Amerika
Yüksek federal borç nedeniyle ABD’de piyasa şoku yaşanabilir

ABD Kongresi’nin bağımsız mali gözlemcisinin başkanı, hükümetin ülkenin ‘balon gibi şişen’ federal borcunu görmezden gelmesi halinde ‘Liz Truss tarzı’ bir piyasa şokuyla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
Kongre Bütçe Ofisi (CBO) Direktörü Phillip Swagel, ABD’nin artan mali yükünün ‘benzeri görülmemiş’ bir yörüngede olduğunu ve 2022’de Birleşik Krallık’ta sterlinin değer kaybetmesine ve Truss hükümetinin çökmesine yol açan türden bir kriz riski taşıdığını söyledi.
Swagel Financial Times’a verdiği röportajda, “Elbette tehlike, Birleşik Krallık’ın eski başbakan Truss ile karşı karşıya kaldığı, politika yapıcıların bir eylemde bulunmaya çalıştığı ve ardından bu eyleme karşı bir piyasa tepkisi olduğu durumdur,” dedi.
Swagel, ABD’nin ‘henüz o noktada olmadığını’ fakat yüksek faiz oranlarının 2026’da alacaklılara yapılacak ödemenin maliyetini 1 trilyon dolara çıkarmasıyla tahvil piyasalarının geri çekilebileceğini söyledi.
CBO’ya göre, ABD’nin federal borç yığını geçen yılın sonunda 26,2 trilyon dolara ya da gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 97’sine ulaştı.
Donald Trump’ın 2017’de yaptığı kapsamlı vergi indirimleri ve pandemi sırasında yapılan büyük teşvik harcamalarının ardından bu rakam hızla yükseldi. Trump, bu yılki başkanlık seçimlerinde Joe Biden’ı yenmesi halinde, gelecek yıl sona erecek olan vergi indirimlerini yenileme sözü verdi.
Swagel, “Mütevazı görünen, ya da belki mütevazı başlayıp daha ciddi hale gelen, bazı değişikliklerin faiz oranları ve dolayısıyla mali gidişat üzerinde aşırı büyük etkileri olma potansiyeline sahibiz,” dedi.
Truss, sert vergi kesintilerini daha fazla borçla ödeme planının geri tepmesi ve ülkenin borçlanma maliyetlerini keskin bir şekilde yükseltmesinin ardından Birleşik Krallık Başbakanı olarak sadece 45 gün görevde kalabilmişti.
Swagel’in FT’ye yaptığı açıklamalar, bağımsız gözlemcinin 2054 yılında borç seviyelerinin GSYİH’nin yüzde 166’sına yükseleceğini gösteren yeni uzun vadeli ekonomik projeksiyonlar yayınlamasından bir gün sonra geldi.
Fitch, ‘yüksek ve artan genel hükümet borç yükü’ konusundaki endişelerini gerekçe göstererek geçen yıl ABD’nin AAA olan notunu düşürmüştü. Moody’s de ABD’nin notunu hâlâ AAA olarak değerlendiriyor fakat geçtiğimiz kasım ayında görünümünü durağandan negatife çevirdiğini açıkladı.
Committee for a Responsible Federal Budget [Sorumlu Federal Bütçe Komitesi] isimli düşünce kuruluşu, Trump’ın vergi indirimlerini yenilemesi halinde 2026 ile 2035 yılları arasında federal borca 5 milyon dolar daha ekleneceğini söyledi.
CBO’nun tahminleri önümüzdeki 10 yıl boyunca açıkların yüzde 6 civarında seyredeceğini gösteriyor ve Trump’ın vergi indirimlerinin 2025’te sona ermesi planına dayanıyor.
Başkan George W. Bush döneminde ABD Hazinesinde görev yapan Swagel, vergi indirimleri ve Obama dönemindeki sağlık sübvansiyonlarının süresinin uzatılmasına ilişkin tartışmalar nedeniyle önümüzdeki yılın ‘özellikle maliye politikası açısından’ önemli olacağını söyledi.
CBO’nun bu hafta yayınladığı tahminlere göre borç/GSYİH oranı 2029 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın en yüksek seviyesi olan yüzde 116’yı aşacak ve Swagel bu durumu ‘eşi benzeri görülmemiş’ olarak nitelendirdi.
