Bizi Takip Edin

Diplomasi

Reuters: Türkiye, Gazze savaşı konusunda NATO-İsrail işbirliğini engellemeye çalışıyor

Yayınlanma

Reuters’a göre, süreç hakkında bilgi sahibi kaynaklar, Türkiye’nin Gazze’deki savaş nedeniyle ekim ayından bu yana NATO ile İsrail arasındaki işbirliğini engellediğini ve ittifakın çatışmalar sona erene kadar İsrail ile bir ortak olarak ilişki kurmaması gerektiğini söylediğini aktardı.

Adlarının açıklanmaması kaydıyla Reuters’a konuşan kaynaklar, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik katliamını NATO’nun kuruluş ilkelerinin ihlali olarak görerek ekim ayından bu yana İsrail ile ortak toplantılar ve tatbikatlar da dahil olmak üzere tüm NATO angajmanlarını veto ettiğini söyledi.

Kaynaklar Türkiye’nin bu blokajı sürdüreceğini ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin uluslararası hukuku ve evrensel insan haklarını ihlal ettiğine inandığı için çatışmalar sona erene kadar İsrail’in NATO ile etkileşimini sürdürmesine veya ilerletmesine izin vermeyeceğini kaydetti.

Temmuz ayında Washington’da düzenlenen NATO zirvesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, NATO’nun İsrail yönetimiyle ortaklığını sürdürmesinin mümkün olmadığını vurgulamıştı.

Bu hafta başında İsrail Dışişleri Bakanı, Erdoğan’ın İsrail’e müdahale tehdidinde bulunmasının ardından ittifakı Türkiye’yi sınır dışı etmeye çağırdı.

Diplomasi

Netanyahu, Beyaz Saray’dan sessizce ayrıldı: Ateşkes müzakereleri tıkandı

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD Başkanı Trump ile art arda yaptığı iki görüşmeden de somut bir sonuç çıkmadı. Gazze’de ateşkes müzakereleri tıkanırken, ABD’nin özel temsilcisi Doha ziyaretini erteledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, üst üste iki gün ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmelerin ardından Beyaz Saray’dan herhangi bir açıklama yapılmadan ayrıldı. Görüşmenin ana gündem maddesi olan Gazze’de ateşkes müzakereleri ve esir takası konusunda bir ilerleme sağlandığına dair herhangi bir bilgilendirme yapılmadı.

Toplantının Netanyahu’nun programına son dakika eklenmesi, ateşkes müzakereleri konusunda olası anlaşma ihtimalini güçlendirmişti. Trump, Gazze konusunu ele alacaklarını açıklarken, ABD’nin Özel Temsilcisi Steve Witkoff da bu hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceğine dair umutlu açıklamalarda bulunmuştu.

Ancak Times of Israel’e konuşan kaynaklara göre, Netanyahu’nun Trump ve ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile Oval Ofis’te yaptığı bir saatten uzun süren görüşmenin ardından Witkoff, Katar’ın başkenti Doha’ya yapacağı ziyareti erteledi. Witkoff’un, İsrail ile Hamas arasında süren dolaylı ateşkes müzakereleri için salı günü Doha’ya gitmesi bekleniyordu. Ancak yeni uçuş tarihi henüz belirlenmedi. Bu erteleme, anlaşmaya varmak için hâlâ önemli ilerlemelere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

‘İsrail heyetinin yetkisi yok’

Suudi merkezli Asharq News ise, adı açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı haberinde, Katar’daki beşinci tur müzakerelerin salı gecesi kayda değer bir gelişme olmadan sona erdiğini yazdı. Filistinli bir yetkili, görüşmelerin “çıkmaza girdiğini”, İsrail müzakere heyetinin sadece dinleyip tüm kararları Netanyahu ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile istişare ederek aldığını iddia etti.

Aynı yetkili, İsrail heyetinin karar alma yetkisi olmadığını ve Netanyahu’nun “her türlü anlaşmayı engellemeye yönelik oyalama politikasını sürdürdüğünü” belirtti.

Netanyahu, salı günü Trump’la görüşmesinin ardından yayımladığı videolu açıklamada, “Görüşmelerimizin odak noktası rehinelerimizi kurtarma çabalarıydı” dedi.

