Avrupa
AB’ye, “uzay interneti” konusunda Musk ile rekabete girmeme çağrısı

Finlandiya merkezli bir uydu şirketi yöneticisi POLITICO’ya yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin Elon Musk’ın yerleşik Starlink küresel iletişim sistemine karşı rekabet etmek için milyarlarca dolar harcamaktan kaçınması ve bunun yerine SpaceX’in daha küçük bir liderliğe sahip olduğu alanlara odaklanması gerektiğini söyledi.
ICEYE CEO’su Rafał Modrzewski, ne yapılmaması gerektiğine dair bir örneğin, IRIS² adlı Starlink’in kendi versiyonunu inşa etmeye yönelik sorunlu bir proje olduğunu söyledi. Bu proje Airbus ve Thales Alenia Space gibi bloğun dev havacılık oyuncuları tarafından inşa edilecek ve daha sonra SpaceRise konsorsiyumundaki telekom ve uydu devleri tarafından işletilecek.
Modrzewski uzay endüstrisi için, “Tamamen yeni oluşumlar gelişiyor, bazı yerleşik ana yükleniciler için düşünülemeyecek hız ve maliyette kabiliyetleri devreye sokuyor,” dedi ve IRIS² ile AB’nin “eski yöntemle yeni bir şey yapmaya çalıştığını” ekledi.
CEO bunun yerine, bloğun askeri düzeyde bir uydu gözetleme ağına yatırım yapmasını istiyor. Bu Kıta’ya ABD’den bağımsız bir kabiliyet kazandıracak ve aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki hedeflerin sürekli gerçek zamanlı izlenmesi için yüzlerce casus uydudan oluşan Starshield sistemini geliştirmek üzere Pentagon’dan yaklaşık 1,8 milyar dolarlık sözleşme alan SpaceX ile rekabet edecek.
Modrzewski POLITICO’ya verdiği demeçte, AB çapında yaklaşık 100 gözlem uydusu inşa etmeye yönelik bir programın başlamasının yaklaşık 2 milyar ila 3 milyar avroya mal olacağını söyledi ve “Starshield’e Avrupa’dan bir yanıt oluşturmak istiyorsanız bu makul bir rakam,” dedi.
Brüksel şimdilik Starlink’e IRIS² internet takımyıldızı ile yanıt vermeye odaklanmış durumda fakat bu programın hayata geçirilme koşulları ve maliyeti konusunda müzakereler sürüyor.
Modrzewski, IRIS² programı için en az 2,4 milyar avroluk finansman AB yasalarında sabitlenmiş olsa da, Komisyon’un bir sonraki bütçesinin bir parçası olarak ordular, casusluk kurumları ve afet yardım kuruluşları için savunmaya hazır bir gözetleme ağı sağlamaya yönelik bir program başlatabileceğini söyledi.
Avrupa
AB’den Avrupalı liderlere: Rusya’nın Zafer Günü kutlamalarına katılmayın

AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Avrupalı liderleri 9 Mayıs’ta Moskova’da düzenlenecek Zafer Günü kutlamalarına katılmamaları konusunda uyardı. Kallas, iderleri bunun yerine Kiev’i ziyaret ederek Ukrayna ile dayanışma göstermeye çağırdı.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Pazartesi günü Avrupalı liderleri Moskova’nın 9 Mayıs’taki Zafer Günü kutlamalarına katılmamaları konusunda uyararak, bunun yerine Ukrayna ile dayanışma göstermeye davet etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin, Hindistan ve Brezilya liderlerinin yanı sıra AB üyesi Slovakya ve birliğe katılmayı hedefleyen Sırbistan’a da davet göndermişti.
Kallas, Lüksemburg’da dışişleri bakanları toplantısının ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Farklı üye ülkeler tarafından da çok net bir şekilde tartışılan ve söylenen şey, Rusya’nın Avrupa’da gerçekten tam kapsamlı bir savaş yürüttüğü göz önüne alındığında, Moskova’daki 9 Mayıs geçit törenlerine veya kutlamalarına herhangi bir katılımın Avrupa tarafında hoş karşılanmayacağıdır,” dedi.
