Amerika
Trump, ulusal güvenlik danışmanı Waltz’ı görevden aldı

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz görevinden ayrılıyor. Başkan Donald Trump, Waltz’ı ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğine aday göstereceğini açıklarken, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçici olarak ulusal güvenlik danışmanlığı görevini yürüteceğini belirtti. Değişikliğin ardında Waltz’ın Signal mesajlaşma skandalı ve ekiple uyumsuzluğu gibi faktörlerin yattığı bildiriliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın Beyaz Saray’daki görevinden ayrıldığını ancak kendisini ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğine aday göstermeyi planladığını duyurdu.
Trump, bu süreçte Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçici olarak ulusal güvenlik danışmanlığı görevini üstleneceğini belirtti.
CBS News‘e konuşan kaynaklar, perşembe öğleden sonra itibarıyla Waltz’ın yardımcısı Alex Wong’un Ulusal Güvenlik Konseyi’nde (UGK) kalıp kalmayacağının henüz netlik kazanmadığını ifade etti.
Waltz’ın BM daimi temsilciliği görevi için Senato tarafından onaylanması gerekiyor.
Başkan Trump, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Mike Waltz’ı bir sonraki ABD’nin BM Daimi Temsilcisi olarak aday göstereceğimi duyurmaktan memnuniyet duyuyorum,” ifadelerini kullandı.
Trump, “Askerlik görevinden savaş alanına, Kongre’ye ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca Mike Waltz, ulusumuzun çıkarlarını ön planda tutmak için çok çalıştı. Yeni görevinde de aynısını yapacağını biliyorum. Bu arada, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Dışişleri Bakanlığı’ndaki güçlü liderliğini sürdürürken Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapacak,” diye ekledi.
Waltz ise X hesabından yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’a ve büyük ulusumuza hizmet etmeye devam etmekten derin onur duyuyorum,” dedi.
Öte yandan kaynaklar, Waltz’ı BM daimi temsilciliğine aday gösterme kararının son dakikada alındığını söyledi.
Kaynaklara göre Trump bu kararı Perşembe sabahı verdi ancak daha önce Waltz’ın UGK’den ayrılması yönünde görüşmeler yapılmıştı.
Birden fazla kaynak CBS News‘e, Rubio ve Waltz’ın Perşembe günü görev devrini görüşmek üzere bir araya geldiğini aktardı.
Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’daki bazı üst düzey danışmanlar bile Rubio’nun geçici ulusal güvenlik danışmanlığı görevini tam olarak ne zaman devralacağından emin değildi.
Kaynaklar, Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau’nun, Waltz’ın UGK’den ayrılacağı haberi çıkmadan önce bilgilendirilmediğini ve Waltz’ın ayrılacağını bilenlerin sayısının çok az olduğunu belirtti.
Bu değişikliğe yol açan birkaç faktör bulunuyor. Kaynaklara göre, Beyaz Saray’da Waltz’ın UGK personelini yeterince incelemediği algısı vardı.
Signal skandalı tetikleyici oldu
Ayrıca Signal mesajlaşma skandalı ve Waltz ile üst düzey ekip arasındaki uyumsuzluk da diğer etkenler arasındaydı.
Ancak kaynaklar, Trump’ın Waltz’a saygı duyduğunu ve Trump’ın ilk dönemindeki bazı isimlerin aksine Waltz’ın apar topar görevden alınmadığını belirtti.
Bunun yerine kendisine yüksek profilli yeni bir görev verildi. Görevden ayrılma haberini ilk olarak gazeteci Mark Halperin duyurdu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Başkan’ın Rubio’yu geçici ulusal güvenlik danışmanı olarak atama kararını Perşembe günü verdiği basın toplantısı sırasında öğrendi.
Bir muhabirin Rubio’nun bu görevde ne kadar kalabileceği sorusuna Bruce, “Bunu sizden yeni duyduğum açık,” yanıtını verdi.
