Bizi Takip Edin

AMERİKA

Yeni istihbarat şefi Tulsi Gabbard’a onay oturumunda zor sorular

Yayınlanma

ABD’de ülkenin istihbarat servisine liderlik etmek için beklenmedik bir seçim olarak nitelendirilen Tulsi Gabbard, perşembe günü Kongredeki onay oturumunda Suriye, Rusya, yabancı gözetleme ve Başkan Donald Trump hakkındaki geçmiş yorumları hakkında bir soru yağmuruyla karşı karşıya kaldı.

Hawaii’den eski Demokrat kongre üyesi, Trump’ın 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra oluşturulan ve bir düzineden fazla istihbarat kurumunun çalışmalarını denetleyen ve koordine eden bir sonraki ulusal istihbarat direktörü adayı.

Ulusal Muhafızlar’da yarbay rütbesiyle görev yapan ve Orta Doğu’da iki kez bulunan Gabbard, Rusya’ya ve hükümeti sızdıran Edward Snowden’a sempati duyan yorumları ve geçmişte kritik bir izleme programına karşı çıkmasıyla ABD ve diğer ülkelerdeki bazı istihbarat ve ulusal güvenlik yetkililerini endişelendirmişti.

Gabbard, Ukrayna savaşına ilişkin iddialarını tekrarlayarak Moskova’nın komşu ülkeye asker göndermek için haklı gerekçeleri olduğunu öne sürmüş, qyrıca Rusya’nın, ABD ve Ukrayna’nın savaştan önce tehlikeli biyolojik araştırmalara dahil olduğu iddialarını da desteklemişti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy hükümetini “yozlaşmış bir otokrasi” olarak eleştiren Gabbard, Ukrayna’nın NATO’ya katılma arzusu göz önüne alındığında Rusya’nın tutumuna sempati duyduğunu ifade etmişti.

2022’de savaş başladığında Twitter’da “Biden Yönetimi/NATO Rusya’nın meşru güvenlik kaygılarını kabul etseydi bu savaş ve acılar kolaylıkla önlenebilirdi,” diye yazmıştı.

Gabbard perşembe günü Kongrede yaptığı açıklamada Rusya yanlısı görüşleri yaydığı yönündeki iddiaları reddetti ve “Rus propagandasına kulak asmıyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Kansas Senatörü Jerry Moran’ın, onaylanması halinde Rusya’ya “geçit verip vermeyeceği” sorusuna ise, “Senatör, bu sorudan rahatsız oldum çünkü benim tek odak noktam, taahhüdüm ve sorumluluğum kendi ulusumuz, kendi güvenliğimiz ve Amerikan halkının çıkarlarıdır,” cevabını verdi.

Gabbard, “hiçbir ülke, grup ya da bireyin bundan muaf tutulmayacağını” da sözlerine ekledi.

Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörler Gabbard’a Edward Snowden’ı “vatan haini” olarak nitelendirip nitelendirmeyeceğini sorduklarında yeni istihbarat şefi doğrudan yanıt vermeyi reddetti ve perşembe günkü oturumda en çekişmeli tartışmalardan bazılarına yol açtı.

Snowden’ın anayasaya aykırı olduğuna inandığı izleme programlarıyla ilgili önemli gerçekleri ortaya çıkarırken, gizli sırların korunmasına ilişkin kuralları da ihlal ettiğini söyledi ve “Edward Snowden yasaları çiğnedi,” diye birkaç kez tekrarladı.

Colorado’dan Demokrat Senatör Michael Bennet, Gabbard’ı sıkıştırarak, “Evet ya da hayır, Edward Snowden Amerika Birleşik Devletleri için bir hain mi?” diye sorunca, Gabbard cevaben, “Üniformalı olarak savaşta görev yapmış biri olarak ulusal güvenliğimizin ne kadar kritik olduğunu anlıyorum,” dedi.

Gabbard 2017 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüşmek üzere Suriye’ye gitmiş, bu ziyaret her iki partiden Kongre üyelerini de kızdırmış ve Gabbard’ın “savaş suçlusu” olmakla itham edilen ve Rusya ile İran’ın kilit müttefiki olan Esad’ın meşrulaştırılmasına yardımcı olduğunu söylemişlerdi.

Perşembe günü, ABD liderlerinin öğrenmek ve dinlemek için her türlü insanla görüşmekten kaçınmaması gerektiğini ve “kendi rejiminin eylemleri hakkında ona zor sorular sorduğunu” ileri sürdü.

