Bizi Takip Edin

RUSYA

Urallarda kurye grevi: Rusya’nın emek dünyasında yeni bir dönem mi?

Yayınlanma

Son günlerde Rusya’nın Yekaterinburg kentindeki Ozon perakende sitesinin kuryeleri greve başladı. Özellikle kuryeler ürünlerin geç teslim edilmesiyle karşı karşıya kaldıklarını ve bu nedenle gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Ozon, Rusya’nın en büyük e-ticaret firmaları arasında. Şirketin 2023 yılındaki geliri 424 milyar rubleydi. Data Insight’a göre, 2023 yılında Ozon’un sitesi ayda 316 milyon kez ziyaret edildi.

Grev olgusu 1990’lardan bu yana Rusya’da pek alışıldık bir olgu değil. Fakat geçtiğimiz yıllarda, “iste gelsin” ekonomisinin Batı’daki benzer türden süreçleri de gözlemlenmişti. Nitekim pandemi zamanında uygulanan “kapanmalar”, teknoloji tekellerinin distopik bir gelecek kurgulamasına neden olacak teknolojik ve iktisadi gelişmeleri hızlandırdı. Buna, “kapanma” döneminde Amerikan teknoloji devlerinin kârlarına kâr katmaları da eklenebilir. Bundan Rusya’daki Ozon ve Wildberries gibi e-ticaret tekelleri de azade değil. Bu gibi devasa örgütlenmelerin “hayatı kolaylaştıran” uygulamaları, aslında korkunç bir emek sömürüsünün üzerinde yükseliyor.


Urallarda kurye grevi: Serbest çalışanlar protesto gücüne dönüşüyor

Sergey Aksyonov, Svobodnaya Pressa

22 Temmuz 2024

21 Temmuz’da Yekaterinburg’da Ozon araç kuryeleri gayri resmi bir grev düzenledi. E1 adlı yerel portal, ilgili videoyu yayımladı ve kuryelerin toplu halde sefere çıkmayı reddettiklerini bildirdi. Eyleme yaklaşık 70 kişi katıldı. Videoyu kayda alan muhabir, “Herkes arabaları geri getiriyor. Küçük bir olay olsa da bir zafer. Harika bir an. Güzel insanlar. Sonunda!” diyerek Ozon deposunda yaşananları duygusal bir şekilde yorumladı.

Gazetenin aktardığına göre, sürücülerin şikayetleri şöyle: “Ürünlerin geç teslim edilmesi, yüklemelerin sabah 10 ya da 11’de başlaması ve uzun mesafe rotalarının gece 12.00’ye kadar, hatta daha geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalması. Fazla mesai ödemelerinde gecikmeler, bazı kuryeler hiç ödeme almıyor. Parça başına 2 ruble ödenen hacimli ürünlerin ağırlığı 30 kilogramı aşabiliyor. İş hacmi artıyor, ödemeler yerinde sayıyor ama maaş sabit kalıyor.”

Grevdeki kuryeler, Moskova yönetiminden umutlu. Şirket, protestonun varlığını kabul ediyor ama durumu hafifletmeye çalışarak eylemin ölçeğinin iddia edildiği kadar büyük olmadığını vurguluyor. Ozon şirketi, TASS’a yaptığı açıklamada, “Bu sorunu halihazırda çözüyoruz, depo çalışanlarının sayısını artırıyoruz… Bölgedeki tüm kuryelerin vardiyaya çıkmadığına dair haberler de doğru değil. Şirket ortaklarının beşte birinden azı başvurdu,” dedi.

Bölgedeki ürün teslimatının felce uğraması ihtimali göz ardı edilmiyor, çünkü grev, E1’in haziran başında yazdığı yerel şubenin uzun süren krizinin ortasında patlak verdi (bazı müşterilere teslimat yarım aydan fazla gecikti). Daha önce, ürünleri teslim eden kamyon sürücüleri Koltsovo’daki Ozon deposunda bir hafta boyunca geceyi geçirerek, bekleme süresinden dolayı para kaybetmişti. Ancak o zaman grev yapılmamış, sürücüler medyaya şikâyet etmişti.

