Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya göç politikasını yeniden yapılandırıyor

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla, göç alanındaki devlet yönetimini iyileştirmek amacıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresi kuruldu. Eski Başsavcı Yardımcısı Andrey Kikot’un başına getirildiği yeni yapının, göç süreçlerini düzene sokması ve koordinasyonu artırması hedefleniyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla, İçişleri Bakanlığı bünyesinde Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresi kuruldu.

İdare, “göç alanında devlet yönetimini iyileştirmek amacıyla” oluşturuldu.

Uzmanlara göre, yeni yapının kurulması, önemli ve bariz kusurları olan göç politikasını değiştirmeye yönelik kapsamlı çalışmaların bir parçası.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “göç alanında devlet yönetimini iyileştirmek amacıyla” İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Göç İşleri Genel Müdürlüğü temelinde (bu müdürlük, 2016 yılında lağvedilen Federal Göç İdaresi temelinde kurulmuştu) Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresinin kurulması talimatını verdi.

İdarenin başına, daha önce Başsavcı Yardımcılığı görevini yürüten Andrey Kikot getirildi.

Kikot, yeni görevi kapsamında Güvenlik Konseyi’nin ilgili Kurumlararası Komisyonu’na da dahil olacak ve bakanlığın tüm yerel organlarında vatandaşlık ve yabancıların kaydı konularından sorumlu bir başkan yardımcısı atanacak.

Hükümetin, üç ay içinde İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatı ve içişleri organlarının azami personel sayısının netleştirilmesine yönelik öneriler sunması gerekiyor.

Bu, yeni yapının kurulmasıyla bağlantılı olarak personel kaynaklarının optimize edilmesini sağlayacak.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, yeni kurumun göç alanındaki sorunların daha etkin çözülmesini sağlayacağını belirtti.

Peskov, bu sayede söz konusu konuyla ilgili faaliyet gösteren kurumlar arasındaki koordinasyonun geliştirileceğini ifade etti.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İrina Volk ise Telegram kanalından yaptığı açıklamada, yeni kurumun temel görevinin göç süreçlerini düzene sokmak ve yabancıların yasa dışı faaliyetlerini azaltmak olacağını açıkladı.

Vladimir Putin, geçen yılın sonunda düzenlediği yıllık basın toplantısıyla birleştirilen “Yılın Sonuçları” programında, içişleri bünyesinde göçmenlerle çalışmak üzere ayrı bir merkez kurulması gerektiğini söylemişti.

Devlet Başkanı, gerektiğinde böyle bir yapının özel bir kuruma dönüştürülebileceğini de göz ardı etmemişti.

Putin, ayrı bir kurumun gerekli olup olmadığı ya da bu konuların İçişleri Bakanlığı’nın yetkisinde kalmasının daha iyi olup olmayacağı konusundaki sayısız tartışmayı hatırlatarak, bu çalışmanın İçişleri Bakanlığı çerçevesinde güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya lideri, “Her şey tek bir merkezden yönetilmeli,” demişti.

Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komitesi Başkanı ve İnsan Hakları Konseyi (SPÇ) üyesi Kirill Kabanov, Rusya’nın önde gelen diplomasi yayınlarından Vzglyad gazetesine verdiği demeçte, “Rusya yönetimi göç sorunlarına özel önem veriyor,” dedi.

Kabanov, “Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresinin kurulması kararı, Vladimir Putin’in bu alandaki belirli hatalara verdiği net bir yanıttı. Hükümetin bu yöndeki çabalarını artırmasına yönelik kamuoyu talebi de önemli bir rol oynadı,” diye ekledi.

Kabanov, “Bu bağlamda, yeni idarenin kurulması, göç politikasını iyileştirmeye yönelik kapsamlı çalışmaların yalnızca bir parçasıdır. Yetkililer, yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilme kuralları, Rusça bilme zorunluluğu, gelenlerin dijital profillerinin oluşturulması gibi bir dizi çözüm üzerinde çalışıyor,” ifadesini kullandı.

Bunun yanı sıra “Ayrıca, işverenler yasa dışı göçmen çalıştırmaktan sorumlu tutulacak,” diyen Kabanov, “Çalışmak için bize gelen herkes vergi ödemeli ve Rusya yasalarına uymalıdır. Ayrıca, vasıfsız işçilerin ailelerinin akın etmesine izin verilemez,” diye belirtti.

Kabanov, “Yasa dışı göç, kültürel-etnik dengemizi ve ulusal kimliğimizi bozabilir. Devlet Başkanı, Rus dünyasını koruma görevini verdi. Belirtilen hedefe ulaşmak için azami çabayı göstermeliyiz,” diyerek sözlerini tamamladı.

