Ortadoğu
İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki işgali ve yıkımı belgelendi

The National en son uydu görüntüleri ve açık kaynaklı istihbarat verilerinden yararlanarak Lübnan’ın güneydoğusundaki dört kilit sınır bölgesindeki hasarı ve İsrail birliklerinin hareketliliğini ortaya çıkardı.
Lübnan’ın güneyini işgal edeceğini duyuran İsrail’in saldırıları Yaroun, Marun er-Ras, Marjayoun ve Kefr Kila gibi güneydoğu kasabalarında yoğunlaştı.
Uydu görüntüleri ve ağırlıklı olarak İsrail ordusu tarafından paylaşılan fotoğraflar ve videolar kullanılarak, saldırıların yoğunlaştığı bölgelerin neresi olduğu tespit edildi ve bu bölgelerdeki askeri hareketlilik belirlendi. Görüntülerde işgal yolları, yakıp yıkılan alanlar ve yerle bir edilmiş binalar bulunuyor.
The National’ın uydu görüntüleri ve coğrafi konumlu görüntüler üzerinde yaptığı analizlere göre İsrail ordusunun Lübnan içindeki konumları şöyle:
Yaroun
Yaroun kasabası yakınlarındaki öncesi ve sonrası uydu görüntüleri, Lübnan-İsrail sınırını geçen tanklar da dahil ağır araçlar tarafından oluşturulmuş olması muhtemel yeni yolları gösteriyor. Bu yollar, bölgede uzun vadeli işgal için ya da askeri manevraları desteklemek için olası hazırlıklara işaret ediyor.
The National, İsrail ordusu tarafından 6 Ekim’de yayınlanan ve Yaroun’un hem kentsel hem de kırsal alanlarında yoğun askeri varlığı ortaya koyan görüntülerin coğrafi konumunu belirledi.
Bu görüntülerde tanklar ve askerler karma kullanım alanları gibi görünen bölgelerde ilerliyor ve savaşın Lübnanlı siviller üzerindeki etkisini güçlendiriyor. İsrail saldırıları bir milyondan fazla insanı yerinden etti.
Geçen hafta Hizbullah, İsrail askerlerinin Yaroun’da pusuya düşürülerek öldürüldüğünü ve askerlerin köyü kuşatmaya çalışırken patlayıcı bir cihazın infilak ettiğini söyledi.
Hizbullah 5 Ekim Cumartesi günü erken saatlerde Yaroun’daki Khallet Abeer’de bulunan İsrail askerlerine füze fırlattığını açıkladı.
Aadaysit Marjayoun
Daha kuzeyde, Aadaysit Marjayoun yoğun topçu bombardımanına maruz kaldı. Uydudan alınan 6 Ekim tarihli görüntülerde, muhtemelen yangın ya da patlamalar nedeniyle yanmış geniş alanlar görülüyor.
İsrail ordusu tarafından yayınlanan görüntülerde askerlerin Aadaysit Marjayoun yakınında yaya olarak hareket ettikleri görülüyor.
Aadaysit Marjayoun’da coğrafi konumu belirlenmiş bir alanın yakınında yaya olarak hareket eden askerleri gösteriyor.
İsrail ordusu, düzinelerce Hizbullah militanını öldürdüğünü ve güney Lübnan’daki evlerde saklandığı bildirilen büyük bir silah deposu bulduğunu iddia ediyor. İsrail operasyonlarının görüntüleri arasında bir binanın yıkılması da yer alırken, video resmi kanallarda yayınlandı. İsrail askeri sözcüsü Yarbay Col, görüntüleri X’te yayınlayarak binanın Hizbullah’ın silah deposu olarak kullanıldığını iddia etti. Bu konumun Aadaysit Marjayoun olduğu belirlendi.
Kefr Kila
Bir başka sınır kasabası olan Kefr Kila’da da askerî saldırının izlerini taşıyor; binalarda hasarın yanı sıra ağır vasıtaların ve yeni açılmış yolların izleri var. İsrail ordusunun 6 Ekim’de yayımladığı coğrafi olarak konumlandırılmış görüntüler, kasabanın durumuna dair bir bakış sunuyor ve sokaklarda enkaz olduğunu gösteriyor.
