ay Pekin, AB’nin Çin yapımı elektrikli araçlara %36,3’e varan geçici vergileri onaylamasından bir gün sonra AB süt ürünleri ithalatına yönelik bir anti-damping soruşturması başlattığını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İspanya Başbakanı Sánchez AB’yi Çin’in elektrikli araç tarifelerini ‘yeniden gözden geçirmeye’ çağırdı

Yayınlanma

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, artan ticaret gerilimlerinin yerli ihracatçıları vurabileceği endişesiyle ülkesinin Avrupa Birliği’nin Çin elektrikli araçlarına uyguladığı gümrük vergileri konusundaki tutumunu “yeniden gözden geçirdiğini” söyledi.

Çarşamba günü Şanghay yakınlarındaki Kunshan’da düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Sánchez, ekim ayında Çin elektrikli araçlarına yönelik yeni tarifelerin onaylanması için yapılması beklenen oylama öncesinde AB ve Çin arasında bir “uzlaşma” bulunmasının önemli olduğunu kaydetti.

“Açık ve dürüst olmak zorundayım. Bence hepimiz, sadece üye devletler değil, aynı zamanda [Avrupa] Komisyonu da, bu harekete karşı tutumumuzu yeniden gözden geçirmeliyiz,” dedi tarife oylamasıyla ilgili bir soruya cevaben. “Başka bir savaşa, bu durumda bir ticaret savaşına ihtiyacımız yok” diye ekledi.

Sanchez’in pandeminin sona ermesinden bu yana Çin’e yaptığı ikinci ziyaret sırasında yapılan yorumlar, son aylarda Çin ile AB arasında yaşanan ticaret anlaşmazlığına önemli bir müdahaleyi temsil ediyor ve İspanya’nın kendi pozisyonunda bir değişikliğe işaret ediyor.

AB geçen yıl, Çin’in büyük ticaret fazlası verdiği bir dönemde, düşük maliyetli Çin elektrikli araçlarının üye ülkelerin siyasi açıdan önemli otomobil üreticilerini baltalayacağı endişesiyle, Çin’in otomobil endüstrisindeki “haksız sübvansiyon” şüphelerine yönelik aylar süren bir soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma sonucunda 27 üyeli blok haziran ayında, Çin menşeli elektrikli araçlara uygulanan gümrük vergilerinin %37.6’ya kadar keskin bir şekilde artırılmasını teklif etti; bu da gümrük vergisi seviyelerini yaklaşık %50’ye çıkaracak ve ABD’nin benzer önlemlerini yansıtacaktı. AB nüfusunun yüzde 65’ine tekabül eden 15 üye ülke karşı oy kullanmadığı takdirde yeni vergiler onaylanacak.

İspanya, temmuz ayında yapılan bir danışma anketinde tarifelerin artırılması lehinde oy kullanan 11 ülkeden biriydi. Sadece dört ülke tedbirin aleyhinde oy kullanmış, dokuz ülke ise çekimser kalmıştı.

Çin, tarifelere karşı güçlü bir lobi faaliyeti yürüterek ve Avrupa’dan domuz eti ithalatına yönelik İspanyol üreticileri de etkileyecek bir soruşturma da dahil olmak üzere bir dizi karşı önlem başlatarak karşılık verdi. Çin geçen yıl İspanya’dan 1.5 milyar dolarlık domuz eti ithal etti ki bu rakam diğer tüm AB ülkelerinden daha fazla.

Pekin ayrıca Avrupa süt ürünlerine yönelik bir anti-damping soruşturması başlattı ve AB’nin planladığı EV tarifeleri konusunda Dünya Ticaret Örgütü’ne şikayette bulundu.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping pazartesi günü Sánchez’i Çin ve AB arasındaki bağların kurulmasında “yapıcı bir rol” oynamaya teşvik ederken, İspanya başbakanı “daha yakın, daha zengin ve daha dengeli” ilişkiler çağrısında bulundu.

Sánchez “Avrupa Birliği ve Çin arasında köprüler kurmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Ticari gerilimler, Pekin ile batılı hükümetler arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesinin bir parçası olup, şirketleri dünyanın en büyük ikinci ekonomisindeki tedarik zincirlerine olan maruziyetlerini “riskten arındırmaya” itmiştir.

Çin’in AB ile ticaret fazlası bu yılın ilk sekiz ayında yıllık bazda yaklaşık %6 artışla 162.13 milyar dolar oldu. Çin’in İspanya ile ticaret fazlası temmuz ayına kadar olan yedi aylık dönemde 17.99 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu rakam bir önceki yıla göre neredeyse hiç değişmedi.

İspanya ve Norveç başbakanları Çin’i ziyaret ediyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English