Bizi Takip Edin

Rusya

‘Rus medyasını yasaklıyorlar çünkü bizim gerçeklerimizden korkuyorlar’

Yayınlanma

TASS Genel Müdürü Andrey Kondraşov Harici’ye konuştu: “Batı bizim gerçeklerimizden korkuyor. Rus medyasını kapatmalarının tek nedeni bu”.

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) ile Rusya’nın resmî devlet haber ajansı TASS işbirliğiyle Moskova’da düzenlenen medya forumu kapsamında TASS Genel Müdürü Andrey Kondraşov Harici adına gazeteci Esra Karahindiba’nın sorularını yanıtladı.

Kondraşov, Batı tarafından Rus medyasına uygulanan yaptırımları ve Rus gazetecilerin uluslararası alanda çalışma koşullarını anlattı. Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kondraşov, “Batı destek vermeseydi bu savaş yıllar önce biterdi” dedi.

* Rusya’ya karşı yaptırımlar basın alanını da kapsıyor. Rus medyası yasaklanıyor. Özellikle Avrupa ve ABD’deki Rus gazeteciler zorluk çekiyorlar. Bazılarına “istenmeyen kişi” gibi muamelesi yapılıyor. Yurtdışında çalışan Rus gazetecilerin karşılaştıkları zorluklar neler? Mesleklerini nasıl icra ediyorlar?

Şu anda tanık olduğumuz şey, dost olmayan ülkelerden, özellikle ülke dışındaki Rus gazetecilere yönelik, eşi benzeri görülmemiş bir durum. İlk olarak 2015 yılında özellikle muhabirleri ve basını hedef alan yaptırımları fark ettiğimizde şok olduk. Yurt dışındaki tüm meslektaşlarımız ifade özgürlüğüne yönelik yaptırımların nasıl uygulanabileceği konusunda yorum bile yapamadılar. 2022’den sonra Batı siyaseti, yaptırımlar listesine kitle iletişim araçlarının da dahil edilmesi yönünde yaptırım kararı aldı ve bazı gazetecileri sanki siyasetin ve askerin parçasıymış gibi yaptırım listesine dahil ettiler. Bu durum çılgıncaydı.

Tabii Birçoğumuz SSCB’de doğduğumuz için hâlâ SSCB’yi hatırlıyoruz. İnsanların mutfak kapılarını kapatıp, Freedom Radio, Voice of America, Deutche Welle gibi SSCB döneminde “düşman sesleri” olarak adlandırdığımız kanalları dinledikleri günleri hâlâ hatırlıyoruz… Ve insanlar cezalandırılmaktan korkuyordu çünkü o dönemde hükümet insanları gerçeklerden uzaklaştırıyordu. Çünkü ekonomiye ve siyasi çevreye dair rakamları ancak Batılı radyo istasyonlarından öğrenebiliyordunuz.

Artık Batı ile rolleri tamamen değiştirdik. Çünkü artık Batı bizim gerçeklerimizden korkuyor. Sanırım Batı’nın Rus medyasını kapatmasının tek nedeni bu. Kitle iletişim araçlarını kapatmalarının ve Rus gazetecilerin çalışmalarını kısıtlamalarının nedeni “Rus propagandası” dedikleri şey. Son dönemdeki gerçeğe bakacak olursak, bu Rus propagandası değil. Bu, Batının korktuğu gerçek.

Burada, Rusya’da akredite olan herhangi bir Batılı gazeteciye, burada çalışırken herhangi bir kısıtlama veya zorluk yaşayıp yaşamadığını sorabilirsiniz. “Hayır, herhangi bir kısıtlama yok” diye cevap verecekler. Çünkü biz burada gazetecilere eskisi gibi davranıyoruz. Şu anda SSCB’nin Batılı gazetecilere yönelik illüzyonlarını yok ettik.

‘Bize çok kültürlülüğün toplumun tamamen ayrıştırılması olduğunu öğrettiler’

* Muhalif Rus gazeteciler hakkında çok fazla konuşulan ve medyaya yansıyan olay var. Bu konudaki görüşünüz nedir?

Muhalif gazetecilik dediğimizde neyi kastediyoruz? Mesela Türkiye’de savaş sırasında yaralı ve kayıplar hakkında iddiada bulunmak kanunen kısıtlanmıştır. Muhalif gazeteciliğe Rusya Federasyonu ve Rus ordusu hakkında yalan söylemek, hukuka aykırılık dersek, yalan söylemenin hukuken engellenmesi çok doğru ve mantıklıdır. Medyanın siyasi görüşlerinden bahsedecek olursak, oldukça geniş bir faaliyet alanına sahipler.