İsrail medyası tarafından X tarihinde yayınlanan bir başka videoda, savaş mühendisliği birimlerinin bir binayı yıktığı görülüyor. Analistler tarafından bu binanın Kefr Kila’da olduğu belirlendi. The National bu görüntüleri doğruladı.
Marun er-Ras
Diğer açık kaynak analistleri de 5 Ekim’de çekilen ve Planet Labs tarafından sağlanan, Marun er-Ras yakınlarındaki BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) üssünün dışında İsrail askeri araçlarını gösteren uydu görüntülerini yayınladı.
UNIFIL, kasabanın dışında, resmi adıyla UNP 6-52 olarak bilinen bir üste faaliyet gösteriyor. UNIFIL, 6 Ekim’de X platformunda yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun “misyonun konuşlandığı 6-52 pozisyonunun hemen yanında”, Marun er-Ras’ın güneydoğusunda gerçekleştirdiği son faaliyetlerden “derin endişe duyduğunu” belirtti.
5 Ekim’deki Planet Labs uydu görüntüleri, UNIFIL üssü çevresinde İsrail askeri araçlarının bulunduğunu gösteriyor.
8 Ekim günü geç saatlerde UNIFIL’in 2006’dan beri askerden arındırılmış olan sınır yakınlarındaki üsleri terk etme talebini İsrail ordusuna reddetti.
2006’da İsrail ve Hizbullah arasındaki savaşı sona erdiren BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı, sınır ile Litani Nehri arasında sadece Lübnan ordusu ve BM barış güçlerinin faaliyet göstermesini öngörüyordu.
Sınır yakınındaki insani durum hakkında pek az bilgi bulunuyor, orada hâlâ kaç sivilin bulunduğu bilinmiyor. Can kaybı ve insanların evlerini terk ettiği yönünde doğrulanmamış haberler var, ancak bölgeye erişim kısıtlı.
Kaynaklar ve Doğrulama
National, İsrail askeri kaynakları, UNIFIL açıklamaları ve Bellingcat, TwistyCB, Nrg8000, fdov ve Asia_Intel gibi bağımsız analistlerin görüntü ve fotoğraflarından yararlandı. Sentieal-2, Planet Labs ve Google Maps tarafından sağlanan uydu görüntüleri de kullanıldı. Her yer ve iddia, doğrulama araçları kullanılarak ve uydu görüntüleriyle karşılaştırılarak doğrulandı.
Ortadoğu
Gazze’de yardım bekleyen siviller böyle hedef alınmış

“UG Solutions” adlı güvenlik şirketinin iki çalışanı Gazze’de yardım bekleyen sivillerin nasıl hedef alındığını gösteren kamera kayıtlarını AP ile paylaştı. Çalışanlar, yardım dağıtım merkezlerinde yüz tanımlama özellikli kameralar olduğunu, bunlardan çekilen görüntülerin ABD’li uzmanlar ve İsrailli askerlerce eş zamanlı olarak izlediğini bildirdi.
Associated Press (AP) haber ajansının elde ettiği görüntüler ve konuya ilişkin bilgi sahibi kişilerin ifadeleri, insani yardım dağıtım merkezlerinde sıra bekleyen Gazellilere yardım dağıtım çalışanları tarafından ateş edildiğini ortaya koydu.
ABD-İsrail güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın (GHF) Gazze’deki çalışmalarına yardım eden ABD hükümetiyle anlaşmalı “UG Solutions” adlı güvenlik şirketinin ismini vermek istemeyen iki çalışanı, AP haber ajansına konuştu.
Çalışanlar, Gazze’de yardım bekleyen sivillere doğru düzenli olarak ses bombası ve biber gazı atıldığına şahit olduklarını anlattı.
Yardım dağıtım noktasında çalışan bir kişinin aralıklı olarak havaya, yere ve sivillerin üzerine rastgele ateş açtığına şahit olduğunu aktaran çalışanlar, en az bir kişinin vurulduğunu gördüklerini belirtti.
Çalışanlar, “Hiçbir neden olmaksızın çok kötü şekilde yaralanan insanlar var” ifadelerini kullandı.
İsmini vermek istemeyen çalışan, hiçbir tehdit olmamasına rağmen neredeyse her dağıtımda mermi, şok bombası ve biber gazı kullanıldığını söyledi.
