Bizi Takip Edin

RUSYA

Urallarda kurye grevi: Rusya’nın emek dünyasında yeni bir dönem mi?

Yayınlanma

Son günlerde Rusya’nın Yekaterinburg kentindeki Ozon perakende sitesinin kuryeleri greve başladı. Özellikle kuryeler ürünlerin geç teslim edilmesiyle karşı karşıya kaldıklarını ve bu nedenle gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Ozon, Rusya’nın en büyük e-ticaret firmaları arasında. Şirketin 2023 yılındaki geliri 424 milyar rubleydi. Data Insight’a göre, 2023 yılında Ozon’un sitesi ayda 316 milyon kez ziyaret edildi.

Grev olgusu 1990’lardan bu yana Rusya’da pek alışıldık bir olgu değil. Fakat geçtiğimiz yıllarda, “iste gelsin” ekonomisinin Batı’daki benzer türden süreçleri de gözlemlenmişti. Nitekim pandemi zamanında uygulanan “kapanmalar”, teknoloji tekellerinin distopik bir gelecek kurgulamasına neden olacak teknolojik ve iktisadi gelişmeleri hızlandırdı. Buna, “kapanma” döneminde Amerikan teknoloji devlerinin kârlarına kâr katmaları da eklenebilir. Bundan Rusya’daki Ozon ve Wildberries gibi e-ticaret tekelleri de azade değil. Bu gibi devasa örgütlenmelerin “hayatı kolaylaştıran” uygulamaları, aslında korkunç bir emek sömürüsünün üzerinde yükseliyor.


Urallarda kurye grevi: Serbest çalışanlar protesto gücüne dönüşüyor

Sergey Aksyonov, Svobodnaya Pressa

22 Temmuz 2024

21 Temmuz’da Yekaterinburg’da Ozon araç kuryeleri gayri resmi bir grev düzenledi. E1 adlı yerel portal, ilgili videoyu yayımladı ve kuryelerin toplu halde sefere çıkmayı reddettiklerini bildirdi. Eyleme yaklaşık 70 kişi katıldı. Videoyu kayda alan muhabir, “Herkes arabaları geri getiriyor. Küçük bir olay olsa da bir zafer. Harika bir an. Güzel insanlar. Sonunda!” diyerek Ozon deposunda yaşananları duygusal bir şekilde yorumladı.

Gazetenin aktardığına göre, sürücülerin şikayetleri şöyle: “Ürünlerin geç teslim edilmesi, yüklemelerin sabah 10 ya da 11’de başlaması ve uzun mesafe rotalarının gece 12.00’ye kadar, hatta daha geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalması. Fazla mesai ödemelerinde gecikmeler, bazı kuryeler hiç ödeme almıyor. Parça başına 2 ruble ödenen hacimli ürünlerin ağırlığı 30 kilogramı aşabiliyor. İş hacmi artıyor, ödemeler yerinde sayıyor ama maaş sabit kalıyor.”

Grevdeki kuryeler, Moskova yönetiminden umutlu. Şirket, protestonun varlığını kabul ediyor ama durumu hafifletmeye çalışarak eylemin ölçeğinin iddia edildiği kadar büyük olmadığını vurguluyor. Ozon şirketi, TASS’a yaptığı açıklamada, “Bu sorunu halihazırda çözüyoruz, depo çalışanlarının sayısını artırıyoruz… Bölgedeki tüm kuryelerin vardiyaya çıkmadığına dair haberler de doğru değil. Şirket ortaklarının beşte birinden azı başvurdu,” dedi.

Bölgedeki ürün teslimatının felce uğraması ihtimali göz ardı edilmiyor, çünkü grev, E1’in haziran başında yazdığı yerel şubenin uzun süren krizinin ortasında patlak verdi (bazı müşterilere teslimat yarım aydan fazla gecikti). Daha önce, ürünleri teslim eden kamyon sürücüleri Koltsovo’daki Ozon deposunda bir hafta boyunca geceyi geçirerek, bekleme süresinden dolayı para kaybetmişti. Ancak o zaman grev yapılmamış, sürücüler medyaya şikâyet etmişti.

