Bizi Takip Edin

DOĞU AKDENİZ

Türkiye-Libya sondaj anlaşması geçersiz: Libya, uluslararası şirketleri davet edecek

Yayınlanma

Libya Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Libya Ulusal Petrol Kurumu’nun (NOC) gelecek yıl uluslararası şirketleri Libya’da sismik araştırmalar için davet edeceğini, önceliğin de Türk şirketlerinde olduğunu söyledi. Bu açıklama Türkiye ile Libya arasında geçen yıl ekim ayında imzalanan mutabakat zaptının geçersiz kılındığını gösteriyor. Türk şirketlerinin Libya’da petrol ve doğal gaz aramasını aramasını öngören mutabakat zaptı Libya Temyiz Mahkemesi’nce askıya alınmış, Türk dışişleri, kararın nihai hüküm olmadığını açıklamıştı.

Libya Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Anadolu Ajansı’ndan Aydoğan Kalabalık’a yaptığı açıklamada, “Türk şirketlerinin bu alanda yeterli tecrübeleri var, sismik araştırma ve sondaj gemilerine de sahipler. Sismik araştırmalarda öncelik Türk şirketlerinin olur. Libya’ya yakın olmasından dolayı da gemilerin bölgeye gelişleri daha az masraflı ve kolay olacaktır” dedi.

Dünyada sismik araştırma gemilerinin ABD, Norveç, İtalya gibi sayılı ülkelerde olduğunu hatırlatan Libyalı Bakan, Türkiye’nin ABD ve Norveç gibi ülkelere göre Libya’ya daha yakın bir konumda yer aldığına dikkati çekti. Bakan Avn, NOC yönetimine petrol ve doğal gaz keşiflerinin geliştirilmesi için plan ve proje yapılması talebinde bulunduğunu belirterek, “Libya toprakları ve denizlerinin yüzde 30-40’ında henüz petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri yapılmadı. Bahsettiğim yerlerde herhangi bir sismik çalışma dahi gerçekleştirilmiş değil” diye konuştu.

Geçen ekim ayında Libya ve Türkiye, deniz alanlarında potansiyel enerji aramalarını içeren bir mutabakat zaptı imzalamıştı. İmzalanan mutabakat zaptı, Türk şirketlerinin bölgede petrol ve doğalgaz arama sondajı yapmalarına izin veriyordu. Ancak ocak ayında Trablus Temyiz Mahkemesi Libya-Türkiye mutabakat zaptının uygulamasının askıya alınmasına karar vermişti. Dönemin Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mahkeme yürütmenin durdurulması kararı almış. Neticede bu bir karar yani nihai hüküm değil. (Libya) Hükümet anlaşmanın arkasında ve gerekli çalışmaları yaptıklarını söylediler. Sonuçta Libya hükümeti ve devleti olarak onlar için de bu iş birliği anlaşması son derece önemli. Bunun (anlaşmanın) arkasında olduklarını ve yakından takip edeceklerini söylediler” açıklamasını yapmıştı.

Libya, OPEC’in kararından muaf tutuldu

Öte yandan Libyalı Bakan, Libya’nın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) geçen yıl aldığı “petrol üretimini azaltma kararının” dışında tutulduğunu hatırlattı ve Libya’nın ihtiyaçları için finansmana gereksinim duyduğunu, günümüz ekonomik şartlarında petrol üretiminin azaltılması kararının zaten uygulanamayacağını kaydetti. Avn, iki ana nedenle petrol üretimini azaltmalarının mümkün olmadığını, bunlardan ilkinin, Libya’ya uygulanan kota seviyesine dahi çıkamamaları ikincisinin ise Libya’nın halihazırdaki ekonomik durumu olduğunu kaydetti. Avn, Libya’ya uygulanan kotaya çıkıldığında OPEC’e kotanın yükseltilmesi için müracaat edeceklerini söyledi.

Libyalı Bakan, ülkede petrol üretimin 2022 yılı temmuz ayından itibaren istikrar kazandığını, ham petrol üretiminin günde ortalama 1 milyon 200 bin varile çıktığını açıkladı.

Yeni 29 petrol 12 doğal gaz sahası keşfedildi

Libya’da günlük petrol üretiminin 70’li yıllarda 3 milyona kadar çıktığını hatırlatan Avn, NOC’un verilerine göre kara ve denizlerde 29 yeni petrol sahası, 12 de doğal gaz sahasının keşfedildiğini aktardı. Bu alanların bazı nedenlerle geliştirilemediğini söyleyen Avn, şunları kaydetti: “Libya’nın kara suları ve münhasır ekonomik bölgesi Mısır sınırından Tunus’a kadar geniş bir alanı kapsıyor. Özellikle de batı bölgelerinde keşfedilmiş Buri, Sabrata ve Curf gibi doğal gaz alanlarının yanı sıra, henüz keşfedilmeyi beklenen çok geniş bölgeler bulunuyor. İtalya, Yunanistan, Malta ve Türkiye ile Libya arasındaki münhasır ekonomik bölgelerde keşifler için umut veren alanlar var.”

