Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya’dan Putin’in Kiev’e ön koşulsuz müzakere teklifine dair yorumlar

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Mayıs gecesi Kiev’e ön koşulsuz doğrudan müzakerelerin yeniden başlatılmasını teklif etti.

Putin, heyetlerin 2022 yılında askeri müdahalenin başlamasından kısa bir süre sonra bir araya geldiği İstanbul’da 15 Mayıs’ta toplantı düzenlenmesi çağrısında bulundu. Bu gelişme, Ukrayna ve Batılı müttefiklerinin Rusya ile 12 Mayıs’ta yürürlüğe girecek ve 30 gün sürecek ateşkes yapma teklifinin ardından geldi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu açıklarken, ABD, Avrupa Birliği ve Kiev müzakerelerin ancak ateşkesin ardından başlaması gerektiğinde ısrar ediyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna ile müzakerelerin amacının çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırmak ve Rusya’nın çıkarlarını güvence altına almak olduğunu belirtti.

Kremlin sözcüsü, Kiev’in “geçmişte Ukrayna’yı müzakere sürecinden çekilmeye zorlayan” Batılı idarecilere bağımlı olduğunu da sözlerine ekledi. Peskov daha sonra yaptığı açıklamada, Putin’in Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için mümkün olan her şeyi yaptığını, ancak Moskova’nın çözüm için diplomatik fırsatların yokluğunda özel askeri operasyonu sürdürmek zorunda kalacağını ifade etti.

Peskov, “çözüm sürecinin Rusya ve Ukrayna’nın geleceği için hayati önem taşıyan küçük ayrıntılarla dolu olduğunu” vurguladı.

‘Ukrayna’ya kalabalık bir barış gücü göndermek zor olacak’

Vedomosti gazetesine demeç veren Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMO) Bölgesel Sorunlar ve Çatışma Bölgeleri Kürsüsü Başkanı Pavel Timofeyev, Ukrayna Devlet Başkanı’nın 30 Eylül 2022 tarihli Rusya ile doğrudan müzakereleri yasaklayan yasal düzenlemesi devam ederken, bu müzakerelerin nasıl mümkün olacağının belirsiz olduğunu söyledi.

Timofeyev, Moskova ve Kiev arasında Kırım, dört yeni bölge, Ukrayna’nın NATO üyeliği olasılığı ve Ukrayna’daki Rus dilinin statüsü gibi temel konularda anlaşmazlıkların sürdüğünü belirtti.

Timofeyev, AB ülkelerinin, liderlerinin ve Birleşik Krallık Başbakanı’nın Kiev ziyaretleri sırasındaki söylemlerine ve 30 günlük ateşkes önerisine bakılırsa, Ukrayna’nın savaş alanındaki konumunu savunabileceğine hâlâ inandıklarını, bu nedenle askeri desteğin devam ettiğini kaydetti.

Uzman, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Putin’in önerisine verdiği yanıtta temelde yeni bir şey olmamasına rağmen, Ukrayna’ya kalabalık bir Avrupa barış gücü göndermenin zor olacağını kabul etmesinin ilginç olduğunu” ifade etti.

Putin, Kiev’e 15 Mayıs’ta İstanbul’da doğrudan görüşme teklif etti

‘Ne ABD ne de Avrupa Birliği ülkeleri Ukrayna’nın arkasında durmayacak’

Vneşpol Telegram kanalının yazarı Aleksey Naumov ise “İkili format Rusya için avantajlı, çünkü bu durumda müzakere sürecinin kendisi boyunca ne ABD ne de Avrupa Birliği ülkeleri Ukrayna’nın arkasında durmayacak,” dedi.

Uzman, Rus girişiminin başarısının büyük ölçüde Putin’in açıklamasına başlangıçta oldukça olumlu tepki veren ABD Başkanı Donald Trump’a bağlı olduğunu açıkladı. Naumov’a göre AB ülkeleri engel olabilir.

Naumov, “Eğer Zelenskiy etrafında birleşirler ve müzakerelerden önce ateşkes konusunda ısrar etmeye devam ederlerse, bu durumu karmaşıklaştırabilir,” diye özetledi.

ABD ve Kanada Enstitüsü baş araştırmacısı Vladimir Vasilyev, ABD’nin karmaşık tepkisinin Trump yönetiminin arabuluculuk rolünü gözden geçirme arzusundan kaynaklandığını söyledi.