Gabbard, “Esad rejiminin düşmesi için gözyaşı dökmüyorum ama bugün Suriye’nin başında İslamcı bir aşırılık yanlısı var,” dedi.

Gabbard, “Esad’a, Kaddafi’ye veya herhangi bir diktatöre karşı hiçbir sevgim yok. Sadece El Kaide’den nefret ediyorum… Suriye artık El Kaide’nin bir kolu olan HTS tarafından kontrol ediliyor. Bu kolun başında 11 Eylül’de sokaklarda dans eden ve birçok Amerikan askerinin öldürülmesinden sorumlu olan bir İslamcı Cihatçı var,” iddiasında bulundu.

Gabbard’a ayrıca 2017 yılında yaptığı ve Esad’ın “kendi halkını vurmak için yasaklı kimyasal silahlar kullandığına” dair “şüpheci” olduğunu söylediği yorumlarla ilgili olarak da sorular yöneltildi.

Gabbard, 2017 yılında CNN’de katıldığı bir programda, “Bağımsız bir soruşturma yapıldığını ve tam olarak ne olduğunu gösteren bir kanıt sunulduğunu görmedim ve o gün tam olarak ne olduğuna dair bir dizi teori var,” demişti.

“Belki Washington’un biraz daha alışılmadık düşünmeye ihtiyacı olabilir,” diyen Senatör Tom Cotton, muhtemelen Gabbard’ın farklılıklarını zayıflıktan ziyade güçlü yönler olarak konumlandırmaya çalışıyordu.

Bununla birlikte, birçok Senatör Gabbard’ın ulusal güvenlik ve mahremiyet konusundaki tutumundan, özellikle de mahremiyeti ihlal eden gözetleme operasyonlarını yürürlükten kaldırmaya yönelik geçmiş çabalarından endişe duyuyordu.

Kongre üyesi olarak Gabbard, “şüpheli teröristleri” ve denizaşırı yabancı ajanları gözetlemek için kullanılan bir izleme programını yürürlükten kaldırmaya çalışmıştı ama şimdi bu programı desteklediğini söylüyor.

Yabancı İstihbarat Gözetim Yasasının 702. Bölümü olarak bilinen program, ABD hükümetinin yabancı istihbarat toplamak amacıyla ülke dışında bulunan Amerikalı olmayan kişilerin iletişimlerini arama emri olmaksızın toplamasına izin veriyor.

Gabbard 2020 yılında, Amerikalıların özel haberleşmelerinin arama emri olmaksızın elde edilmesini çok kolaylaştırdığını söylediği yasayı yürürlükten kaldıracak bir yasa tasarısı sunmuştu.

Gabbard şimdi 702. Bölümü desteklediğini söyledi ve bunu “çok önemli” ve “hayati” bir istihbarat aracı olarak nitelendirdi. Eski Kongre üyesi, Kongrenin yasaya korumalar eklemesinin ardından görüşünün değiştiğini söyledi.

AMERİKA

Beyaz Saray, Ukrayna’ya askeri yardımı durdurduğunu doğruladı

Yayınlanma

Beyaz Saray, ABD’nin Ukrayna’ya askeri desteğini durdurduğunu ve ihtilafa diplomatik bir çözüm bulmaya odaklandığını açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump yönetiminin barış görüşmelerine öncelik verdiğini ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin davranışlarını değiştirmesi gerektiğini belirtti.

ABD yönetimi, Ukrayna’ya verdiği askeri desteği sonlandırarak ihtilafa diplomatik bir çözüm bulmaya odaklanıyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Fox News’e verdiği demeçte, “Trump yönetimi, Ukrayna’daki ihtilafa yönelik finansmanı durduruyor, çünkü önceliğimiz barış görüşmeleri. Uzak bir ülkedeki savaşa, gerçek ve kalıcı bir barış olmadan çek yazmaya devam etmeyeceğiz,” dedi.

Beyaz Saray sözcüsüne göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin davranışlarını ve söylemlerini değiştirmesi gerekiyor, aksi takdirde “hiçbir anlaşma yapamayacak”.

Leavitt ayrıca, 28 Şubat’ta Washington’daki görüşmeleri sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile Zelenskiy arasında yaşanan tartışmanın sorumluluğunu da Zelenskiy’e yükledi.

