Bizi Takip Edin

AVRUPA

Telegram kurucusu Durov, tutuklanmasıyla ilgili ilk kez konuştu: ‘Fransa’dan ayrılmaya hazırız’

Yayınlanma

Popüler mesajlaşma uygulaması Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Fransa’da yaşadığı tutuklanma olayıyla ilgili ilk kez açıklamalarda bulundu ve Telegram’ın Fransa’dan çekilmeye hazır olduğunu belirtti.

Durov, Paris’e varışının ardından dört gün boyunca polis tarafından sorgulandığını ve Fransız yetkililerin iddialarını ‘şaşırtıcı’ bulduğunu ifade etti.

Durov, Telegram’ın Avrupa Birliği (AB) yasalarına uyduğunu ve AB’deki taleplere yanıt veren bir temsilcisi bulunduğunu vurguladı.

Paris’te kendisiyle temas kurmanın pek çok yolu olduğunu belirten Durov, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) Fransız konsolosluğunu da defalarca ziyaret ettiğini söyledi.

Durov, “Bir süre önce, Fransa’daki terör tehdidiyle mücadele etmek için Telegram ile bir yardım hattı oluşturmalarına şahsen yardımcı oldum,” diye ekledi.

Bir ülkenin bir internet hizmetinden memnun olmadığı durumlarda, hizmetin CEO’sunu üçüncü şahıslar tarafından işlenen suçlarla suçlamak yerine, hizmeti hukuki yollarla dava etmesi gerektiğini savunan Durov, “Bazen bir ülkenin düzenleyici kurumu ile gizlilik ve güvenlik arasındaki doğru denge konusunda anlaşamayabiliyoruz. Böyle durumlarda o ülkeyi terk etmeye hazır oluruz,” değerlendirmesini yaptı.

Durov, daha önce de benzer durumlarla karşılaştıklarını belirterek, “Rusya, gözetimi mümkün kılmak için ‘şifreleme anahtarlarını’ teslim etmemizi talep ettiğinde, bunu reddettik ve Telegram Rusya’da yasaklandı. İran, barışçıl protestocuların kanallarını engellememizi talep ettiğinde de aynı şekilde reddettik ve Telegram İran’da yasaklandı,” ifadelerini kullandı.

Telegram’ın ilkeleriyle bağdaşmayan pazarlardan çekilmeye hazır olduğunu vurgulayan Durov, “Bunu para için yapmıyoruz,” diyerek sözlerini tamamladı.

Politico‘nun haberine göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da dahil olmak üzere ülkenin siyasi elitinin Telegram’ı aktif olarak kullandığı belirtiliyor.

Telegram’ın kurucusu Durov, gözaltına alınmadan önce Fransız istihbaratı ile temas kurmuş

AVRUPA

Moldova, Rus Ortodoks Kilisesi’ni yasaklamayı planlıyor

Yayınlanma

Sonbaharda yapılacak seçimlerin ardından Moldova hükümeti, Rus Ortodoks Kilisesi’nin (ROK) özerk bir parçası olan Moldova Ortodoks Kilisesi’nin faaliyetlerini yasaklamayı planlıyor.

Parlamentodaki Komünistler ve Sosyalistler Bloku (BCS) milletvekili Bogdan Tsridiya, İzvestiya gazetesine verdiği demeçte, 20 Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Avrupa Birliği’ne (AB) entegrasyona ilişkin referandumun ardından, seçimleri kazanan Maya Sandu’nun ‘Ukrayna’daki senaryoyu takip edebileceğine’ dikkat çekti.

Milletvekili, Sandu’nun medya yasakları ve Rus diline getirilen kısıtlamalar gibi Ukrayna’nın attığı bazı adımları tekrarladığını belirtti ve bu doğrultuda bir sonraki adımın Moldova Ortodoks Kilisesi’nin yasaklanması olabileceğini öne sürdü.

Milletvekili Vladimir Odnostalco da yetkililerin ‘toplumdaki durumu daha da kötüleştirmemek’ ve seçmenleri korkutmamak için referandumdan önce böyle bir adım atmayacağını söyledi.