Swagel, “İkinci Dünya Savaşı sırasında biriken borç, büyük ölçüde savaşan insanların nesli içinde geri ödendi. Bugün yaratılan mali yükler mevcut neslin taşıyacağı yükler değil,” dedi.
Swagel, doların dünyanın rezerv para birimi olma rolünün, borç faizi ödemeleri arttıkça ABD’yi piyasa baskılarından her zaman izole etmeyeceği uyarısında da bulundu.
Swagel, “Yabancılardan borç almamız gerekiyor, çünkü yabancı sermaye ABD’de faiz oranlarının düşük kalmasına yardımcı oluyor. Fakat bunun iki yönü var; denizaşırı ülkelere akan nakit, milli geliri kaybetmemiz anlamına geliyor. Öte yandan, borç alabileceğimiz sermayenin gelmemesi daha da kötü olur,” dedi.
Amerika
ABD’li senatörlerden İstanbul görüşmeleri sonrası Rusya’ya yeni yaptırım çağrısı

Türkiye’de gerçekleşen Rusya-Ukrayna müzakerelerinin ardından ABD’li senatörler, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulanması yönündeki çağrılarını yineledi. Özellikle Rus enerji kaynaklarını satın alan ülkelere yüzde 500’lük gümrük vergisi öngören bir yasa tasarısı gündemde olsa da oylama için henüz bir tarih belirlenmedi.
Geçen hafta İstanbul’da düzenlenen Rusya-Ukrayna müzakerelerinin ardından Amerikalı senatörler, ABD Kongresi’ne Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulama çağrılarını yineledi ancak yasa tasarıları hakkında henüz bir oylama planlanmadı.
Reuters‘ın aktardığına göre, İstanbul’da gerçekleşen görüşmede “kayda değer bir ilerleme” sağlanamadı ve Ukraynalı bir kaynak, Moskova’nın öne sürdüğü koşulları “başlangıç için uygun değil” olarak nitelendirdi.
Demokrat Senatör Richard Blumenthal, görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, yeni yaptırımlara ilişkin tasarının oylanması çağrısında bulundu.
Blumenthal, yaptığı açıklamada, Rusya ekonomisi ciddi sonuçlarla karşılaşana kadar Moskova yönetiminin “ateşkes çabalarını yavaş yavaş ilerletmeye” devam edeceğini belirtti.
Reuters‘ın hatırlattığına göre, Blumenthal ve Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, 1 Nisan’da bir yasa tasarısı sunmuştu.
Söz konusu tasarı, Rus enerji kaynaklarını satın alan ülkelerden ABD’ye yapılan ithalata yüzde 500 gümrük vergisi uygulanmasını da içeriyor.
Girişimin en az 73 Kongre üyesinin desteğini aldığı belirtilirken, tasarının ne zaman oylamaya sunulacağı ise belirsizliğini koruyor.
Nisan ayında her iki partinin üyeleri tarafından geliştirilen benzer bir önlem daha sunulmuştu.
Bloomberg, yüzde 500’lük gümrük vergisi tasarısının, Rusya yönetiminin Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için “ciddi müzakerelere” başlamaması durumunda yürürlüğe girebileceğini yazdı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot da 14 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa ülkelerinin Moskova’yı Ukrayna’daki çatışmayı durdurmaya zorlamak için “yıkıcı yaptırımlara” hazırlanması gerektiğini söylemişti.
Bakan, o dönemde Senatör Graham’ın Rus petrol ithalatına yüzde 500’lük gümrük vergisi içeren bir yaptırım paketi hazırladığını da sözlerine eklemişti.
Amerika
AI terapistler yasal hale gelebilir

Geçen hafta, Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in, yapay zeka iş modelini yaygınlaştırmanın bir parçası olarak “kişisel AI terapistler” konusunu gündeme getirdiğini yazmıştık.