Rusya Federasyonu’nda tüm basın ve kitle iletişim araçlarının hükümet tarafından kontrol edildiğine dair bir efsane var. Ama bu öyle değil. Şu anda Rusya Federasyonu’nda 70 bin kayıtlı medya kuruluşumuz var. Bunun 65 bini özel medya kuruluşu. Yani medya kuruluşlarının yalnızca yüzde beş ila onu hükümete ait. Özel medya kuruluşlarının kendi ticari yönetimleri vardır.

Diğer gazetecilere ve eylemlerine kıyasla onları özgür sayarsak; örneğin Beyaz Baretliler (Suriye’de) hakkındaki yalanları anlatan İngiliz yayınları veya siyasetle ilgili sahte bilgiler üreten diğer örgütler ve kitle iletişim araçları var. Bunlar SSCB’nin çöküşünden sonra veda ettiğimiz illüzyonlar.

Batı, SSCB’nin çöküşünden sonra Rus gazetecilere nasıl çalışacaklarını, nasıl davranacaklarını, nasıl gazeteci olacaklarını öğretmeye karar verdiğinde, nasıl gazeteci olunacağını öğrenmek için dünya çapında yüzlerce kurs ve programımız vardı. Ben, Denimarka’nın Bornholm şehrindeki Baltık Medya Merkezi’ndeki programı bitirdim, bize nasıl hoşgörülü olunacağı öğretildi. Avrupa’daki çoğu toplumun başka kültürlerden insanları da bünyesine katmaya hazır olduğu o dönemde nasıl bir hoşgörüden bahsettiğimizi şimdi anlıyoruz. Fransa’da Araplar toplumdan tamamen kopmuş durumda. Almanya’daki Türk diasporasının da kaderi aynı oldu. Çok kültürlülüğün toplumun tamamen ayrıştırılması olduğunu anlattılar. Kültürler, mutfaklar vb. arasında etkileşimin olduğu Rusya’nın aksine…

‘Batı’da temsilcilerimizin banka hesaplarını bile kapatıyorlar’

* Yaptırımlar konusuna geri dönmek istiyorum. Rus gazeteciler Avrupa ve ABD’de işlerini nasıl yapıyorlar? Yani haber akışını sağlıklı bir şekilde nasıl sağlıyorsunuz?

Gazetecilerimiz bugün hem çalışma sürecinde hem de siyasi süreçte pek çok zorlukla karşı karşıya kalıyor elbette. Bazı ülkelerde gazetecilerimizin akreditasyon alması kısıtlanıyor veya akreditasyonları reddediliyor. Daha önce çalıştıkları basın merkezlerine giremiyorlar. Artık farklı ülkeler temsilcilerimizin banka hesaplarını kapatıyor. Ofislerimizin kirasını da ödeyemiyoruz. Bunun sonucunda yurt dışında tüm televizyon kanalları, Federasyona ait tüm kanallar, devlet televizyonu ve başta RT olmak üzere birçok medya izleyicisini kaybetti. Ve artık TV yayıncılığı internete geçti. Bu durumda Batı’daki Rus izleyiciler artık internette gezinerek eskiden izledikleri ve ilgi duydukları televizyon kanallarını arıyorlar.

Rusya’da “su akar, yatağını bulur” diye bir sözümüz vardır. Bu, ne kadar yabancı topluluk gazetecileri engellemeye çalışırsa çalışsın, Rus gazetecilerin, Rus kitle iletişim araçlarının kendi izleyici kitlesini bulacağı anlamına geliyor. Son olarak TASS Ajans’ının ofislerini dünyanın her yerine yayma ve genişletme planları var.

‘Batılı ülkelerden destek gelmeseydi bu savaş çok uzun yıllar önce bitebilirdi’

* Peki, bir gazeteci ve Rusya devlet haber ajansının yöneticisi olan size sormak istiyorum. Ukrayna’da son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birçok kez ön saflarda bulundum ve gazetecilerin orada çalışmasının ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu biliyorum. Filistin ve İsrail’de şu anda insanlar birbirlerini acımasızca öldürüyor ve her gün birbirlerinin aynası gibi davranıyorlar. Rus askeri güçleriyle birlikte çalışan Rus gazetecilerin gerçekten sadece Ukraynalı sivillerin değil, aynı zamanda Ukrayna askeri güçlerinin ölümünün acısını hissettiğini söylersem şaşırabilirsiniz.

