Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

UCM’nin Netanyahu kararına karşı batıdan farklı sesler

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Karim Khan’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için tutuklama emri çıkarılmasını istemesi, İsrail’in en büyük destekçilerini böldü.

ABD Başkanı Joe Biden pazartesi günü Yahudi seçmenlere İsrail’in yanında durduğu konusunda güvence vermeye çalıştı, Hamas’ın tamamen yenilgiye uğratılması çağrısında bulundu ve UCM’nin İsrail liderlerinin Gazze’deki kampanyaları nedeniyle savaş suçu işledikleri iddiasını kınadı.

Biden, Rose Garden’da yaptığı konuşma sırasında, “Yaşananlar soykırım değil. Bunu reddediyoruz,” dedi. Biden, Netanyahu’nun tutuklanması için yapılan çağrıyı “çirkin” olarak nitelendirdi.

Hamas’ın elinde kalan İsrailli rehineleri kurtarmak için “gece gündüz” çalışmaya devam etme sözü veren Başkan, Netanyahu’nun Refah’a yönelik daha geniş çaplı bir işgal başlatma planına yönelik geçmişte yaptığı eleştirileri tekrar etmekten kaçındı ve bunun yerine İsrail’i desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

Biden’dan “Hamas’ın yenilmesine” destek 

“İsrail’in Hamas’a ve tüm düşmanlarına karşı kendisini savunmak için ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olmasını her zaman sağlayacağım,” diyen Biden, yönetiminin “masum Filistinlilere yönelik insani yardımı” onayladığını da belirtti.

ABD’li lider, “[Hamas lideri Yahya] Sinnar ve Hamas’ın diğer kasaplarını ortadan kaldırmak için İsrail’in yanındayız. Hamas’ın yenilmesini istiyoruz; bunun gerçekleşmesi için İsrail ile birlikte çalışacağız,” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da, Khan’ın UCM’den tutuklama emri talep etmesinin “utanç verici” olduğunu söyledi ve mahkemenin Gazze’deki savaş üzerinde yargı yetkisi olmadığını ve çağrı yapılmadan önce İsrail’e davasını sunma şansı verilmediğini savundu.

Trump döneminin yetkilileri Netanyahu ile görüştü

Reuters’a konuşan kaynaklar, Donald Trump yönetiminden üç eski ABD dış politika yetkilisinin pazartesi günü Netanyahu ve diğer önde gelen isimlerle Tel Aviv’de bir araya geldiğini söyledi.

Heyette Trump’ın son ulusal güvenlik danışmanı Robert O’Brien, Birleşik Arap Emirlikleri eski Büyükelçisi John Rakolta ve İsviçre eski Büyükelçisi Ed McMullen’in yer aldığı bildirildi. 

Kaynaklar, grubun İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer bazı İsrailli yetkililerle de görüştüğünü söyledi. Gezinin öncelikli amacı “İsrail’in iç siyasi durumunu” daha iyi anlamaktı.

Yetkililerin Netanyahu ile görüşmesinin UCM talebinden önce mi yoksa sonra mı gerçekleştiği belirsizliğini koruyor.

Cumhuriyetçi Kongre üyelerinden yaptırım talebi

Cumhuriyetçi Kongre üyeleri pazartesi günü, UCM’nin Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri talebinin ardından ABD’nin mahkemeye yaptırım uygulaması yönündeki çağrılarını yineledi.

Bu ayın başlarında UCM’nin tutuklama emri çıkarmayı planladığına dair haberlerin ortaya çıkmasının ardından Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçi Lideri Elise Stefanik ve Temsilci Chip Roy, ABD müttefiklerine yönelik UCM soruşturması veya kovuşturmasında yer alan kişilere yaptırım uygulanmasını ve vizelerinin iptal edilmesini öngören bir yasa tasarısı sunmuştu.

Pazartesi günü, tutuklama talebinin resmen çıkarılmasının ardından Stefanik ve Roy girişimlerini yineledi.

Stefanik sosyal paylaşım platformu X’te, “UCM, var olma hakkını koruyan barışçıl bir ulus ile soykırım yapan radikal terör gruplarını aynı kefeye koyan gayrimeşru bir mahkemedir. Kongre, @chiproytx [Chip Roy] ile birlikte hazırladığım ve UCM’de bu temelsiz antidemokratik kararı verenleri cezalandıracak olan Gayrimeşru Mahkemeye Karşı Koyma Yasası tasarısını kabul etmelidir,” dedi.