Ozon, sorunu hızla çözmek zorunda, zira teslimat hatası müşteri kaybına neden olacak. Bu arada şirket, daha önce böyle bir stres testinden geçmişti; St. Petersburg’daki kuryeleri maaşları nedeniyle greve gitmişti. Ozon’un başlıca rakibi Wildberries de benzer sorunlar yaşadı. Aşırı cezalar yüzünden şirketin Moskova’daki teslimat noktalarının sahipleri isyan çıkardı. Hatta Devlet Duması üyeleri bile duruma müdahale etti.

Örnek niteliğinde ve belki de en sert hadise, Aralık 2022’de Kurye Sendikası tarafından düzenlenen Yandex-Yemek şirketinin yüzlerce kuryesinin beş günlük grev girişimiydi. Protestocular, “sektörün tekelleşmesi” ve ceza sistemi nedeniyle ödemelerin azaltılmasından memnun değildi. Talepler arasında, kuryelerle iş sözleşmesi yapılması ve yaya kuryeler için teslimat bölgesinin 2 kilometreye düşürülmesi vardı.

Önerilen yöntemler, sendikal mücadele pratiğinde alışılmadık ve sertti. Yandex’in ortaklarına baskı yapmak için restoran kasalarını bloke etme niyeti, sert bir tepkiyi beraberinde getirdi. Sendika lideri Kirill Ukrayintsev yakalandı, gözaltı merkezine kondu ve Rusya Federasyonu Ceza Kanunu’nun 212. maddesinin 1. fıkrası uyarınca mahkûm edildi. Aynı zamanda, “yattığı süre göz önünde bulundurularak” mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Bu nedenle, Yekaterinburg’daki Ozon araç kuryelerinin grevinin akıbeti belirsiz. Bir yandan, şirketin sorunu hızlı bir şekilde çözmesi için protestocuların taleplerini karşılaması gerekiyor. Öte yandan, SSCB’nin çöküşünden sonra yeniden tesis edilen “başkaldıranları” bastırma geleneği, yönetimi sonuna kadar direnmeye zorluyor.

Geçen gün tüccarlar da siyasi destek aldı. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, kuryelerin maaşlarında aşırı artışa izin verilmemesini talep etti. Kuryelerin [“Getir, git, karışma?”] mühendisler kadar kazanmaması gerektiğini dile getirdi. Gerçi sanayideki personel eksikliğinden yakındı ama iş dünyası elbette onun bu tavrını kendine makul olarak yorumluyor.

Dikkate değer olan, son yıllarda grev teşebbüslerinin ve diğer işçi haklarını savunma eylemlerinin en yüksek sesle, İngiliz bir iktisatçının terimiyle, “güvencesiz” istihdamda çalışan —kuryeler, şoförler, taksi şoförleri, mağaza görevlileri gibi, istikrarsız ücretleri olan, genelde iş ilişkilerinin tam veya kısmi gayri resmi olması ya da özel bir hukuki statü nedeniyle sosyal güvenceleri bulunmayan çalışanlar.— işçilerden gelmesi.

Bu özgünlük, bir süredir serbest meslek olarak kendini gösteriyor. Başbakan Mişustin’in deneyi başarılı oldu ve milyonlarca Rusyalı, emeklerini devletin gözünde “aklamak”, sağlık sigortası imkanına kavuşmak, hastalık izni almak ve isterlerse emeklilik katkılarında bulunmak için mütevazı bir vergi ödemeyi kabul ederek gri bölgeden çıktı. İşgücü piyasasında adeta bir devrim yaşandı.

Peki ya proletarya? Bilindik işçiler ortadan kaybolmadı, yalnızca ülkenin uzun yıllar süren sanayisizleşmesi nedeniyle sayıları ve istihdamdaki payları azaldı. Fakat haklarını şiddetle savundukları durumları hatırlamak neredeyse imkânsız. Çok mu yıprandılar acaba? Protesto etmek büyük bir risk mi taşıyor, hareket edersen Kirill Ukrayintsev gibi hapse mi atılırsın? Yine de kredi ödemek zorundasın, karın başının etini yiyor…

Geleneksel işçilerin protesto faaliyetlerinin zirvesi 2000’lerdi. O dönemde, Ford’un Vsevolojsk fabrikasındaki grevler Aleksey Etmanov’un öncü sendikası tarafından yürütüldü, Ural alüminyum eritme tesisindeki işçiler Sergey Kogan’ın Nabat sendikası tarafından şiddetle savunuldu, Profsvoboda’nın kurucusu Aleksandr Zaharkin Surgut mahkemelerinde mücadele verdi ve Alrosa işçilerinin haklarını koruma mücadelesi sendika lideri Valentin Urusov’a hapis cezası olarak geri döndü.