Ozon, sorunu hızla çözmek zorunda, zira teslimat hatası müşteri kaybına neden olacak. Bu arada şirket, daha önce böyle bir stres testinden geçmişti; St. Petersburg’daki kuryeleri maaşları nedeniyle greve gitmişti. Ozon’un başlıca rakibi Wildberries de benzer sorunlar yaşadı. Aşırı cezalar yüzünden şirketin Moskova’daki teslimat noktalarının sahipleri isyan çıkardı. Hatta Devlet Duması üyeleri bile duruma müdahale etti.

Örnek niteliğinde ve belki de en sert hadise, Aralık 2022’de Kurye Sendikası tarafından düzenlenen Yandex-Yemek şirketinin yüzlerce kuryesinin beş günlük grev girişimiydi. Protestocular, “sektörün tekelleşmesi” ve ceza sistemi nedeniyle ödemelerin azaltılmasından memnun değildi. Talepler arasında, kuryelerle iş sözleşmesi yapılması ve yaya kuryeler için teslimat bölgesinin 2 kilometreye düşürülmesi vardı.

Önerilen yöntemler, sendikal mücadele pratiğinde alışılmadık ve sertti. Yandex’in ortaklarına baskı yapmak için restoran kasalarını bloke etme niyeti, sert bir tepkiyi beraberinde getirdi. Sendika lideri Kirill Ukrayintsev yakalandı, gözaltı merkezine kondu ve Rusya Federasyonu Ceza Kanunu’nun 212. maddesinin 1. fıkrası uyarınca mahkûm edildi. Aynı zamanda, “yattığı süre göz önünde bulundurularak” mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Bu nedenle, Yekaterinburg’daki Ozon araç kuryelerinin grevinin akıbeti belirsiz. Bir yandan, şirketin sorunu hızlı bir şekilde çözmesi için protestocuların taleplerini karşılaması gerekiyor. Öte yandan, SSCB’nin çöküşünden sonra yeniden tesis edilen “başkaldıranları” bastırma geleneği, yönetimi sonuna kadar direnmeye zorluyor.

Geçen gün tüccarlar da siyasi destek aldı. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, kuryelerin maaşlarında aşırı artışa izin verilmemesini talep etti. Kuryelerin [“Getir, git, karışma?”] mühendisler kadar kazanmaması gerektiğini dile getirdi. Gerçi sanayideki personel eksikliğinden yakındı ama iş dünyası elbette onun bu tavrını kendine makul olarak yorumluyor.

Dikkate değer olan, son yıllarda grev teşebbüslerinin ve diğer işçi haklarını savunma eylemlerinin en yüksek sesle, İngiliz bir iktisatçının terimiyle, “güvencesiz” istihdamda çalışan —kuryeler, şoförler, taksi şoförleri, mağaza görevlileri gibi, istikrarsız ücretleri olan, genelde iş ilişkilerinin tam veya kısmi gayri resmi olması ya da özel bir hukuki statü nedeniyle sosyal güvenceleri bulunmayan çalışanlar.— işçilerden gelmesi.

Bu özgünlük, bir süredir serbest meslek olarak kendini gösteriyor. Başbakan Mişustin’in deneyi başarılı oldu ve milyonlarca Rusyalı, emeklerini devletin gözünde “aklamak”, sağlık sigortası imkanına kavuşmak, hastalık izni almak ve isterlerse emeklilik katkılarında bulunmak için mütevazı bir vergi ödemeyi kabul ederek gri bölgeden çıktı. İşgücü piyasasında adeta bir devrim yaşandı.