Libya Petrol ve Doğalgaz Bakanı, Avrupa ülkelerine doğal gaz ihracatını artırmalarının halihazırda mümkün olmadığını, ülkedeki elektrik santrallerinin ihtiyaçları ve ülke içi tüketimi ancak karşılayabildiklerini belirtti. Avn, “Hedeflediğimiz gibi günlük üretimimizi 2 milyon varile çıkardığımız zaman Avrupa’ya petrol ihracatımız da artmış olacak” ifadelerini kullandı.

DOĞU AKDENİZ

Libya’da Merkez Bankası krizi petrole sıçradı

Yayınlanma

Şu an ülkede finansal sistem çökmüş ve petrol üretimi ile ihracatı durmuş durumda.

Trablus hükümetinin Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almasına yanıt olarak Hafter yanlısı Hammad hükümeti, kendi kontrolündeki tüm petrol rafinelerine üretimi ve ihracatını durdurdu.

Libyalı gruplar Merkez Bankası ve petrol gelirlerinin kontrolü konusunda yeni bir güç mücadelesine girişti. Milyarlarca dolarlık petrol gelirinin yöneticisi olan Merkez Bankas’ını kimin yöneteceği konusunda bir haftadan uzun bir süredir devam eden tartışmalar petrol üretimine sıçradı.

Ülkenin batısında uluslararası alanda tanınan Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti istifa etmeyi reddeden Merkez Bankası’nın 2011’den bu yana başkanlığını yürüten Sıddık el-Kebir’i değiştirmeye çalışıyor.

Bu kapsamda Trablus merkezli Başkanlık Konseyi, Merkez Bankası Bilgi Teknolojileri Müdürü Musab Muslim’in kimliği belirlenemeyen kişilerce kaçırılması üzerine geçen hafta Merkez Bankası’na yeni başkan seçilmesi ve yeni yönetim kurulu oluşturulmasına ilişkin kararın yürürlüğe konmasına oy birliğiyle karar verdi. Açıklamada, kararın ülkede mali ve ekonomik istikrarın sağlanması, Merkez Bankası’nın görevlerini verimli ve etkili bir şekilde yerine getirmesi ve finansal hizmetlerin sürekliliğinin sağlanması için alındığına işaret edildi.

Karardan sonra hükümet heyeti bugün görevi devralmak üzere Merkez Bankası’nın ofislerine girdi.

Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Merkez Bankasında yeni bir yönetime karşı olduklarını ilan etti. Temsilciler Meclisi’nin atadığı Hamdan hükümeti de harekete geçerek “Merkez Bankası’nı ele geçirme girişimi” olarak nitelediği bu olay üzerine yetki alanındaki tüm petrol sahalarının kapandığını, üretim ve ihracatın durduğunu açıkladı.

Bingazi’deki hükümet uluslararası alanda tanınmıyor ancak petrol sahalarının çoğu Libya’nın doğusundaki askeri lider Halife Hafter’in kontrolü altında.

Akdeniz’de önemli bir petrol üreticisi olan Libya, 2011’de NATO destekli ayaklanmadan bu yana iç bölünmelerle boğuşuyor. Ülke 2014 yılından beri birbiriyle savaşan Trablus merkezli hükümet ile Bingazi’deki Temsilciler Meclisi arasında fiilen ikiye bölünmüş durumda. Trablus’taki hükümet Birleşmiş Milletler tarafından resmen tanınırken ülkenin resmi yasama organı olan Temsilciler Meclisi, Halife Hafter ile işbirliği yapıyor ve Trablus’taki hükümetin geçerlilik süresinin sona erdiği duyurarak yeni bir hükümet kurdu.

Temsilciler Meclisi, kurduğu hükümetin başına önce Fethi Başağa’yı atadı ardından geçen yıl mayıs ayında Usame Hammad’ı getirdi.

Öte yandan bir süredir Hafter’e bağlı birliklerin Trablus’u çevreleme yönünde girişimlerde bulunduğu ve buna karşılık Trablus hükümeti kontrolündeki askeri güçlerin hazırlık yaptığı bilgileri geliyor.