Kaynaklar, Başkan’ın Özel Kalem Müdürü Susie Wiles’ın Perşembe günü Waltz meselesiyle ilgili birden fazla görüşme yaptığını söyledi.
Waltz, mart ayında bir Signal sohbet grubu kurup yanlışlıkla The Atlantic yazarı Jeffrey Goldberg’ü dahil etmesiyle eleştirilerin hedefi olmuştu.
Bu olayda, Yemen’deki hedeflere yönelik askeri saldırı planları hakkındaki üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle yapılan görüşmeler ifşa olmuştu.
Goldberg, yaşadıklarını yayınlamış ve başlangıçta operasyonel detayları gizlemişti.
Fakat Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve CIA Direktörü John Ratcliffe’in sohbette herhangi gizli bilginin paylaşıldığını reddetmesinin ardından Goldberg, saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah paketlerini içeren bu bilgileri de yayımlamıştı.
Waltz’ın kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etmesinin ardından Beyaz Saray yetkilileri istifa edip etmemesi gerektiğini tartışmış, ancak Waltz istifasını sunmamış ve Trump da o sırada görevden ayrılmasını istememişti.
Başkan Trump, kamuoyu önünde Waltz’ı “dersini almış iyi bir adam” olarak nitelendirerek desteğini göstermişti.
Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki duruma aşina kaynak, Başkan’ın Signal olayından bu yana yeterli zamanın geçtiğini düşündüğünü ve Waltz ile Wong’un ayrılıklarının yeniden yapılanmanın parçası olarak gösterilebileceğini belirtti.
Başkan, Waltz’ı görevden almanın dış baskıya boyun eğmek olarak algılanabileceği endişesiyle tereddüt etmişti.
Senato’nun onay sürecinden geçecek
Trump’ın BM daimi temsilcisi adayı olarak Waltz, Senato onay sürecinden geçecek.
Virginia’dan Demokrat Senatör Mark Warner, Waltz ve Signal olayı hakkında, “O çok hassas bilginin dışarı sızması durumunda pilotlarımızı kaybedebileceğimiz büyük hatayı kabul ettiği için hakkını teslim ediyorum,” dedi.
Bununla birlikte, bir muhabirin Waltz’ın aday olarak karşılaşacağı Senato onay oturumu hakkındaki sorusuna Warner, “Oldukça acımasız olacağını düşünüyorum. Neler olacağını görelim,” yanıtını verdi.
Teksas’tan Cumhuriyetçi Senatör John Cornyn ise Waltz’ın onaylanacağından emin olduğunu ifade ederek gazetecilere, “Hâlâ yönetimin parçası olmaya devam edeceği için memnunum,” diye konuştu.
Wong, ilk Trump yönetiminde Kuzey Kore Özel Temsilci Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı’nda Doğu Asya ve Pasifik İşleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştı.
Trump, Wong’un atanmasını duyururken, onun Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile yaptığı zirvenin müzakerelerine yardımcı olduğunu söylemişti.
İki kaynak, ABD’nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un kalıcı ulusal güvenlik danışmanlığı görevi için seçilmesinin pek olası olmadığını belirtti.
Dün Trump’ın müttefikleri arasında, Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı Stephen Miller veya Başkan Yardımcısı Asistanı ve Terörle Mücadele Kıdemli Direktörü Seb Gorka’nın, Trump’ın misyonuna sıkı sıkıya bağlı oldukları için düşünülebileceği yönünde spekülasyonlar vardı.
Trump’ın Özel Görevler Özel Temsilcisi Ric Grenell ise kamuoyuna bu görevi istemediğini açıklamıştı.
Waltz ve Wong’un ayrılıkları, nisan ayı başlarında en az altı UGK personelinin işten çıkarılmasının ardından geldi.
Kaynak, bu önceki işten çıkarmaların, sağcı aktivist Laura Loomer’ın Oval Ofis’i ziyaret edip Trump’a, neocon veya başkana yeterince sadık olmadığını düşündüğü UGK personeli hakkında topladığı muhalif araştırmaları sunmasından kısa süre sonra gerçekleştiğini ifade etti.