Roy ise Trump yönetiminin UCM’ye yaptırım uygulamakta haklı olduğunu savunarak sundukları yasa tasarısının kabul edilmesini istedi.

Londra: Filistin’i devlet olarak tanımıyoruz

Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın sözcüsü pazartesi günü yaptığı açıklamada, UCM savcısının Netanyahu için tutuklama emri talep etme kararının “yararsız” olduğunu söyledi.

Sözcü, “Bu eylem, çatışmaların durması, rehinelerin kurtarılması ya da insani yardımın ulaştırılması konusunda yardımcı olmuyor,” dedi ve  UCM’nin tutuklama emri talep etme yetkisine sahip olmadığını savundu.

İngiliz sözcü, ülkesinin Filistin’i henüz bir devlet olarak tanımadığını ve İsrail’in de UCM’nin yetki alanlarını belirleyen Roma Statüsüne taraf olmadığını hatırlattı.

Sözcü, Netanyahu’nun Britanya’ya gelmesi durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine “farazi konular” hakkında yorum yapmayacağını söyledi.

AB’den farklı tepkiler geldi

AB’de de ise UCM talebine yönelik tepkiler daha karışık.

Örneğin AB diplomasi şefi Josep Borrell, karara saygı duyulması gerektiğini söyledi. Khan’ın kararına dikkat çeken Borrell, X’teki gönderisinde, “Bağımsız bir uluslararası kurum olarak UCM’nin görevi, uluslararası hukuk kapsamındaki en ciddi suçları kovuşturmaktır. UCM tüzüğünü onaylayan tüm Devletler mahkemenin kararlarını uygulamakla yükümlüdür,” dedi.

İsrail’i güçlü bir şekilde destekleyen Almanya, UCM’nin “bağımsızlığına ve prosedürlerine saygı duyduğunu” fakat yargı yetkisi ve İsrail gibi etkilenen anayasal devletler arasındaki soruşturmaların tamamlayıcılığı konusunda endişeleri olduğunu söyledi.

Açıklamada, “Bir yanda Hamas liderleri, diğer yanda iki İsrailli yetkili (Başbakan Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant) hakkında eş zamanlı olarak tutuklama emri çıkarılması, eşdeğerlik konusunda yanlış bir izlenim yaratmıştır,” denildi.

Çekya ve İtalya’dan “terör örgütü ile İsrail’i yan yana getirmeyin” çağrısı

İsrail yanlısı bir diğer ülke olan Çekya ise daha da sert ifadeler kullanarak kararları “dehşet verici ve tamamen kabul edilemez” olarak nitelendirdi ve Gazze’de bugün yaşanan ölümlerin sebebinin Hamas’ın ekim ayındaki eylemleri olduğunu öne sürdü.

Çekya, “Unutmamalıyız ki ekim ayında İsrail’e saldıran ve binlerce masum insanı öldüren, yaralayan ve kaçıran Hamas’tı. Gazze’deki mevcut savaşa ve Gazze, İsrail ve Lübnan’daki sivillerin acı çekmesine yol açan tamamen nedensiz olan bu terörist saldırıydı,” dedi.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de “İsrail’in demokratik hükümeti” ile “Hamas terör örgütünü” aynı kefeye koymanın “kabul edilemez” olduğunu savundu.

Tajani bir televizyon mülakatında, “Demokraside halk tarafından meşru bir şekilde seçilmiş bir hükümeti, Ortadoğu’da yaşanan her şeyin sebebi olan bir terör örgütü eylemiyle bir tutmak bana gerçekten tekil geliyor, kabul edilemez diyebilirim,” ifadelerini kullandı.

İrlanda, UCM’ye yönelik tehditleri kınadı

Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahib, Gazze’de işlenen her türlü suçun en üst düzeyde yargılanması gerektiğini söyledi ve “Mahkeme savcısı Karim Khan’ın hem Hamas hem de İsrailli yetkililer hakkında tutuklama emri çıkarılması yönündeki talebi, Filistin’deki durumun soruşturulmasında önemli bir adımdır,” diye yazdı.

Bakan, “Belçika, tüm suçlardan sorumlu olanların hesap vermesini sağlamak için uluslararası adaletin temel çalışmalarını desteklemeye devam edecektir,” diye ekledi.