Uzman, Trump ve çevresinin Ukrayna ihtilafının sona ermesine yönelik müzakereleri “Amerikan kamuoyuna Trump diplomasisinin bir başarısı olarak satmanın” yollarını aradığını vurguladı.

Ayrıca Vasilyev, aynı zamanda Moskova ve Kiev arasında olası diyaloğun başlamasını geciktirmek istemediklerini de belirtti.

Bunun yanı sıra Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rusya’nın Ukrayna’ya 15 Mayıs’ta ateşkesi değil, çatışmanın temel nedenlerini görüşmek üzere müzakerelere başlamayı teklif ettiğini açıkladı.

Zaharova, “Önce temel nedenler hakkında müzakereler, sonra ateşkes hakkında konuşabiliriz,” ifadesini kullandı.

Zaharova, Ukrayna tarafının tepkisine bakılırsa, Bankova’nın (Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresi) “Rusya Devlet Başkanı’nın açıklamasının metnini iyi incelemediğini” de sözlerine ekledi.

Birleşik Rusya Partisi Genel Konsey Sekreteri Vladimir Yakuşev de Putin’in girişiminin mesajının basit olduğunu belirterek, Rusya’nın “geçici bir barış” aramadığını ve sürecin diğer katılımcılarından da beklediği gibi sağlam garantiler üzerinde çalışmaya hazır olduğunu dile getirdi.

Moskova’nın sözde değil, pratikte kalıcı bir barışa ulaşmak için çalışmaya hazır olduğunu açıkça gösterdiğine işaret eden Yakuşev, “Devlet başkanımızın Ukrayna ile İstanbul formatında —herhangi ek bir koşul olmaksızın— doğrudan müzakereleri yeniden başlatma önerisi, Ukrayna krizinin temel nedenlerinin kapsamlı bir şekilde ortadan kaldırılmasına yönelik rotayı devam ettiriyor. Ve dünya çoğunluğu Rus liderinin önerisini takdirle karşıladı,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya

Rusya, 6060 cenazeye karşılık Ukrayna’dan 78 askerinin naaşını teslim aldı

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy, İstanbul’da varılan mutabakat çerçevesinde Ukrayna ordusuna ait 6060 askerin cenazesinin teslimatının tamamlandığını açıkladı. Rusya, bu teslimata karşılık 78 askerinin naaşını geri alırken, esir takasının ve ağır yaralıların takasının da devam ettiğini belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy, İstanbul’da varılan mutabakat kapsamında Ukrayna’ya ait 6060 askerin cenazesinin teslimat sürecinin tamamlandığını bildirdi.

Medinskiy, son etapta 1245 Ukraynalı asker ve subayın naaşının teslim edildiğini belirtirken, Rusya’nın bu süreçte toplam 78 askerinin cenazesini geri aldığını açıkladı.

Medinskiy, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Esir takası da devam ediyor. Ağır yaralıların cephe hattından acil sıhhi nakilleri için düzenlemeler yapıldı,” ifadelerini kullandı.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan bir diğer açıklamada ise Rusya’nın, Ukrayna tarafına Ukrayna ordusuna ait 2239 askerin cenazesini daha teslim etmeye hazır olduğu belirtildi.

İstanbul’daki müzakerelerde kararlaştırılmıştı

Ukrayna’ya 6 bin askerin cenazesinin teslim edilmesine ilişkin anlaşmaya, 2 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilen ikinci tur müzakereler kapsamında varılmıştı.

Taraflar aynı görüşmede, ağır yaralı ve ağır hasta tüm esirlerin yanı sıra 25 yaşın altındaki genç askerlerin de “hepsine karşılık hepsi” formülüyle takas edilmesi konusunda uzlaşmıştı.

Teslimat süreci aşamalı olarak gerçekleşti

Ukrayna, anlaşma çerçevesindeki ilk cenazeleri 11 Haziran’da teslim aldı. Aynı gün Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy de takası doğrulayarak Rus tarafının 27 askerinin naaşını geri aldığını duyurmuştu.

Rusya, İstanbul’daki mutabakat maddelerine uygun olarak 14 Haziran’da Kiev’e 1200 Ukraynalı askerin cenazesini daha teslim etti.

Bu teslimatı, 15 Haziran’da yapılan 1200 kişilik bir başka cenaze teslimatı takip etti.