Bunların tamamı, ilgili yasa temelinde yeni kurulan sendikalar tarafından organize edilen protestolardı ve başlangıçta büyük sendika birliklerinden destek göremediler. Liderleri, kurallara net bir şekilde uyulursa hakikatin yanlarında olacağını düşünüyordu. Çoğu durumda hüsrana uğradılar. Yeni yaşam efendileri, ücretli çalışanlara serf gibi davrandı ve onları acımasızca “kırbaçladı”.

Geçmişe, Rusya’nın modern tarihinin en başına, Yeltsin dönemine bakarsak, büyük çaplı protestolardan hiç bahsedemeyiz. İçeriden alınan bilgilere göre, madencilerin Moskova’daki hükümet binasının önünde Gorbat Köprüsü’nde kasklarını yere vurarak gerçekleştirdikleri en meşhur gösteri, Boris Berezovskiy ile o zamanki Başbakan Yardımcısı Nemtsov arasındaki siyasi ihtilafın bir parçasıydı. Nihayetinde hiçbir şeyle sonuçlanmadı.

Bu nedenle, 1993’ten sonra işçi hakları mücadelesinde üç aşama ayırt edilebilir. Birincisi, kapitalizmin kurulması aşamasıydı; neredeyse hiç protesto yoktu ve Sovyet sonrası sendikalar Tüm Sendikalar Merkez Konseyi’nin mal varlığı üzerinden para kazandı. İkincisi, kapitalizmin gelişmesi ve yeni, özgür, ancak örgütsel olarak zayıf sendikaların ortaya çıkmasıydı; bu sendikaların faaliyetleri eninde sonunda bastırıldı. Üçüncüsü ise, günümüzdeki serbest çalışanların protestoları.

Serbest çalışanların özel bir statüsü var; bu statü, küçük ölçekte de olsa, esasen bir işvereninkine eşit. Nitekim Ozon gibi şirketler serbest çalışanları veya tek sahipli girişimcileri işe alırken, “Kurye ortakları arıyoruz,” der. Ortaklar! Hakikaten de stratejik olarak belirli bir işverene bağlı değiller, zira aynı anda birkaç işverenle çalışma ve duruma göre onları değiştirme imkanına sahipler. Serbestler.

Bu nedenle, protesto hareketinin temeli olarak bu kategorinin büyük potansiyeli var. Sadece grev uğruna grev yapmaktan bahsetmiyoruz. Ancak iş ilişkileri adil bir şekilde düzenlenmeli. Devlet sıradan insanların çıkarlarını çok fazla önemsemiyorsa, işveren onları sıkıştırıyorsa ve büyük sendika birliklerinin buna vakti yoksa —ticari faaliyetlerle meşgul olduklarından— geriye tek bir şey kalıyor: Yekaterinburg’da olduğu gibi, haklarını kendileri savunmak.

Şu ana kadar görünen o ki, “grevlerin” çoğu belirsiz bir şekilde istihdam edilenler tarafından organize ediliyor. Buna spontane grevler de dahil. Dijitalleşme, işverenlere de çalışanlara da avantajlar sağlıyor. Yine de kolektif yapılar olmadan hareket etmek mümkün değil. Belirli bir sorunu, yerel bir meseleyi çözmek mümkün, ancak ülke genelinde başarıyı sistematik olarak pekiştirmek için yasalarda değişiklik yapılması gerekiyor.

