Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Yargı kararını hiçe saydı, Şin-Bet Direktörlüğüne atama yaptı

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Netanyahu, Yüksek Mahkeme’nin karşı çıkmasına rağmen Şin-Bet Direktörlüğüne David Zini’yi atadı. Muhalefet ve hukukçular, bu kararla ülkenin anayasal krize sürüklendiği uyarısında bulunuyor.

İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu, yargı kararına rağmen İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) başına Tümgeneral David Zini’yi atadı. İsrail Yüksek Mahkemesi kısa süre önce, mevcut Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasının “hukuka aykırı ve temelsiz” olduğuna hükmetmişti. Başbakanlık ise bu karara rağmen Zini’nin atamasını resmen duyurdu.

Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Zini’nin İsrail ordusunun çeşitli birimlerinde önemli görevlerde bulunduğu, özellikle 7 Ekim saldırısından aylar önce Gazze Tümeni’nin zafiyetlerini içeren kritik bir rapor hazırladığı belirtildi.

Şin-Bet Direktörü ile ilgili yargı kararı göz ardı edildi

İsrail Yüksek Mahkemesi, Başbakan Netanyahu’nun, Ronen Bar’ı görevden almasının yasal temele dayanmadığını, ayrıca “Katargate” soruşturması kapsamında yürütülen dosyalar nedeniyle çıkar çatışması içinde bulunduğunu belirtmişti. Aynı şekilde İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara da başbakanın, görevdeki Şin-Bet Direktörü’nü keyfi biçimde azledemeyeceği uyarısında bulunmuştu.

Baharav-Miara, mahkeme kararı sonrası yaptığı açıklamada, “Başbakan, Şin Bet’in yeni başkanına ilişkin herhangi bir işlem yapmaktan kaçınmalıdır” demişti.

Netanyahu ise nadir düzenlediği bir basın toplantısında bu uyarıya karşı çıkarak hükümetin atamayı gerçekleştireceğini açıklamıştı. Perşembe günü yapılan resmi atamanın ardından Başsavcılık, başbakanın “hukuki görüşe aykırı hareket ettiğini” belirten yeni bir açıklama yayınladı.  Açıklamada “Netanyahu’nun çıkar çatışması içinde hareket ettiğine dair ciddi şüpheler bulunmaktadır. Atama süreci kusurludur” ifadelerine yer verildi.

Mahkeme, Bar’ın görevden alınmasına karşı geçici tedbir kararı vererek, yerine yeni bir atama yapılmasını da hukuki sürecin tamamlanmasına kadar engellemişti.

Bar istifa edeceğini açıklamıştı

Netanyahu’nun görevden almak istediği, ancak mahkeme engeline takılan Ronen Bar ise geçen haftalarda yaptığı açıklamada, 15 Haziran itibarıyla istifa edeceğini belirtmişti. Bar, 7 Ekim saldırıları sonrası yaşanan güvenlik zaafiyetinin sorumluluğunu üstlenmiş, siyasi kadronun da bu sorumluluğu paylaşması gerektiğini vurgulamıştı.

Tel Aviv’de sokaklar karıştı

Netanyahu’nun atama kararı, kamuoyunda sert tepkiyle karşılandı. Tel Aviv’de düzenlenen protestolarda polisle göstericiler arasında arbede yaşandı; çok sayıda kişi gözaltına alındı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, bazı göstericilerin yerde sürüklendiği ve polis müdahalesine maruz kaldığı görüldü.

Muhalefetten sert tepki: Anayasal kriz

Ana muhalefet lideri Yair Lapid, Başbakan Netanyahu’nun Zini’yi atamasının, süregelen Katargate skandalı nedeniyle ciddi bir çıkar çatışması oluşturduğunu söyledi. Lapid, David Zini’ye seslenerek, Yüksek Mahkeme nihai kararını verene kadar görevi kabul etmemesi çağrısında bulundu.

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz da Netanyahu’nun başsavcı tavsiyelerini görmezden geldiğini belirterek, “hukukun sınırlarını bir kez daha aştı” dedi. Gantz’a göre bu atama, İsrail’in güvenliği pahasına ülkeyi anayasal bir çatışmaya sürüklüyor.

Eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan ise Netanyahu’nun yargı kararını ihlal etmesinin ülkeyi açıkça bir anayasal krize soktuğunu vurguladı.

Zini kimdir?

Fransa’dan İsrail’e göç eden bir ailenin çocuğu olan David Zini, İsrail ordusunda seçkin birliklerde görev yapmış deneyimli bir komutan. Başbakanlık açıklamasına göre, Zini’nin geçmişte üstlendiği görevler ve hazırladığı stratejik raporlar, onu Şin-Bet’in başına getiren etkenler arasında yer alıyor.

Ancak atamasının yargı kararına ve hukuki sürece rağmen gerçekleşmiş olması, İsrail’de yargı bağımsızlığı, yürütmenin sınırları ve istihbaratın siyasallaşması konularında ciddi tartışmaların fitilini ateşlemiş durumda. Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları, bu atamaya karşı hukuki girişim başlatacaklarını duyurdu.