Netanyahu, “Askerlerimizin uyguladığı askeri baskı sayesinde bu çabalar devam ediyor” diyerek İsrail’in Gazze’deki hedeflerini yineledi:

-Tüm rehinelerin – hayatta olanların ve hayatını kaybedenlerin – serbest bırakılması,

-Hamas’ın askeri ve yönetsel kapasitesinin yok edilmesi,

-Gazze’nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmaması.

Netanyahu ayrıca Trump ve Vance ile İran’a karşı düzenlenen ortak operasyonun sonuçlarını da değerlendirdiklerini söyledi ve “İbrahim Anlaşmaları’nın genişletilmesi için fırsatların doğduğunu” ifade etti.

Anlaşmadaki pürüzler

Görüşmelerle ilgili bilgi sahibi dört kaynağın Times of Israel’e verdiği bilgiye göre, ABD, bu hafta içinde bir anlaşmaya varılması konusunda Mısır ve Katar’a göre daha iyimser.

Witkoff, üç önemli pürüzün son üç günde çözülmüş olabileceğini belirtti. Bu başlıklar:

-Hamas’ın 60 günlük ateşkes süresi sonunda kalıcı ateşkes görüşmeleri tamamlanmamış olsa bile geçici ateşkesin devam etmesini garanti altına alma talebi,

-Gazze’ye BM destekli mekanizmalar aracılığıyla insani yardım akışının hızlandırılması,

-Esir takasının şartları.

Ancak görüşmelerde henüz değişim yapılacak kişilerin kimliklerinin ele alınmadığı, Hamas’ın önce diğer konuların çözümünü istediği bildirildi.

İnsani yardım konusundaki önerilere göre, İsrail ordusunun çekildiği bölgelerde yalnızca BM ve tarafsız uluslararası kuruluşların yardım dağıtmasına izin verilecek. Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın (GHF) bu bölgelerde faaliyet göstermesi yasaklanacak.

İsrail’den Refah’ta ‘toplama kampı’ planı: İnsanlığa karşı suç

Toplama kampı planı tepki çekti

ABD’li ve Filistinli kaynaklara göre, anlaşmanın önündeki en büyük engel, 60 günlük ateşkes süresince İsrail ordusunun Gazze’den kısmen çekilmesiyle ilgili. İsrail, Gazze’nin güneyinde kurmayı planladığı ve “insani şehir” olarak adlandırdığı bölgede kalmakta ısrar ediyor. Bu şehir, İsrail’in planına göre, Gazze halkının toplanacağı ve güvenlik taramasından sonra dışarı çıkamayacağı, tam anlamıyla bir “toplama kampı” olacak.

İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz iki gün önce bu planı kamuoyuyla paylaştı. Ancak uluslararası kamuoyunda, 2 milyon insanın küçük bir bölgeye hapsedilmesi ve hareket özgürlüğünün kısıtlanması fikri büyük tepki topladı. Katz, planı nüfusu korumak için bir mekanizma olarak nitelendirerek, bölgeye insani yardım dağıtılacağını söyledi. Ancak Gazze sakinleri, mayıs ayından bu yana GHF tarafından işletilen yardım dağıtım merkezlerine ulaşmaya çalışırken neredeyse her gün İsrail ordusunun saldırısına maruz kalmaya başladığından, uluslararası toplumun İsrail’in insani yardım girişimlerine güveni düşük.

Filistinli kaynaklar, Kan kamu yayın kuruluşuna verdikleri demeçte, Katz’ın açıklamalarının Doha’daki rehine görüşmelerini baltaladığını ve Hamas’ın İsrail güçlerinin çekilmesine ilişkin esnekliğini azalttığını söylediler.

Hamas sözlü değil yazılı güvence istiyor

İki Arap diplomat, ABD’nin iyimserliğine karşın, Mısır ve Katar’ın mevcut boşlukların hâlâ büyük olduğunu düşündüğünü söyledi. ABD, salı günü Hamas’a, Trump’ın geçici ateşkesin süreceği konusunda kişisel güvence verdiğini iletti. Ancak Hamas, bu güvencelerin yazılı olması gerektiğini savunuyor.

Daha önce, Edan Alexander isimli rehine serbest bırakılırken verilen benzer sözlerin tutulmadığını belirten Filistinli bir yetkili, Hamas’ın sözlü güvencelere artık itibar etmediğini söyledi.