Batılı ülkelerden destek gelmeseydi bu savaş çok çok uzun yıllar önce bitebilirdi. Bu arada elbette biliyorsunuz ki Türkiye, Ukrayna ordusuna yardım etme konusunda en azından başlangıçta çok kararlı davrandı. Herkes biliyor ki Ukrayna’ya ne kadar çok silah verilirse o kadar çok Ukraynalı ölüyor. Artık Batı’nın Zelenski’ye savaşın son Ukraynalı ölene kadar devam etmesini kesin olarak söylemesine kimse şaşırmıyor. Herkesin barışa ihtiyacı var, Ukraynalıların ve Rusların. Washington’un eliyle yönetilen politikacılar dışında herkesin buna ihtiyacı var.

* Ukrayna’ya askerî açıdan destek veren, onlara donanım ve başka silahlar vererek destek olan ülkeleri eleştirirken, size göre Ukrayna’nın duruşunun arkasında belki NATO ve ABD olabilir, tüm bunları bana anlatırken Rusların vatanseverliği kadar Ukraynalıların vatanseverliğini de anlayabiliyor musunuz?

Ukrayna savaşının kökenleri hakkında çok uzun süre, saatlerce konuşabilirim.

Rusya, Kürtlere sponsor olmak için silah sağlamaya başlasaydı nasıl cevap verirdiniz? Kürdistan devletine “Rus vatanseverliği” diyebilir miydiniz? Çünkü Ukraynalılar aslında Türkiye’de terör faaliyetleri yürüten Kürtlerin yaptığı gibi hemen hemen aynı şekilde Ukrayna topraklarında Rusça konuşan Rusları da öldürdüler.

‘Moskova’da PKK’nın, Türkiye’de de ayrılıkçı Çeçen grupların ofisi vardı’

* Şunu söyleyeyim ki bu söylediğiniz bir hayal değil, PKK’nın Suriye kolu YPG’nin Moskova’da bir merkezi olduğu bir gerçek. Burada bir varsayım yok. Bu bana söylediğiniz “Ya şöyle olsaydı”nın cevabı değil. Moskova yani Rusya geçmişte YPG’yi desteklemişti, Moskova’daki ofislerini açık tutmalarına izin vermişti değil mi?

Bu ilk konu. İkincisi, burada bir gazeteci olarak bulunuyorum, Türk hükümetinin bir üyesi olarak konuşmak istemiyorum ama gerçek şu ki Ukrayna, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bağımsız bir ülke. Ancak aynı şey Türkiye topraklarında PKK’nın kurmaya çalıştığı sözde Kürdistan için geçerli değil.

Ben de Rus hükümetinin pozisyonundan sorumlu değilim, burada hepimiz gazeteciyiz. Ama sizin de belirttiğiniz gibi geçmişte Moskova’da Kürt örgütünün bir ofisi vardı. Ancak Çeçen ayrılıkçı grupların ve Çerkes ayrılıkçı grupların Türkiye’de ofislerinin bulunduğunu da söyleyebilirim. Moskova’da artık yok ama Türkiye’de şu anda var. Ama bunlar politik konular. Biz gazeteciliğe geri dönelim.

* Evet, yeterince adil. Öyleyse son sorum Rus kamuoyuyla ilgili. Anketleri ve kamuoyu araştırmalarını takip ediyor musunuz? Kamuoyu araştırmalarını veya anketleri takip ediyor musunuz? Rusya halkının Ukrayna’daki savaşa yönelik tutumu nasıl? Hükümete destek ne oranda?

Rusya Federasyonu’nda şu anda kamuoyunu gözlemleyen ve anket yapan üç merkez bulunmaktadır. Bunlardan biri kamuya ait, ikisi ise özel sektöre ait. Ve düzenli olarak kamuoyu araştırması yapıyorlar. Devlet merkezinin verdiği sayılardan şüphesi olan varsa özel araştırma merkezlerinin verdiği sayıları kontrol edebilir. Kamuoyunun siyaset ve hükümet eylemleri vb. konulardaki düşüncelerinden bahsedeceksek durum budur. Okuyucularımızın, izleyicilerimizin yorumlarına elbette daha fazla odaklanmalıyız.

