Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Witkoff, Netanyahu ile Filistinlileri sürgün planını görüştü

Yayınlanma

Witkoff-Netanyahu

Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, Netanyahu ile Filistinlilerin komşu ülkelere sürgün edilmesi önerisini görüştü; İsrailli yetkililer “Amerikalıların bu fikir konusunda ciddi olduğu izlenimini edindi.”

ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Tel Aviv ve Hamas arasında Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını görüşmek üzere İsrail’i ziyaret etti. Witkoff, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Hamas’la varılan ateşkes ve esir takası anlaşmasını sürdürmelerini istedi. Görüşmede, Trump’ın Gazze nüfusunu Ürdün ve Mısır’a sürme önerisi de ele alındı.

İsrail devlet televizyonu Kan’ın haberine göre, Witkoff görüşmede Netanyahu ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e ABD’nin diğer arabulucular Katar ve Mısır ile anlaşmadaki boşlukları dolduracağını iletti. Witkoff, Netanyahu’ya anlaşmanın tamamlanmasının önündeki siyasi engelleri çözmeleri gerektiğini belirtti.

Aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi, 42 günlük ilk aşamanın ardından savaşın yeniden başlamaması halinde hükümetten ayrılma tehdidinde bulunmuştu. Parti yetkilileri, Netanyahu’nun kendilerine Hamas’a karşı askeri operasyonun devam edeceğine dair güvence verdiğini iddia ediyor.

Kanal 13 televizyonunun haberine göre, Netanyahu-Witkoff görüşmesi yaklaşık 2,5 saat sürdü. İsrailli üst düzey yetkililer, görüşmede Gazze nüfusunun başka ülkelere taşınmasına dair çeşitli senaryoların tartışıldığını belirtti. Yetkililer, “Amerikalıların bu fikri ciddi şekilde değerlendirdiği izlenimini edindik. Bu sadece bir söylem değil” dedi.

Ancak Mısır ve Ürdün yönetimleri, Trump’ın bu önerisine sert bir şekilde karşı çıkıyor. Her iki ülke de Filistinlilerin Gazze’de kalması gerektiğini belirterek, güvenlik nedeniyle ayrılanların geri dönüşüne izin verilmeyeceği endişesini dile getiriyor.

10 yıl sonra ilk

İsrail ordusunun işgal sırasında Gazze Şeridi’ni ikiye ayırdığı Netzarim Koridoru’na da giden Witkoff’a burada İsrail Stratejik İşler Bakanı Dermer eşlik etti. ABD’li temsilci, son 10 yılda Gazze’ye giden ilk üst düzey Amerikalı yetkili oldu. İsrail-Hamas ateşkesi kapsamında son günlerde kuzeye doğru ilerlemesine izin verilen Filistinli araçları gözlemlediği bildirildi.

Filistin Yönetimi yetkilisiyle görüştü

Öte yandan Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, Witkoff salı günü Suudi Arabistan’da, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın üst düzey danışmanı Hüseyin eş-Şeyh ile bir araya geldi.

Bu görüşme, Witkoff’un bir Filistin Yönetimi yetkilisiyle yaptığı ilk temas olması bakımından dikkat çekiyor. Bu durum, Trump yönetiminin İsrail-Suudi Arabistan normalleşme sürecinde Filistinlilerin durumunun da ele alınması gerektiğini kabul ettiğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.

ORTADOĞU

İsrail’de “devlete sızma” tartışması: “Dün vatan haini ilan ettiniz yarın idam edersiniz”

Yayınlanma

İsrail’in iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet’in, aşırı sağcı unsurların İsrail polis teşkilatına sızdığı iddiasıyla başlattığı gizli soruşturmanın basına sızması, hükümet içinde yeni bir krizi tetikledi. Soruşturmanın hedefinde olduğu öne sürülen Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ile Şin-Bet Başkanı Ronen Bar arasında sert bir atışma yaşandı. Bar, kendisine yöneltilen suçlamaların giderek infaza varacak bir sürece dönüştüğünü söyledi.

Kanal 12’nin haberine göre tartışma yaratan soruşturma, 2024’te Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’daki statükoyu fiilen delerek, Yahudilerin ibadetine izin veren müdahalesinden kısa bir süre sonra başlatıldı.

Basına sızan Şin-Bet tarafından hazırlanan ve 26 Eylül 2024 tarihini taşıyan iç yazışma belgesinde, “Kanun uygulayıcı kurumlara Kahanist ideolojinin sızması, Şin-Bet’in görev tanımı içinde yer alan tehlikeli bir olgudur ve engellenmelidir” deniyor.

Kahanizm, 1990’da suikasta uğrayan aşırı sağcı din adamı ve eski milletvekili Meir Kahane’nin ideolojisini temel alıyor. Kahane’nin kurduğu ve daha sonra yasaklanan Kach adlı grup İsrail’de 2016’da terör örgütü ilan edildi. Ben Gvir’in partisi Otzma Yehudit, bu ideolojik çizginin siyasi mirasçısı olarak görülüyor.