Görüntüler insani durumu gözler önüne serdi
Çalışanlar tarafından AP’ye verilen görüntüler, İsrail’in ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın (GHF) yardım dağıtım noktalarındaki durumu gözler önüne serdi.
Dağıtım merkezinde çalışanlar tarafından AP’ye sağlanan görüntülerde, Gazellilerin kurşun sesleri, biber gazı ve ses bombaları arasında insani yardıma erişmek için çabaladığı anlar yer aldı.
Başka bir videoda ise, birkaç erkeğin silah seslerinin ardından kalabalığı nasıl dağıtacakları konusunda birbirlerini cesaretlendirici sözler söylediği anlar kaydedildi.
Videoyu çeken çalışan, diğer çalışanların yiyeceklerini yeni almış ve ayrılmakta olan Gazzelilere doğru ateş ettiğini gördüğünü ifade etti.
Çalışanların “kalabalığı dağıtmak” niyetiyle ateş açtıklarını belirten kişi, öte yandan kalabalık dağılmasına rağmen ateşe devam ettiklerini söyledi.
Bir başka görüntüde ise, dağıtım alanında kalan yiyecek kutularını toplamak için koşuşturan Gazzelilerin üzerlerine biber gazı atıldığı anlar yer aldı.
Kayıtta, biber gazı atan kişinin “Tadını beğendin mi?” şeklindeki alaycı ifadeleri duyuldu.
AP’ye konuşan başka bir yetkili ise, “sivillerin emniyetini ve güvenliğini sağlamak, yardım dağıtım noktasını kontrol altına almak” amacıyla ateş açıldığını savundu.
Yardım dağıtımlarının yüzde 31’i yaralamalı
GHF tarafından desteklenen ABD merkezli Safe Reach Solutions (SRS) şirketi tarafından hazırlanan bir iç raporda, haziran ayında iki haftalık bir dönemdeki yardım dağıtımlarının yüzde 31’inde yardım arayan Gazzelilerin yaralandığı tespit edildi.
AP ile paylaşılan belgelere göre, bu dönemde 37 ses bombası, 27 mermi ve 60 kutu biber gazı kullanıldı.
İsmini vermek istemeyen çalışan, bölgeye gelen her bir çalışana tabanca, ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve saniyeler içinde onlarca mermi atabilen İsrail yapımı bir otomatik tüfek verildiğini ifade etti.
Yardım dağıtım merkezleri eş zamanlı olarak izleniyor
Çalışan, yardım dağıtım merkezlerine yiyecek bir şeyler bulmak için gelen Gazzelilerden “şüpheli” görülenlerin belgelenip hakkında İsrail ordusuna bilgi verildiğini anlattı.
Dağıtım merkezlerinde yüz tanımlama özellikli kameralar olduğunu aktaran çalışan, ABD’li analistlerle İsrailli askerlerin bu kameralarca kaydedilen görüntüleri eş zamanlı olarak izlediğini söyledi.
Çalışan, kameralar sistemde şüpheli bir kişi tespit ettiğinde İsrailli yetkililerin notlar almaya başladığını ifade etti.
Görüntülerin doğruluğu teyit edildi
AP, görüntülerin doğruluğunu teyit etmek için havadan çekilen görüntüleri kullanarak videoların coğrafi konumunu belirledi ve iki adli tıp uzmanı ile çalıştı.
Montana Üniversitesinden ses uzmanı Rob Maher ve ses uzmanı Steven Beck videoların sesiyle oynandığına dair hiçbir emare olmadığını bildirdi.
Ortadoğu
Netanyahu’nun oğlu, adını değiştirerek İngiltere’ye gitti

Netanyahu’nun oğlu Avner’in, 2022 yılında eğitim için gittiği İngiltere’de “Netanyahu” soyadını taşımanın kendisi için tehdit oluşturduğunu düşündüğü ve bu nedenle ismini “Avi Segal” olarak değiştirdiği ortaya çıktı. Yerel basına göre Avner, İngiltere’de hem üniversite kaydını hem de bir daire alımını bu isimle yaptı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun oğlu Avner Netanyahu’nun 2022’de eğitimi için İngiltere’ye gitmeden önce korktuğu için adını değiştirdiği ortaya çıktı.
Yerel basındaki haberlere göre, Avner Netanyahu ismini Avi Segal olarak değiştirdi, bu isimle İngiltere’de üniversite kaydını yaptırdı ve bir daire satın aldı.
