Diplomasi
Scholz: Putin ile diyaloğu sürdürmeye hazırım

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile diyaloğu sürdürme niyetinde olduğunu belirterek bunun gerekli olduğuna dikkat çekti.
Heilbronner Stimme gazetesi yayın kurulunun sorularını yanıtlayan Scholz, Rusya-Ukrayna ihtilafına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Rusya lideri Putin ile diyaloğu sürdürme niyetinde olduğunu belirten Scholz, “Şimdi bu durumda onunla tekrar tekrar konuşmak gerekiyor, geçmişte yaptığım ve gelecekte de yapacağım şey bu,” dedi.
Scholz, “Ancak Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakereler Moskova’nın kararlı bir adım atmasını gerektiriyor; bu da askerlerin geri çekilmesi anlamına geliyor. Bu da onun [Putin’in] henüz hazır olmadığı bir şey,” ifadelerini kullandı.
Hükümetinin Ukrayna’ya yardım sunma konusunda uzun vadeli bir stratejisi olup olmadığı sorusuna olumlu yanıt veren Scholz, Kiev’e yardım etme çabalarını gevşetmeyecekleri konusunda güvence verdi.
Almanya Başbakanı, “Orada yaşanan uzun vadeli çatışmaya uyum sağlamamız gerektiği de bizim açımızdan net,” değerlendirmesini yaptı.
Şansölye, Ukrayna’daki durumla ilgili amacın, küresel Güney de dahil olmak üzere mümkün olduğunca çok ülkenin dikkatini çatışmaya çekmek olduğunu savundu. Scholz, Alman yetkililerin Kiev’e ‘ne kadar sürerse sürsün’ ve ‘hem mali olarak hem de silah tedarik ederek’ yardım sağlamaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
Geçen hafta Bild gazetesi Almanya Savunma Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberinde Alman hükümetinin Ukrayna’ya askeri yardımı 2024 yılına kadar 4 milyar avrodan 8 milyar avroya çıkarmayı planladığını bildirmişti. Kasım ayı başında Alman hükümeti, Ukrayna’ya daha önce söz verdiği 25 adet Leopard 1A5 tankını daha teslim ettiğini açıklamıştı.
Kiev’e teslim edilen yeni parti silahlar arasında keşif uçakları ve radarlar da bulunuyordu. Berlin’in son bir buçuk yılda Kiev’e yaptığı insani, mali ve askeri yardımların toplam tutarı yaklaşık 24 milyar avroya ulaştı.
Diplomasi
İngiliz büyükelçi Mandelson’dan ABD ile ticaret anlaşması açıklaması

Birleşik Krallık’ın ABD Büyükelçisi Peter Mandelson, ABD ile yapılan ticaret anlaşması çerçevesini “kesin” olarak nitelendirerek, anlaşmanın ayrıntıları nedeniyle başarısız olabileceği yönündeki endişeleri reddetti.
8 Mayıs’ta açıklanan plan, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ay yaptığı “Kurtuluş Günü” gümrük vergisi açıklaması sonrasında Beyaz Saray’ın yabancı ticaret ortaklarıyla yaptığı ilk anlaşma olarak önem taşıyor.
Bu açıklama, İngiltere dahil olmak üzere ABD’nin yabancı ticaret ortaklarıyla ilişkilerinde yaygın endişelere yol açmıştı.
Mandelson, CBS’nin “Face the Nation” programında verdiği röportajda, “Anlaşmayı kesin olarak kabul ediyoruz. Anlaşma anlaşmadır ve Başkan ve meslektaşları, Bakan [Howard] Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi [Jamieson Greer]’in anlaşma yapacaklarını söyledikten sonra sözlerini tutacaklarından hiç şüphem yok. Bu anlaşmayı yaptılar ve ben de anlaşmanın hayata geçirileceğine kesinlikle güveniyorum,” dedi.
Çerçeve anlaşmaya göre, ABD, tarım ürünlerinin yanı sıra makine ve etanol gibi ürünlerden 5 milyar dolarlık ihracat yapmayı planlıyor. İngiliz ithalatına uygulanan %10’luk temel gümrük vergisi ise korunacak.
Buna karşılık, Birleşik Krallık, otomobillere uygulanan %25’lik gümrük vergisi yerine %10’luk gümrük vergisiyle 100.000 adet otomobil ihraç edebilecek. ABD ayrıca çeliğe uygulanan vergiyi de kaldıracak.