The Washington Post, ABD yönetiminden üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Beyaz Saray, Kiev’e yapılan askeri yardımın tamamen durdurulmasını değerlendiriyor.

Kaynağa göre, bu durum, Ukrayna’ya gönderilmeyi bekleyen milyarlarca dolarlık silah, radar, zırhlı araç, mühimmat ve füzeleri kapsıyor.

Zelenskiy, 28 Şubat’ta Washington’ı ziyaret etti. O gün Trump ile Ukrayna’nın doğal kaynaklarının geliştirilmesi konusunda bir anlaşma imzalaması bekleniyordu, ancak görüşme bir skandalla sonuçlandı. Anlaşmazlığın nedeni, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in Ukrayna ihtilafına diplomatik bir çözüm bulunması gerektiği yönündeki ısrarıydı.

Tartışma kısa sürede şiddetli bir kavgaya dönüştü ve Trump da olaya dahil oldu.

Yüksek sesli bir konuşmanın ardından Zelenskiy, Beyaz Saray’dan erken ayrıldı ve doğal kaynaklar anlaşması imzalanmadı.

Olayın ardından Donald Trump, Zelenskiy’i barış yapmak istememekle ve ABD’ye saygısızlık etmekle suçladı.

Ukrayna Devlet Başkanı ise özür dilemeyi reddetti ve Kiev’in NATO’dan net güvenlik garantileri almadan Moskova ile ateşkes yapmayacağını söyledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Savunma Bakanı’ndan Rusya’ya yönelik siber operasyonları durdurma emri

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD Silahlı Kuvvetleri Siber Komutanlığı’na Rusya’ya yönelik tüm askeri siber operasyonları durdurma emri verdi. Karar, Ukrayna’ya verilen siber destek de dahil olmak üzere pek çok operasyonu etkileyebilir. Siber Komutanlık şu anda bu durdurmanın potansiyel risklerini değerlendiriyor ve Hegseth için bir rapor hazırlıyor.

Record portalının konuya vakıf üç kaynağa dayandırdığı haberine göre, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD Silahlı Kuvvetleri Siber Komutanlığı’na Rusya’ya yönelik planlanan tüm askeri siber operasyonları durdurma emri verdi.

Kaynaklar, Hegseth’in emrinin ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu, ancak komutanlığa “öngörülebilir bir gelecekte” geçerli olacağının bildirildiğini aktardı. Şu anda ABD Siber Komutanlığı, Hegseth için “askıya alınan” tüm görevlerin ve Rusya’dan gelebilecek potansiyel tehditlerin bir listesini içeren bir “risk değerlendirmesi” yürütüyor.

Hegseth’in emri, Siber Komutanlık Başkanı Orgeneral Timothy Ho’ya şahsen iletildi.

Ho da bu emri, ABD siber güçlerinin operasyonel faaliyetlerini yöneten Tümgeneral Ryan Heritage de dahil olmak üzere astlarına iletti.

Record‘un haberine göre, bu emir Ukrayna’ya yardım ile ilgili operasyonları da kapsayabilir.

Daha önce Siber Komutanlık, Ukrayna’nın “dijital” savunmasını güçlendirmek ve Moskova’nın yeteneklerini, istihbarat amaçlı da dahil olmak üzere araştırmak için Kiev’e uzmanlar göndermişti.

Yaklaşık 6 bin kişiden oluşan siber ordu uzmanlarının geleceği belirsizliğini koruyor.

Bu uzmanların dörtte biri, küresel siber suçun kalesi olarak kabul edilen ve Amerikan özel şirketlerine ve devlet kurumlarına karşı çok sayıda siber saldırıya karışan Rusya ile ilgileniyor.

Kaynaklar, Hegseth’in emrinin yaklaşık bir hafta önce verildiğini belirtiyor. Bu nedenle, emir Donald Trump ile Vladimir Zelenskiy arasındaki, canlı yayında 10 dakikalık bir tartışmaya dönüşen ve Ukrayna heyetinin Beyaz Saray’dan kovulmasıyla sonuçlanan tartışmalı görüşmelerle ilgili değil.