Zuckerberg, katıldığı bir podcast yayınında şöyle diyordu:
“Şahsen, herkesin bir terapisti olması gerektiğine inanıyorum. Terapist, gün boyunca ya da gün boyunca olmasa da, endişelendikleri her konuda konuşabilecekleri birisi gibi. Terapisti olmayan insanlar için ise, herkesin bir yapay zeka asistanı olacağını düşünüyorum.”
Şimdi fikri takip zamanı: Başta Meta olmak üzere, Büyük Teknoloji bu alana girerken, ABD Kongresi de ruh sağlığı gibi gizlilik ile bilinen alanlarda “otomatik karar verme” ve yapay zekanın etkilerini ele alacak.
Bu hafta, ilk ipuçları gelmeye başladı. Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi, “insan karar verme sürecini önemli ölçüde etkileyen veya yerine geçen” sistemler olarak tanımlanan yapay zeka ve “otomatik karar sistemleri”nin eyaletler tarafından regüle edilmesini on yıl süreyle yasaklayan bir öneriyi kabul etti.
Öneri, özellikle Teksas Senatörü Ted Cruz tarafından zorlandı ve büyük ölçüde Abundance Institute ve Koch tarafından finanse edilen çeşitli “liberteryen” düşünce kuruluşları ile Colorado Valisi Jared Polis gibi az sayıdaki “liberteryen” Demokratların oluşturduğu lobi gruplarından çıktı.
Hukukçular, önerideki tanımların yasaya oldukça geniş bir hukuki anlam kazandırdığını ve bu nedenle mevcut yasaların ve yeni yasa tekliflerinin büyük bir kısmını engelleyeceğini düşünüyor.
Tüm metin okuduğunda, eyalet temsilcilerinin ne yapıp ne yapamayacağı biraz belirsiz. Fakat belirli olan birkaç şey var.
İlk olarak, bu yasa tasarısı eyalet yasa yapıcılarına, “hakkında çok az şey bildiğimiz yeni bir genel amaçlı teknoloji alanında düzenleme” yapamayacaklarını söylüyor.
İkincisi, lisans gerekliliklerini veya düzenlemeleri kaldırmak isteyen yasa yapıcılar için bir istisna bulunuyor. Bu hüküm yasalaşırsa, eyalet Kongre üyeleri, chatbot terapistinin ne olup ne olmadığı, lisanslamanın nasıl yapılacağı veya yanlışlıkla gençlere intihar etmelerini söyleyen hizmetlerin sorumluluğunun nasıl üstlenileceği konusunda yeni sınırlar çizmek konusunda zorlanacaklar ama Meta gibi şirketleri kısıtlayan lisans gerekliliklerini kaldırmak konusunda epey kolaylık elde edecekler.
Dolayısıyla, eğer öneri yasalaşırsa, Mark Zuckerberg şirketini terapist benzeri hizmet haline getirme yolunda emin adımlarla ilerleyebilir.
Meseleye yalnızca kağıt üzerinde bakmamak gerekiyor. Örneğin Utah eyaletinde, ruh sağlığı chatbot sağlayıcılarının, chatbotun insan olmadığını kullanıcılara açıklamak zorunda olduğu hüküm altına alınıyor.
Eğer Kongre’deki ilgili yasa tasarısı kabul edilirse, hiçbir eyalet bu tür yasalar çıkaramaz hale gelecek.
Utah yasası ayrıca, terapist chatbotlarının bir kişinin kişisel olarak tanımlanabilir sağlık bilgilerini satmasını veya paylaşmasını yasaklıyor. Yeni yasa ile, bunu düzenleyen veya engelleyen yasalar da ortadan kalkacak.
Artık geçerli olmayacak başka yasalar da var. Utah’ta, kişisel sağlık bilgileri toplanırken veya tıbbi tavsiye verilirken AI’ın açıklanmasını zorunlu kılan başka bir yasa var; bu da geçersiz hale gelecek.
Veya sigorta şirketlerinin AI araçları yerine lisanslı hekimlerin tıbbi gerekliliği belirlemesini gerektiren başka eyalet yasaları, sağlık hizmetleri veya sigortanın sağlanması, reddi, maliyeti veya koşulları ile ilgili kararları veren sistemleri düzenleyen yasalar bulunuyor; bunlar da geçersiz hale gelecek.