Siyasetçi ve eski Ukrayna Radası milletvekili Oleg Tsaryov ise daha önce yetkililerin “neredeyse bir göç bakanlığı” gibi ayrı bir yapı kurmayı düşündüklerini, ancak Putin’in kararının bu kadar radikal değişikliklere gerek olmadığını gösterdiğini hatırlattı.

Tsaryov, mevcut çabaların sadece istenmeyen göçle mücadeleye yönelik olmadığını açıkladı.

Tsaryov, “Bizim için arzu edilen göç de var. Rusya’ya geri dönen soydaşlarla ilgili konuların polisin ilgilenmesi biraz garip, zira bu polisin görevi değil. Oysa soydaşların ülkeye çekilmesi çok ciddi bir mesele,” değerlendirmesini yaptı.

Tsaryov’a göre yeni idarenin diğer görevlerinin yanı sıra şu ikilemi çözmesi gerekecek:

“Bir yandan birçok kişi Rusya’daki göçmen sayısının azalmasını istiyor. Diğer yandan, gerçek bir iş gücü açığımız var. Ayrıca bazıları, göçmenlerin ayrı yerleşim yerlerinde yaşadığı ve işleri bittikten sonra ülkelerine döndüğü BAE deneyiminin dikkate alınmasını öneriyor. Ancak o zaman Rusya’nın BDT ülkeleriyle vize rejimi uygulaması gerekirdi ki bu da SSCB’nin dağılmasından sonra imzalanan çok sayıda devletlerarası anlaşmanın bozulması anlamına gelirdi.”

Yeni idarenin kurulması ve göç politikasını iyileştirmeye yönelik diğer kapsamlı çalışmalar, sonuç olarak Rusya’da yalnızca Rus diline ve kültürüne saygı duyan yabancıların yaşamasını ve çalışmasını, böylece Rus kimliğinin korunmasını sağlamalı.

Tsaryov’a göre, Rusya’daki göç politikası “akıllıca ve bazen uzlaşmacı kararlar” alınmasını gerektiriyor.

Tsaryov, “Benzersiz bir durumla karşı karşıyayız. Örneğin Orta Asya’dan gelen göçmenler için yeni kısıtlamalar getirdiğimizde, bu kararlar genellikle Sovyet döneminde çeşitli nedenlerle cumhuriyetlere taşınan ve şimdi bürokratik engeller nedeniyle evlerine dönemeyen Rus büyükanneleri ve büyükbabaları olumsuz etkiliyor,” dedi.

Tsaryov, “Asya’dan gelen göçmenlere diasporaları yardım ederken, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki Rusların diasporaları yok,” diye ekledi.

Demokrasi Sorunları Araştırma Vakfı Başkanı Maksim Grigoryev de “İdarenin kurulması, uzun süredir önemli ve bariz kusurları olan göç politikasında doğru bir değişiklik. Buna sivil toplum temsilcileri, uzmanlar ve bizzat Devlet Başkanı defalarca işaret etmişti,” değerlendirmesinde bulundu.

Grigoryev, Kikot’un atanmasının yeni yapının statüsünü vurguladığını ekledi: “Yeni idarenin başkanı, bakan birinci yardımcısı pozisyonunda bulunuyor. Bu, Devlet Başkanı’nın göç sorunlarının çözümüne özel önem verdiğini gösteriyor ki bu son derece olumlu. Yani, yeni idarenin statüsü, başkanının atanma seviyesinin yüksekliği ile vurgulanıyor.”

Grigoryev ayrıca, Rusya’nın sosyal altyapısının yasa dışı göçmenler ve Rus diline ve kültürüne entegre olmak istemeyenler nedeniyle önemli bir yük altında olduğuna dikkat çekti.

Grigoryev, “Örneğin, Rusça bilmeyen göçmen çocukları okullara geldiğinde eğitim kalitesi keskin bir şekilde düşüyor. Ayrıca, doğum dahil olmak üzere yasa dışı göçmenlere tıbbi yardım sağlamak için büyük kaynaklar harcanıyor. Bunu neden yapmak zorundayız? Kesinlikle anlaşılır değil,” diye konuştu.

Uzmana göre, göç politikası alanındaki çabalar, “Rusya’daki göçmenlerin varlığının ekonomi için faydalı ve vatandaşlar için kabul edilebilir olmasıyla” sonuçlanmalı.

