Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump, tüm salıncak eyaletlerde önde

Yayınlanma

ABD başkan adayı Donald Trump, oyların sayımı devam ederken yedi salıncak eyalette Demokrat rakibi Kamala Harris’in önünde gidiyor. Bu eyaletlerin sonuçları, başkanlık yarışının kaderini belirleyecek.

CNN’in haberine göre, Cumhuriyetçi Parti’nin ABD başkan adayı Donald Trump, oy sayımı sürecinde yedi “salıncak” eyaletin tamamında önde gidiyor.

Bu eyaletler arasında Arizona, Georgia, Michigan, Nevada, Pennsylvania, Kuzey Carolina ve Wisconsin yer alıyor.

Arizona’da, oy pusulalarının yüzde 52’si sayıldıktan sonra Trump oyların yüzde 49,8’ini alırken, Demokrat rakibi Kamala Harris yüzde 49,3 oranında oy alıyor. Georgia’da oyların yüzde 93’ü sayıldı; burada Trump oyların yüzde 50,7’sini, Harris ise yüzde 48,4’ünü almış durumda.

Michigan’da oy pusulalarının yüzde 44’ü sayılmışken Trump yüzde 51,3, Harris ise yüzde 46,9 oy oranına sahip.

Nevada’da ise henüz oy pusulalarının yalnızca yüzde 2’si sayılmış olmasına rağmen Trump yüzde 73 oy oranına ulaşırken, Harris yüzde 26,2’de kalıyor.

Salıncak eyaletlerden biri olan Pennsylvania’da ise oyların yüzde 83’ü sayıldıktan sonra Trump yüzde 51,2 oy oranına sahipken, Harris yüzde 47,7 ile takip ediyor.

Kuzey Carolina’da oy pusulalarının yüzde 90’ı sayılmış durumda. Trump yüzde 50,8, Harris ise yüzde 47,8 oy oranına sahip. Associated Press, The New York Times ve Bloomberg, Cumhuriyetçi adayın bu eyaleti kazanacağını ve 16 delege oyunu alacağını öngörüyor.

Wisconsin’de oyların yüzde 75’i sayıldıktan sonra Trump yüzde 50,8, Harris ise yüzde 47,6 oy oranıyla geriden geliyor.

Başkanlık yarışını kazanmak için adayların 270 delege oyuna ihtiyacı bulunuyor.

Seçimin nihai sonucu, toplamda 93 delege oyuna sahip “salıncak” eyaletlerdeki oylamaya bağlı olarak belirlenecek.

Fox News‘in tahminlerine göre, Trump şu anda 232 delege oyuna sahipken, Harris 216 delege oyunda bulunuyor.

New York Times ise Trump’ın ortalama 300 (251’e karşı 336), Harris’in ise ortalama 238 (202’ye karşı 287) delege oyuna ulaşabileceğini öngörüyor.

ABD seçimlerine dair bilinmesi gerekenler: Başkan ve Kongre üyeleri nasıl seçiliyor?

AMERİKA

Bitcoin, Trump’ın zafer ilanıyla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı

Yayınlanma

ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın önde olduğunu gösteren ilk sonuçların ardından, Bitcoin’in değeri tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.

Dünyanın en büyük kripto para borsası olan Binance verilerine göre, Bitcoin’in değeri yüzde 9,31 oranında artarak Türkiye saatiyle 07:02’de 74 bin 352 dolara ulaştı.

Bitcoin fiyatı en son 14 Mart 2024 tarihinde zirve yaparak 73 bin 777 dolara yükselmişti.

ABD’de seçim tarihi yaklaştıkça Bitcoin fiyatı da istikrarlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Bu yükseliş, Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump’ın kampanyasında kripto para ticaretini destekleyici söylemler kullanmasından büyük ölçüde etkilenmiş durumda.

Mayıs ayında Trump’ın kampanya ekibi, kripto para birimleriyle yapılan bağışları resmen kabul etmeye başladı.

Bitcoin ayrıca Trump’ın halkla ilişkiler kampanyasının önemli bir parçası haline geldi.

