Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

24-48 saat içinde misilleme beklentisi: İsrail “birkaç cephede” saldırıya hazırlanıyor

Yayınlanma

ABD, Hizbullah askeri şefi Fuad Şükrü ve Hamas lideri İsmail Heniyye suikastının ardından İran’ın bugünden itibaren 24 ila 48 saat içinde İsrail’e saldırı başlatabileceğini değerlendiriyor. İsrail saldırıya hazırlanırken Biden ulusal güvenlik ekibini toplayacak.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın G7 ülkelerinin dışişleri bakanları ile yaptığı telefon görüşmesinde İran ve Hizbullah’ın 24 ila 48 saat içinde İsrail’e saldırabileceğini söylediği belirtildi.

ABD merkezli haber sitesi Axios’a konuşan, telefon görüşmesiyle ilgili bilgi sahibi 3 kişiye göre Blinken, ABD’nin İran ve Hizbullah’ın misilleme yapacağına inandığını belirtti. G7 ülkelerinin dışişleri bakanlarına İran’ın nasıl bir misilleme yapacağının belirsiz olduğunu bildiren Blinken, saldırıların tam zamanlamasını bilmediklerini ancak “önlerindeki 24 ila 48 saat içinde başlayabileceğini” ifade etti.

Blinken, ABD’nin İran ve Hizbullah’ın saldırılarını mümkün olduğunca sınırlamak ve ardından İsrail’in tepkisini dizginleyerek gerilimi tırmandıran döngüyü kırmak amacıyla çaba sarf ettiğini kaydetti.

G7 dışişleri bakanlarını İran, Hizbullah ve İsrail’e itidalli olmaları için diplomatik baskı kurmaya çağıran Blinken, bölgedeki ABD güçlerinin sayısındaki artışın savunma amaçlı olduğunu ifade etti.

Görüşmeye katılan bir kaynak, Blinken’ın Gazze’deki esirler ve ateşkes anlaşması konusunda İsrail’le yapılan son görüşmeler hakkında bakanlara bilgi verirken “hayal kırıklığına uğramış gibi” göründüğünü belirtti.

ABD ulusal güvenlik ekibini topluyor

ABD Başkanı Biden’ın da artan gerilim ve yaklaşan misilleme nedeniyle ulusal güvenlik ekibini toplayacağı açıklandı.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, basına kapalı görüşmenin, özel durumlarda toplanılan “Durum Odası”nda yapılacağı belirtildi. Açıklamada, Biden’ın, Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ile Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye yönelik suikastların ardından Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeleri ve İran’ın, İsrail’e olası misilleme saldırısını ele almak üzere bugün ulusal güvenlik ekibini toplayacağı kaydedildi.

“ABD bölgedeki gerilimi azaltmayı amaçlıyor”

CBS televizyonunda yayımlanan “Face the Nation” programında konuşan ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Jonathan Finer, ABD’nin, Orta Doğu’ya ilave savaş uçakları ve gemiler göndermek gibi hamlelerle bölgedeki gerilimi azaltmayı amaçladığını söyledi.

Finer, “Gazze’deki çatışmanın başka yerlere sıçramasını ve yayılmasını önlemeye çalışıyoruz. Bu bizim stratejik hedefimiz” ifadelerini kullandı.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), “İran kaynaklı tehditler” karşısında İsrail’in güvenliğine olan desteğini artırmak için bölgeye ilave savaş uçakları ve gemiler göndereceklerini bildirmişti.

İsrail bu kez kayıp bekliyor

Öte yandan İsrail, İran ve Hizbullah’tan gelecek olası saldırılara hazırlanıyor.

İsrailli Kanal 12’nin haberine göre, İsrail güvenlik birimleri “en üst düzeyde alarm” halinde ve aralarında İngiltere ve müttefik Arap devletlerinin de bulunduğu ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon üyeleri İran’ın “çeşitli cephelerdeki” olası saldırılarını engellemek ve caydırmak için hazır bekliyor.

Kaynak gösterilmeyen haberde alınan önlemler arasında müttefik ülkelerin savaş uçakları ve savaş gemilerinin bölgede devriye gezmesinin de yer aldığı belirtildi.

Haberde İsrail liderliğinin topyekûn savaşa girmek de dahil ülkenin bu tür saldırılara nasıl karşılık vereceği konusunda tartışmalar yürüttüğü kaydedildi.