Peki ya proletarya? Bilindik işçiler ortadan kaybolmadı, yalnızca ülkenin uzun yıllar süren sanayisizleşmesi nedeniyle sayıları ve istihdamdaki payları azaldı. Fakat haklarını şiddetle savundukları durumları hatırlamak neredeyse imkânsız. Çok mu yıprandılar acaba? Protesto etmek büyük bir risk mi taşıyor, hareket edersen Kirill Ukrayintsev gibi hapse mi atılırsın? Yine de kredi ödemek zorundasın, karın başının etini yiyor…

Geleneksel işçilerin protesto faaliyetlerinin zirvesi 2000’lerdi. O dönemde, Ford’un Vsevolojsk fabrikasındaki grevler Aleksey Etmanov’un öncü sendikası tarafından yürütüldü, Ural alüminyum eritme tesisindeki işçiler Sergey Kogan’ın Nabat sendikası tarafından şiddetle savunuldu, Profsvoboda’nın kurucusu Aleksandr Zaharkin Surgut mahkemelerinde mücadele verdi ve Alrosa işçilerinin haklarını koruma mücadelesi sendika lideri Valentin Urusov’a hapis cezası olarak geri döndü.

Bunların tamamı, ilgili yasa temelinde yeni kurulan sendikalar tarafından organize edilen protestolardı ve başlangıçta büyük sendika birliklerinden destek göremediler. Liderleri, kurallara net bir şekilde uyulursa hakikatin yanlarında olacağını düşünüyordu. Çoğu durumda hüsrana uğradılar. Yeni yaşam efendileri, ücretli çalışanlara serf gibi davrandı ve onları acımasızca “kırbaçladı”.

Geçmişe, Rusya’nın modern tarihinin en başına, Yeltsin dönemine bakarsak, büyük çaplı protestolardan hiç bahsedemeyiz. İçeriden alınan bilgilere göre, madencilerin Moskova’daki hükümet binasının önünde Gorbat Köprüsü’nde kasklarını yere vurarak gerçekleştirdikleri en meşhur gösteri, Boris Berezovskiy ile o zamanki Başbakan Yardımcısı Nemtsov arasındaki siyasi ihtilafın bir parçasıydı. Nihayetinde hiçbir şeyle sonuçlanmadı.

Bu nedenle, 1993’ten sonra işçi hakları mücadelesinde üç aşama ayırt edilebilir. Birincisi, kapitalizmin kurulması aşamasıydı; neredeyse hiç protesto yoktu ve Sovyet sonrası sendikalar Tüm Sendikalar Merkez Konseyi’nin mal varlığı üzerinden para kazandı. İkincisi, kapitalizmin gelişmesi ve yeni, özgür, ancak örgütsel olarak zayıf sendikaların ortaya çıkmasıydı; bu sendikaların faaliyetleri eninde sonunda bastırıldı. Üçüncüsü ise, günümüzdeki serbest çalışanların protestoları.

Serbest çalışanların özel bir statüsü var; bu statü, küçük ölçekte de olsa, esasen bir işvereninkine eşit. Nitekim Ozon gibi şirketler serbest çalışanları veya tek sahipli girişimcileri işe alırken, “Kurye ortakları arıyoruz,” der. Ortaklar! Hakikaten de stratejik olarak belirli bir işverene bağlı değiller, zira aynı anda birkaç işverenle çalışma ve duruma göre onları değiştirme imkanına sahipler. Serbestler.

Bu nedenle, protesto hareketinin temeli olarak bu kategorinin büyük potansiyeli var. Sadece grev uğruna grev yapmaktan bahsetmiyoruz. Ancak iş ilişkileri adil bir şekilde düzenlenmeli. Devlet sıradan insanların çıkarlarını çok fazla önemsemiyorsa, işveren onları sıkıştırıyorsa ve büyük sendika birliklerinin buna vakti yoksa —ticari faaliyetlerle meşgul olduklarından— geriye tek bir şey kalıyor: Yekaterinburg’da olduğu gibi, haklarını kendileri savunmak.

Şu ana kadar görünen o ki, “grevlerin” çoğu belirsiz bir şekilde istihdam edilenler tarafından organize ediliyor. Buna spontane grevler de dahil. Dijitalleşme, işverenlere de çalışanlara da avantajlar sağlıyor. Yine de kolektif yapılar olmadan hareket etmek mümkün değil. Belirli bir sorunu, yerel bir meseleyi çözmek mümkün, ancak ülke genelinde başarıyı sistematik olarak pekiştirmek için yasalarda değişiklik yapılması gerekiyor.