Ortadoğu

İran’dan İsrail’e karşı operasyon: Çok sayıda casus gözaltına alındı, İHA atölyesi çökertildi

Yayınlanma

İran, İsrail’le işbirliği yaptığı şüphesiyle ülke genelinde çok sayıda kişiyi gözaltına alındığını ve İsfahan’da bir İHA üretim atölyesini çökerttiğini açıkladı. Bu operasyonlar kapsamında daha önceden Mossad adına çalıştığı tespit edilen bir kişi idam edilirken, Yargı Erki Başkanı işbirlikçilerin süratle yargılanacağı sözünü verdi.

İran, ülke genelinde İsrail adına faaliyet yürüttüğü belirtilen çok sayıda kişinin gözaltına alındığını, İsfahan’da bir insansız hava aracı (İHA) üretim atölyesinin çökertildiğini ve bir Mossad ajanının idam edildiğini duyurdu.

Operasyonların, İran’ın Sadık Vaad 3 operasyonuyla karşılık verdiği ve 13 Haziran 2025’ten bu yana devam eden İsrail saldırıları sırasında yoğunlaştığı bildirildi.

İsfahan Emniyet Müdürlüğü tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada, İsrail’le işbirliği yaptığı şüphesiyle 4 kişinin tutuklandığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, “İsfahan’da İHA ve küçük uçak üretimi yapılan bir atölye ortaya çıkarılmış, İHA üretimine yönelik çok miktarda teçhizat ve yedek parça ele geçirilmiştir” denildi.

Bunun yanı sıra Tesnim haber ajansı, İsfahan siber polisinin, kamuoyunu yanıltarak ve söylentiler yayarak güvenliği bozmaya çalışan ve İsrail’le bağlantılı olduğu değerlendirilen 60 kişiyi tespit ettiğini bildirdi.

İsfahan’da İHA atölyesine baskın

Lübnan merkezli el-Meyadin ise, “İran’ın batısındaki Lorestan eyaletinde İsrail saldırılarına karışan bir grup ajanın yakalandığını” aktardı.

Ülke genelindeki operasyonlar pazar günü de devam etti. İran iç güvenlik birimleri, Tahran, İsfahan ve Kerman’da Mossad’a bağlı casusluk ve propaganda hücrelerinin çökertildiğini açıkladı.

Başkent Tahran’ın batısındaki Elburz eyaletinde iki Mossad ajanının yakalandığı belirtildi.

İsfahan’da ise Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı istihbarat teşkilatı, İsrail saldırılarına medya desteği vermek ve rejim karşıtı propaganda yapmakla suçlanan 16 kişiyi gözaltına aldı.

Ülkenin güneydoğusundaki Kerman eyaletinde de İsrail’in “vahşi eylemlerini” desteklediği öne sürülen iki kişi gözaltına alındı.

Mossad ajanına idam, işbirlikçilere ‘süratli yargılama’ sözü

Öte yandan İran makamları, pazartesi sabahı İsrail istihbarat teşkilatı Mossad adına çalıştığı suçlamasıyla İsmail Fikri isimli bir kişinin idam edildiğini duyurdu.

Yetkililer, idam edilen Fikri’nin son İsrail saldırıları sırasında yakalanan kişilerden olmadığını vurguladı.

Bu gelişmeler üzerine İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, İsrail’le işbirliği yaptığı şüphesiyle yakalananlar için süratli yargılama sözü verdi.

Tesnim ajansının aktardığına göre Muhsini Ejei, “Eğer bir kişi Siyonist rejimle bağlantısı ve işbirliği nedeniyle tutuklanırsa, savaş koşulları da göz önünde bulundurularak yasalar çerçevesinde çok hızlı bir şekilde yargılanmalı ve hakkında hüküm verilmelidir,” ifadelerini kullandı.

Tutuklamaların, İsrail ile her türlü istihbarat, medya veya propaganda işbirliğini suç sayan ve en ağır yasal cezaları öngören “İsrail’in Düşmanca Eylemleriyle Mücadele Yasası”nın 6, 7, 8 ve 10. maddeleri uyarınca yapıldığı belirtildi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Grossi, İran ile UAEA arasındaki işbirliğinden övgüyle söz etti

Yayınlanma

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi, İranlı yetkililer ile ajans arasındaki işbirliğini överek İsrail saldırısı sonrası nükleer tesislerde ciddi bir hasar tespit edilmediğini bildirdi. Grossi, güvenlik koşulları elverdiğinde denetimlerin devam edeceğini belirtti.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi, bugün yaptığı açıklamada, İranlı yetkililer ile ajans arasındaki işbirliği ve bilgi alışverişinden övgüyle söz etti.

Grossi, İsrail’in saldırısının ardından İran’daki nükleer tesislerin durumuna ilişkin verdiği brifingde, Fordo urantum zenginleştirme tesisi veya Khondab’da inşaatı süren reaktörde herhangi bir hasar gözlemlenmediğini bildirdi.

Grossi, UAEA’nın İran’da bulunduğunu ve bulunmaya devam edeceğini vurgulayarak, “İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması kapsamındaki yükümlülükleri uyarınca, güvenlik koşulları elverir elvermez denetimler orada devam edecektir,” dedi.