Ynet haber sitesi de benzer şekilde saldırılara hazırlanmak üzere güvenlik toplantıları yapıldığını bildirdi. Habere göre bakanlardan her türlü senaryoya hazır olmaları istendi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, İsrail ve ABD’nin birkaç cepheden gelebilecek bir saldırıyı durdurmakta zorlanabileceğini ve ülkenin “çok sayıda kayıp” için hazırlık yapması gerektiğini söyledi. Yetkili, ancak böyle bir senaryonun İsrail’in daha güçlü bir şekilde karşılık vermesine zemin hazırlayacağını ve dünyanın İsrail’in etrafında toplanacağını iddia etti.

“MK-83 bombalarına onay” iddiası

Öte yandan ABD yönetiminin, İsrail’e hava saldırılarında kullanması için yarım ton ağırlığındaki MK-83 bombalarını göndermeyi onayladığı ileri sürüldü.

Israel Hayom gazetesinin haberine göre, temmuz ayı sonlarında ABD’ye ziyaret gerçekleştiren İsrail Başbakanı Netanyahu, Biden’dan kuzey sınırında Lübnan Hizbullahı ile gerilimin tırmanması halinde daha ağır bombalar gönderilmesi talebinde bulundu.

Haberde Biden’ın savaş uçaklarında kullanılan yarım ton ağırlığındaki MK-83 bombaların gönderimine karar verdiği iddia edilirken, Washington’un bir ton ağırlığındaki MK-84’ün transferini kabul edip etmediği ise henüz bilinmiyor.

Onaylandığı belirtilen yarım tonluk bombaların, gemiye yüklendikten sonra Biden yönetimi tarafından gönderimi durdurulan yaklaşık 1700 adet 250 kilogram ağırlığındaki MK-82 bombalarıyla birlikte İsrail’e ulaştırılması bekleniyor.

MK-82 bombalarının, İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a saldırılarından duyduğu memnuniyetsizlik nedeniyle doğrudan Biden’ın emriyle durdurulduğu kaydedilmişti.

ABD’nin 7 Ekim saldırılarından sonra bir süre İsrail’e silah göndermeyi kısıtladığı ancak son dönemde tekrar göndermeye başladığı bilinirken, ağır silahların gönderimi kamuoyunda tartışmalara neden oluyor.

ORTADOĞU

Hamas, rehine anlaşmasının savaşı sona erdirmesini istiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkes ve esir takası için müzakereler sürerken İsrail basını Hamas’ın süreli bir ateşkese ikna olmadığını yazdı.

CIA Direktörü Bill Burns, Hamas ve İsrail heyetlerinin önceki iki gün Doha’da yaptığı görüşmelerin ardından Katar Başbakanı ile bir araya gelecek; Trump’ın elçisinin de Kahire ziyaretinin ardından Doha’ya gelmesi bekleniyor.

Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, CIA Direktörü Burns’un, Doha’da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geleceği belirtildi.

Haberde, Burns’un, Katar Başbakanı ile İsrail ve Hamas arasındaki dolaylı müzakerelere ilişkin son durumu ele alacağı kaydedildi.

İsrail devlet televizyonu KAN, 16 Aralık’ta, “kısıtlı yetkilere” sahip bir İsrail heyetinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakereleri için Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini aktarmıştı.

Hamas da yaptığı açıklamada “Katarlı ve Mısırlı kardeşlerimizin himayesinde Doha’da gerçekleşen ciddi ve olumlu görüşmeler ışığında, işgalin yeni koşullar dayatmaktan vazgeçmesi halinde ateşkes ve esir değişimi için bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

Doha’daki görüşmelerin yanı sıra Kahire’de de müzakereler yürütülüyor ve toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Reuters’a önümüzdeki günlerde bir anlaşma imzalanabileceğini söyledi.

Hamas’ın müttefiki Filistin İslami Cihad’ın başkan yardımcısı Muhammed el-Hind’in de Mısırlı yetkililerle görüştüğü belirtildi.

Görevi henüz devralmayan ABD’nin yeni başkanı Trump’ın kısa süre önce rehineler için atadığı özel temsilci Adam Boehler’in de esir takası ve ateşkes müzakereleri çerçevesinde dün Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’de olduğu kaydedildi. Boehler’in pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğü bugün de Doha’ya gitmesinin planlandığı belirtiliyor.