Yeni Emek Sendikası’nın operasyon merkezi başkanı Aleksey Nejivoy, “Serbest çalışanların köleye dönüşmemesi için kamu ve sendika örgütlerinin buna dahil olması gerekiyor. Yasaların yeni bir kodifikasyonuna, yeni çalışma ilişkilerine ihtiyacımız var. Dört taraflı, yani müşteri, çalışan, yüklenici ve sendikanın olduğu sözleşmeler gerekiyor,” dedi.

Bu, tüm solcular için önemli bir konu. Bu tür yenilikler milyonlarca Rus’u etkileyecek. Yekaterinburg’da ve diğer her yerde bekleniyorlar.

RUSYA

Rusya parlamentosu, yabancı örgütlerle işbirliği yapanların hapsedilmesini ve mallarına el konulmasını önerdi

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, ülkenin katılmadığı uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapanlara hapis ve mal varlığına el koyma cezası getiren bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarı, aynı zamanda yabancı acenta siciline kaydedilen Rusya vatandaşlarına yönelik mevcut yasaları daha da sertleştirmeyi amaçlıyor. Yeni düzenlemelerle, bazı davaların sanıkların katılımı olmadan görülebileceği ve yabancı acenta siciline kaydedilen şahısların haklarının daha da kısıtlanabileceği belirtiliyor.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Rusya’nın dahil olmadığı uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapanlara yönelik cezaları ağırlaştırmaya hazırlanıyor.

Duma Başkanı Vyaçeslav Volodin’in açıklamasına göre, bu tür kuruluşlarla “kiralık veya ücretli olarak işbirliği” yapanlar, 7 yıla kadar hapis cezası ve mal varlıklarına el konulmasıyla cezalandırılabilecek.

Volodin, ayrıca yabancı acenta siciline kayıtlı ve Rus yetkililerini alenen eleştiren, Ukrayna ile savaşı kınayan yurt dışındaki Rusya vatandaşlarına yönelik mevcut yasaların daha da sertleştirileceğini duyurdu.

Söz konusu şahısların bazı davaları “sanığın katılımı olmadan” görülebilecek. Volodin, bu durumun orduyu “itibarını zedelemek”, “yalan haber” yaymak, “Nazizmi aklamak”, “askeri mezarlara ve anıtlara zarar vermek” gibi suçları kapsayacağını belirtti.

Ayrıca “teröre, aşırıcılığa”, “toplumsal ayaklanmalara”, “saldırgan savaş başlatmaya” ve “Rusya’nın toprak bütünlüğünü ihlal etmeye” teşvik edenler de gıyaben yargılanabilecek.

Volodin’in önerileri arasında, ülkenin katılmadığı uluslararası kuruluşların kararlarının uygulanmasına yardımcı olanların da yabancı acenta siciline kaydedilmesi yer alıyor. Örneğin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Vladimir Putin hakkında çıkardığı yakalama kararını uygulamaya çalışanlar bu kapsama girebilir.

Benzer şekilde, “Rusya’nın güvenliğine karşı faaliyetlerde bulunan yabancı devlet organlarına yardım edenler” ve “vatandaşları askeri-teknik faaliyetler hakkında bilgi toplamaya dahil edenler” de “yabancı acenta” olarak kabul edilebilecek.

Aynı zamanda milletvekilleri, Ceza Kanunu’na ordunun “itibarını zedelemek” ve Rusya’ya karşı “yaptırım çağrısında bulunmak” için yeni bir ağırlaştırıcı gerekçe ekleyecek.

“Bencil güdülerle veya kiralık olarak” hareket edenler, mal varlıklarına el konulmasıyla birlikte 5 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilecek.

Volodin, bu adımın Rusya’yı ve vatandaşlarını “hasım ülkelerin müdahalesinden” “koruyacağını” ve ülkenin “anayasal düzeninin temellerini, savunma kabiliyetini ve güvenliğini baltalamaya yönelik suçları engelleyeceğini” vurguladı.