Kaliforniya’da, AI kullanan klinik uygulamaların hastalara tıbbi eğitim almış bir kişiye nasıl ulaşacaklarını anlatmasını gerektiren müşteri hizmetleri ile ilgili bir yasa bulunuyor; evet, bu da geçersiz hale gelecek.
Bunların ardından beri ihlali bildirim yasaları, yüz tanıma regülasyonlarının da gelmesi muhtemel. Bankacılık, kredi veya finans teknolojileri ile işçi gözetimi gibi düzenlemeler, hatta çocuk istismarı ve pornosuna yönelik düzenlemelerde yaşanabilecek sorunlar da cabası.
Fakat AI chatbotlara geri dönelim. Financial Times haber veriyor: OpenAI, Google, Meta ve Microsoft, son aylarda belleğe yönelik odaklanmalarını artırarak, sohbet robotlarının “yanıtlarını kişiselleştirmek için daha fazla kullanıcı bilgisi depolayabilmelerini” sağlayan güncellemeler yayınladı.
Yine uzmanlar uyarıyormuş: Bu gelişmenin ticari çıkarlar için kullanıcıları istismar etmek için de kullanılabileceği ve gizlilik endişelerini artırabileceği düşünülüyormuş.
Ne demek istiyorlar? MIT medya laboratuvarında profesör ve “insan-yapay zeka etkileşimi uzmanı” Pattie Maes cevaplıyor:
“Sizi gerçekten tanıyan bir ajansınız varsa, bu ajans konuşmalarınızın belleğini sakladığı için tüm hizmet daha bağlayıcı hale gelir ve bir ürünü kullanmaya başladığınızda bir daha başka bir ürüne geçmezsiniz.”
Yani kişiselleştirme seviyesi artıp gizlilik/mahremiyet seviyesi azaldıkça, tekelleşme, tek bir hizmet sağlayıcıya bağlanma da artacak. Maes mealen bunu diyor.
FT, “güncellemeleri” de paylaşıyor. Bunlar arasında, bir sohbet robotunun bir seferde ne kadar konuşmayı hatırlayabileceğini belirleyen “bağlam pencerelerinin” genişletilmesi ve dış verilerden ilgili bağlamı belirleyen “retrieval-augmented generation” gibi tekniklerin kullanılması yer alıyor. “Artırılmış bilgi geri çekme üretimi” olarak çevirebileceğimiz bu özellik, genel yapay zekaya zamanında hazır olma, bağlam, doğruluk ve hesap verebilirlik kazandırmayı hedefliyor.
Yapay zeka grupları, daha yararlı ve kişiselleştirilmiş yanıtlar sağlamak için kullanıcı profillerini ve tercihlerini depolayarak yapay zeka modellerinin uzun süreli belleğini de güçlendiriyor. Örneğin, bir chatbot, bir kullanıcının vejeteryan olup olmadığını hatırlayabilir ve restoran önerileri veya tarifler sunarken buna göre yanıt verebilir.
FT hatırlatıyor; mart ayında Google, “kullanıcının izni olduğu sürece”, Gemini’nin belleğini, yani daha önce chatbot ile yapılan konuşmalarla sınırlı olan belleği, kullanıcının arama geçmişine genişletti ve gelecekte bunu diğer Google uygulamalarına da genişletmeyi planlıyor.
DeepMind’ın ürün yönetimi direktörü Michael Siliski konşuyor: “Tıpkı bir insan asistan gibi… sizi, hedeflerinizi ve kim olduğunuzu ne kadar iyi anlarlarsa, size o kadar iyi yardım edebilirler.”
Şirketler esas olarak işin “reklam geliri” boyutunu pazarlıyor. Zuckerberg, geçen ay, chatbot’un “ürün önerileri veya reklamlar gösterme konusunda büyük bir fırsat olacağını” söylemişti. Geçen ay OpenAI da ürünleri ve yorumları “daha iyi görüntülemek” için ChatGPT’deki alışveriş hizmetlerini geliştirdiğini ilan etmişti.