‘Daha önce de bu noktaya geldik’

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Trump’ın ekibiyle birlikte çalışarak 20 Ocak’taki yemin töreninden önce Gazze için ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmaya çalıştığını ifade ediliyor.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş olsa da bazı noktalardaki anlaşmazlıkların sürdüğünü belirten İsrail medyasına konuşan kaynaklar anlaşmanın sonuçlanması noktasında temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby de Fox News’e verdiği röportajda “Daha önce de bu noktaya geldik, ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

İsrailli kaynaklar ise daha şüpheci bir tavır sergileyerek anlaşmanın önünde hala büyük engeller olduğunu belirtiyor. Walla haber sitesi, üç üst düzey İsrailli kaynağa atıfta bulunarak, son haftalarda ilerleme kaydedilmiş olsa da taraflar arasında hala büyük farklar olduğunu bildirdi. Özellikle Hamas’ın, herhangi bir rehine anlaşmasının savaşın sona ermesini sağlaması gerektiği konusunda ısrar ettiği kaydedildi. İsrail, belli sayıda rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes istiyor. Hamas ise savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde yer almamayı bazı şartlar karşılığında kabul etti. Ancak olası bir anlaşmanın savaşı ve işgali sona erdirmesi konusunda geri adım atmıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Colani: Suriye, İsrail’e yönelik saldırılar için üs olarak kullanılmayacak

Yayınlanma

HTŞ lideri Colani, Suriye topraklarının İsrail’e saldırı için kullanılmayacağını söylerken Esad yönetimini deviren örgütler güneyde Suriye ordusundan kalan silah ve mühimmatları İsrail ordusuna teslim ediyor.

Esad’ı yönetimini devirerek Şam’da yönetimi devralan El Kaide bağlantılı HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şara (Ebu Muhammed el-Colani) Şam’da aralarında The Times’ın da olduğu yabancı basına konuştu.

İsrail’in Suriye’ye saldırının son bulması gerektiğini söyleyen Şara, “İsrail’in gerekçesi Hizbullah ve İranlı milislerin varlığıydı, artık bu gerekçe ortadan kalktı” dedi.

Beşar Esad’ın ülkeden ayrılmasından sonra İsrail’in ele geçirdiği Suriye topraklardan da çıkması gerektiğini söyleyen Şara, şöyle devam etti: “1974 anlaşmasına bağlıyız ve BM gözlemcilerini yeniden kabul etmeye hazırız. Ne İsrail ne de başka bir ülkeyle çatışma istemiyoruz ve Suriye’nin saldırılar için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye halkının artık bir nefes alması gerekiyor, saldırılar sona ermeli ve İsrail önceki pozisyonlarına geri çekilmeli.”

İsrail, HTŞ liderliğindeki örgütlerin Şam’ı ele geçirmesinden saatler sonra Golan Tepeleri’nde Birleşmiş Milletler tarafından korunan tampon bölgeye girdi. Suriye topraklarında ilerleyen ve kış ayları boyunca çekilmeyi düşünmeyen İsrail, bunun geçici bir savunma hamlesi olduğunu iddia ediyor.

Öte yandan Suriye sınırında bulunan HTŞ ile birlikte Esad yönetiminin devrilmesi operasyonuna katılan örgütler Suriye ordusundan kalan silah toplayıp İsrail ordusuna teslim ediyor. Suriye içinden çekilen videoda kamyonlara yüklenen tonlarca silah ve mühimmat görülüyor. İsrail ordusu mühimmatlardan bazılarının ‘kimyasal savaş malzemesi’ içerdiğini söylüyor.

Kanal 12’nin yayınladığı görüntülerde içinde mühimmat ve silah bulunan yüzlerce kasanın toplandığı ve daha sonra kamyonlara yüklendiği görülüyor. Habere göre, geçen hafta Esad yönetimini deviren isyancılar da silah teslimine yardım ediyor. Habere göre silahlar Suriye ordusuna ait üs ve karakollardan geliyor ve aralarında genellikle göz yaşartıcı gaz olarak kullanılan CS gazı gibi kimyasal silahlar da bulunuyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

WSJ: PKK/YPG Trump’tan Ankara’ya baskı yapmasını istiyor

Yayınlanma

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre üst düzey ABD’li yetkililer, Türkiye ve milis müttefiklerinin Suriye sınırı boyunca güç yığdığını ve Ankara’nın Amerikan destekli YPG’nin elindeki topraklara geniş çaplı bir operasyona hazırlandığı yönünde alarm verdiğini söylüyor. Yetkililer, milis savaşçıların yanı sıra Türk üniformalı komandolar ve topçu birliklerinden oluşan bu güçlerin, Suriye’nin kuzey sınırında Ayn el Arap (Kobani) yakınlarında yoğunlaştığını belirtiyor. ABD’li yetkililerden biri, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonunun yakın olabileceğini söyledi.