İrlanda Dışişleri Bakanı, mahkemenin ABD ve İsrail tarafından sert eleştirilere maruz kalmasının ardından uluslararası toplumu “UCM’nin bağımsızlığına ve tarafsızlığına saygı göstermeye” çağırdı.

İrlanda Dışişleri Bakanı Micheal Martin X’te yaptığı açıklamada, “İrlanda UCM’ye ve yetkililerine yönelik son tehditleri kınamaktadır. UCM’ni,n cezasızlığın sona erdirilmesindeki rolü esastır,” dedi.

Slovenya hükümeti de İsrail ve Filistin’de insanlığa karşı işlenen suçların bağımsız ve tarafsız bir şekilde yargılanması gerektiğini belirten bir açıklama yayınladı ve “Hesap verebilirlik, zulmü önlemek ve barışı garanti altına almak için çok önemlidir,” dedi.

Avusturya’da ise Şansölye Karl Nehammer, “UCM’nin bağımsızlığına tamamen saygı duyuyoruz,” derken Hamas ve İsrail’den “aynı anda” bahsedilmesini anlayamadığını ifade etti.

DİPLOMASİ

Sırbistan ile Kosova arasındaki müzakereler çöktü

Yayınlanma

Avrupa Birliği’nin Sırbistan ve Kosova arasında tıkanan müzakerelere yeni bir soluk getirme girişimi, Sırbistan Cumhurbaşkanı ve Kosova Başbakanının planlandığı gibi bir araya gelememesiyle suya düştü.

İki liderin en son bir araya gelmelerinden yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşmesi beklenen görüşme, defalarca başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerin ardından gerçekleşti.

Hem Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic hem de Kosova Başbakanı Albin Kurti AB temsilcileriyle ayrı ayrı görüştüler, fakat AB baş diplomatı Josep Borrell’e göre anlaşmanın uygulanmasında hiçbir ilerleme sağlanamadı ve üçlü bir toplantı olmadı.

Sırbistan ve Kosova arasında, ilişkilerin normalleşmesinin önünü açacak önemli bir anlaşmaya varılmasını amaçlayan görüşmeler geçen yıl çökmüştü.

Mart 2023’te Kuzey Makedonya’da yapılan bir zirve sırasında Vucic, sağ elinde “muhtemelen yıllarca” sürecek bir ağrıyı gerekçe göstererek AB ve ABD destekli Ohri anlaşmasını imzalamayı reddetmişti.

Diplomatlar anlaşmanın uygulanması için çağrıda bulunmaya devam etti fakat imzalanmayan anlaşma her iki tarafça da uygulanmadı.

Borrell, AB’nin “Kosova ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için tüm çabalarını ve kapasitesini ortaya koymaya devam edeceğini” söyledi.

Borrell, bu çabaların iki müzakereciyi Brüksel’de ağırlayacağı önümüzdeki hafta da devam edeceğini söyledi.

Vucic görüşmelerin gerçekleşmemesinden Kurti’yi sorumlu tutarak Kosovalı mevkidaşının “görüşmeye cesaret edemediğini” söyledi.

Kurti ise Vucic ile görüşmenin gerçekleşmesi için, geçen yıl eylül ayında Kosova polis devriyesini pusuya düşüren bir komando timini yönettiğini itiraf eden Kosova’nın önde gelen Sırp partisinin eski başkan yardımcısı Milan Radoicic’in teslim edilmesi de dahil olmak üzere şartlar öne sürdüğünü söyleyerek karşılık verdi.

Geçen yılki görüşmeler çökerken, Kosova’nın kuzeyinde Sırpların çoğunlukta olduğu bölgelerde huzursuzluk patlak vermişti.

Priştine yönetiminin şubat ayında avroyu kendi topraklarında tanınan tek yasal para birimi haline getirmesi ve Sırp dinarının kullanımını fiilen yasaklamasının ardından gerilim tırmanmaya devam etti.

Bu durum Sırbistan’ın Kosovalı Sırplar için paralel bir sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik sistemini finanse etmeye devam etme kabiliyeti üzerinde baskı yarattı.

Kurti bu hamleyi, Sırbistan’dan Kosova’ya akan büyük miktardaki paranın önünü kesmek ve organize suç gruplarını dize getirmek için bir araç olarak savundu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ermenistan: Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurmaya ve sınırları açmaya hazırız

Yayınlanma

Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, ülkesinin Türkiye ile diplomatik ilişki kurma zamanının geldiğine inandığını söyledi.