İsrail’in savaşı bitirme planı

Netanyahu, salı günü ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ile yaptığı görüşmede, Hamas tamamen yok edilene kadar savaşın süreceğini belirtti. Netanyahu, “Bazı adımlar İsrail için, bazıları Hamas için acı verici olacak” dedi ve ekledi: “Hamas’ın artık hareket edemeyeceği, yönetimi ve askeri kapasitesi olmayacağı ve Gazze’nin İsrail için bir tehdit oluşturmayacağı koşuluyla savaşı sona erdirmeye de hazırız. Bunu nasıl yapacağımıza dair çok net bir plan var. Bu konuda ABD ile aynı görüşteyiz.”

Netanyahu, İsrail’in şartlarına göre “mümkün olan en kısa sürede” bir anlaşma sağlanmasını umduğunu belirterek, bunun 10 rehineye evlerine kavuşması anlamına geleceğini kaydetti.

Netanyahu, aynı gün beş İsrail askerinin Gazze’de yol kenarına yerleştirilen bir bombayla hayatını kaybetmesinin ardından gelen eleştirilere rağmen, savaşın devam etmesi gerektiğini savundu. Ancak isimsiz bir İsrailli yetkili, Hamas’ın 4 Temmuz’daki yanıtının müzakereleri geri götürdüğünü ve bir anlaşmaya varmanın birkaç günden uzun sürebileceğini belirtti.

Netanyahu’nun Oval Ofis’teki görüşmesi sonrasında kamuoyuna bir bildiri yapılmazken, Beyaz Saray sadece Netanyahu’nun Trump’a “Trump her konuda haklıydı” yazılı kırmızı bir şapka hediye ettiğini gösteren bir fotoğraf paylaştı.

Trump ise salı günü yaptığı kabine toplantısında, “Netanyahu ile neredeyse tamamen Gazze’yi konuşacağız. Bu bir trajedi ve çözülmesi gerekiyor,” dedi. Witkoff da “Başkanın talimatıyla rehine aileleriyle görüşüyoruz. Bu sürecin Gazze’de kalıcı barışı getirmesini umuyoruz,” diye konuştu.

Pazartesi akşamı düzenlenen akşam yemeğinde ise Netanyahu ve Trump, geçen ay İran’a yönelik ortak saldırıları överek birbirlerine övgüler yağdırdı. Netanyahu, Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiğini duyurarak, İran’a karşı saldırıların bölgesel barışa kapı araladığını savundu.

Soykırım sanığı, soykırım sponsorunu Nobel’e aday gösterdi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Ermenistan’da tutuklu milyarder Karapetyan’ın şirketinin kamulaştırılmasına onay

Yayınlanma

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vaagn Haçaturyan, tutuklu iş insanı Samvel Karapetyan’a ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına olanak tanıyan yasaları imzaladı. Yeni düzenleme, hükümete şirkete kayyum atama ve satın almada öncelik hakkı tanıyor. Karapetyan ise hükümeti devirmeye yönelik çağrı suçlamasıyla iki aydır tutuklu.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vaagn Haçaturyan, aynı zamanda Rusya vatandaşı olan tutuklu iş insanı Samvel Karapetyan’a ait olan Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına olanak tanıyan yasaları imzaladı.

Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, yasanın yürürlüğe girdiği duyuruldu.

Söz konusu yasa, bir gün önce Ermenistan parlamentosunda 27’ye karşı 65 oyla kabul edilmiş, bir milletvekili ise çekimser kalmıştı.

Hükümete kayyum atama yetkisi

Yapılan yasal değişikliklere göre, Kamu Hizmetleri Düzenleme Komisyonu, şirketin lisansından gönüllü olarak vazgeçmesi durumunda, tüzel kişiliği faaliyete devam etmeye zorlayabilecek veya yönetimi bir geçici yöneticiye devredebilecek.

Ayrıca, idari sürecin başlamasının ardından komisyon başkanı, yürütme organının tüm yetkilerini devralacak kayyumu doğrudan atama hakkına sahip olacak.

Komisyon başkanı, ihlallerin giderilmesi için bir programı onaylama, şirketin üst yönetim organı toplantılarını düzenleme, tüzükte değişiklik yapma ve yönetim kurulu üyelerini değiştirme gibi geniş yetkilerle donatıldı.

Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti

Satın almada öncelik hükümetin

Değişiklikler uyarınca, şirketin satılmasına karar verilmesi hâlinde, hükümet satın alma konusunda öncelik hakkına sahip olacak.

Belgede, şirketin satın alma bedelinin, “Değerleme Faaliyetleri Hakkında Kanun” uyarınca belirlenen piyasa değerini aşamayacağı belirtiliyor.

İş insanı ‘hükümeti devirme’ suçlamasıyla tutuklu

Karapetyan’a yönelik ceza davası, iş insanının, hükümet yetkililerinin Ermeni Apostolik Kilisesi’nin üst düzey yöneticilerine yönelik sert eleştirileri karşısında kiliseyi savunmasının ardından başlatıldı.

17 Haziran’da Karapetyan’ın evinde arama yapılmış, ertesi gün ise “hükümeti devirmeye yönelik çağrılarda bulunma” suçlamasıyla iki ay süreyle tutuklanmıştı.

İş insanı suçlamaları reddederken, avukatı Liana Gasparyan mahkeme kararının yasa dışı olduğunu savunuyor.

Karapetyan’dan iktidar partisi vekillerine iftira davası

Öte yandan Karapetyan, 4 Temmuz’da iktidardaki Sivil Sözleşme partisinden milletvekilleri Arsen Torosyan ve Hayk Konjoryan’a karşı dava açtı.

İş insanı, milletvekillerinin iftira niteliğindeki beyanlarını kamuoyu önünde yalanlamalarını ve özür dilemelerini talep etti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rusya, Dnipropetrovsk’ta ilk kez bir köyü ele geçirdi

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Dnipropetrovsk oblastındaki Daçne köyünü ele geçirdiğini duyurdu. Bu, Rus güçlerinin bölgede kontrol altına aldığı ilk yerleşim yeri olurken, Kiev yönetimi ise iddiaları yalanlayarak bir saldırı girişimini püskürttüklerini öne sürdü.

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Dnipropetrovsk oblastında bulunan Daçne köyünün Rus birlikleri tarafından ele geçirildiğini duyurdu.

Köy, Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin bölge topraklarında ele geçirdiği ilk yerleşim birimi oldu. Ukrayna tarafı ise Rus güçlerinin bölgedeki varlığını reddederek 7 Temmuz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Ukrayna ordusuna bağlı askerlerin Daçne köyü civarındaki saldırı girişimlerini püskürttüğünü bildirdi.

İddialar ve yalanlamalar

Rus kaynakları, savaşın başlamasından üç yıldan fazla bir süre sonra, ilk olarak mayıs ayında Dnipropetrovsk bölgesine girildiğini bildirmişti.

O tarihten bu yana benzer açıklamalar defalarca yapıldı ancak her seferinde Ukraynalı yetkililer tarafından yalanlandı.

Özellikle 2 Temmuz’da da Rus birliklerinin Daçne’ye girdiği bildirilmiş, fakat Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı bu bilgiyi reddetmiş ve iddia daha sonra doğrulanmamıştı.

Haziran ayı başında Rusya Savunma Bakanlığı, Merkez grubuna bağlı birimlerin Dnipropetrovsk oblastının idari sınırını geçtiğini öne sürmüştü.

Bakanlığın açıklamasına göre, bu yöndeki ilerleme, daha önce Donetsk bölgesinin batı sınırına ulaşan 90. Tank Tümeni’ne bağlı birlikler tarafından gerçekleştiriliyordu.

Ancak Ukrayna Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andrey Kovalenko, Rus birliklerinin bölgeye sızdığına dair bir durumun kaydedilmediğini vurgulamıştı.

Zelenskiy: Amaçları enformasyon etkisi yaratmak

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, daha önceki bir açıklamasında Rusya için enformasyon etkisinin son derece önemli olduğunu, bu nedenle Rus güçlerinin Dnipropetrovsk topraklarına “en azından bir ayakla” basmaya çalıştığını belirtmişti.

Zelenskiy’e göre, düşmanın sabotaj ve keşif grupları “iki, üç, dört kişilik” küçük güçlerle düzenli olarak bölgeye sızma girişimlerinde bulunsa da başarılı olamıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English