Habere göre Türkiye’nin yığınağı Beşar Esad yönetiminin aralık ayı başında düşmesinin ardından başladı ve Türkiye’nin 2019’da Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği operasyon öncesi yaptığı askeri hamlelere benziyor. Bir başka ABD’li yetkili de “Bu konuya odaklanmış durumdayız ve itidal için baskı yapıyoruz” dedi.

PKK/YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed, Başkan seçilen Donald Trump’a Türkiye’nin askeri operasyonunun olası göründüğünü söyledi ve Trump’tan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sınır ötesine asker göndermemesi için baskı yapmasını istedi.

SDG sözcüsü Ferhad Şami: ABD’nin bizi terk etmesinden korkuyoruz

The Wall Street Journal tarafından görüntülenen mektuba göre Ahmed, Trump’a Türkiye’nin hedefini şu olduğunu söyledi: “Siz göreve başlamadan önce topraklarımız üzerinde fiili kontrol kurmak ve sizi, topraklarımızın yöneticileri olarak kendileriyle muhatap olmaya zorlamak.” Ayrıca Ahmed “Eğer Türkiye işgaline devam ederse sonuçlar felaket olur” diye ekledi.

Türkiye’den gelen tehdidin SDG’yi, Biden yönetiminin görevi bırakmasına haftalar kala savunmasız bir konumda bıraktığını belirten WSJ, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Ankara’nın YPG’ye karşı operasyonları azaltacağına dair güvence almak üzere Türkiye’ye geldiğini hatırlattı. Ancak SDG sözcüsüne göre, SDG ile SMO arasında ABD arabuluculuğunda Ayn el Arap’ta yürütülen ateşkes görüşmeleri pazartesi günü bir anlaşma sağlanamadan çöktü. Sözcü, SDG’nin şu anda şehrin doğusunda ve batısında “önemli askeri yığınaklar” gördüğünü söyledi.

Ahmed, Trump’a yazdığı mektupta “Sınırın ötesinden Türk güçlerinin yığınak yaptığını görebiliyoruz ve sivillerimiz sürekli ölüm ve yıkım korkusu altında yaşıyor” dedi.

Trump pazartesi günü Florida’daki konutunda gazetecilere yaptığı açıklamada Türkiye’nin Heyet-i Tahrir Şam’ın (HTŞ) Suriye’yi ele geçirmesini organize ettiğini ima ederek “Türkiye çok fazla can kaybı olmadan bir ele geçirme gerçekleştirdi” dedi.

Ahmed, Türkiye’nin operasyonunun sadece Ayn el Arap’ta 200.000’den fazla Kürt sivili ve çok sayıda Hıristiyan topluluğu yerinden edeceğini iddia ederek Trump’ı uyardı.

WSJ’nin haberinde şu ifadeler yer aldı:

Trump ilk döneminde ABD askerlerini Suriye’nin kuzeydoğusundan kısmen çekerek yüz binlerce Suriyelinin ölümüne ve yerinden edilmesine neden olan geniş çaplı bir Türk işgalinin önünü açmıştı. Trump yönetimi sonunda Kürtlerin kilometrelerce sınır bölgesini Türklere bırakması karşılığında ateşkes sağlanmasına yardımcı oldu. Trump görevi 20 Ocak’a kadar Başkan Biden’dan devralmayacak olsa da Ahmed, seçilmiş başkandan Erdoğan’ı planlanan herhangi bir operasyonu durdurmaya ikna etmek için ‘eşsiz diplomasi yaklaşımını’ kullanmasını istedi.

Trump’la daha önce yaptığı bir görüşmeye atıfta bulunan Ahmed, o zamanki başkanın “ABD’nin Kürtleri terk etmeyeceği” sözünü verdiğini hatırlattı.

Ahmed, “Bu felaketi önleme gücüne sahip olduğunuza inanıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan sizi daha önce dinledi ve çağrınıza yine kulak vereceğine inanıyoruz” diye yazdı: “Kararlı liderliğiniz bu işgali durdurabilir ve barış ve güvenlik mücadelesinde sadık müttefikler olarak duran insanların onurunu ve güvenliğini koruyabilir.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English