TASS haber ajansının aktardığına göre Mirzoyan, düzenlediği basın toplantısında “Ermenistan, Türkiye ile ilişkilerini tamamen düzeltmeye, diplomatik ilişkiler kurmaya ve sınırları açmaya hazırdır,” dedi.

Mirzoyan, ayrıca Ermenistan ve Türkiye’nin üçüncü ülke vatandaşları ve diplomatik pasaport sahibi kişiler için sınırların açılmasına ilişkin anlaşmaları olduğunu belirtti.

Bakan, “Türk muhataplarımızla diyalogumuz sırasında, sınırların açılması ve tam normalleşme yönünde atılabilecek adımların ana hatlarının belirlenmesi ve üçüncü ülke vatandaşlarının yanı sıra diplomatik pasaport sahibi Ermenistan vatandaşlarına da sınırların açılması konusunda somut anlaşmalara vardık,” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan Mirzoyan, “Bu konudaki kararlılığımızı sürekli teyit ediyoruz ve düzenlemeleri hayata geçirmenin zamanının çoktan geldiğine yürekten inanıyorum,” diye ekledi.

18 Haziran’da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptıkları telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin tam ve koşulsuz olarak normalleştirilmesi yönündeki siyasi iradeye dikkat çekmişti.

Ayrıca liderler, Erivan ile Ankara arasındaki görüşmelerin devam etmesinin önemine işaret etmişti.

Fyodor Lukyanov ile mülakat: Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi ve hatta belki de daha fazlası mümkün

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD, Japonya ve Güney Kore ticaret bakanları stratejik işbirliği sözü verdi

Yayınlanma

ABD, Japonya ve Güney Kore Ticaret Bakanları çarşamba günü yapay zeka güvenliği, ihracat kontrolleri, temiz enerji ve yarı iletken tedarik zincirleri gibi stratejik konularda işbirliği yapma sözü verdi.

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo Washington’daki toplantının başında yaptığı açıklamada “Birlikte çalışma çabalarımızı iki katına çıkarıyoruz” dedi.

Raimondo, “Üçümüz de imalat, hizmetler, teknoloji ve inovasyon alanlarında önde gelen ekonomileriz ve sadece ülkelerimizin değil, dünyanın güvenliği ve emniyeti için de birlikte çalışmalıyız” dedi.

Üçlü toplantının açılışında Raimondo’ya Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Ken Saito ile Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Ahn Duk-geun eşlik etti. Toplantılar, Ağustos ayında Camp David’de yapılan zirvede ülke liderleri tarafından kararlaştırılmıştı.

Bakanlar toplantı sonrasında yaptıkları açıklamada “ortak çabalarımızı halklarımızın ve Hint-Pasifik bölgesinin güvenlik ve refahını artırmak üzere tasarlanmış bir dizi stratejik alana odaklayacağız. Yapay zeka güvenliği, kritik mineraller, siber güvenlik ve teknik standart belirleme konularının yanı sıra yarı iletkenler ve piller de dahil olmak üzere kilit sektörlerdeki tedarik zincirlerinin dayanıklılığını güçlendirmek için işbirliğine öncelik vermeyi amaçlıyoruz” dedi.

Saito, üç ülkenin “Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Kore gibi benzer düşünen ülkelerle birlikte çalışarak ve fiyat dışındaki faktörlerin adil bir şekilde değerlendirildiği bir pazar tasarlayarak stratejik malzemeler için güçlü ve güvenilir bir tedarik zinciri gerçekleştirme konusunda anlaştıklarını” söyledi.

Geçtiğimiz ay Başkan Joe Biden, Washington’un Çin’in kritik mineral tedarik zincirlerindeki hakimiyetini azaltma sözü vermesi üzerine Çin’den gelen kritik minerallere yönelik gümrük vergilerini keskin bir şekilde artırma sözü verdi.

Mart ayında bir Ticaret Bakanlığı yetkilisi, ABD’nin müttefiklerinden, Çin’in çip üretim kabiliyetlerini engellemeye yönelik çabalarının önemli bir parçası olarak, yerli şirketlerden Çinli müşteriler için belirli çip üretim araçlarına hizmet vermelerini durdurmalarını istediğini söyledi.

Ahn, “Güney Kore-ABD-Japonya sanayi bakanları toplantısının, üç ülke arasındaki endüstriyel işbirliğinin derinleştirilmesi ve geliştirilmesi ve küresel risklere ortaklaşa yanıt verilmesi için kurumsal bir temel oluşturmasını bekliyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English