Fakat çerçeve, ilaçlar ve Trump’ın geçen hafta sonu yabancı filmlere uygulamakla tehdit ettiği yüzde 100 gümrük vergisi dahil bazı gümrük vergilerini çözümsüz bıraktı.
Ne var ki, CBS sunucusu Ed O’Keefe’nin anlaşmadaki boşluklar hakkında baskı yapması üzerine Mandelson anlaşmayı savundu.
Elçi, “Amerikan film endüstrisini korumak istiyoruz ve filmler üzerine gümrük vergisi koymak bunu sağlamayacak. Fakat filmler veya ilaçlar konusunda, bu anlaşmada, İngiliz çıkarlarının ABD’nin çıkarlarıyla birlikte korunacağına dair bir mutabakat var,” diye konuştu.
Mandelson, anlaşmayı aceleye getirildiğini ve Trump’ın uyguladığı tüm gümrük vergilerini ortadan kaldırmadığını eleştiren İngiliz basınının tepkisine de karşı çıktı.
Büyükelçi, “Bazı durumlarda öyle, ama diğer durumlarda değil. Bazı durumlarda sıfıra indirdik. … Örneğin, otomobillerde ABD’ye ihracat için kesinlikle garantili kotalar aldık,” dedi.
Mandelson, anlaşmanın tam olarak yürürlüğe girmesi için daha fazla müzakere yapılması gerektiğini söyledi.
“Bu iyi bir anlaşma ve bunu başardığımız için çok memnunum” diyen Mandelson, şimdi bunun üzerine yeni şeyler inşa etmek gerektiğini söyledi.
Diplomasi
Trump ve Avrupa, Rusya’ya karşı ortak yaptırıma hazır

Donald Trump’ın, Ukrayna’da barış anlaşması sağlanması amacıyla Rusya Devlet Başkanı Putin’in müzakereleri geciktirmesi durumunda Avrupa ülkeleriyle birlikte Moskova’ya yeni yaptırımlar uygulamaya hazır olduğu bildirildi.
Bloomberg‘in Avrupalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, Donald Trump son haftalarda Ukrayna’da bir barış anlaşmasına varılması amacıyla Avrupalı ülkelerle eylemlerini daha aktif bir şekilde koordine ediyor.
Habere göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in müzakereleri “daha fazla geciktirmesi” durumunda Batılı ülkeler, Rusya üzerinde ek baskı oluşturmak için ortak tedbirler alabilir.
Trump, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda Avrupalı devletlerin temsilcileri kadar sert bir tutum sergilemese de, eylemlerde daha fazla uyum gözleniyor.
Cumartesi günü Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve Polonya liderleri Kiev’i ziyaret ederek Vladimir Zelenskiy’e desteklerini göstermiş ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarını durdurmaması hâlinde pazartesi günü yeni yaptırımların hazırlıklarına başlanacağını belirterek Putin’e fiili bir ültimatom vermişti.
Konuya aşina bir Avrupalı yetkili Bloomberg‘e, Trump’ın onların açıklamasını onayladığını ve özel görüşmelerde ek yaptırımlar uygulamak gerekse bile onlarla birlikte hareket edeceğini belirttiğini söyledi.
Başka bir üst düzey Avrupalı yetkili pazar günü ajansa verdiği demeçte, Avrupalı liderlerin Rusya’nın pazartesi gününden itibaren ateşkese uymasını talep ettiğini; saldırıların devam etmesi durumunda Avrupa ve ABD’den kararlı bir yanıtla karşılaşacağını söyledi. Yetkili, ABD’nin bu pozisyonu tamamen desteklediğini de sözlerine ekledi.
Avrupalıların ve Kiev’in ABD’nin desteğini alarak 12 Mayıs’tan itibaren 30 günlük ateşkese razı olma çağrısının ardından Putin, Ukrayna ile İstanbul’da “ön koşulsuz” olarak müzakerelerin yeniden başlatılmasını önerdi.
Rus heyetinin yapısı hakkında henüz bir bilgi verilmedi. Zelenskiy ise Trump’ın Kiev’e Moskova ile barış diyaloğu başlatma çağrısının ardından 15 Mayıs’ta Rusya ile görüşmek üzere İstanbul’a gitme kararı aldı.
Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı paylaşımda, “Putin ateşkes anlaşması yapmak istemiyor, ancak kanlı katliamın bir şekilde sona ermesini görüşmek üzere perşembe günü Türkiye’de buluşmak istiyor. Ukrayna bunu derhal kabul etmeli,” ifadelerini kullandı.
Trump’a göre bu görüşme, tarafların prensipte bir barış anlaşması yapmaya hazır olup olmadıklarını ortaya çıkaracak ve eğer değillerse, “Avrupalı liderler ve ABD durumun nasıl olduğunu bilecek ve buna göre hareket edebilecekler.”
Trump’ın müttefiki ABD’li senatör Lindsey Graham, mayıs ayı başında yaptığı açıklamada, Kongre’deki her iki partinin de Rusya’dan petrol, petrol ürünleri, gaz veya uranyum alan ülkelere yönelik ithalata yüzde 500’lük gümrük vergileri de dâhil olmak üzere Rusya’ya karşı “diş gıcırdatan” yeni yaptırımlar getirilmesini öngören bir yasa tasarısını desteklediğini belirtti.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy, ülkesinin pazartesi günü yeni yaptırımlar açıklamayı planladığını duyurdu. Lammy, bu açıklamayı Londra’da düzenlenecek olan önde gelen Avrupa ülkeleri güvenlik bakanları toplantısında yapacak.
Rusya’dan Putin’in Kiev’e ön koşulsuz müzakere teklifine dair yorumlar
Diplomasi
Küresel piyasalar ABD-Çin anlaşmasını olumlu karşıladı

ABD ve Çin, ticaret müzakereleri sonucunda daha önce uygulamaya konan gümrük vergilerini 90 gün süreyle en aza indirme kararı aldı. Anlaşmanın 14 Mayıs 2025’te yürürlüğe gireceği duyurulurken, haber küresel piyasalarda ve dolar üzerinde önemli hareketlenmelere yol açtı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasında yürütülen ticaret müzakereleri sonucunda, iki ülke daha önce uygulamaya koydukları gümrük vergilerini 90 gün süreyle en düşük seviyeye çekme konusunda anlaştı.
Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayımlanan resmi belgeye göre, anlaşma bu yıl 14 Mayıs’ta yürürlüğe girecek.
Bloomberg‘in aktardığına göre, bu anlaşma kapsamında ABD, Çin’den ithal edilen ürünlere uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 145’ten yüzde 30’a indirecek. Çin ise ABD ürünlerine uyguladığı vergileri yüzde 125’ten yüzde 10’a düşürecek.
Piyasalar anlaşmaya tepki gösterdi
ABD ve Çin’in gümrük vergilerini düşürme kararı, Amerikan borsalarında yükselişle karşılandı. Türkiye saati ile 10.37 itibarıyla piyasa verileri şu şekildeydi:
— S&P 500 vadeli kontratları yüzde 2,82 artışla 5 bin 819,5 puana yükseldi.
— Dow Jones vadeli kontratları yüzde 2,22 değer kazanarak 42 bin 164,9 puana ulaştı.
— NASDAQ 100 vadeli kontratları ise yüzde 3,65’lik artışla 20 bin 794,4 puana çıktı.
Müzakerelerin olumlu sonuçlandığı haberinin ardından altın fiyatları düşüşünü hızlandırdı. Türkiye saati ile 10.27’de değerli metal ons başına yüzde 3,52 düşüşle 3222,9 dolardan işlem görüyordu.
Petrol fiyatları ise yükselişe geçti. Türkiye saati ile 10.11’deki verilere göre, ICE borsasında Brent tipi petrolün varil fiyatı yüzde 3,74 artarak 66,3 dolara kadar çıktı.
DXY dolar endeksi yüzde 1,26’lık bir sıçrama yaparak 101,691 puana ulaştı ve 10 Nisan’dan bu yana en yüksek seviyesini gördü. DXY dolar endeksi, ABD’nin başlıca ticaret ortaklarının para birimlerine (avro, yen, İngiliz sterlini, Kanada doları, İsveç kronu ve İsviçre frangı) karşı Amerikan dolarının değerini gösteriyor.