Netanyahu’nun muhalefette bulunduğu 2022’de eğitimi için İngiltere’ye giden oğlu Avner’in, yoğun Müslüman nüfusun olduğu bölgede “Netanyahu” soyadıyla tanınma korkusuyla ismini değiştirerek Avi Segal’i kullanmaya başladığı ortaya çıktı.
Müslümanların yaşadığı ülkede korkuyormuş
İsrail kimliğindeki ismini babaannesinin soyadını kullanarak Avi Segal şeklinde değiştiren Avner, ismini ehliyet ve pasaportunda da değiştirdiğini belirterek, Müslümanların yaşadığı bir ülkede o isimle dolaşmaktan korktuğunu söyledi.
İngiltere’den Avi Segal adıyla 502 bin sterline daire aldığı ortaya çıkan Avner’in satın alım işlemini nakit olarak yaptığı, daha sonra Oxford Üniversitesinde yüksek lisans eğitimine babasıyla olan bağlantısını gizleyerek başladığı ve okuldaki kayıtlarda da isminin Avi Segal olarak geçtiği ifade edildi.
İsrail yasalarına göre, yurt dışından alınan ve değeri 2 milyon İsrail şekelinin altında olan mülkler için vergi dairesine bildirim yapılmasına gerek olmadığı belirtilen haberde, Avner’in sterlinin şekele karşı en zayıf olduğu dönemde aldığı dairenin fiyatının 1,97 milyon şekele tekabül etmesi nedeniyle bildiriminin yapılmadığı vurgulandı.
Daireyi aldığı kaynak kendisine sorulan Avner’in kaynağın ailesi olduğunu söylediği aktarıldı.
Avner’in, 7 Ekim 2023’ten sonra İngiltere’den İsrail’e döndüğü kaydedildi.
İsrail basını, Netanyahu ailesinin çok sayıda mülkünün bulunduğunu belirterek, Avner’in İngiltere’den aldığı dairenin de bunlardan biri olduğunu yazdı.
Yair Netanyahu ifadeye çağırıldı
Öte yandan Netanyahu’nun diğer oğlu Yair’in hak sahibi olmayan kişilere diplomatik pasaport verilmesiyle ilgili devam eden soruşturma kapsamında İsrail polis teşkilatının yolsuzluk suçlarıyla mücadele birimi “Lahav 433” tarafından ifadeye çağırıldığı bildirildi.
Yair’in hak sahibi olmadığı halde diplomatik pasaport aldığından şüphelenildiği ve İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) bunun gerekli olmadığına inandığı belirtildi.
Ortadoğu
Reuters: İran, Hürmüz Boğazı’nı mayınlamak için hazırlıklar yaptı

İki ABD’li yetkiliye göre, İran ordusu geçen ay Basra Körfezi’ndeki gemilere deniz mayınları yükledi. Bu hamle, İsrail’in İran’ın çeşitli bölgelerindeki saldırılarının ardından Tahran’ın Hürmüz Boğazı’nı ablukaya almaya hazırlandığına dair Washington’daki endişeleri artırdı.
Hassas istihbarat konularını tartışmak için isminin açıklanmamasını isteyen yetkililer, Reuters’a, ABD istihbaratı tarafından tespit edilen ve daha önce bildirilmemiş olan bu hazırlıkların, İsrail’in 13 Haziran’da İran’a ilk füze saldırısını gerçekleştirmesinden bir süre sonra yapıldığını söyledi.
Henüz boğaza yerleştirilmemiş olan mayınların yüklenmesi, Tahran’ın dünyanın en yoğun deniz ticaret yollarından birini kapatma konusunda ciddi olabileceğini gösteriyor. Böyle bir hamlenin küresel ticareti ciddi şekilde sekteye uğratacağından endişe ediliyor.
Küresel petrol ve doğalgaz sevkiyatlarının yaklaşık beşte biri Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor ve boğazın kapatılması dünya enerji fiyatlarında ani bir artışa neden olabilir.
Öte yandan, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarından bu yana, küresel referans petrol fiyatları %10’dan fazla düştü. Bu düşüşün nedenlerinden biri, çatışmanın petrol ticaretinde önemli kesintilere yol açmamasıydı.