Elektronik medyaya ilişkin olarak ülke genelinde TV izleyicilerinin faaliyetlerini ölçen medya ölçüm sistemimiz bulunmaktadır. Dijital medya, dijital gazeteler, dijital haber ajansları vb. kaynakların web sitelerini ziyaret eden kitle, ölçümlerde etkili. Yazılı basın çoğunlukla basılı tirajla karakterize edilir.

‘Siyasiler ne karar alırsa alsın, basın birbiriyle ilişkisini kesmemeli’

* Benim sormadığım ama sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Evet, söylemem gereken bir şey var. Artık dünyada ne olursa olsun, siyasiler hangi kararları alırsa alsın, birbirimizle ilişkileri kesmememiz gerektiğini basının anlaması gerekiyor.

Her ne kadar birçok ülke Rus gazetecilere ve Rus medyasına yaptırım uygulasa da, örneğin Rus haber ajansı TASS, özel operasyonun öncesinde olduğu gibi diğer haber ajanslarıyla uluslararası işbirliğini sürdürüyor. Çünkü biz değilsek bugün veya yarın halkımızın görüşlerini kim etkileyecek? Şu anda ne kadar savaş yaşanırsa yaşansın, nasılsa gelecekte hepimiz kendi ülkelerimizde halkımız için yeni bir başlangıç yapacağız. Geleceğimizi hep birlikte yaratmalıyız.

Rusya

Dmitriyev: Yabancı şirketlerin Rusya’ya dönüş süreci başladı

Yayınlanma

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, yabancı şirketlerin Rusya’ya dönüş sürecinin başladığını bildirdi. Bu dönüşlerin şimdilik kamuoyuna açık olmadığını söyleyen Dmitriyev, ilk belirgin dönüşlerin 2025’in ikinci çeyreğinde görülebileceğini öngördü.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) başkanı ve Rusya Devlet Başkanı’nın özel temsilcisi Kirill Dmitriyev, yabancı şirketlerin Rusya’ya dönüş sürecinin başladığını bildirdi.

Dmitriyev, ilk belirgin dönüşlerin 2025 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleşeceği yönündeki tahminin korunduğunu belirtti.

RİA Novosti’ye konuşan Dmitriyev, “Bazı şirketlerin geri döndüğünü şimdiden görüyoruz, ancak bu süreç pek kamuoyuna açık ilerlemiyor. Fakat, şüphesiz bu süreç halihazırda başladı,” dedi.

Dmitriyev, yabancı ticari marka tescillerinde artış gözlemlediklerini ve bunun “iyi göstergelerden biri” olduğunu kaydetti.

Birçok yabancı şirketin Rusya’ya dönmekle ilgilendiğini ve “doğrudan, hatta çok aktif müzakereler yürüttüğünü” ifade eden Dmitriyev, söz konusu şirketlerin çeşitli sektörlerde faaliyet gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Geçen ay Vedomosti gazetesi, büyük işletmelerin çıkarlarını temsil eden Rus Sanayiciler ve Girişimciler Birliği’mim, yabancı yatırımcıların Rusya’daki faaliyetlerine yeniden başlaması için gereken koşullara ilişkin öneriler hazırlamak üzere bir çalışma grubu oluşturduğunu bildirmişti.

Bu gruba Rus şirketlerinin yanı sıra Amerikan Ticaret Odası ve Avrupa İşletmeleri Birliği gibi yabancı iş dünyası birlikleri de katıldı.

Bilişim ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanında İthal İkamesi Yetkinlik Merkezi analitik departmanı direktörü İvan Çalin, nisan ayındaki “Svyaz-2025” forumunda yaptığı açıklamada, IT sektöründeki aktörlerin yabancı IT tedarikçilerinin Rusya pazarına dönmesi durumunda uygulanacak kısıtlamaların bir listesi üzerinde çalıştığını dile getirmişti.

Merkezin direktörü İlya Massuh ise bu önlemlerin mart sonunda Dijital Kalkınma Bakanlığı bünyesindeki kamu konseyi toplantısında ele alındığını ve şu anda son hâlinin verildiğini söylemişti.

Nihai taslağın mayıs sonuna kadar bakanlığa sunulması bekleniyor.