Basına sızan ve iç yazışma notu olduğu değerlendirilen belgede Bar’ın, “Siyasi kadroların bu tür süreçlere dahil olması nedeniyle, bu tür sızmaların durdurulması akıllıca ve dikkatlice yapılmalı” ifadeleri yer alıyor.

Bu ifadede doğrudan suçlanmasa da açıkça Ben Gvir ima ediliyor.

Soruşturmanın, hükümetin Bar’ı görevden almak için harekete geçmesi sonrası basına sızması da ayrıca dikkat çekici bir nokta.

“Emri sen mi verdin?”

Sızıntının olduğu saatlerde yapılan güvenlik toplantısında Ben Gvir, soruşturmayı, seçilmiş siyasetçilere karşı “bürokratik darbe” girişimi olarak nitelendirdi, “Seçilmiş yetkililere karşı gizli soruşturmalar yürüten bir teşkilat başkanı, demokrasi için doğrudan tehdittir. Siyasi makamları dinliyor, darbe için delil topluyor. Bu kişi görevden alınmakla kalmamalı, yargılanmalı” dedi.

Ben Gvir ayrıca soruşturmanın Meclis denetimi olmaksızın yapıldığı, yasa dışı şekilde seçilmiş bir bakanı hedef aldığı ve Şin-Bet’in görev sınırlarını aştığı gerekçeleriyle hukuka aykırı olduğunu iddia etti.

İsrail basınına göre Ben-Gvir aynı toplantıda bulunan Bar’a “Bu soruşturmayı gerçekten sen mi başlattın” diye sordu. Bar ise “Bu yalan size karşı bir soruşturma açılmasını asla emretmedim” yanıtını verdi. Bunun üzerine toplantıyı terk edip Bar’ın yazdığı öne sürülen iç yazışma belgesiyle geri dönen Ben Gvir, Şin-Bet Başkanı’na “yalancı ve darbeci” diyerek istifa çağrısı yaptı.

Ben-Gvir’in suçlamalarından sonra söz alan Bar, “Dün bana vatan haini dediniz, bugün hapse atılmamı istiyorsunuz, yarın da beni idam edersiniz” diyerek hem Ben-Gvir’e hem de iki gün önce kendisini görevden alan bakanlara tepki gösterdi.

Bar, Şin-Bet’in görevlerini belirleyen 2002 tarihli yasaya atıf yaparak, “Demokratik rejimi ve onun kurumlarını korumanın Şin-Bet’in yasal görevi” olduğunu söyledi.

Bar soruşturmanın bir siyasetçi ya da siyasi partiyi hedef almadığını “radikal unsurların devlete sızmasını önlemek” için başlattığını savundu.

Şin Bet’ten yapılan açıklamada ise “Devlet kurumlarına, özellikle güvenlik ve kolluk kuvvetlerine bu grupların sızmasına yönelik bilgiler alındığında, yasal görev kapsamında önlem alınmaktadır” denildi.

Bar ve Başsavcı hedefte

Geçen hafta hükümet, Netanyahu’nun “güven kaybı” gerekçesiyle Bar’ın görevden alınmasına karar verdi. Pazar günü ise kabine, Başsavcı Gali Baharav-Miara hakkında güvenoyu vermeyerek görevden alma sürecini başlattı.

Her iki hamle de kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Hükümeti eleştirenler, Netanyahu’nun yakın çevresi ile Katar arasında yasa dışı bağlar iddiasıyla devam eden Şin-Bet soruşturmasının bu görevden almalarda çıkar çatışması oluşturduğunu savunuyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Netanyahu hükümeti, Başsavcı’nın azil sürecini başlattı

Yayınlanma

Gali Baharav-Miara

İsrail hükümeti, pazar günü gerçekleştirdiği kabine toplantısında Başsavcı Gali Baharav-Miara hakkında oy birliğiyle “güvensizlik” kararı aldı. Bu adım, Baharav-Miara’nın görevden alınma sürecini resmen başlatırken, ülke tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor.

Adalet Bakanı Yariv Levin, Başsavcıyı hükümet politikalarını engellemekle suçladı ve aralarındaki “uzun süredir devam eden esaslı görüş ayrılıkları” nedeniyle işbirliğinin imkânsız hale geldiğini savundu.

Baharav-Miara’dan yanıt gecikmedi. Hükümetin kendisini hukukun üstüne koymaya çalıştığını belirten Başsavcı, “Sınırsız bir iktidar arayışındalar, denetimsiz bir yönetim hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Yargıya müdahale endişesi

Baharav-Miara’nın görevden alınma girişimi, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınması ve yargı reformu tartışmalarıyla birlikte, yargının bağımsızlığına yönelik yeni bir kriz olarak değerlendiriliyor.