Amerika
‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.
Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.
Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.
Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.
Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.
İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.
Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.
Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.
Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.
“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.
Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.
Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.
SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.
Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.
Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.
Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.
Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.
Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.
Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.
Amerika
Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.
Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.
Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.
Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.
The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek.
O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.
Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.
Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.
Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.
Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.
Amerika
Trump’ın Los Angeles hamlesi Demokratları böldü

ABD Başkanı Donald Trump’ın milyonlarca belgesiz göçmeni sınır dışı etme girişimi, protestoları bastırmak için Los Angeles kentinde ABD ordusunu görevlendirmesiyle Demokratları böldü.
Financial Times’a (FT) göre bu hamle Washington’da, başkanın seçmenler nezdindeki gücünü pekiştirirken, Demokrat rakipleri arasında göç, hukuk ve düzen konusunda bölünmeleri ortaya çıkaran “kurnaz” bir siyasi hesap olarak da görülüyor.
Cumhuriyetçi kamuoyu araştırma şirketi North Star Opinion Research’ün başkan yardımcısı Jon McHenry, “Başkan Trump birçok açıdan takdire şayan olmayabilir, ama elindeki kartları nasıl oynayacağını iyi biliyor,” dedi.
Trump, 2024 seçim kampanyasında, Joe Biden’ın başkanlığı döneminde ülkeye yasadışı olarak giren milyonlarca göçmeni sınır dışı etme sözü vermişti ve o günden bu yana göçmenlik konusundaki tutumu nedeniyle nispeten yüksek onay oranları elde etti.
Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) görevlilerinin giderek sertleşen taktiklerine dair haberlere rağmen, son zamanlarda yapılan birkaç ankette, Amerikalıların çoğunluğunun Trump yönetiminin belgesiz göçmenleri sınır dışı etme çabalarını desteklediği ortaya çıktı.
Geçen hafta, Los Angeles şehrinde protestocular ile kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmalar ve Ulusal Muhafızlar ile ABD Deniz Piyadeleri’nin görevlendirilme kararından önce yapılan bir CBS News anketine göre, Amerikalıların yüzde 54’ü yasadışı göçmenleri sınır dışı etme programını onaylarken, yüzde 46’sı desteklemiyor.
Beyaz Saray iletişim direktörü Steven Cheung, ankete yanıt olarak “Ulusal Muhafızların şiddeti bastırmak için Los Angeles’a gönderilmesinden sonra onay oranı daha da yükselecektir,” diye yazdı.
Trump daha da ileri giderek, bu hafta Beyaz Saray’da düzenlenen bir üst düzey yöneticiler toplantısında, Amerikalıların yüzde 95’inin kendisini desteklediğini düşündüğünü söyledi.
Trump, “Diğer birçok konu gibi, bunun da 95’e 5’lik bir konu olduğunu düşünüyorum. Demokratlar, konularda yanlış tarafta oldukları için seçimleri ezici bir çoğunlukla kaybettiler,” dedi.
Trump’ın Ulusal Muhafızları görevlendirmesinden bu yana çok az ulusal anket yapılmış olsa da, hafta sonu gerçekleştirilen ve çarşamba günü yayınlanan bir Quinnipiac anketi, başkanın hamlesine verilen desteğin değişiyor olabileceğini ortaya koydu.
Sadece %43’lük bir kesim Trump’ın göçmenlik meselesini ele alışını onaylarken, %54’lük bir kesim onaylamadı. %40’lık bir kesim ise yönetimin sınır dışı etme çabalarını onayladığını belirtti.
Yine de Beyaz Saray çarşamba günü sert bir tavır sergiledi. Trump’ı daha fazla sınır dışı etme kararından vazgeçirebilecek bir şey olup olmadığı sorulduğunda, Beyaz Saray basın sekreteri Karoline Leavitt, “Trump yönetimi, başkanın Amerikan halkına vaat ettiği toplu sınır dışı etme çabalarını sürdürecek,” yanıtını verdi.
