Diplomasi
Ukrayna, baz para birimi olarak dolardan avroya geçiyor

Ukrayna Merkez Bankası Başkanı Andrey Pışnıy, ülkenin baz para birimini ABD dolarından avroya geçirmeyi değerlendirdiğini açıkladı. Bu adımın potansiyel AB üyeliği ve Avrupa Birliği’nin savunmadaki artan rolü gibi faktörlerle ilişkili olduğu belirtildi. Değerlendirme sürecinin karmaşık ve kapsamlı hazırlık gerektirdiği ifade edildi.
Ukrayna, baz para birimini ABD dolarından avroya geçirme olasılığını değerlendiriyor. Ukrayna Merkez Bankası Başkanı Andrey Pışnıy, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada bu girişimin değerlendirilmesinin ardındaki nedenleri, Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne potansiyel üyeliği ve AB’nin ülkenin savunma kapasitesini sağlamadaki artan rolü olarak belirtti.
Ayrıca, küresel piyasalardaki yüksek oynaklık ve küresel ticaretin parçalanma olasılığının da bu kararda etkili olduğunu belirtti.
Pışnıy, bu çalışmanın “karmaşık ve kaliteli, çok yönlü hazırlık gerektirdiğini” de sözlerine ekledi.
Habere göre, dolar uluslararası ticarette baskın konumda bulunuyor ve küresel rezervlerin büyük bir kısmını oluşturuyor.
SWIFT sisteminin tahminlerine göre, ticari işlemlerin yüzde 80’inden fazlası ve döviz rezervlerinin yüzde 60’ı dolar cinsinden.
Suudi Arabistan ve Hong Kong gibi büyük ekonomiler de kendi para birimlerini dolara sabitlemiş durumda.
ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin yüzyılın en yüksek gümrük vergilerinden bazılarını uygulayarak ticaret savaşı başlattı.
Bu adım, bazı uzmanların doların gelecekteki küresel rezerv para birimi konumunu koruyup koruyamayacağını sorgulamasına neden oldu.
Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi kıdemli araştırmacıları Edward Fishman, Gautam Jain ve Richard Nephew de bu görüşü paylaşıyor.
Nisan ayı başlarında Foreign Affairs dergisi için yayımladıkları makalede uzmanlar, Trump’ın büyük ölçekli gümrük vergileri uygulayarak Amerikan ekonomisini bir silaha dönüştürme çabasının, doların küresel rezerv para birimi statüsünü tehlikeye attığını özetlemişti.
Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesinden sonraki ilk haftalarda, Cumhuriyetçi liderin enflasyonu yenme, toplu sınır dışı etme ve vergi indirimleri uygulama vaatleri üzerine dolar güçlendi.
Ancak, bu politikaların devamı ve yarattığı ekonomik belirsizlik dolar üzerinde baskı oluşturdu ve o zamandan beri dolar diğer para birimleri karşısında keskin bir düşüş yaşadı.
Makalenin yazarları, 2025’in ilk çeyreğinde Avrupa hisse senetlerinin Amerikan hisse senetlerini yaklaşık yüzde 20 geride bıraktığını, bunun otuz yılı aşkın süredir görülen en büyük getiri farkı olduğunu ve büyük ölçüde Trump’ın politikalarının sonucu olduğunu yazdılar.
Uzmanlar, Cumhuriyetçi liderin eylemlerinin gelecekte daha ciddi ekonomik risklere yol açabileceğini düşünüyor.
Doların rezerv para birimi statüsü, ABD’ye daha düşük faiz oranları ve sert yaptırımlar uygulama yeteneği dahil olmak üzere büyük avantajlar sağlıyor.
Diğer ülkeler için de çoğu devletin kullandığı yüksek likiditeye sahip ve güvenilir bir para birimiyle uluslararası işlemler yapmak daha kolay hâle geliyor.