Rusya

Özbekistan, Rusya’yı göçmenlere yönelik kötü muameleyle suçladı

Yayınlanma

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Rusya’daki Özbekistan vatandaşlarının kolluk kuvvetleri tarafından ‘izinsiz’ denetimlere, ‘saygısızlığa ve kaba muameleye’ maruz kaldığını açıkladı. Taşkent’teki Rus diplomatlarla yapılan bir görüşmede konuyu gündeme getiren bakanlık, Moskova’ya resmi bir nota göndererek insan haklarına uyulmasını ve vatandaşlarının onuruna saygı gösterilmesini istedi.

Özbekistan, Rusya’daki vatandaşlarının Rus kolluk kuvvetleri tarafından “izinsiz” denetimlere, “saygısızlığa ve kaba muameleye” maruz kaldığını belirterek Moskova yönetimine sert tepki gösterdi.

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Taşkent’teki Rus diplomatlarla yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirerek bu tür olayların önlenmesi için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

Bakanlık Sözcüsü Ahror Burhanov tarafından yayımlanan açıklamada, “Bu tür vakaların ülkelerimiz arasındaki dostane ilişkilere uymadığına ve bunların önlenmesi için somut tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çektik,” ifadeleri kullanıldı.

Özbekistan tarafı, tüm vatandaşlara yönelik uluslararası hukuka ve insan haklarına uyulması çağrısında bulunarak Rusya Federasyonu’nun ilgili makamlarına, “Özbekistan vatandaşlarına saygıyla davranmaları, onurlarını ve haysiyetlerini aşağılamamaları” yönünde bir talep iletti.

Bakanlık, Özbekistan Büyükelçiliği’nin de Moskova’daki durumla ilgili Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bir nota gönderdiğini ve “güç kullanan yetkililerin eylemlerine yasal bir değerlendirme yapılmasını” istediğini ekledi.

Rusya göç politikasında yol ayrımında

Moskova’da baskınlar

Bu diplomatik tepkiden önce, Özbekistan Dış Göçmenlik Teşkilatının Rusya temsilciliği, 8 Haziran’da Moskova’nın Sokolniki bölgesinde OMON (özel polis birliği) mensuplarının Özbekistan vatandaşlarına yönelik bir denetim düzenlediğini bildirmişti.

Denetim sırasında yabancılara “fiziksel güç uygulandığı” iddia edildi. Baskın sonucunda, belgelerinde sorun tespit edilen altı kişiye kadar gözaltı işlemi yapıldı.

Baza haber kaynağına göre, 9 Haziran’da ise Strogino’da Bağımsız Devletler Topluluğu vatandaşlarının kaldığı bir yurda yasa dışı göçmenlere yönelik bir baskın daha düzenlendi.

Tepkiler artıyor

Özbekistan makamları, Rusya’daki vatandaşlarının haklarının ihlal edildiğine ilk kez dikkat çekmiyor.

Geçen ay da Rusya’nın Taşkent Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak “işçi göçmenlere yönelik zalimce muamele vakaları” hakkında bilgilendirilmişti.

Nisan ayında ise Moskova’daki Bodrost adlı bir hamama düzenlenen ve Kırgızistan vatandaşlarının gözaltına alındığı göçmen karşıtı bir baskın nedeniyle Rusya’nın Kırgızistan Büyükelçisi’ne nota verilmişti.

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, o olayda yaklaşık 60 yabancı polis merkezine götürülmüş ve 25’i hakkında Rusya’ya giriş veya ülkede kalma kurallarını ihlal etmekten işlem yapılmıştı.

Tacikistan Başbakanı Kohir Resulzoda da Tacikistan vatandaşlarının “geniş ve muğlak bir güvenlik sağlama” gerekçesiyle Rusya’ya girişlerinin giderek daha sık yasaklandığını veya ülkeden sınır dışı edildiğini belirtmişti.

Rusya makamları, 22 Mart 2024’te Moskova yakınlarındaki Crocus City Hall konser salonunda yaşanan terör saldırısının ardından göç politikasını önemli ölçüde sertleştirdi.

Yabancı vatandaşlara yönelik özel bir sınır dışı etme rejimi getirilirken, ülkeye girişteki ihlaller ve yasa dışı göçmenlere hizmet sunulması durumlarında para cezaları artırıldı. Ayrıca, “istenmeyen kalış” statüsü uygulamaya konuldu.

Rusya göçmenlere yaklaşımını değiştiriyor

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya ordusundan Donetsk’te stratejik ilerleme

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) Petrovskoye ve Alekseyevka yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını bildirdi. Bakanlık, bu yerleşim yerlerinin Merkez askeri grubu birlikleri tarafından ele geçirildiğini belirtti. Açıklamada ayrıca, Ukrayna ordusuna yönelik operasyonlar ve hava savunma faaliyetleri hakkında da bilgi verildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) bulunan Petrovskoye ve Alekseyevka yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu yerleşim yerlerinin Merkez askeri grubu birlikleri tarafından ele geçirildiği belirtildi.