Demokratlar, geçen kasımdaki seçimlerden bu yana, Biden yönetiminin ABD-Meksika sınırındaki tutumu nedeniyle Beyaz Saray ve Kongredeki kontrolünü kaybetmesinden bu yana, göç konusunda tutarlı bir mesaj oluşturmakta zorlanıyor.
Şimdi, Los Angeles sokaklarında şiddet ve kaosu desteklediği izlenimi vermeden Trump’ın göçmenlik uygulamalarını ve protestoları bastırmak için ABD ordusunun konuşlandırılmasını kınamaya çalışmak gibi ek bir zorlukla karşı karşıyalar.
Zorluklar, parti liderliğinin üst düzey bir üyesinin çarşamba gecesi istifa ettiğini açıkladığı Demokratik Ulusal Konvansiyon (DNC) da dahil olmak üzere, parti yapısının iç çekişmelerle boğuştuğu bir dönemde ortaya çıktı.
Kaliforniya’daki Demokrat yetkililer protestoların büyük ölçüde barışçıl olduğunu ısrarla belirtirken, yağma ve vandalizm olayları ABD genelinde manşetlere taşındı ve Los Angeles’ın Demokrat belediye başkanı Karen Bass’ın yerel sıkıyönetim ilan edip sokağa çıkma yasağı getirmesine neden oldu.
Washington’da Demokratlar nasıl tepki verileceği konusunda bölündü. Senato azınlık lideri Chuck Schumer dahil olmak üzere önde gelen parti isimleri Trump’ın eylemlerini “endişe verici otoriterlik” olarak kınadı.
Fakat parti tabanı, partinin protestocuları kınaması gerekip gerekmediği konusunda sert tartışmalar yaşadı.
Pennsylvanialı Demokrat senatör John Fetterman, sosyal medya hesabında, partisinin “arabaları ateşe vermeyi, binaları tahrip etmeyi ve kolluk kuvvetlerine saldırmayı kınamayı” reddederek “ahlaki üstünlüğünü” kaybettiğini yazdı.
New Yorklu Demokrat Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez, CNN’e verdiği demeçte, “Aileleri parçalamak, ICE’nin kanunları çiğnemek gibi şiddet eylemlerini kesinlikle kınamalıyız. Senatör Fetterman veya başka biri kanun ve düzenle ilgileniyorsa, ABD’de gördüğümüz en kanunsuz kurum ve yönetimlerden birine bakmalıyız,” yanıtını verdi.
Connecticut senatörü Chris Murphy, partisinin bu ikilemi çözebileceğini vurgulayarak, Kongrede gazetecilere, “Aynı anda iki şeyi yapabiliriz. Kontrolden çıkan protestoları kınayabiliriz ve Donald Trump’ın şiddet uygulayan protestoculara karşı durmakla ilgilenmediğini kabul edebiliriz,” dedi.
Murphy, “Gerçek şu ki: Donald Trump barış sağlamak istemiyor. Durumu yatıştırmak istemiyor. Kavga arıyor,” diye ekledi.
Öte yandan kavganın Trump’ın istediği gibi bitmeyebileceğine dair bazı işaretler var. Son günlerde bir grup Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, yaygın baskınların ekonomiyi bozabileceği ve toplulukları altüst edebileceği uyarısında bulunarak, yönetimi sınır dışı etme operasyonlarını daraltmaya çağırdı.
Kaliforniya’dan Cumhuriyetçi Kongre üyesi David Valadao salı günü X’te yaptığı açıklamada, “Kaliforniya’da devam eden ICE operasyonları konusunda endişeliyim ve yönetimle görüşmelerime devam ederek, yıllardır Valley’de barış içinde yaşayan çalışkan insanlardan çok, bilinen suçluların sınır dışı edilmesine öncelik verilmesi gerektiğini vurgulayacağım,” dedi.
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya2 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Dünya Basını4 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’