Diplomasi
Trump: İran misilleme yaparsa İsrail’i savunuruz

İsrail’in İran’a hava saldırıları düzenlemesinin ardından ABD Başkanı Donald Trump, Fox News‘e yaptığı açıklamada, İran’ın misilleme yapması durumunda ABD’nin İsrail’i savunacağını belirtti.
İsrail’in İran’a yönelik saldırısının ardından ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın karşılık vermesi durumunda ABD’nin “İsrail’i savunacağını” doğruladı.
Cuma sabahı Fox News‘e bir mülakat veren Başkan Trump, İran’ın nükleer bir bombaya sahip olamayacağını ve ABD’nin müzakere masasına geri dönmeyi umduğunu ifade etti.
Fox News muhabiri Jennifer Griffin, X’teki bir paylaşımında Trump’ın, “İran’ın nükleer bombası olamaz ve müzakere masasına dönmeyi umuyoruz. Göreceğiz. Liderlik kadrosunda geri dönmeyecek birkaç kişi var,” dediğini aktardı.
Cuma sabahı erken saatlerde onlarca İsrail uçağı, çok sayıda askeri hedef ile İran’a ait nükleer tesislere yönelik ilk saldırı dalgasına katıldı.
İsrail ordusu, saldırının amacının İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek olduğunu teyit etti.
Ordudan yapılan açıklamada, “İran rejiminin elindeki kitle imha silahları, İsrail Devleti ve daha geniş anlamda dünya için varoluşsal bir tehdittir,” denildi.
ABD: Saldırıya dahil değiliz
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, yaptığı açıklamada Washington’un operasyondaki rolüne açıklık getirdi. Rubio, “Bu gece İsrail, İran’a karşı tek taraflı bir eylemde bulundu. İran’a yönelik saldırılara dahil değiliz ve en büyük önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumaktır,” ifadelerini kullandı.
Rubio, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başkan Trump ve yönetim, güçlerimizi korumak için gerekli tüm adımları atmıştır ve bölgesel ortaklarımızla yakın temas halindedir. Açıkça ifade edeyim: İran, ABD’nin çıkarlarını veya personelini hedef almamalıdır.”
Cruz: İsrail, Amerika’ya iyilik yapıyor
ABD’li Senatör Ted Cruz ise Fox News‘e yaptığı değerlendirmede, “İsrail şu anda İran’ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırarak Amerika’ya bir iyilik yapıyor,” iddiasında bulundu.
Cruz, “Bunun nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz ancak nükleer bir İran, İsrail için derin bir tehdit ve Amerika için de derin bir tehdit olurdu,” diye ekledi.
Öte yandan Beyaz Saray, perşembe akşamı yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın cuma sabahı bir Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına katılacağını bildirdi.
Diplomasi
AB, Rusya’dan tarım ürünü ve gübre ithalatına yeni gümrük vergileri getirdi

Avrupa Birliği Konseyi, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ve gübrelere yeni gümrük vergileri getirme kararı aldı. 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan önlemlerle Rusya ekonomisinin zayıflatılması ve Avrupa’nın ‘ekonomik güvenliğinin’ artırılması hedefleniyor.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ve gübrelere yönelik yeni gümrük vergileri uygulanacağını duyurdu.
Daha önce kısıtlamalara tabi olmayan ürünleri kapsayacak olan karar, 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek.
AB Konseyi, kararın “Rusya’nın savaş ekonomisini zayıflatmanın yanı sıra” birliğin Rusya ve Belarus’a olan bağımlılığını azaltmayı amaçladığını bildirdi.
Açıklamada, yeni vergilerin 2023 yılında Rusya’dan yapılan tüm tarımsal ithalatın yaklaşık yüzde 15’ini etkileyeceği ve bazı azotlu gübre türlerini de kapsayacağı belirtildi.
Polonya İktisadi Kalkınma ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Michał Baranowski, önlemlerin Avrupa ülkelerinin “ekonomik güvenliğini artırması” gerektiğini söyledi.
Vergiler kademeli olarak artırılacak
AB Konseyi’nin açıklamasına göre, tarifeler üç yıllık bir süreçte kademeli olarak artırılacak ve Avrupa’daki üreticilerin korunmasını garanti altına almak için önlemler dikkatle izlenecek.