Uzatmayalım. Tehlike açık görünüyor: Maes, “Bir sistem sizi ne kadar iyi tanırsa, sizi bir şey satın almaya ikna etmek veya belirli inançlara inandırmak gibi olumsuz amaçlar için o kadar çok kullanılabilir. Bu nedenle, bu hizmetleri sunan şirketlerin altında yatan motivasyonları düşünmeye başlamalısınız,” diyor.
Bu motivasyonlarun bilgisi aslında mevcut. Bloomberg’e uzun bir mülakat veren Microsoft CEO’su Satya Nadella ve şirketin sohbet roboto Copilot’un başındaki Mustafa Suleyman ipuçlarını veriyor. Suleyman ve arkadaşları, “ofis dışında yaşam” için tasarlanmış bir Copilot versiyonu oluşturmaya başladı.
Suleyman’ın daha önceki girişimi AI Inflection’da yaptıkları gibi, bu Copilot’a “empati, mizah ve nezaket” öğrettiler. Bloomberg şöyle devam ediyor:
“İnsanlar Excel’i üreten şirketle duygusal bir bağ kurmak ister mi? Suleyman öyle düşünüyor. En azından, kullanıcı Copilot’u bir arkadaş veya terapist olarak görürse, rakip bir şirkete geçmenin daha zor olacağına inanıyor.”
Empatinin Suleyman için hayli önemli bir konu olduğunu öğreniyoruz bu uzun mülakattan. Copilot’ta üzerinde çalıştığı şeyi göstermek için, iPhone uygulamasındaki sesli asistanı tıklıyor ve “zor bir dönemden geçtiğini ve endişelerle boğuştuğunu” söylüyor. Bloomberg’e göre İngiliz aksanlı yatıştırıcı bir erkek sesi, “Zor durumlar net düşünmeyi engelleyebilir,” diye yanıt veriyor ve duygularını harekete geçiren şey hakkında daha fazla bilgi paylaşıp paylaşmayacağını “nazikçe” soruyor.
“Copilot, kullanıcının rahatlık sınırlarını algılayacak ve çözüm önerileri sunmadan önce sorunları dikkatlice teşhis edecek şekilde programlandı,” diyor Suleyman ve chatbottaki “duraklamalara”, “sesin azalmasına” işaret ediyor.
Empati, nezaket, mizah, rahatlatıcı ses… “Sıkıcı” iş hayatı, terapist sohbet robotlarımızla daha verimli hale geliyor. Günlük hayatımızdaki rutinler, daha odaklanmış bir iş hayatı modeline uyarlanıyor; yardımcı robotlar, insanı robotlar, robotsu insan modelini hayata geçiriyor.
Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek
Amerika
Nvidia, Şanghay’da araştırma merkezi kurmayı planlıyor

Nvidia, yapay zeka işlemcileri alanında dünyanın önde gelen üreticisi olarak, ABD’nin sıkılaştırdığı ihracat kontrolleri nedeniyle satışlarının düştüğü Çin’de rekabet gücünü korumak amacıyla Şanghay’da bir araştırma ve geliştirme merkezi kurmayı planlıyor.
Konuyla ilgili iki kaynağın Financial Times’a aktardığına göre, CEO Jensen Huang, geçen ay Şanghay’da Şanghay Belediye Başkanı Gong Zheng ile bir araya gelerek bu planı görüştü. ABD çip devi Nvidia, mevcut çalışanlarını ve olası genişlemeyi karşılamak için Şanghay’da yeni bir ofis alanı kiraladı.
Planları bilen kaynaklara göre, Ar-Ge merkezi Çinli müşterilerin özel taleplerini ve Washington’un kısıtlamalarını karşılamak için gereken karmaşık teknik gereksinimleri araştıracak.
Ancak, fikri mülkiyetin Çin’e aktarılması konusundaki yasal hassasiyet nedeniyle, asıl tasarım ve üretim yurt dışında kalacak. Nvidia, “İhracat kontrollerine uymak için değiştirilmek üzere Çin’e herhangi bir GPU tasarımı göndermiyoruz” dedi.
Konuya yakın kaynaklara göre, Şanghay ekibi ayrıca çip tasarımlarının doğrulanması, mevcut ürünlerin optimizasyonu ve otonom sürüş gibi sektör odaklı araştırmalar da dahil olmak üzere küresel Ar-Ge projelerinde çalışacak.