Alekseyevka’nın, mayıs ayında Rus askeri güçlerinin kontrolünü sağladığını bildirdiği Velika Novoselka yakınlarındaki Bogatır köyünün kuzeyinde yer aldığı aktarıldı.

TASS‘ın aktardığına göre, 2016 yılında Ukrayna makamları tarafından Orehovo olarak yeniden adlandırılan Petrovskoye köyü ise Pokrovskoye ilçesinde, Dnipropetrovsk oblastındaki Novopavlovka yakınlarında bulunuyor.

Bakanlığın bugünkü raporunda, son 24 saat içinde Ukrayna ordusu tugaylarına Stepanovka, Krasnoarmeysk, Dimitrov, Grodovka, Novonikolayevka, Novopavlovka ve Dnipropetrovsk oblastındaki Novopodgorodnoye yerleşim birimleri bölgelerinde darbe indirildiği ifade edildi.

Ayrıca, bakanlık Sumı oblastındaki Ukrayna ordusu birliklerine yönelik saldırılar düzenlendiğini de bildirdi.

Hava savunma sistemlerinin iki JDAM bombası, bir HIMARS çok namlulu roketatar sistemi mermisi ve 260 Ukrayna insansız hava aracını düşürdüğü, bunlardan 62’sinin askeri operasyon bölgesinin dışında imha edildiği kaydedildi.

Geçen hafta sonunda Rusya Savunma Bakanlığı, Merkez askeri grubuna bağlı 90. Tank Tümeni’nin Dnipropetrovsk oblastında ilerlediğini duyurmuştu.

11 Haziran’da ise 55. Motorize Piyade Tugayı birlikleri ile biraz daha güneyde faaliyet gösteren Doğu askeri grubu birlikleri bu tümenin operasyonlarına katıldı.

Rusya ve Ukrayna, İstanbul anlaşması kapsamında yeni bir esir takası yaptı

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’da yoksul sayısı bir yılda 2,1 milyon kişi azaldı

Yayınlanma

Rusya Federal İstatistik Servisi (Rosstat), 2025’in ilk çeyreğinde yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,1 milyon kişi azalarak 11,9 milyona gerilediğini açıkladı. Uzmanlar, bu düşüşü artan reel gelirler, yükselen asgari ücret ve hedefe yönelik sosyal destek programlarına bağlarken, verilerdeki mevsimsel etkinin altını çiziyor.

Rusya Federal İstatistik Servisi (Rosstat) tarafından açıklanan verilere göre, ülkede yoksulluk sınırı altında gelire sahip olanların sayısı 2025’in ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 2,1 milyon kişi azalarak 11,9 milyona düştü. Bu rakam, toplam nüfusun yüzde 8,1’ine tekabül ediyor.

Ancak gösterge, bir önceki çeyrek olan 2024’ün son çeyreğine göre 4,2 milyon kişilik bir artış gösterdi. Geçen yılın sonunda yoksulluk sınırı altındaki nüfus 7,7 milyon kişi (yüzde 5,3) olarak kaydedilmişti.

Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova, 2024 yılı genelinde yoksulluk oranının yüzde 7,2 ile tarihi bir düşük seviyeye indiğini açıklamıştı.

Yoksulluk sınırı altındaki nüfusun dinamikleri mevsimsel bir karakter taşıyor; yılın ilk yarısında daha yüksek olan gösterge, yıl sonuna doğru azalma eğilimi gösteriyor.

2024’ün ilk çeyreğinde yoksul sayısı 14 milyon iken, ikinci çeyrekte 12,4 milyona, üçüncü çeyrekte 11,8 milyona ve dördüncü çeyrekte 7,7 milyona gerilemişti.

Ocak-Mart 2025 döneminde yoksulluk sınırı 16 bin 621 ruble olarak kabul edilirken, bu rakam bir önceki yılın aynı döneminde 15 bin 96 rubleydi. Böylece yoksulluk sınırı bir yılda yüzde 10 artış gösterdi.

Veriler ne anlama geliyor?

Ekonomi Dönüşüm ve Kalkınma Ajansı ortağı Viktoria Pavlyuşina, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, yoksulluk eşiğinin yükselmesine rağmen yoksul sayısının azalmasının, en az gelirli nüfus arasında gelir dağılımının iyileştiğine işaret ettiğini belirtiyor.