Volodin, “Ülkemize ihanet edenler, yurt dışında olsalar bile adaletten ve sorumluluktan kaçma fırsatına sahip olmamalı,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Moskova, bir haftada ikinci kez insansız hava araçlarıyla vuruldu

Yayınlanma

Moskova, bir hafta içinde ikinci kez Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarıyla saldırıya uğradı. Rus yetkililer, hava savunma sistemlerinin İHA’ları düşürdüğünü belirtirken, düşen parçalar nedeniyle bazı binalarda hasar meydana geldi. Saldırılar nedeniyle Moskova’daki Vnukovo Havalimanı’nda geçici uçuş kısıtlamaları uygulanırken, Rusya Savunma Bakanlığı Ukrayna’ya ait çok sayıda İHA’nın imha edildiğini açıkladı.

Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova, 14 Mart sabahı Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarıyla (İHA) bir haftada ikinci kez saldırıya uğradı.

Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, “Savunma Bakanlığı hava savunma kuvvetleri dört İHA’yı etkisiz hâle getirdi. Enkazın düştüğü yerde uzman ekipler çalışmalarını sürdürüyor,” açıklamasında bulundu.

Başkentin batısında bulunan Rezervnıy Geçidi’ndeki Avangard konut kompleksi saldırıdan etkilendi.

Telegram kanalı Shot’ın haberine göre, çatının saçak kısmı ve girişin üzerindeki sundurma hasar gördü. Yaralanan olmadı.

Baza’nın aktardığına göre, düşürülen bir İHA’nın parçaları Moskova’daki Lesteva Caddesi’nde bulunan boşaltılmış bir binanın üzerine düştü.

İlk belirlemelere göre, olayda yaralanan olmadı. Mash’ın haberine göre ise İHA’lardan biri Moskova’nın Troytsk bölgesindeki Rosinter-2 adlı site içerisindeki bir eve çarptı.

Enkaz, evin ikinci katındaki bir odaya isabet etti ve evin önünde park hâlinde bulunan araçlarda hasara neden oldu. Olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı.

Öte yandan Moskova Oblastı Valisi Andrey Vorobyov, sabah saatlerinde Balaşiha da dâhil olmak üzere bölge üzerinde dört İHA’nın düşürüldüğünü bildirdi. Bir İHA’nın ise Leninskiy’deki Güney Bitsa konut kompleksine çarptığı belirtildi.

Vorobyov, henüz kimsenin yaşamadığı yeni bir binaya isabet eden saldırıda, “İlk bilgilere göre herhangi bir yaralanma yok,” dedi.

Shot’ın haberine göre, bu saldırıda kullanılan İHA’lar el yapımıydı. Uzmanların enkaz üzerinde yaptığı ilk incelemelerde, İHA’ların farklı parçalarının bir araya getirilerek oluşturulduğu sonucuna varıldı.

Saldırı sırasında, Vnukovo Havalimanı ve Kaluga Havalimanı’nda geçici uçuş kısıtlamaları uygulandı. Her iki havalimanındaki kısıtlamalar Türkiye saatiyle 07.27’de kaldırıldı.

Bu süre zarfında Vnukovo’ya gitmekte olan yedi uçak, yedek havalimanlarına yönlendirildi.

11 Mart gecesi Moskova ve civar bölgeler, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana en büyük İHA saldırısına maruz kalmıştı.

Belediye Başkanı Sobyanin, Moskova’ya yaklaşmakta olan toplam 74 İHA’nın düşürüldüğünü açıklamıştı. Saldırı dört saatten fazla sürmüştü.

Olayda üç kişi hayatını kaybederken, 20 kişi de yaralanmıştı. Moskova Demiryolları, Domodedovo istasyonunda meydana gelen hasar nedeniyle başkent yönündeki tren seferlerini durdurmuştu.

Rusya Savunma Bakanlığı, o gün Rusya toprakları üzerinde toplam 337 Ukrayna İHA’sının imha edildiğini açıklamıştı.