Eylül ayında, Cumhuriyetçi Parti destekli FOX Business, eski başkanın destekçilerine hamburger ısmarladığı ve bu satın alma işlemini kripto para ile gerçekleştirdiği bir haber yayımlamıştı.

31 Ekim’de Trump, kripto paranın temel kavramlarını açıklayan ünlü makalenin ilk kez yayımlanmasının 16. yıl dönümünde Bitcoin kullanıcılarını tebrik etti.

Trump’a danışmanlık yapan önemli isimlerden biri de kripto para dünyasının en eski çevrim içi yayınlarından biri olan Bitcoin Magazine’in sahibi ve genel yayın yönetmeni David Bailey.

Demokrat aday Kamala Harris ise kampanyasında kripto para piyasasına desteğini vurgulamadı ve konuya yalnızca birkaç kez değindi.

Ayrıca, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) çok sayıda yaptırımı ve davası nedeniyle mevcut yönetimin kripto para camiasında olumsuz bir algı yarattığı görüldü.

Son verilere göre Trump, Kamala Harris’in 145 seçmen oyuna karşılık 211 oyla önde. Ayrıca, kendisine 19 seçmen oyu kazandıran kritik eyalet Pennsylvania dahil olmak üzere yedi “salıncak” eyaletin altısında da lider durumda. Ancak, oy sayım işlemleri hâlâ devam ediyor.

Trump, zaferini ilan etti

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump, zaferini ilan etti

Yayınlanma

Eski Başkan ve Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump sabah erken saatlerde West Palm Beach, Florida’da seçim zaferini ilan etti.

Trump, sadık destekçileriyle dolu bir salonda yaptığı konuşmada, “47. başkanınız ve 45. başkanınız seçilmenin olağanüstü onuru için Amerikan halkına teşekkür etmek istiyorum,” dedi.

Eski Başkan’a sahnede Melania Trump, ailesi, müttefikleri ve kampanyasındaki üst düzey danışmanları eşlik etti.

Mar-a-Lago kulübünde destekçilerine hitap eden Trump, ABD için bir “altın çağ” öngörüsünde bulunurken, “Amerika bize eşi benzeri görülmemiş ve güçlü bir yetki verdi,” dedi.

Başkan Yardımcısı adayı JD Vance ise, kalabalığa ülkenin “Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki en büyük siyasi geri dönüşe tanıklık ettiğini” söyledi.

Başkan adayı, “Ülkemizin dört bir yanındaki tüm vatandaşlarımızdan bu asil ve doğru çabada bana katılmalarını istiyorum. Başarılı olmak bizi bir araya getirir. Ben bunu gördüm. Bunu ilk dönemde, giderek daha başarılı olduğumuzda gördüm,” ifadelerini kullandı.

Trump “sınırlara sahip olmayı”, “güvenliği” ve güçlü bir orduya sahip olmak istediklerini söyledi.

Konuşması sırasında Trump, yeniden seçilmesi için büyük bağışta bulunan Elon Musk’ı övdü ve “Yeni bir yıldızımız var, bir yıldız doğdu: Elon,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’de meşruiyet krizi kapıda

Yayınlanma

ABD, halkının hükümete olan güveninin sarsıldığı ciddi bir meşruiyet kriziyle karşı karşıya. Politik kutuplaşma ve şiddet olayları, seçim sonuçlarının kabul edilmemesi ihtimaliyle daha da artabilir. Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robert A. Pape, ABD’nin önündeki zorlu dönemi analiz etti.

Amerika Birleşik Devletleri, giderek artan bir şiddet ve popülizm dalgasıyla karşı karşıya. Bu durum, halkın Washington’daki temsilcilere olan güvenini zayıflatırken, hükümetin meşruiyeti konusunda ciddi bir krizin işaretlerini veriyor.

Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robert A. Pape, Foreign Affairs dergisindeki analizinde, ABD’nin siyasi olarak en çalkantılı dönemlerinden birine girdiğini belirtti.

Pape, “Amerika’nın Şiddet Çağı” olarak adlandırdığı bu dönemin, yalnızca seçimlerle çözülmesinin imkânsız olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Pape’e göre, ABD’deki şiddet eğilimlerinin kökeninde, ülkenin demografik yapısındaki değişim yatıyor.