Okumaya Devam Et

Rusya

Kremlin: İran’ın uranyumunu depolama teklifimiz halen masada

Yayınlanma

Kremlin, Orta Doğu’da tırmanan krize rağmen Rusya’nın İran’a ait uranyumun kendi topraklarında depolanması yönündeki teklifinin geçerliliğini koruduğunu açıkladı. Sözcü Peskov, Umman arabuluculuğundaki dolaylı ABD-İran görüşmeleri öncesinde başlayan çatışmaların durumu ciddi şekilde kötüleştirdiğini belirtti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, düzenlediği basın toplantısında, Rusya’nın İran’a ait uranyumun kendi topraklarında depolanmasına yönelik teklifinin “masada” olduğunu ve geçerliliğini koruduğunu bildirdi.

‘Durum ciddi şekilde kötüleşti’

Kremlin Sözcüsü, çatışmaların, Umman’ın arabuluculuğunda İran ve ABD arasında yapılması planlanan bir sonraki dolaylı müzakere turunun hemen öncesinde başlamasıyla durumun ciddi şekilde karmaşıklaştığını kaydetti.

Peskov, “Durum fazlasıyla ciddi bir şekilde tırmandı ve elbette tüm bunlar olayların gidişatını iyi yönde değiştirmedi,” ifadelerini kullandı.

Peskov ayrıca, Rusya’nın Orta Doğu’daki krizin temel nedenlerini ortadan kaldırmak için gerekeni yapmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

İsrail saldırıları İran toplumunu birleştirdi’

Öte yandan Peskov, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları karşısında İran toplumunda önemli bir konsolidasyon yaşandığını açıkladı. Peskov, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İran’da iktidar değişikliği olasılığına dair açıklamasını yorumlarken, Rusya’nın bölgedeki gerilimi tehlikeli bir boyuta taşıyan eylemleri kınadığını belirtti.

Netanyahu, daha önce Fox News‘e verdiği mülakatta, İsrail’in askeri harekatının Tahran’da rejim değişikliğiyle sonuçlanabileceği görüşünü dile getirmişti.

Sözcü Peskov bu açıklamanın yetkililer tarafından görüldüğünü ve duyulduğunu ifade etti.

Peskov, “İsrail tarafının şu anda gerçekleştirdiği bombardımanlar karşısında İran’da toplumun önemli ölçüde konsolide olduğunu da tespit ediyoruz. Söyleyebileceğim bu,” diye ekledi.

İran’dan NPT hamlesi

Putin ve Trump gerilimi görüştü

Diğer yandan Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, 13 Haziran’da yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini bildirdi.

Görüşmede iki liderin Orta Doğu’daki durumun kötüleşmesini ele aldığını belirten Uşakov, Putin’in Trump’a İsrail Başbakanı Netanyahu ve İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdiğini aktardı.

Rusya’dan arabuluculuk sinyali

Görüşmede Rus tarafının “olası arabuluculuk çabalarını” hayata geçirmeye hazır olduğu vurgulandı. Putin’in, gerilimin tırmanmasından önce Rusya’nın, “ABD ve İran temsilcileri arasında İran nükleer programı üzerine yürütülen müzakereler sırasında karşılıklı olarak kabul edilebilir anlaşmalara” ulaşmayı amaçlayan somut adımlar önerdiğini belirttiği kaydedildi.

Trump’ın ise Putin’in Orta Doğu’daki çatışmanın çözümünde olası arabuluculuğuna açık olduğunu ifade ettiği bildirildi.

Okumaya Devam Et

Rusya

Çin, Rusya’nın kredi notunu ‘istikrarlı’ olarak teyit etti

Yayınlanma

Çinli kredi derecelendirme kuruluşu CSCI Pengyuan, Rusya’ya ulusal ve yabancı para cinsinden ‘A-i’ seviyesinde kredi notu verdi. Bu not, Rusya’nın borçlarını ödeme kabiliyetinin yüksek olduğunu ancak olumsuz ekonomik koşullara karşı hassasiyetinin bulunduğunu ifade ediyor. Kuruluş, jeopolitik gerilimler ve yaptırımların uzun vadeli belirsizlikler yarattığı uyarısında bulundu.

Çinli kredi derecelendirme kuruluşu CSCI Pengyuan, Rusya’ya bir ay içinde ikinci kez egemen kredi notu verdi.