Rusya, ‘düşman’ kuruluşları finanse eden şirketlerin geri dönüşünü yasaklayacak

Okumaya Devam Et

Rusya

Lukoil’in ticaret kolu ilk kez Batı yaptırımlarına girebilir

Yayınlanma

Avrupa Birliği, Rus petrol şirketleri Lukoil’in ticaret birimi Litasco Middle East, Surgutneftegaz ve sigorta şirketi VSK’ya yönelik yeni yaptırımlar hazırlıyor. Bu yaptırımlar, şirketlerin Rus petrolünü taşımak için oluşturduğu “gölge filo” ile mücadele etmeyi amaçlıyor ve Litasco Middle East için bir ilk olacak. Paket ayrıca çok sayıda tanker ve kişiyi de kapsayacak.

Avrupa Birliği (AB), Rus petrol şirketi Lukoil’in petrol ticareti birimi Litasco Middle East DMCC, Surgutneftegaz ve sigorta şirketi VSK’ya yönelik yeni bir yaptırım paketi hazırlığında.

Bloomberg’in haberine göre, söz konusu yaptırımlar söz konusu şirketlerin Rus petrolünü taşıyan “gölge filo” oluşturmadaki rolleri nedeniyle uygulanacak.

Özellikle Litasco Middle East, Batı yaptırımları kapsamına ilk kez girecek.

AB, yaptırım listelerine toplamda yaklaşık 150 tanker eklemeyi planlıyor. Böylece yaptırım uygulanan tanker sayısı 300’ün üzerine çıkacak. Ayrıca 60 kişi de listeye dahil edilecek.

Petrol ticareti şirketi Litasco, daha önce İsviçre’de faaliyet gösteriyordu. Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ve İsviçre’nin de katıldığı Batı yaptırımlarının ardından, bazı çalışanlar şirketten ayrıldı ve ticari operasyonları Dubai’ye taşındı.

Bloomberg, şirketin son aylarda farklı ülkelerdeki ofisleri için aktif olarak personel işe aldığını yazdı.

Yaptırımlar, Batılı şirketlerin Rusya’dan petrol taşıma imkanlarını kısıtladı. Bunun üzerine Rusya, eski tankerleri satın alarak ve farklı ülkelerde bu tankerlere sahip olan ve işleten çok sayıda firma kurarak bir gölge filo oluşturmaya başladı.

Geçen yıl Financial Times’ın bir araştırması, Litasco Middle East’in bu sürece dahil olduğunu ortaya koydu.

Gazete, özellikle Lukoil’in gölge filoya 25 tanker eklediği bir planı yazdı. Bu tankerlerin her biri, başka bir veya hatta birkaç başka firmaya ait ayrı bir offshore şirketi tarafından satın alınmıştı.

Gemiler, İngiliz mahkemeleri tarafından yatırımcıları dolandırmaktan yargılanan Pakistanlı bir denizcilik girişimcisine ait Dubai merkezli şirketler tarafından yönetiliyordu.

Tüm bu alımlar, Litasco Middle East’e ait Dubai merkezli Eiger Shipping DMCC tarafından finanse edildi.

Bu 25 tankere 700 milyon dolardan fazla harcama yapıldı. Gölge filoya katıldıktan sonra bu tankerler neredeyse sadece Rus petrolü taşıdı (tüm sevkiyatların yüzde 97’si, bunun yüzde 82’si Lukoil petrolüydü) ve yaklaşık 119 milyon varil petrol taşıdılar.

Geçen yıl Lukoil, deniz yoluyla petrol ihracatında ikinci sırada yer aldı.

Üçüncü sırada ise AB’nin de yaptırım uygulamayı planladığı Surgutneftegaz bulunuyordu. Surgut, ocak ayında Gazprom Neft ile birlikte ABD’nin kara listesine alınmıştı.

Yaptırım adayı olan bir diğer şirket ise geçen sene İngiltere tarafından yaptırım uygulanan sigorta şirketi VSK.

Yeni yaptırımlar, Rus petrolünün fiyatının son aylarda varil başına 60 dolar olan tavan fiyatın altına düşmesinin ardından Rus petrolü taşımaya yeniden başlayan Avrupalı deniz taşımacılığı şirketlerinin imkanlarını kısıtlayabilir.

Bloomberg, petrol üreten ve ticaretini yapan şirketlere yaptırım uygulanması hâlinde, gemi sahiplerinin (aralarında çok sayıda Yunan firması bulunuyor) Rus petrolüyle çalışmasının daha zor hâle geleceğini kaydetti.

10 milyar dolarlık plan: Rusya’nın ‘gölge filosu’ yaptırımları nasıl atlatıyor?