Avrupa Parlamentosu’nun mayıs ayında aldığı karara göre, mevcut yüzde 6,5’lik orana ilk etapta ton başına 40 ila 45 avro eklenecek.
2028 yazına gelindiğinde ise bu oran azotlu gübreler için ton başına 315 avroya, karmaşık gübreler için ise 430 avroya ulaşacak.
AB Konseyi verilerine göre, birlik ülkeleri 2023 yılında Rusya’dan 1,28 milyar avro değerinde yaklaşık 3,6 milyon ton gübre ithal etti.
Kremlin’den karara sert tepki
Kremlin, AB’nin gümrük vergilerini artırma kararını “ayağına kurşun sıkmak” olarak nitelendirdi.
Sözcü Dmitriy Peskov, “Sonuçta Avrupa Birliği, azotlu gübreleri daha yüksek fiyata ve daha düşük kalitede alacak, çünkü bizim gübrelerimiz, azotlu olanlar da dahil olmak üzere, en yüksek kalitededir,” ifadelerini kullandı.
AB’den Rusya ile iş yapan Çin bankalarına yaptırım hazırlığı
Diplomasi
UAEA’nın İran kararı sonrası Tahran’dan uranyum hamlesi

Tahran yönetimi UAEA’nın İran kararı üzerine yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracağını duyurdu.
UAEA Yönetim Kurulu, İran’ın nükleer programıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi yaptırımlarını tetikleyebilecek kararı kabul etti. Karar üzerine İsrail uluslararası topluma İran’a müdahale etmesi yönünde çağrı yaparken Tahran ise tepki olarak yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracağını duyurdu.
Birleşmiş Milletlerin (BM) nükleer denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) 35 üyeli Yönetim Kurulu, yaklaşık 20 yıl aradan sonra ilk kez İran’ı nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik yükümlülüklerini ihlal etmekle suçladı. Bu karar, BM Güvenlik Konseyi’nin İran yaptırımlarını yeniden devreye sokma ihtimalini güçlendirdi.
Bu önemli adım, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de İran ile dünya güçleri arasında yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesiyle tırmanan UAEA-İran gerginliklerinin sonucu olarak görülüyor. Söz konusu anlaşmanın çökmesiyle birlikte taraflar arasında birçok kriz patlak vermişti.
İran, kendisine karşı alınan karar ve kınamalara karşı oldukça sert tepkiler vermesiyle bilinirken, bu karar son yıllardaki en sert çıkışlardan biri olarak dikkat çekiyor. Tahran yönetiminin bu karara nükleer faaliyetlerini tırmandırarak karşılık vereceği beklentisi, İran ile ABD arasında yürütülen ve İran’ın hızlanan nükleer programını sınırlamayı amaçlayan mevcut müzakereleri daha da karmaşık hale getirebilir.
İran, UAEA’yı nükleer sırlarını İsrail’e sızdırmakla suçladı
Karar, ayrıca bölgedeki gerginliğin tavan yaptığı bir dönemde geldi. ABD’nin bölgedeki diplomatik personelini geri çekmesi ve Donald Trump’ın bölgenin tehlikeli hale geldiği uyarısıyla birlikte, “Washington’un İran’ın nükleer silah edinmesine izin vermeyeceğiz” yönündeki açıklamaları da dikkat çekiyor.
Kapalı kapılar ardında yapılan toplantıya katılan diplomatlara göre, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan karar tasarısı 19 ülkenin desteğiyle kabul edildi. 11 ülke çekimser oy kullanırken, Rusya, Çin ve Burkina Faso karşı oy verdi.
İran’a ağır suçlama
Reuters tarafından görülen karar metninde, 31 Mayıs’ta UAEA’nın üye ülkelere gönderdiği kapsamlı rapora dayanarak İran’ın yükümlülüklerini ihlal ettiği belirtiliyor.