Beyaz çoğunluk toplumunun azınlık konumuna doğru ilerlemesi, özellikle sağ popülist kesimlerde bir endişe ve tepki yaratmış durumda. Bu demografik kaygıların, Donald Trump’ın yükselişinde büyük rol oynadığına dikkat çeken Pape, “Göçmenlik gibi konuların siyasi gündemde ön plana çıkması, toplumdaki ayrışmayı ve gerginliği daha da artırıyor,” değerlendirmesinde bulundu.

2024 seçim süreci, Amerika tarihindeki en şiddet dolu dönemlerden biri olarak nitelendiriliyor.

Pape, “1968’deki protestolar ve siyasi suikastların ardından, bu yılki seçimlerde de benzer bir şiddet atmosferi görüyoruz,” ifadelerini kullanarak, Trump’a yönelik iki suikast girişimi ve seçim yetkililerine yapılan tehditlerin, bu gergin ortamın en somut örnekleri olduğunu belirtiyor.

Seçim sonuçları kabul görmeyecek mi?

ABD halkının seçim sonuçlarına olan inancı son derece zayıflamış durumda. Chicago Üniversitesi tarafından yapılan bir anket, Amerikalıların neredeyse yarısının, seçimlerin ülkenin temel sorunlarını çözmeyeceğine inandığını gösteriyor.

Demokrat ve Cumhuriyetçi seçmenler arasında derin bir güvensizlik oluşmuş durumda. Prof. Dr. Pape, “Eğer Trump kaybederse, sonuçları tanımayarak destekçilerini şiddete yönlendirme ihtimali bulunuyor,” diyerek, 2020 seçimlerinin ardından gerçekleşen 6 Ocak Kongre baskınını hatırlattı.

Öte yandan, Trump’ın kazanması durumunda da toplumsal çatışmaların bitmeyeceğine işaret eden Pape, “Trump, çoğunluğu kaybedebilir ve bu durumda halkın bir kesimi onun genel iradeyi temsil etmediğini düşünebilir,” değerlendirmesinde bulunuyor. Bu olasılık, Trump’ın planladığı büyük çaplı göçmen sınır ötesi operasyonlarının da şiddetle karşılanabileceği anlamına geliyor.

Demokratik meşruiyet, yalnızca seçim sonuçlarına değil, aynı zamanda halkın hükümete ve kamu kurumlarına duyduğu güvene dayanıyor. Prof. Dr. Pape, ABD’de demokratik normların hızla erozyona uğradığını vurguladı.

Demokrat seçmenlerin yüzde 86’sının Trump’ı “demokrasi için bir tehdit” olarak görmesi ve Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 66’sının Kamala Harris’i “tehlike” olarak algılaması, bu güvensizliğin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Pape, “Mevcut siyasi liderlerin meşruiyet krizi, gelecekteki Amerikan siyasetine de zarar verecek bir örnek teşkil ediyor,” dedi. Siyasetçiler arasında seçim sonuçlarını tanımama ya da rakiplerinin meşruiyetini sorgulama eğiliminin artması, gelecekte Amerikan demokrasisinin daha da zayıflamasına yol açabilir.

Prof. Dr. Pape, ABD’nin önündeki en tehlikeli senaryonun, seçim sonrası haftalar süren itirazlar ve yeniden sayımlar olduğunu belirtiyor. Bu süreç, halk arasında kuşku yaratırken, yeni başkanın meşruiyetini de daha ilk günden tartışmalı hale getirebilir.

Prof. Dr. Pape, “ABD’nin iç siyasi istikrarsızlığı, dünya sahnesindeki liderlik gücünü de zayıflatacak,” yorumunu yaptı.

Pape’e göre, hangi aday kazanırsa kazansın, Amerika’daki siyasi kargaşa kısa vadede sona ermeyecek.

Özellikle eyaletlerin, halklarının görüşlerine aykırı ulusal politikaları engelleme çabaları, merkezi hükümet ile eyaletler arasında gerilimlere yol açabilir. Pape, bu durumun iç siyasetteki kutuplaşmayı daha da derinleştireceğini ifade etti.

Cumhuriyetçiler Kongre’yi de ele geçirdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English