Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’li emekli subaylar yabancı devletlere çalışıyor

Yayınlanma

ABD Kongre üyeleri, 2012 yılından bu yana yabancı hükümetler için ücretli olarak çalışan eski subayların bir listesini elde etti.

Listede, aralarında generallerin ve amirallerin de bulunduğu 77 üst düzey yetkili yer alıyor. Toplam sayı ise 450.

Bu kişileri istihdam eden hükümetler arasında Suudi Arabistan, Mısır ve BAE gibileri de bulunuyor.

Demokrat senatör Elizabeth Warren ve Cumhuriyetçi senatör Charles Grassley bu bilgileri Savunma Bakanlığı Ofisi’nden (OSD) talep etti.

OSD’ye göre, 2012’den 2022’ye kadar yabancı hükümetler için 450 istihdam bildirimi yapıldı.

Bunlardan 12’si reddedildi, 21’i idari olarak kapatıldı ya da geri çekildi, 11’i ise Dışişleri ya da Savunma Bakanlığı onayı bekliyor.

En çok istihdam sağlayan ülke Birleşik Arap Emirlikleri. Raporda listelenen 47 farklı ülkeden, onayların yarısından fazlası ya doğrudan bu ülkeyle ya da bu ülke adına çalışan yüklenicilerle çalışmak içindi.

BAE için çalışanlardan sadece 35’i ücretlerini açıklarken, geri kalan 185’i ‘mevcut değil’ veya ‘rapor edilmedi’ olarak listelendi.

Savunma Bakanlığı Warren ve Grassley’e, BAE hükümeti ile çalışmak için sadece iki talebin (yüzde 1’den az) reddedildiğini bildirdi.

Listede yer alan bazı üst düzey yetkililer, aynı anda birden fazla yabancı hükümet için çalışma izni aldı. Örneğin, Tümgeneral Charles J. Dunlap Jr., üçü BAE olmak üzere Kanada, Danimarka, İsrail ve İskoçya hükümetleri için çalışmak üzere sekiz ayrı onay aldı.

Eski NSA başkanı General Keith Alexander, yabancı hükümetlerle çalışmak için aldığı toplam beş onay ile ikinci sırada yer alıyor: Singapur hükümeti ile üç, Suudi Arabistan ile bir ve Japonya ile bir sözleşme. Washington Post’un haberine göre, Suudi Arabistan ile yapılan anlaşma 700.000 dolar tutarındaydı ve 2018’de Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sonra imzalanmıştı.

Korgeneral Douglas Lute, 2019 yılında Jones Group International/Libya’da ayda 15.000 dolar karşılığında kıdemli danışman olarak çalıştı.

Korgeneral James Clapper, Avustralya’daki Ulusal İstihbarat Ofisi için açıklanmayan bir miktar karşılığında çalıştı.

Listeye göre, Trump’ın eski ulusal güvenlik danışmanı H.R. McMaster, Japon hükümeti adına Hudson Enstitüsü’nde 2019’dan itibaren yıllık 250.000 dolar karşılığında görev aldı.

Buna ek olarak, Trump’ın eski savunma bakanı General James Mattis, görevden ayrıldıktan kısa bir süre sonra, BAE’de bir konferans sunucusu olarak ve yine BAE için ayrı bir danışman olarak görev yaptı. Her iki hizmet de açıklanmayan bir miktar karşılığında yapıldı.

2007-2008 yılları arasında ABD Merkez Kuvvetler Komutanı olarak görev yapan Amiral William Fallon, Katar hükümetinden 23 milyon dolardan fazla para alması beklenen Global Alliance Advisors danışmanlık şirketinin ortakları arasında gösteriliyor. Fallon’un kendi tazminatı ise 250.000 dolardan fazla.

OSD’nin cevapları haricinde, Senatör Warren’ın bugün Silahlı Kuvvetler Personeli Alt Komitesine sunacağı raporda da ilginç veriler var.

Raporda, 2022 yılında en büyük 20 savunma şirketi için çalışan 672 eski hükümet yetkilisi, askeri görevli, yasama personeli ve Kongre üyesi hakkında bilgi veriliyor. Bu sayının yüzde 91’i lobici olarak hizmet veriyor.

Devlet yetkililerinin en çok lobi hizmeti sunduğu ilk 5 şirket şöyle: Boeing (85 kişi), Pfizer (73 kişi), Raytheon (64 kişi), General Dynamics (57 kişi) ve Lockheed Martin (53 kişi).

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English