Bloomberg‘e göre, hafta sonu yayımlanan ABD-Çin müzakerelerine ilişkin haber başlıklarına verilen ilk temkinli tepki, döviz piyasasında keskin bir yeniden değerlendirmeye dönüştü.
Bloomberg Dollar Spot Index yüzde 0,7 artarak 14 Nisan’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken, avro yüzde 1,1 düşüşle 1,1122 dolara geriledi ve yılın en kötü gününü yaşama yolunda ilerledi.
Ajans, bu durumun Avrupa para birimi için kritik bir an olduğunu, zira kilit bir destek bölgesini kırdığını ve yılın ilerleyen dönemlerinde 1,15 hatta 1,20 doların üzerine çıkmayı hedefleyen hedge fonlarının pozisyonlarını sorgulattığını belirtti.
Asya ve Avrupa piyasaları da yükseliş gösterdi. 12 Mayıs’ta Hang Seng endeksi yüzde 2,98 artışla kapanırken, Çin’in CSI 300 endeksi yüzde 1,16 değer kazandı. Saat 11.48 itibarıyla İngiltere’nin FTSE endeksi yüzde 0,49, Fransa’nın CAC 40 endeksi ise yüzde 1,2 artış gösteriyordu.
Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayımlanan ortak açıklamada, “Yukarıda belirtilen eylemlerin yerine getirilmesinin ardından taraflar, ekonomik ve ticari ilişkiler hakkındaki görüşmelere devam etmek için bir mekanizma oluşturacaktır,” denildi.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, “Hiçbir taraf ilişkilerin kopmasını istemiyor, biz gerçekten ticaret istiyoruz. Daha dengeli bir ticaret istiyoruz. Sanırım her iki taraf da bu hedefe ulaşmaya çalışıyor,” diye konuştu.
Bloomberg, piyasaların müzakerelerdeki ilerleme haberine yükselişle yanıt vermesine rağmen, geçmişin detaylı bir anlaşmaya varmanın, eğer mümkünse bile, uzun zaman alabileceğini gösterdiğini belirtti.
Ajans, 2018’de de her iki tarafın bir müzakere turunun ardından anlaşmazlıklarını askıya alma konusunda anlaştığını, ancak ABD’nin kısa süre sonra bu anlaşmadan çekildiğini ve bunun 18 aydan fazla süren yüksek gümrük vergilerine yol açtığını hatırlattı.
Reuters‘ın aktardığına göre, Pepperstone Kıdemli Uzmanı Michael Brown, “Bu hafta sonu müzakerelerin olası en kötü sonucu değil, kesinlikle değil, ama somut bir anlaşma da değil. Bu ilerleme, herhangi bir gümrük vergisinin askıya alınmasına, düşürülmesine veya kaldırılmasına izin veriyor mu, eğer öyleyse ne kadar süreyle?” diye sordu.
ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan’da onlarca ülkeye karşı yüzde 50’ye varan gümrük vergileri uygulamaya koyduğunu duyurmuş, ancak bunlar kısa süre sonra askıya alınmıştı.
Buna karşılık Çin için uygulanan gümrük vergileri yüzde 145’e ulaşmış ve yürürlükte kalmıştı. Çin ise misilleme olarak gümrük vergilerini yüzde 125’e yükseltmişti.
Pekin, Amerikan yönetiminin eylemlerini “hatalı bir uygulama” olarak nitelendirmişti.
Washington, gümrük vergisi politikasını ticaret dengesizliklerini düzeltme ve üretimin ABD’ye kaydırılmasını teşvik etme gerekçeleriyle açıklamıştı.
Ayrıca Trump, gümrük vergilerinin uygulanmasını Çin’den ABD’ye fentanil adlı uyuşturucunun gelmesiyle ilişkilendirmişti.
-
Görüş1 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Görüş2 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Rusya5 gün önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Dünya Basını2 hafta önce
Bender Abbas patlaması: Sabotaj mı kaza mı?
-
Dünya Basını2 hafta önce
The Ekonomist: Afrika’dan Göç Dünyayı Değiştirecek
-
Görüş5 gün önce
Kim kazandı?
-
Dünya Basını2 hafta önce
ABD’nin eski Asya çarı Kurt Campbell: Çin’le hesapsız bir çatışmaya girmekten kaçınılmalı
-
Ortadoğu2 hafta önce
Netanyahu: Beşar Esad yardımımızla düştü