Yeni Emek Sendikası’nın operasyon merkezi başkanı Aleksey Nejivoy, “Serbest çalışanların köleye dönüşmemesi için kamu ve sendika örgütlerinin buna dahil olması gerekiyor. Yasaların yeni bir kodifikasyonuna, yeni çalışma ilişkilerine ihtiyacımız var. Dört taraflı, yani müşteri, çalışan, yüklenici ve sendikanın olduğu sözleşmeler gerekiyor,” dedi.

Bu, tüm solcular için önemli bir konu. Bu tür yenilikler milyonlarca Rus’u etkileyecek. Yekaterinburg’da ve diğer her yerde bekleniyorlar.

RUSYA

Ukrayna, Rusya’nın ilk kez kıtalararası balistik füzeyle saldırdığını iddia etti

Yayınlanma

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın bu sabah (21 Kasım) Ukrayna’ya yönelik saldırısında, Astrahan oblastından bir kıtalararası balistik füze  fırlattığını duyurdu.

Reuters ajansı söz konusu saldırının, Rusya’nın savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu kadar uzun menzilli bir füze kullandığına işaret ettiğini yazdı.

Bu saldırı, Ukrayna’nın bu hafta Rusya topraklarını hedef almak için ABD ve İngiltere’den sağlanan füzeleri kullanmasının hemen ardından gerçekleşti.

Moskova, bu tür eylemlerin çatışmayı daha da tırmandıracağı yönünde uyarılarda bulunmuştu.

Kiev, açıklamasında füze türüne dair ayrıntı vermeyerek, “Rusya’nın Astrahan oblastı topraklarından kıtalararası balistik füze fırlatıldı,” ifadelerini kullandı.

Bu tür balistik füzeler hem nükleer hem de konvansiyonel savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Bir gün önce Ukrayna’daki Telegram kanallarında, kaynak belirtilmeksizin, Rusya’nın nükleer yük taşıma kapasitesine sahip RS-26 Rubej füzeleri ile Ukrayna’yı hedef alabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı.

Aynı gün ABD, İtalya, Yunanistan ve İspanya, Ukrayna’daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatma kararı aldı.

Dinyeper Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Sergey Lisak, saldırının bir rehabilitasyon merkezine hasar verdiğini belirtti.

Merkezin kazan dairesi kısmen tahrip olurken, onlarca pencere kırıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı.

Fakat dokuz garaj, bir sanayi tesisi ve iki özel ev zarar gördü. Evlerden birinde çıkan yangın kontrol altına alındı.

Rusya’nın saldırıları yalnızca Dinyeper ile sınırlı kalmadı. Kiev, Odessa ve Suma oblastları da hedef alındı. Bu bölgelerde elektrik arzında ciddi aksaklıklar meydana geldi.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Yayınlanma

Rusya, nükleer caydırıcılık politikasını güncelleyerek, Belarus’un güvenliğine yönelik tehditleri de nükleer silah kullanımına gerekçe olarak tanımladı. Uzmanlar, bu değişikliklerin açıklayıcı bir nitelik taşıdığını belirtirken, doktrinin zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik füze yardımıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Alanındaki Devlet Politikasının Temelleri” başlıklı doktrin belgesinde yapılan değişiklikleri onayladı.

Putin, 25 Eylül 2024 tarihinde yaptığı bir toplantıda doktrinin değiştirileceğini duyurmuştu.

Daha önce, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da haziran ayında yaptığı açıklamada, askeri operasyon deneyimlerinin ışığında doktrinin güncellenebileceğini söylemişti.

Yeni metin, Putin tarafından duyurulan hükümler doğrultusunda, nükleer silah kullanımına ilişkin koşullarda önemli değişiklikler içeriyor.

Artık nükleer silahların kullanımı sadece Rusya’nın değil, Belarus’un güvenliğine yönelik kritik tehdit durumlarında da gündeme gelebilecek.

Rusya, güncellenmiş nükleer doktrinini yayımladı

Özellikle seyir füzeleri, insansız hava araçları, hipersonik silahlar ve diğer uzay-havacılık saldırı araçları gibi unsurlar, geniş çaplı bir saldırının güvenilir şekilde tespit edilmesi hâlinde nükleer yanıt için gerekçe olarak değerlendirilebilecek. Önceki belgelerde bu kapsam sadece balistik füzelerle sınırlıydı.