Metinde şu ifadeler yer alıyor: “(İran’ın) Birden fazla bildirilmemiş yerde, beyan edilmemiş nükleer malzeme ve faaliyetler konusunda Ajansa tam ve zamanında işbirliği sağlama yükümlülüklerini yerine getirmemesi, Ajansın 12.C maddesi kapsamındaki Güvenlik Anlaşması yükümlülüklerine uymadığı anlamına gelmektedir.”
Kararın merkezindeki en önemli unsurun, İran’ın bildirilmemiş bazı tesislerde bulunan uranyum izlerine dair UAEA’ya inandırıcı açıklamalar sunmadığı iddiası olduğu anlaşılıyor.
Kararda, nükleer malzemenin silah ve benzeri patlayıcı unsurlara yönlendirilmediğinin doğrulanmasını sağlamak için İran’ın yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi ve bekleyen tüm güvenlik sorunlarını netleştirmek amacıyla acilen şu adımları atması gerektiği kaydedildi:
“İran’da iki beyan edilmemiş yerde tespit edilen insan kaynaklı uranyum parçacıklarının varlığına ilişkin teknik olarak inandırıcı açıklamalar sunması, söz konusu nükleer malzemenin veya nükleer bulaşmış ekipmanların mevcut konumlarını Ajansa bildirmesi, UAEA’nın bu amaçla talep ettiği tüm bilgi, belge ve cevapları sağlaması, kurumun gerekli gördüğü yer ve malzemelere erişim sağlaması, ayrıca Ajansın uygun göreceği örneklerin alınmasına izin vermesi.”
ABD istihbarat servisleri ve UAEA, İran’ın 2003 yılına kadar gizli, koordineli bir nükleer silah programı yürüttüğüne ancak bu programın daha sonra durdurulduğuna inanıyor. Ancak bu süreçten sonra birkaç yıl boyunca bazı gizli deneylerin sürdüğü yönünde iddialar var. UAEA Başkanı Rafael Grossi, bu hafta yaptığı açıklamada, son bulguların bu genel değerlendirmeyle büyük ölçüde tutarlı olduğunu ileri sürdü.
Tahran ise, nükleer silah geliştirmeyi hiçbir zaman hedeflemediğini savunuyor.
Kararda İran’ın BM Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmesinden bahsedilse de diplomatlar bunun için ayrı bir ikinci karar tasarısına ihtiyaç olduğunu belirtiyor. İran, en son 2005 Eylül ayında yükümlülüklerini yerine getirmediği ilan edildikten sonra, 2006 Şubat ayında BM Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmişti.
İsrail’den açıklama gecikmedi
UAEA kararı sonrası İsrail’den uluslararası topluma İran’a karşı harekete geçme çağrısı geldi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, “sistematik şekilde gizli nükleer silah programı yürüttüğünü” öne sürdüğü İran’ın hızla yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum biriktirdiğini ve Tahran’ın nükleer programının barışçıl olmayan amaçlar için olduğunu iddia etti.
İran’ın ilk tepkisi: Daha fazla uranyum zenginleştirme…
İran ise UAEA kararına tepki olarak yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracağını duyurdu.
İran devlet televizyonuna göre, İran Dışişleri Bakanlığı ve Atom Enerjisi Kurumu, yaptıkları ortak açıklamayla, UAEA Yönetim Kurulunda İran aleyhinde alınan kararı kınadı.
Açıklamada kararın, teknik ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve UAEA Yönetim Kurulu’nun “siyasi amaçlara dayalı bir araç olarak” kullanıldığı ifade edildi.
Karara tepki olarak, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami’nin talimatıyla güvenli bir yerde yeni bir zenginleştirme merkezinin açılacağı belirtildi.
Bununla birlikte Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesisinde eski nesil santrifüjlerin uranyumu daha hızlı zenginleştirecek altıncı nesil santrifüjlerle değiştirileceği bilgisi verildi.
Karara karşılık atılacak diğer adımların daha sonra duyurulacağı aktarıldı.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya3 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Dünya Basını5 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’