Moldova’nın iktisadi olarak zor durumda olduğunu, sürekli olarak Avrupa’nın en yoksul ülkeleri arasında yer aldığını ve Moldova Ortodoks Kilisesi’nin ülke ve Transdinyester nüfusunun yaklaşık yüzde 70’ini temsil ettiğini vurgulayan Odnostalco, “Kiliseye karşı alınacak radikal tedbirler muhalefetin ekmeğine yağ sürebilir,” dedi.

Ağustos sonunda, iktidardaki PAS partisinin milletvekili Vasiliy Şoymaru, ‘Rus Ortodoksluğunun’ bu sonbaharda ülkede yasaklanabileceğini belirtmiş, “Kilise sorununun bu sonbaharda çözüleceğine inanıyorum,” diye eklemişti.

20 Ağustos’ta Ukrayna parlamentosu, Rus Ortodoks Kilisesi ve kontrolü altındaki Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin ülke topraklarında yasaklanmasını amaçlayan bir yasa tasarısını kabul etmişti.

22 Ağustos’ta, Moskova Patrikhanesi’ne bağlı Estonya Ortodoks Kilisesi (EOK), adındaki Moskova Patrikhanesi ibaresini kaldırarak idari bağımsızlığını resmen ilan etti. Bu karar, kilise konseyinde tüzük değişikliğinin onaylandığı toplantıda alındı.

Zelenskiy’den Ortodoks Kilisesi’ne karşı hamle

Okumaya Devam Et

AVRUPA

IMF Rusya’yı ziyaret edeceğini duyurdu, Avrupa tepki gösterdi

Yayınlanma

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ukrayna müdahalesinden bu yana ilk kez Rus ekonomisini incelemek üzere önümüzdeki hafta Moskova’ya personel gönderecek. Avrupa ülkeleri tepki gösterdi.

Washington merkezli kuruluşun yetkilileri Rusya’nın başkentine giderek “paydaşlarla” görüştükten sonra ekonomiye ilişkin bir değerlendirme yayınlayacak ve Kremlin’in ekonomiyi nasıl daha iyi idare edebileceği ve iklim krizi gibi sorunlarla nasıl başa çıkabileceği konusunda tavsiyelerde bulunacak.

IMF, bir üye ülke için 4. Madde gözden geçirmesi yapmanın “karşılıklı bir yükümlülük” olduğunu ve sürecin sadece ekonomik verilerdeki dalgalanma nedeniyle askıya alındığını söyledi. Rusya’daki durum artık “daha oturmuş” durumda denildi.

Cuma günü dokuz Avrupa ülkesi IMF’nin planlarını protesto ederek, “başka bir ülkeyi işgal eden bir ülkeyle diyaloğu yeniden başlatmanın Washington merkezli fonun itibarına zarar vereceğini” savundu.

Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna müdahalesinden bu yana IMF, Rusya ile yıllık istişarelerini durdurmuştu.

Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, İsveç, İzlanda, Danimarka, Norveç ve Polonya maliye bakanları IMF genel müdürü Kristalina Georgieva’ya gönderdikleri ve Reuters tarafından görülen mektupta “IMF’nin bu tür planlarından duyduğumuz güçlü memnuniyetsizliği ifade etmek isteriz” dediler.

AB yetkilileri, Georgieva’nın Budapeşte’de AB maliye bakanları ve merkez bankacılarının katılacağı bir toplantıya katılacağını ve burada kendisine IMF’nin planları hakkında sorular soracaklarını söyledi.

“IMF istişarenin sonunda Rusya’ya ne gibi tavsiyelerde bulunmak istiyor? Bir savaş ekonomisi nasıl daha iyi yönetilir?” diye soran üst düzey bir Avro Bölgesi yetkilisi Reuters’e konuştu.

Chatham House adlı dış ilişkiler düşünce kuruluşunda Rusya analisti olan Tim Ash bir blog yazısında şunları söyledi “Açıkçası 4. Madde gözden geçirmeleri gözetimle ilgili olmakla birlikte, aynı zamanda ülkelere nerede yanlış yaptıklarına dair politika tavsiyelerinde bulunmak ve ekonomik çıktılarını nasıl iyileştireceklerine dair tavsiyeler vermeye çalışmakla da ilgilidir. Dolayısıyla IMF yetkililerinin Moskova’ya giderek Rusya’nın ekonomisini iyileştirmesine yardımcı olmaları ve böylece kendilerini Ukrayna’ya karşı savaşın yürütülmesinde Rusya’ya yardım etmekle suçlanmaya açık hale getirmeleri kaçınılmazdır.”