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya ekonomisi, 2022’den bu yana ilk kez ilk çeyreği daralmayla tamamladı

Yayınlanma

Uzmanlar, Rusya ekonomisinin 2025 yılının ilk çeyreğinde 2022’den bu yana ilk kez çeyreklik bazda daralma yaşadığını tahmin ediyor. Özellikle sanayi üretimi ve dış talebe bağlı sektörlerdeki zayıflık dikkat çekiyor. Resmi GSYİH verileri 16 Mayıs’ta açıklanacak.

Vedomosti gazetesinin anketine katılan uzmanlar, Rusya’nın gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) 2025 yılının ilk çeyreğinde mevsimsellikten arındırılmış olarak çeyreklik bazda yüzde 0,3 oranında düşmüş olabileceğini tahmin ediyor.

Bu tahmin, Rusya ekonomisinin Nisan-Haziran 2022 döneminden bu yana ilk kez çeyreklik daralma yaşadığına işaret ediyor.

Raiffeisenbank analistleri, ekonomi dinamiklerinin belirgin bir kötüleşme gösterdiğini ve durumun en zorlu olduğu alanın sanayi üretimi olduğunu belirtti.

Petrol fiyatlarının düşük seyretmesi nedeniyle yavaşlamanın yaşandığını kaydeden analistler, Merkez Bankası’nın faiz indirimine beklenenden daha erken, örneğin yaz aylarında başlayabileceğini öngördü.

Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı, ilk çeyrekte GSYİH’nin yıllık bazda yüzde 1,7 büyüdüğünü tahmin etmişti. Rusya Federal İstatistik Kurumu (Rosstat) resmi verileri 16 Mayıs’ta yayımlayacak.

Raiffeisenbank baş analisti Stanislav Muraşov, resmi verilerin açıklanmasının ardından çeyreklik bazdaki rakamlarda düzeltmelerin mümkün olabileceğini açıkladı.

Bloomberg Economics’in Rusya ve Orta ve Doğu Avrupa baş ekonomisti Aleksandr İsakov ise ilk çeyrekte GSYİH’deki düşüşü yüzde 0,6 ila 0,8 olarak değerlendirdi. İsakov ayrıca, öncü göstergelerin ikinci çeyrekte de iş aktivitesindeki düşüş eğiliminin devam ettiğini gösterdiğini belirtti.

En olumsuz değerlendirmeyi yapan T-Investitsii baş ekonomisti Sofya Donets oldu. Donets’e göre, mevsimsellikten arındırılmış çeyreklik GSYİH düşüşü yüzde 1,5’e ulaştı.

Donets, düşüş yaşanan sektörlerin dış talebe bağımlı olan sanayi üretimi, madencilik ve metalurji gibi alanlar olduğunu vurguladı.

Bununla birlikte, VTB baş ekonomisti Rodyon Latıpov, 2024 yılının dördüncü çeyreğindeki güçlü performansın çeyreklik dinamiklerin değerlendirilmesinde çarpıtmaya yol açtığını düşünüyor.

Latıpov, ekonomideki durumu anlamak için 2025’in ilk çeyreğini 2024’ün temmuz-eylül dönemiyle karşılaştırmak gerektiğini savundu.

Uzmanlar, yaşananları hükümet ve Merkez Bankası’nın hedeflediği “ekonominin yumuşak inişi” olarak değerlendiriyor, ancak durumun teknik resesyona kadar gidebileceği uyarısında bulunuyorlar.

Buna rağmen, İktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın bu yıl sonu için yüzde 2,5’lik GSYİH büyüme tahmininin gerçekleşmesinin pek olası olmadığını, zira bunun için keskin bir hızlanma gerektiğini belirtiyorlar.

Daha önce Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) uzmanları, sanayi üretimi verilerinin durgunluktan bahsetmek için yeterli olduğunu belirtmişti.

TsMAKP’nin reel sektör başkanı Vladimir Salnikov, savunma sanayi kompleksinin baskın olduğu sektörler çıkarıldığında, “Orada artık açıkça bir depresyondan bahsedebiliriz, düşüş başladı,” değerlendirmesi yapılmıştı.

TsMAKP’nin para politikası analizi başkanı Oleg Solntsev ise, devlet şirketlerinin karşı taraflara yaptığı ödemelerdeki gecikmelerin de durgunluğa katkıda bulunabileceğine işaret etti.

Solntsev, Rus iş dünyası temsilcilerinin bu durumdan giderek daha fazla şikayetçi olduğunu da sözlerine ekledi.

Rusya ekonomisinde stagflasyon tartışması: Uzmanlar ne diyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English