22 Haziran’da, ABD’nin Tahran’ın nükleer programını durdurmak amacıyla İran’ın üç önemli nükleer tesisini bombalamasından kısa bir süre sonra, İran parlamentosunun boğazı kapatma kararını desteklediği bildirildi.
İran Press TV’nin o sırada verdiği habere göre, bu karar bağlayıcı değildi ve boğazın kapatılmasına ilişkin nihai kararı İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi’ne aitti. İran zaman zaman boğazı kapatmakla tehdit etse de, bunu hiçbir zaman yerine getirmedi.
Reuters, İsrail-İran hava savaşı sırasında Tahran’ın mayınları ne zaman yüklediğini kesin olarak belirleyemedi. Mayınlar kullanılırsa, gemilerin bu önemli geçiş yolundan geçmesini etkili bir şekilde engelleyecekti.
Mayınların o zamandan beri boşaltılıp boşaltılmadığı da belirsiz.
Kaynaklar, ABD’nin mayınların İran gemilerine yerleştirildiğini nasıl belirlediğini açıklamadı, ancak bu tür istihbarat genellikle uydu görüntüleri, gizli insan kaynakları veya her iki yöntemin bir kombinasyonu ile toplanır.
İran’ın hazırlıklarıyla ilgili yorum istenen bir Beyaz Saray yetkilisi, “Başkan’ın Gece Yarısı Çekici Operasyonu’nu ustaca yürütmesi, Husi’lere karşı başarılı kampanya ve maksimum baskı kampanyası sayesinde Hürmüz Boğazı açık kalmaya devam ediyor, seyir özgürlüğü yeniden sağlandı ve İran önemli ölçüde zayıflatıldı” dedi.
Pentagon, yorum talebine hemen yanıt vermedi. İran’ın Birleşmiş Milletler nezdindeki misyonu da yorum taleplerine yanıt vermedi.
İki yetkili, ABD hükümetinin mayınların yüklenmesinin bir hile olabileceği ihtimalini dışlamadığını söyledi. Yetkililer, İranlıların, Tahran’ın boğazı kapatma konusunda ciddi olduğunu Washington’a ikna etmek için mayınları hazırlamış olabileceğini, ancak bunu yapma niyetinde olmadığını belirtti.
Hürmüz Boğazı, Umman ve İran arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni güneydeki Umman Körfezi ve ötesindeki Umman Denizi’ne bağlar.
En dar noktasında 21 mil (34 km) genişliğinde olan boğazın her iki yönündeki deniz yolu ise sadece 2 mil genişliğindedir.
OPEC üyeleri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Irak, ham petrolünün çoğunu bu boğazdan, özellikle Asya’ya ihraç etmektedir. Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçılarından biri olan Katar, LNG’sinin neredeyse tamamını bu boğazdan göndermektedir.
İran da ham petrolünün çoğunu bu geçitten ihraç etmektedir, bu da teorik olarak Tahran’ın boğazı kapatma isteğini sınırlamaktadır. Ancak Tahran, gerekli gördüğü takdirde bunu yapabilmek için önemli kaynaklar ayırdığını açıklamıştı.
2019 itibariyle İran, küçük, yüksek hızlı teknelerle hızla konuşlandırılabilen 5.000’den fazla deniz mayını bulunduruyor.
E. Koramiral Kadir Sağdıç: ‘Hürmüz’ü kapatmak ABD-İsrail’e yarar’
-
Dünya Basını1 hafta önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Görüş1 hafta önce
Büyülü Dağ’da yüzyıllık tartışma devam ediyor: Naphta mı Settembrini mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Foreign Policy: Çin İran’ı Destekliyor, İsrail’i Kınıyor
-
Görüş2 hafta önce
İsrail ve İran Çatışmasına Büyük Tarih Perspektifiyle Bakmak
-
Avrupa2 hafta önce
Kitlesel tahliye planları: Baltık Bölgesi’nde savaş ve ‘kendini gerçekleştiren kehanet’
-
Görüş2 hafta önce
Modi’nin Güney Kıbrıs ziyareti ve ‘romantizmden arındırılmış’ Türkiye-Hindistan portresi
-
Görüş2 hafta önce
‘Mükemmel fırtına’nın gözünde korkuyla dalgalanan piyasalar
-
Asya2 hafta önce
Çin Merkez Bankası Başkanı yeni bir küresel para birimi düzeninin ortaya çıkacağını söyledi