Okumaya Devam Et

DOĞU AKDENİZ

Yaptırım tehdidine maruz kalan Dörtyol terminali Rusya’dan petrol alımını durdurdu

Yayınlanma

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde bulunan petrol terminali, ABD’nin artan yaptırım baskısı nedeniyle artık Rusya’dan ithal edilen petrolü kabul etmeyecek.

Terminali yöneten Global Terminal Services (GTS) şirketi, Reuters ajansına yaptığı açıklamada, “GTS, Rus petrolüyle olası tüm bağlarını kesmeye karar vermiştir,” ifadelerini kullandı.

Şirket, sadece Rusya menşeli ürünleri değil, aynı zamanda Rusya’da yüklenmiş tüm ürünleri de reddedeceğini sözlerine ekledi.

Ayrıca Global Terminal Services, G7 ülkeleri tarafından Rusya’dan petrol ithalatına getirilen tavan fiyat uygulamasını da dahil olmak üzere önceki operasyonların yaptırımlara uygun olarak yürütüldüğünü bildirdi.

Şirket, “GTS’nin yeni yaklaşımı, yürürlükteki tüm yaptırımlara uyma çabalarına rağmen ulaşamayacağı ve kontrol edemeyeceği ek bir düzeltici eylemdir,” vurgusunu yaptı.

Batı’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahale nedeniyle Rusya’ya yaptırımları ağırlaştırmasının ardından Türkiye, Rus petrol ve yakıtının en büyük ithalatçılarından biri haline geldi.

Ancak Batı’nın yaptırım baskısı giderek kendini hissettiriyor. Başkan Joe Biden’ın aralık ayında ikincil yaptırımlara ilişkin kararnamesinden sonra şubat ayında ABD’nin tehditlerinin Moskova ile Ankara arasındaki ticareti yavaşlattığı ve Rus tedarikçilerin petrol ödemeleri için haftalarca beklemek zorunda kaldığı bildirilmişti.

Veri analiz firması Kpler’e göre, yakıt ve ham petrol ithal eden, ihraç eden ve depolayan GTS Terminali, geçen yıl Rusya’dan 11,74 milyon varil ham petrol ve yakıt aldı.

Türkiye’nin hacim bakımından en büyük yedinci ithalat terminali olan Dörtyol, 2021’de 10. sıradaydı. 2023 yılında Rusya’dan ham petrol ve yakıt ithalatı, 2021’de tüm menşelerden aldığı toplam hacmin yaklaşık yedi katıydı.

Kpler’e göre terminalden yapılan ihracat da 2023’te 2021’e kıyasla neredeyse beş kat artarak yaklaşık 24,7 milyon varile yükseldi.

Dörtyol’a gelen son tanker, 19 Şubat’ta Rusya’nın Baltık limanı Primorsk’tan 511 bin varillik dizel yükü teslim etti.

Dörtyol’dan ihraç edilen petrolün yaygın varış noktaları arasında Yunanistan’ın Korint, Elefsis ve Selanik limanları ile Kuzeybatı Avrupa’nın petrol ticareti, rafinajı ve depolama merkezleri olan Rotterdam ve Antwerp yer alıyordu.

FT: Dörtyol terminali Rus petrolünün Avrupa’ya ulaşmasına yardımcı oluyor

Okumaya Devam Et

DOĞU AKDENİZ

Rus şirketleri Güney Kıbrıs’tan çekiliyor

Yayınlanma

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin (GKRY) önde gelen gazetelerinden Phileleftheros, büyük Rus şirketlerinin ülkeyi toplu olarak terk ettiklerini bildirdi.

Gazetede yer alan haberde, şirketlerin Rusya’nın özel vergi rejimine sahip idari bölgelerine ya da Kazakistan gibi komşu ülkelere geçiş yaptığı belirtildi.

Örnek olarak gazete, TCS Group (Tinkoff Bank’ın ana şirketi), Etalon Group, perakendeci Fix Price, United Medical Group (Avrupa Tıp Merkezi’nin holding şirketi), Transmashholding, Globaltrans ve e-ticaret devi Ozon’un adadan ayrıldığı veya ayrılmayı planladığı bilgisini paylaştı.

Gazeteye göre, son aylarda ‘sektörlerinde büyük miktarda iş yapan’ ve çift haneli değerlere sahip sayıda şirket, Güney Kıbrıs’ın yargı alanından ayrılmak istediklerini açıkladı.

Haberde, ‘diğer ticari kuruluşların da yakın gelecekte aynı şeyi yapacakları’ değerlendirmesi yer aldı.

Gazete bu durumu, ülkenin yeni makamlarının Rusya karşıtı yaptırımların delinmesine karşı çıkma yönündeki politikasına bağladı.

Credit Suisse ve UBS’e ‘Rusya yaptırımlarını delme’ soruşturması

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English