Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Hint Pasifik’te sahil güvenlik faaliyetlerini artırıyor

Yayınlanma

Nikkei Asia’nın haberine göre, şubenin üst düzey yetkilisi, ABD Sahil Güvenlik birimlerinin Hint-Pasifik’teki deniz devriyelerini ve eğitim faaliyetlerini artırmayı planladığını söyledi.

Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğuna katılan ABD Sahil Güvenlik Komutanı Amiral Linda Fagan, Nikkei Asia ile röportajında, “Hint-Pasifik, Amerika’nın geleceği açısından önemli bir bölgedir. ABD Hint-Pasifik Stratejisi, özgür ve açık bir bölge sağlamaya çalışırken, ABD Sahil Güvenliği için genişletilmiş bir rolü, idarenin en önemli önceliği olarak tanımlamaktadır” dedi.

Fagan, “ABD Sahil Güvenliği, [Hint-Pasifik] bölgesindeki uzun süredir devam eden operasyonel mevcudiyetini, ek devriyeler ve konuşlandırılabilir özel kuvvetlerle sürdürecek” ifadelerini kullandı.

Sahil Güvenlik Komutanı ayrıca, Virginia eyaletinde bulunan bir sahil güvenlik botu olan Harriet Lane’in aralık ayında bölgeye konuşlandırılacağını da sözlerine ekledi.

Hint-Pasifik’in karşı karşıya olduğu “zorluklarla” tek başına hiçbir ülke veya kurumun başa çıkamayacağını öne süren Fagan, “ABD Sahil Güvenlik, Hint-Pasifik bölgesindeki kapasite geliştirme çabalarını artırıyor ve güvenlik işbirliği ile insani yardım ve kapasite geliştirme faaliyetleri için Güneydoğu Asya ve Okyanusya’ya kaynak aktaracak” dedi.

Japonya, Filipinler ve Avustralya ile ortak faaliyetler

Amiral, ABD Sahil Güvenlik’in Japonya, Avustralya ve Pasifik ada ülkeleri ile ortaklığını bu iki bölgedeki ulusal sahil güvenlik yeteneklerini yükseltmek için genişletmeye çalıştığını kaydetti.

Uzmanlar, ABD sahil güvenliğinin Hint-Pasifik’e yoğunlaşmasının, Washington’ın bölgede Çin’in yükselen etkisini önleme stratejisi ile uyumlu olduğuna işaret ediyor.

Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki balıkçı gemilerine karşılık olarak askeri gemilerin gönderilmesi orantılı bir tepki olarak görülmediği ve bu hamlenin  bölgedeki gerilimi artırma riski taşıdığı için ABD’nin askeri gemi yerine sahil güvenlik botlarını gönderdiği ifade ediliyor.

Bu arada Filipinler, Güney Çin Denizi’nde ABD ile ortak devriyeler düzenlemeyi planlıyor. Filipinler’in ABD büyükelçisi Jose Manuel Romualdez, mayıs ayında verdiği bir röportajda donanma varlıkları yerine sahil güvenlik gemilerinin kullanılması olasılığından bahsetmişti.

Yasadışı balıkçılık, Hint-Pasifik bölgesinde kolluk kuvvetleri için büyük bir zorluk olarak tarif ediliyor. Bu konuda bölge ülkeleri ile Çin arasında sınır anlaşmazlıkları yaşanıyor.

Fagan, ABD Sahil Güvenlik’in yasadışı balıkçılığa karşı bir yanıt vereceğini savundu: “Eğitim ekiplerimiz halihazırda, ortak ülkelere münhasır ekonomik bölgelerini yönetmelerine ve egemenliklerini korumalarına izin veren yetenekler sağlayan denizcilik yasa uygulamalarını ve diğer özel eğitimleri veren güçlü bir konuşlandırma programını sürdürüyor.”

Fagan ayrıca Japonya ile ikili işbirliğini genişletme isteğini de dile getirdi, “Japon Sahil Güvenliği ve Japonya Deniz Öz Savunması arasındaki artan etkileşimler, ABD deniz kuvvetleri ile birlikte çalışabilirliğin yanı sıra ilgili birlikte çalışabilirliği de geliştirecektir” dedi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English