Huang ayrıca Çin’de bulunan en iyi yapay zeka yeteneklerine erişimi sağlamak istiyor. Nvidia şu anda Şanghay’da “yeni nesil derin öğrenme donanım ve yazılımının geliştirilmesine rehberlik edecek” mühendisler ve “küresel ölçekte rekabet edebilecek ASIC tasarımları geliştirecek ve optimize edecek” mühendisler dahil olmak üzere çeşitli pozisyonlar için ilanlar yayınlıyor.
Şanghay hükümeti bu tür planlara ön destek verirken, Nvidia ABD yönetiminden onay almak için lobi faaliyetleri yürütüyordu. Silikon Vadisi şirketinin Çin’deki şehirde çoğunluğu satış ve ilgili destek fonksiyonlarında olmak üzere yaklaşık 2.000 çalışanı bulunuyor.
Nvidia, Huawei’nin liderliğindeki yerel rakiplerin rakip bir yapay zeka ekosistemi sunarak pazarı ele geçirebileceğinden endişe duyduğu en büyük yurt dışı pazarlarından birinde lider konumunu korumak için Çin’deki araştırma faaliyetlerini genişletiyor.
Geçen yıl Nvidia’nın gelirlerinin yaklaşık yüzde 14’ünü oluşturan Çin pazarı, Huang’ın tahminlerine göre birkaç yıl içinde 50 milyar dolarlık bir pazara dönüşebilir.
Huang, geçen hafta Milken Institute’da düzenlenen bir etkinlikte, “Amerikan standartlarının dünya çapında benimsenmesi için dünyanın yapay zeka sistemini kurmak istiyoruz” dedi. “Bir pazarı tamamen terk edersek, başka birinin buraya gireceği kesin. Örneğin Huawei çok güçlü… Onlar buraya girecek” diye ekledi.
Trump yönetimi bu hafta, dünya çapındaki Amerikan ve yabancı şirketlere, Huawei tarafından üretilen yapay zeka çiplerinin kullanımının ABD ihracat kontrollerini ihlal ettiği için cezai yaptırımlara yol açabileceği uyarısında bulundu.
Huang, Nvidia’nın H20 çipine yeni ihracat kısıtlamaları getirilmesinden birkaç gün sonra, 17 Nisan’da Çin’in başbakan yardımcısı He Lifeng ile görüşmek üzere Pekin’e uçtu. H20 çipi, Biden yönetiminin Çin’e satışları kısıtlayan kontrollere uymak için yeniden tasarlanmış, özellikleri azaltılmış bir modeldi.
Konuya yakın kaynaklara göre, Çin’de en çok satan çiplerine getirilen kısıtlamalar nedeniyle Nvidia, Çinli müşterilerine alternatif olarak yüksek bant genişliğine sahip bellek ve daha az işlem gücü sunan düşük kaliteli L20 işlemcileri sunuyor.
Teknoloji devlerinin, işlemcilerin performans açısından rakip Çin ürünleriyle rekabet edememesi nedeniyle sipariş vermekte tereddüt ettiği anlaşılıyor.
Önde gelen bir Çinli teknoloji firmasının bir yöneticisi, “Cuda [yazılım sistemi] üzerinde çalışan daha kötü bir Nvidia çipini seçerek işletme maliyetlerini düşürmek ya da Çinli çiplere geçerek sistem değişikliğinin getireceği sıkıntıları yaşamak arasında zor bir durumda bulunuyoruz” dedi.
ByteDance, Alibaba ve Tencent başta olmak üzere müşteriler, Nvidia’nın ihtiyaçlarını karşılayacak yeniden tasarlanmış bir üst düzey çip sunup sunamayacağını değerlendirmek için jeopolitik gelişmeleri izliyor. Kaynaklara göre, Nvidia çeşitli seçenekleri değerlendirirken, yasal belirsizlik nedeniyle kesin bir plan yoktu.
ABD yapay zeka çiplerini yasaklarken Nvidia CEO’su Çin’e gitti
-
Rusya2 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş2 hafta önce
Kim kazandı?
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Söyleşi2 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Asya2 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Görüş1 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Amerika1 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!