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’ne bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andrey Kovalenko, bu yoğun İHA saldırısının, Suudi Arabistan’da ABD ile varılan ateşkes anlaşması konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bir “sinyal” gönderdiğini iddia etmişti.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Ateşkes önerilerine açığız, ancak şartlar önemli

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile Moskova’da yaptığı görüşmenin ardından, Ukrayna’da ateşkes önerilerine açık olduklarını, ancak bu önerinin uzun vadeli bir barışa hizmet etmesi gerektiğini belirtti. Putin, ABD ve Ukrayna’nın 30 günlük ateşkes teklifine temkinli yaklaşırken, Rusya ordusunun ilerleyişi, Ukrayna’ya silah sevkiyatı ve mobilizasyon gibi konuların çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’daki görüşmelerin ardından Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Moskova’nın ateşkes önerilerine sıcak baktığını, fakat bu önerinin uzun vadeli bir barışı sağlaması gerektiğini söyledi.

Putin, ABD ve Ukrayna’nın bir aylık ateşkes ilan etme önerisine değinerek, “Biz destekliyoruz, ancak bazı nüanslar var,” dedi.

Bu nüanslar arasında, Rus birliklerinin başarılı bir şekilde ilerlediği Kursk oblastındaki durum, ateşkes durumunda Kiev’e silah sevkiyatının devam etmesi ve Ukrayna’nın seferberliği gibi konuları sıraladı.

Çözülmesi gereken bir diğer önemli konu ise ateşkesin sürdürülmesi ve denetlenmesi için mekanizmaların oluşturulması. Putin’e göre, çatışmaları durdurma fikri doğru, ancak tartışılması gereken bazı noktalar bulunuyor.

Lukaşenko, ABD ile Rusya arasında bir anlaşma sağlanması durumunda Ukrayna ve Avrupa’nın rahatlayacağını vurguladı.

Putin ise, “Eğer ABD ve Rusya enerji alanında işbirliği konusunda anlaşırsa, Avrupa için doğalgaz boru hattı güvence altına alınabilir. Bu da Avrupa’nın yararına olur, zira ucuz Rus doğalgazı alabilirler,” şeklinde konuştu.

Rusya Devlet Başkanı ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a Ukrayna ihtilafının çözümü konusuna gösterdiği büyük ilgi için teşekkür etti.

Lukaşenko ile aynı gün, Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi ve Ukrayna hattında Moskova ile diyalogdan sorumlu olan Stephen Witkoff da Moskova’ya bir ziyaret gerçekleştirdi.

Fakat Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, Zvezda televizyonuna yaptığı açıklamada, Amerikan tarafının Rusya ve ABD arasındaki müzakerelerde arabulucuyu belirlediğini ve bu kişinin Witkoff olmadığını söyledi.

Buna rağmen, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin’in Amerikalı temsilciyle görüşme ihtimalini dışlamadı.

Kiev, 11 Mart’ta Cidde’de yapılan görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Washington’ın “derhal yürürlüğe konulacak” geçici 30 günlük ateşkes rejimini öngören teklifini, Rusya tarafından kabul edilmesi ve eş zamanlı olarak uygulanması koşuluyla kabul etmeye hazır olduğunu belirtti.

Bu taahhüt üzerine ABD, istihbarat paylaşımını ve daha önce askıya alınan silah sevkiyatını derhal yeniden başlattı.

Ayrıca, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, 13 Mart’ta CNBC televizyonuna verdiği röportajda, ihtilafın çözümü için her iki taraf üzerinde de azami baskı uygulamaya hazır olduğunu ifade etti.

Putin ve Lukaşenko’nun basın toplantısından kısa bir süre önce Uşakov, Rossiya-1 kanalına, Amerika ve Ukrayna’nın 30 günlük ateşkes önerilerini “Ukrayna ordusu için geçici bir nefeslenme” olarak gördüğünü söyledi.

Bununla beraber, Rusya’nın uzun vadeli bir barış çözümüne ilgi duyduğunu vurgulayarak, kişisel görüşünü dile getirdiğini belirtti.

Uşakov, Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz ile düzenli temas hâlinde olduğunu ve 12 Mart’ta bir telefon görüşmesi yaptığını hatırlattı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English