Pavlyuşina’ya göre bu düşüş, nominal ve reel gelirlerdeki artışın yanı sıra hedefe yönelik sosyal yardımların yaygınlaşmasıyla açıklanabilir.

Rosstat’ın son verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde Rusların aylık ortalama nominal maaşları yıllık bazda yüzde 13,8, reel maaşları ise yüzde 3,4 arttı.

Pavlyuşina, Ocak 2025’ten itibaren asgari ücretin artırılmasının en düşük maaşlı çalışanların gelirlerini etkilediğini ve hedefe yönelik sosyal desteklerin genişletilmesinin de yoksulluk seviyesi üzerinde olumlu bir etki yarattığını vurguladı.

Ayrıca, çocuklu ailelere yönelik birleşik yardımın artık proaktif olarak atandığını ve 2025 başında yapılan emekli maaşı ve sosyal yardım endekslemelerinin savunmasız grupların gelirlerini artırdığını ekledi.

Rusya Merkez Bankası, Eylül 2022’den bu yana ilk kez faiz indirimine gitti

Mevsimsellik faktörü öne çıkıyor

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) uzmanı İgor Polyakov, en yüksek yoksul nüfusun her zaman yılın ilk çeyreğinde ve ilk yarısında kaydedildiğini, daha sonra bu sayının düşmeye başladığını ve yıl sonunda ortalama bir değere ulaştığını açıklıyor.

Rusya hükümetine bağlı Finans Üniversitesi’nden Profesör Aleksandr Safonov ise yoksulluk seviyesinin ana faktör olan enflasyona bağlı olduğunu, çünkü enflasyonun emekli maaşları ve ücretlerin endekslenmesini etkilediğini söylüyor.

Safonov’a göre, geçim minimumunun belirlenmesi ile endeksleme arasında bir zaman farkı olduğu için yıl sonuna doğru gelirler yoksulluk sınırının önemli ölçüde üzerine çıkıyor.

Örneğin, geçim minimumu 1 Ocak’ta artırılırken, maaş endekslemeleri daha ileri tarihlerde yapılıyor ve sosyal emekli maaşları genellikle 1 Nisan’dan itibaren endeksleniyor.

Pavlyuşina da 2024’ün dördüncü çeyreğindeki düşük yoksulluk oranının mevsimsel gelirlerden kaynaklandığını doğruluyor.

Aralık ayında 13. maaşların, üç aylık primlerin, yıllık ikramiyelerin ve bazı sosyal yardımların ödenmesinin yıl sonuna doğru yoksulluğu keskin bir şekilde azalttığını belirtiyor.

Hükümetin adımları ve hedefler

Devlet, 1 Şubat’tan itibaren 40’tan fazla sosyal yardım ve ödeneği yüzde 9,5 oranında endeksledi. Ayrıca, 1 Nisan’dan itibaren sosyal emekli maaşları yüzde 14,75 oranında artırıldı ve bu durum engelliler de dahil olmak üzere yaklaşık 4,2 milyon Rus vatandaşını etkiledi.

Başbakan Mihail Mişustin, 2026’dan itibaren Rusya’daki emekli maaşlarının enflasyon ve Sosyal Fon gelirleri dikkate alınarak şubat ve nisan aylarında olmak üzere yılda iki kez endeksleneceğini söylemişti.

Kamu sektöründe çalışan öğretmen, doktor ve sosyal hizmet uzmanı gibi personelin maaşları 1 Ocak 2025’ten itibaren yüzde 13,2 artırıldı.

Hükümet, bu oranı yüzde 16,8’e çıkarmak için yüzde 3,6’lık ek bir endeksleme daha planlıyor.

Maliye Bakanı Anton Siluanov, bu adımın 2024’teki fiili maaş dinamikleri ve cari yıl için öngörülen maaş göstergeleriyle ilgili olduğunu belirtti.

Devlet başkanının mayıs kararnamesine göre, 2030 yılına kadar yoksulluk seviyesinin yüzde 7’nin altına düşürülmesi hedefleniyor.

Polyakov’a göre bu hedefe ulaşmada, özellikle düşük gelirli aileleri destekleyecek olan asgari ücretin hızlandırılmış artışı, enflasyonla mücadele ve çok çocuklu aileler gibi ihtiyaç sahibi kategorilere yönelik bölgesel sosyal programların geliştirilmesi yardımcı olacak.

Safonov ise yoksulluğu azaltmanın temel araçlarının, maaş ve emekli maaşlarının enflasyonun üzerinde artırılması, işsizlik ve enflasyon seviyelerinin düşürülmesi olduğunu düşünüyor.

Rusya’da bankacılık ve likidite riskleri yükselişte: Ekonomik daralma kapıda mı?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English