Ayrıca, nükleer doktrinin, değişen koşullara uyum sağlamak için sürekli güncellenmesi gereken bir belge olduğu vurgulandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, basın mensuplarının doktrinin yayımlanmasının ABD’nin Ukrayna’ya ATACMS füzeleri gönderme kararıyla aynı zamana denk gelip gelmediği sorusuna, belgenin “zamanında” yayımlandığını söyleyerek yanıt verdi.

Peskov, güncellenen önemli maddelerden birinin, nükleer silaha sahip olmayan bir devletin nükleer bir devletin desteğiyle Rusya’ya saldırması hâlinde bunun ortak bir saldırı olarak değerlendirileceği olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı’nın bu yeni doktrini dikkatlice inceleyeceğini umduğunu ifade etti.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) düşünce kuruluşundan uzman Aleksandr Yermakov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte yapılan değişikliklerin çoğunlukla açıklayıcı nitelikte olduğunu söyledi.

Yermakov, “Örneğin, daha önceki belgelerde misilleme amaçlı bir nükleer saldırının balistik füzelerle tetiklenebileceği belirtiliyordu. Şimdi buna insansız hava araçları ve seyir füzeleri de eklendi,” dedi.

Yermakov, doktrinin yayımlanma zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekerek, “Bu değişiklikler daha önce duyurulmuştu. Ancak son gelişmeler ışığında, olası tırmanma risklerini hatırlatmak amacıyla yayımlandı,” ifadelerini kullandı.

Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Uluslararası Güvenlik Merkezi uzmanı Dmitriy Stefanoviç ise, güncellenen doktrinin, küresel nükleer arenadaki yeni eğilimlere ve olaylara yanıt verdiğini ifade etti.

Stefanoviç, bazı ülkelerin cephaneliklerini artırdığına, yeni nükleer silah sahibi devletlerin ortaya çıktığına ve nükleer faktörün öneminin son yıllarda arttığına dikkat çekti.

Uzman, doktrinin Belarus ile nükleer işbirliğini güçlendiren unsurlar içerdiğini de ekledi.

Stefanoviç, “Güncellenen belge, nükleer silah kullanımı için gerekli koşullar olan ‘nükleer eşik’ konusunu biraz daha netleştiriyor. Bu ne Rusya için ne de rakipleri için rahatlama nedeni değil. ABD ve NATO ile doğrudan çatışma riski devam ettiği sürece, hızlı bir nükleer tırmanma senaryosu her zaman mümkün,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Biden’ın ATACMS kararına nasıl tepki verecek?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Ukrayna, Rusya’yı ATACMS füzeleriyle hedef aldı

Yayınlanma

Ukrayna, Bryansk olbastına altı ATACMS balistik füzesi ile saldırdı. Rus hava savunma sistemleri beş füzeyi etkisiz hale getirirken, bir füze sınırlı hasara yol açtı. Can kaybı ya da büyük bir yıkım yaşanmadığı bildirildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Bryansk oblastını altı ATACMS balistik füzesi ile hedef aldığını duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Bu gece saat 03:25’te (yerel saatle 00:25) düşman, Bryansk oblastındaki bir tesisi altı balistik füzeyle vurdu. Elde edilen teyitli bilgilere göre saldırıda ABD yapımı ATACMS taktik füzeleri kullanıldı,” denildi.

Rus hava savunma sistemleri beş füzeyi imha ederken, bir füze hedefe ulaşarak sınırlı hasara yol açtı.

Füzenin parçalarının Bryansk bölgesindeki bir askeri tesisin teknik alanına düştüğü ve bunun bir yangına neden olduğu belirtildi.

Ancak yangının kısa sürede kontrol altına alındığı ve söndürüldüğü bildirildi.

Açıklamada, herhangi bir can kaybının yaşanmadığı ve ciddi bir yıkımın olmadığı da vurgulandı.

Rusya ordusu, saldırıyı önlemek için S-400 hava savunma sistemi ve Pantsir füze savunma sistemi kullandı.

Biden’dan Ukrayna’ya kritik hamle: ATACMS füzeleri için onay çıktı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English