Ayrıca, emir Ulusal Güvenlik Ajansı’nı ve Rusya’ya karşı yürüttüğü radyo teknik istihbarat çalışmalarını kapsamıyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Eski savunma bakanlarından Trump’a tepki: Orduyu siyasete alet etmeyin

Yayınlanma

ABD’nin beş eski savunma bakanı, Başkan Donald Trump’ı ABD ordusunu parti politikalarının bir aracı haline getirmeye çalışmakla suçlayarak, Trump’ın üst düzey askeri yetkilileri görevden alma ve orduyu siyasallaştırma çabalarına karşı çıktı. Eski bakanlar, yayımladıkları açık mektupta, Trump’ın eylemlerinin gönüllü orduyu zayıflattığını ve ulusal güvenliği tehlikeye attığını belirtti. Kongreye çağrıda bulunan eski bakanlar, Trump’ın bu eylemlerinden dolayı sorumlu tutulmasını istedi.

Beş eski ABD savunma bakanı, Başkan Donald Trump’ın ABD ordusunu parti politikalarının aracı haline getirmeye çalıştığını ve üst düzey subayların görevden alınmasının başkanlık yetkisinin yasal sınırlarını ortadan kaldırmayı amaçladığını savundu.

Reuters’ın aktardığına göre eski bakanlar kongreye yazdıkları ortak mektupta, “Başkan Trump’ın eylemleri gönüllü ordumuzu baltalamakta ve ulusal güvenliğimizi zayıflatmaktadır,” ifadeleri yer aldı.

Eski bakanlar, başkanlık yönetiminin “orduyu siyasete alet etme” çabalarından duydukları endişeyi dile getirdi.

Askeri personelin görevden alınması kararlarının partizan tercihlere göre alınması hâlinde, orduda kariyer yapmak isteyenlerin sayısının azalacağını ve astların kendi görüşlerini ifade etmekten çekineceğini belirten mektubun imzacıları, “ABD Kongresi’ne, Sayın Trump’ı bu pervasız eylemlerinden dolayı sorumlu tutma ve denetim konusundaki anayasal görevlerini tam olarak yerine getirme çağrısında bulunuyoruz,” dedi.

Mektupta, 1994-1997 yılları arasında Savunma Bakanlığı görevini yürüten William Perry, 2011-2013 yılları arasında görev yapan Leon Panetta, 2013-2015 yılları arasında görevde bulunan Chuck Hagel, 2017-2019 yılları arasında Savunma Bakanı olan James Mattis ve 2021-2025 yılları arasında bu görevi sürdüren Lloyd Austin’in imzaları bulunuyor.

Mattis, Trump’ın ilk başkanlık döneminde Pentagon’da görev yaparken, diğerleri Demokrat başkanlar döneminde görev almıştı.

Eski bakanlar, kongre üyelerine, Charles Brown ve diğer üst düzey subayları görevden alması üzerine çağrıda bulundu ve yerlerine atanacak kişilerin onaylanmamasını istedi.

Savunma Bakanı Pete Hegseth, bu göreve aday olmadan önce Brown’ın pozisyonunu yalnızca siyah olduğu için mi aldığını sorgulamıştı.

Hegseth, şubat ayının sonunda Brown’ın görevden alınmasını açıklarken, Brown’ı dürüst biri olarak nitelendirdi ancak “şu an için uygun kişi olmadığını” belirtti ve Trump’ın kendi astlarını seçme hakkına sahip olduğunu vurguladı.

Kongrenin her iki kanadını da kontrol eden Cumhuriyetçi Parti’den kongre üyeleri genel olarak başkanın kararını destekledi.

Analistler, başkanlık seçimlerinden önce bile Trump’ın ABD’de “iç düşmanlar” olduğu yönündeki iddialarına dikkat çekmişti.

Trump, geçtiğimiz yılın ekim ayında yaptığı açıklamada, “Gerekirse Ulusal Muhafızlar veya gerçekten gerekirse ordu bunu çok kolay bir şekilde halledebilir, çünkü buna izin veremezler,” diye konuşmuştu.

Trump, ilk başkanlık döneminde güney sınırında ulusal güvenlik alanında olağanüstü hâl ilan etmiş ve binlerce Amerikan askerinin oraya konuşlandırılması emrini vermişti.

The New York Times’ın haberine göre, Pentagon o dönemde bu emri, muharebe operasyonlarına hazırlanması gereken ordunun kötüye kullanılması olarak değerlendirmişti.

Ayrıca, Posse Comitatus Yasası, kongrenin onayı veya Anayasa’nın öngördüğü bir izin olmaksızın silahlı kuvvetlerin ABD topraklarında asayişi sağlamak için kullanılmasını yasaklıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English