Kallas, AB’nin birliğin potansiyel üyelerinden herhangi birinin Moskova’daki kutlamalara katılmasını istemediğini de sözlerine ekledi.
9 Mayıs kutlamaları, Rusya’nın kilit rol oynadığı Nazi Almanyası’nın yenilgiye uğratılmasının 80. yıl dönümünü işaret ediyor.
Öte yandan Politico, pazartesi günü erken saatlerde Ukrayna’nın Rusya’nın askeri kutlamalarına karşılık vermek amacıyla AB’nin üst düzey yetkililerini ve liderlerini 9 Mayıs’ta Kiev’e davet ettiğini bildirdi.
Kallas da AB dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantının ardından bu çağrıyı yineledi.
Kallas, “Ayrıca tüm üye ülkelere ve kurum temsilcilerine, dayanışmamızı ve Ukrayna’nın yanında olduğumuzu gerçekten göstermek için mümkün olduğunca Kiev’i ziyaret etme çağrısında bulundum,” diye konuştu.
Budapeşte ise, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın Moskova’daki geçit törenine katılmayacağını belirtti. Slovakya lideri Robert Fico ise geçtiğimiz kasım ayında katılacağını söylemişti.
Rusya’nın Berlin Büyükelçisi: ‘Ukrayna’da yabancı askerlerin konuşlandırılması kabul edilemez’
Avrupa
Avrupalı şirketler Rus gazına kısmi dönüşü değerlendiriyor

Bazı büyük Avrupalı şirketler, savaş öncesi seviyelerin yarısına kadar Rus gazı ithalatına geri dönme olasılığını tartışıyor. Alman kimya endüstrisi gibi bazı sektörler de ekonomik zorluklar nedeniyle Rus gazına ihtiyaç duyduklarını dile getiriyor.
Amerikan sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG), Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Rus gazının önemli bir bölümünü ikame etmesine yardımcı oldu.
Ancak Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşı, ABD’ye yönelik güvensizliği de beraberinde getirdi.
AB yönetimi şu anda ABD’nin gümrük vergilerine getirdiği 90 günlük askıya almayı büyük ölçekli LNG alımları konusunda anlaşmak için kullanmak istese de, bazı büyük Avrupalı şirketler tam tersine Rus gazının piyasaya dönüşünü dillendirmeye başladı.
Kısmen devlete ait olan ve savaştan önce Gazprom’un en büyük müşterilerinden biri olan Fransız Engie şirketinin Başkan Yardımcısı Didier Hollo, Reuters‘e yaptığı açıklamada, “Ukrayna’da kabul edilebilir bir barış sağlanırsa, LNG dahil olmak üzere yılda 60, belki de 70 milyar metreküp tedarike geri dönmek mümkün olabilir,” dedi.
2021’de Rus gazı tedariki 150 milyar metreküpü aşarak AB’nin gaz ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturmuştu. Bu, büyük ölçüde Gazprom’un ürünüydü ve LNG alımları o dönemde toplam hacimde çok önemli değildi.
Fakat savaş sırasında Gazprom, AB’ye ihracatının üçte ikisinden fazlasını kaybetti, birliğin ithalatındaki payı bu yıl yüzde 10’un altına düştü, buna karşılık Novatek’in LNG tedariki arttı.
Fransız TotalEnergies’in CEO’su Patrick Pouyanné, Avrupa’yı Amerikan gazına aşırı bağımlılığa karşı uyararak Reuters‘e şunları söyledi: “Çeşitlendirmeye ihtiyacımız var, bir veya iki kaynağa aşırı bel bağlamak yerine birçok güzergaha ihtiyacımız var.”
Pouyanné, “Avrupa asla savaştan önceki gibi Rusya’dan 150 milyar metreküp ithalata geri dönmeyecek… ama ben 70 milyar metreküp üzerine bahse girerim,” diye ekledi.