Kuruluşun Vedomosti gazetesine yaptığı açıklamaya göre, Rusya’nın ulusal ve yabancı para cinsinden uzun vadeli uluslararası kredi notları ‘A-i’ olarak belirlendi. Not görünümü ise ‘istikrarlı’ olarak açıklandı.

Bu not, Rusya’nın borçlarını ödeme kabiliyetinin yüksek ve temerrüt riskinin düşük olduğu, ancak olumsuz ekonomik ortama karşı hassasiyetinin de bulunduğu anlamına geliyor.

Gazetenin incelediği açıklamada, Rusya’nın CSCI Pengyuan’dan bir not talep etmediği ancak derecelendirme sürecinde kuruluşla işbirliği yaptığı belirtildi.

Çin’den ikinci ‘istikrarlı’ not

Rusya, mayıs ayında da bir başka Çinli kuruluş olan China Chengxin International Credit Rating’den (CCXI) ‘istikrarlı’ görünümlü ‘BBB+g’ notu almıştı.

Bu not, orta düzeyde ekonomik ve finansal istikrar ile aynı seviyede temerrüt riskine işaret ediyordu.

Rusya’nın CCXI’deki bu yeni notu, 2022 öncesindeki ‘BBB-g’ seviyesindeki notundan daha yüksek bir seviyede bulunuyor.

CCXI, 2022’deki olayların ardından Rusya’nın notunu önce ‘BBg’ye düşürmüş, ardından 2022 yazında tamamen geri çekmişti.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Fitch, Moody’s ve S&P, 2022’de başlayan süreç sonrası Rusya’nın ve Rus şirketlerinin notlarını önce düşürmüş, daha sonra ise geri çekmişti.

ABD merkezli bu üç büyük kuruluş, Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırımlarını gerekçe göstermişti.

Mart 2022’den itibaren AB merkezli kuruluşların Rusya ve yerel şirketleri derecelendirmesi yasaklanmıştı.

Ekonomik dayanıklılık ve riskler

CSCI Pengyuan, not kararının gerekçesinde Rusya’nın önemli bir uluslararası statüye, büyük bir ekonomiye, bol enerji kaynaklarına ve ileri bir kalkınma aşamasında olduğuna dikkat çekti.

Kuruluş, jeopolitik gerilimler ve Batı yaptırımlarının yarattığı baskıya rağmen Rus ekonomisinin dayanıklılığını koruduğunu belirtti.

Açıklamada, Rusya’nın maliye politikasının ihtiyatlı olduğu, cari işlemler pozisyonunun ve dış borç yapısının sağlam olduğu vurgulandı.

Enflasyonun etkin yönetimi ve rublenin istikrara kavuşmasının, ekonominin gücünü ve olumsuz koşullarda bile istikrarlı kalkınma yeteneğini teyit ettiği ifade edildi.

Ayrıca, de-dolarizasyon stratejisinin sadece rezerv yapısını iyileştirmekle kalmayıp, Rusya’nın uluslararası yatırım pozisyonunun çeşitliliğini de artırdığı kaydedildi.

Ancak kuruluş, jeopolitik durum ve yaptırımların ülkenin uzun vadeli ekonomik beklentileri üzerinde önemli bir belirsizlik yarattığı uyarısında bulundu.

Dış borcun önemli bir kısmının yurt dışı altyapıya bağımlı kalmaya devam ettiği ve Batılı ülkelerin bunu Rusya’ya karşı kullanmak için araçlara ve teşviklere sahip olduğu belirtildi.

Enerjiye bağımlılığın mali gelirleri petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara ve yaptırım rejimlerindeki değişikliklere karşı savunmasız bıraktığı, jeopolitik gerilimlerin ise ekonomik beklentileri gölgelediği ifade edildi.

Not artışı ve düşüşü için senaryolar

CSCI Pengyuan, Rusya’nın Ukrayna ile olan çatışmasının tırmanması, yeni yaptırımlar, rublede keskin bir devalüasyon ve bütçe açığında belirgin bir artış yaşanması durumunda ülkenin kredi notunun düşebileceği uyarısında bulundu.

Kuruluş, not artışı için ise jeopolitik risklerin ve yaptırımların önemli ölçüde hafiflemesi, ekonominin beklentilerin üzerinde büyümesi, çeşitliliğinin artması ve enflasyonun kontrol altında tutulması gibi koşulların sağlanması gerektiğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English