Süreç, yasal olarak tamamlanması gereken birçok adıma rağmen başlatıldı. Yürürlükteki kabine kararına göre, görevden alma dosyasının önce beş üyeli özel bir komisyona gönderilmesi, ardından başsavcıya savunma hakkı tanınması gerekiyor. Ancak şu ana kadar bu komisyon dahi oluşturulabilmiş değil.

Başsavcıdan sert mektup

Kabine toplantısında bazı bakanların Baharav-Miara hakkında alaycı yorumlarda bulunduğu basına sızdı. Ekonomi Bakanı Nir Barkat, “Herhalde başka bir hükümetin toplantısına katıldı” derken, Çevre Bakanı Idit Silman, “Geçmiş hükümette sekreterdi, şimdi muhalefet lideri gibi davranıyor” dedi.

Toplantıya katılmayan Baharav-Miara, gönderdiği mektupta hükümeti, yasal denetimden kaçmaya çalışmakla suçladı, “Bu girişim, yargının zayıflatılması ve sadakatle çalışan kamu görevlilerinin sindirilmesi amacını taşıyor” dedi.

Lapid ve Gantz’tan tepki

Muhalefet lideri Yair Lapid, Başsavcıyı görevden alma girişimini “yasa dışı” olarak niteleyerek, “Netanyahu önce soruşturmacısını, şimdi de savcısını görevden almak istiyor. Gali Baharav-Miara dürüst ve ehil bir başsavcı. Tam da bu yüzden hedefte. Bu yasa dışı, bu yolsuzluk. Başaramayacaklar” dedi.

Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz ise, hükümetin bu hamlesinin arkasında ultra-Ortodoks Yahudilere askerlik muafiyeti getirecek yasanın olduğunu öne sürdü: “Netanyahu, Yüksek Mahkeme’yi devre dışı bırakacak, orduya katılan yedek askerleri hiçe sayacak bir başsavcı istiyor. Bedeli hepimiz ödüyoruz.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’de hükümet-yargı kavgası yeniden alevlendi

Yayınlanma

İsrail’de hükümet ile yargı arasında tansiyonu yeniden yükselten bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, gece yarısı alınan hükümet kararına karşı harekete geçerek, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasını geçici olarak durdurdu.

7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği baskın öncesinde İsrail’de siyaset gündeminin en hararetli başlığı “yargı reformu”ydu. Bu reform girişimi, kararları üzerindeki yargı denetimini kırmak isteyen hükümet ile Yüksek Mahkeme’yi sert biçimde karşı karşıya getirmiş; ülkede kitlesel protestolara yol açmıştı. Ancak 7 Ekim sonrası başlayan savaş atmosferi bu gerilimi bir süreliğine gölgede bırakmıştı. Şimdi ise, savaşın gölgesinde geçen ayların ardından, İsrail yargısı ile hükümeti yeniden açık bir çatışma yaşıyor.

Yüksek Mahkeme, Ronen Bar’ın görevden alınmasına karşı açılan davalar sonuçlanana kadar hükümetin kararına tedbir koyduğunu açıkladı. Mahkeme, ilgili itirazları en geç 8 Nisan’a kadar görüşeceğini belirtti.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, yaptığı oylamayla Bar’ın en geç 10 Nisan’a kadar görevden alınmasına karar vermişti.

Hükümetten sert tepki

Kararın hemen ardından hükümet cephesinden tepki gecikmedi. İletişim Bakanı Shlomo Karhi, Yüksek Mahkeme’nin müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Karhi, mahkemenin böyle bir konuda yetkisi olmadığını savunarak, “Bu konuda hukuki bir yetkiniz yok. Bu, hükümetin yetki alanıdır. Verdiğiniz karar geçersizdir” dedi.

Likud Partisi üyesi Karhi, hükümetin dün gece aldığı kararı hatırlatarak Bar’ın görev süresinin 10 Nisan veya daha erken bir tarihte sona ereceğini ve yerine yeni bir bir Şin-Bet başkanının atanacağını söyledi.

Muhalefetten Yüksek Mahkeme’ye destek

Karara muhalefetten ise destek geldi. Demokratik İsrail Partisi Başkanı Yair Golan, Yüksek Mahkeme’nin tedbir kararını “önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi. Golan, “Halkın kitlesel seferberliği etkisini gösteriyor, yılmadan süren sivil mücadele başarıya ulaşıyor” diyerek kararın arkasında halk desteğinin yattığını savundu.

Ronen Bar’ın “kötü ve tehlikeli bir hükümete karşı durarak cesaret gösterdiğini” ifade eden Golan, demokrasi için verilen mücadelenin süreceğini belirtti. Golan, hükümetin Gazze Savaşı sürecinde sıkça kullandığı bir sloganı da muhalefet lehine uyarlayarak, “Savaşacağız ve kazanacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English