‘Rusya’da ekonomik durum artık daha istikrarlı’

Moskova Federal Devlet İstatistik Servisi’nin son verilerine göre Rusya ekonomisi ikinci çeyrekte yıllık %4 oranında büyüdü. Büyümenin büyük bir kısmı imalat sektöründe gerçekleşti.

Bir IMF sözcüsü perşembe günü Washington’da düzenlenen basın brifinginde şunları söyledi:

“IMF ve tüm üye ülkelerimizin 4. Madde istişarelerini yürütme konusunda karşılıklı yükümlülükleri vardır. Bu bizim anlaşma maddelerimizde yer almaktadır. Aslında Rusya örneğinde, 2022’de Ukrayna’nın işgalinden bu yana ekonomik durum son derece istikrarsızdı ve bu da 4. Madde istişarelerini, özellikle de hem yakın hem de orta vadedeki görünüm ve politika çerçeveleri hakkında düşünmeyi zorlaştırdı. Artık ekonomik durum daha istikrarlı hale geldiğine göre, başta da söylediğim gibi, hem fonun hem de üye ülkenin yükümlülükleri doğrultusunda Rusya ile 4. Madde istişareleri yeniden başlıyor.”

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Avrupa Merkez Bankası faiz oranlarını %3,5’e düşürdü

Yayınlanma

Avrupa Merkez Bankası (AMB), düşen Avro bölgesi enflasyonu ve blok ekonomisinin durma riskiyle karşı karşıya olduğuna dair işaretler karşısında faiz oranlarını çeyrek puan düşürerek %3,5’e çekti.

Perşembe günü AMB’nin gösterge mevduat faiz oranını bu yıl ikinci kez düşürme kararı, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) önümüzdeki hafta borçlanma maliyetlerini düşürmeye başlaması beklenirken geldi.

Bazı analistler AMB’nin bu yıl kalan her iki toplantısında da faiz oranlarını tekrar düşüreceğini düşünüyor. AMB Başkanı Christine Lagarde, Avusturya Merkez Bankası Başkanı Robert Holzmann’ın muhalefet ettiği haziran ayındaki bir önceki faiz indiriminin aksine perşembe günkü hamlenin “oybirliğiyle kararlaştırıldığını” söyledi. 

AMB’nin %2’lik enflasyon hedefine atıfta bulunan Lagarde, son verilerin hedefe doğru ilerledikleri konusunda kendilerini rahatlattığını söyledi. 

Avro bölgesi enflasyonu ağustos ayında yavaşlayarak temmuz ayındaki %2,6’dan son üç yılın en düşük seviyesi olan %2,2’ye geriledi.

Almanya ve İtalya’da sanayi üretiminin düşmesi de Avro bölgesi ekonomisinin bu yılın başlarında kısa bir büyüme döneminin ardından yavaşladığı endişelerini artırdı.

AMB perşembe günü yaptığı açıklamada, “İşgücü maliyeti baskıları hafifliyor ve kârlar, yüksek ücretlerin enflasyon üzerindeki etkisini kısmen tamponluyor. Finansman koşulları kısıtlayıcı olmaya devam ediyor ve ekonomik faaliyet zayıf özel tüketim ve yatırımı yansıtacak şekilde hala durgun,” dedi.

AMB yeni üç aylık tahminlerinde bu yıl %0,8’lik bir büyüme öngördü ki bu, haziran ayındaki %0,9’luk tahmine göre küçük bir düşüş. Benzer şekilde, “önümüzdeki birkaç çeyrekte iç talebin katkısının daha zayıf olacağını” gerekçe göstererek 2025 yılı için tahminini %1,4’ten %1,3’e düşürdü.

Merkez Bankası bu yıl için enflasyon tahminini %2,5 ve gelecek yıl için %2,2’de tuttu. 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English