Ayrıca Natanz veya Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesislerinde daha fazla hasar olduğuna dair bir belirti bulunmadığını da teyit etti.

‘Askeri tırmanış diplomasiyi geciktiriyor’

UAEA Yönetim Kurulu’na yaptığı açıklamada, sahadaki müfettişlerle temas halinde olduklarını belirten Grossi, “Onların güvenliği en büyük önceliğimiz olmaya devam ediyor ve zarar görmemelerini sağlamak için gerekli tüm önlemler alınıyor,” ifadelerini kullandı.

Grossi, “Askeri tırmanış, İran’ın nükleer silah elde etmemesini sağlayacak diplomatik bir çözüme yönelik gerekli çalışmaları geciktiriyor,” diyerek endişelerini dile getirdi.

İran’dan hasar ve kirlilik açıklaması

Öte yandan İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, daha önce yaptığı bir açıklamada, Fordo tesisinin saldırılar sonucu maruz kaldığı hasarın sınırlı olduğunu ve hassas ekipman ve malzemelerin büyük bir kısmının daha önceden taşındığını belirtmişti.

Kemalvendi, sahada herhangi bir radyoaktif kirlenme olmadığını vurgulayarak, İsrail’in İran’ın nükleer altyapısını hedef alan “nitelikli saldırılar” düzenlediği yönündeki iddiaları yalanladı.

Aynı bağlamda Kemalvendi, Natanz tesisinde bir iç kirlilik tespit edildiğini ancak bunun tesis içinde sınırlı olduğunu, çevreye veya çevredeki bölgelere bir tehdit oluşturmadığını duyurdu.

Sözcü, acil durum ekiplerinin sahayı tamamen temizlemek için çalıştığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

FT: Fordo tesisi Amerikan sığınak delici bombalarıyla bile yok edilemez

Yayınlanma

İngiliz Financial Times gazetesi, İran’ın Kum şehri yakınlarındaki Fordo nükleer tesisinin, bir dağın yarım kilometre altında yer alması ve gelişmiş savunma sistemleriyle korunması nedeniyle İsrail için bir ‘kabus’ teşkil ettiğini belirtti. Habere göre tesisin, Amerikan sığınak delici bombalarına karşı bile dayanıklı olabileceği değerlendirilirken, uzmanlar İsrail’in ABD yardımı olmadan tesisi yok edemeyeceğini vurguluyor.

Financial Times gazetesi, İran’ın Fordo nükleer tesisinin, İsrail’deki askeri planlamacılar için adeta bir “kabus” olduğunu vurguladı.

Gazete, tesisin Kum şehrinin güneyinde bir dağın yarım kilometre derinliğinde yer aldığını ve yoğun güvenlik önlemleri ile gelişmiş hava savunma sistemleri gibi devasa tahkimatlara sahip olduğunu, bu durumun da tesisi yok etmeyi neredeyse imkansız hale getirdiğini belirtti.

Haberde, Fordo’un, İran’ın nükleer programını olası bir saldırıya karşı koruma çabalarının en belirgin örneği olduğu ifade edildi.

Tesisin, “nükleer silah üretiminin” temel bileşenleri olan santrifüjlerin ve yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyumun güvenliğini sağlayacak şekilde doğrudan saldırılara dayanıklı olarak tasarlandığı kaydedildi.

Buna karşılık, İran’ın nükleer silah üretiminin savunma doktrininin bir parçası olmadığını her zaman vurguladığı da hatırlatıldı.

‘Nükleer sürecin başı ve sonu’

Financial Times‘a konuşan ABD merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı’ndan araştırmacı Behnam Ben Taleblu, “Fordo, İran nükleer programının en önemli direğidir,” dedi.

Taleblu, “İran’ın nükleer sürecinde her şeyin başlangıcı ve bitiş noktasıdır,” ifadelerini kullanarak tesisin stratejik önemine dikkat çekti.

‘İsrail, ABD yardımı olmadan yok edemez’

Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nden (INSS) İran uzmanı Danny Citrinowicz ise Fordo’un “son derece korunaklı ve dağın derinliklerinde” olduğunu teyit etti.

Citrinowicz, İsrail’in ABD’nin yardımı olmadan tesisi imha etmesinin mümkün olmadığını savundu. Uzman, bu tesisin İsrail’in askeri operasyonunda “en zor ve belki de son hedef” olabileceğini değerlendirdi.

Natanz’dan daha korunaklı

Ayrıca Financial Times, Fordo tesisinin jeolojik tahkimat açısından Natanz tesisini geride bıraktığını ve bu durumun onu geleneksel hava saldırılarına karşı neredeyse tamamen korunaklı hale getirdiğini aktardı.

Gazete, tesisin “60 metre betonu delme kapasitesine sahip Amerikan GBU-57 tipi sığınak delici bombasına karşı bile korunaklı olabileceğine” işaret etti.

Öte yandan, İran Öğrenci Haber Ajansı’nın yakın zamanda tesise bir saldırı düzenlendiğini, ancak oluşan hasarın “sınırlı” kaldığını duyurduğu bilgisine de haberde yer verildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English