TotalEnergies, büyük miktarda Amerikan LNG’si tedarik ederken aynı zamanda Novatek’in hissedarı ve yaptırım altında olmayan Yamal LNG projesinden LNG satıyor.
Avrupa Komisyonu ve LSEG verilerine göre, 2024 yılında Rus gazı AB ithalatının yüzde 18,8’ini sağladı; yüzde 11,4’ü boru hatlarıyla, yüzde 7,4’ü ise sıvılaştırılmış halde geldi.
Bu toplam pay, ABD’den gelen LNG’nin payından (yüzde 16,7) daha yüksek oldu.
Ancak Bruegel analiz merkezine göre, 2025’in ilk çeyreğinde durum kökten değişti.
Toplam Rus tedariki, bir önceki çeyrekteki 14,1 milyar metreküpten 10,1 milyar metreküpe geriledi.
Bu düşüş, Ukrayna üzerinden transitin durması ve LNG ithalatının 2021’in ilk çeyreğinden bu yana en düşük seviyeye inmesi sonucu yaşandı.
Bu arada, ABD’den yapılan alımlar “benzeri görülmemiş” bir seviyeye ulaşarak rekor 18,4 milyar metreküp olarak gerçekleşti.
Avrupalı şirketler, 2022’de tedariki durdurduğu için Gazprom’a karşı toplam 18 milyar avroluk dava açtı.
Mahkemeler halihazırda Alman Uniper’e 14 milyar avro ve Avusturyalı OMV’ye 230 milyon avro tazminat ödenmesine karar verdi.
Hollo‘ya göre, Gazprom sözleşme yükümlülüklerinin yeniden başlatılmasına yönelik ilk adım olarak, mahkeme kararıyla belirlenen tazminatları ödemek için Kiev’in onayıyla Ukrayna üzerinden boru hattıyla gaz tedarikine başlayabilir: “Siz [Gazprom] [Avrupa] pazarına geri dönmek mi istiyorsunuz? Çok iyi, ancak [mahkeme kararı uyarınca] tazminatları ödeyene kadar yeni bir sözleşme imzalamayacağız.”
Almanya’nın en büyük kimya üretim merkezlerinden biri olan ve Dow Chemical ile Shell gibi şirketlerin tesislerinin bulunduğu Leuna Kimya Parkı’nda da Rus gazının geri dönüşü savunuluyor.
Daha önce park sakinlerinin ihtiyaçlarının yüzde 60’ını, çoğunlukla 2022’de patlatılan Kuzey Akım boru hattı üzerinden Rusya karşılıyordu.
Parkın işletmecisi InfraLeuna’nın Genel Müdürü Christoph Günther, “Ağır bir krizdeyiz ve bekleyemeyiz,” ifadesini kullandı.
Günther, Rus gazının geri dönüşü konusunun “tabu” olduğunu ancak birçok meslektaşının buna ihtiyaçları olduğu konusunda hemfikir olduğunu belirtti.
Almanya kimya endüstrisindeki istihdam, on yıllardır görülmemiş şekilde art arda beş çeyrektir azalıyor.
Bu arada, Politico‘ya konuşan üç Avrupalı yetkiliye göre AB, gümrük vergisi savaşını sona erdirmek amacıyla Amerikan LNG alımlarını artırma konusunda ABD ile müzakerelere başlamayı planlıyor.
Brüksel bunu daha önce, Trump’ın kapsamlı ithalat vergileri getireceğini açıklamasından önce de denemişti ancak diplomatlara göre bürokratik engeller ve Washington’un ilgisizliğiyle karşılaşmıştı.
Şimdi Trump’ın artırılmış gümrük vergilerinin (AB için yüzde 20 olacaktı) uygulanmasını üç ay ertelemesiyle Avrupa Komisyonu, LNG konusunda anlaşmaya varmak için ek çaba göstermeye çalışacak.
Özellikle, AB’nin daha uygun fiyatlarla daha büyük, pan-Avrupa siparişleri verebileceği bir “toplu talep” planı geliştiriliyor.
Fakat Politico, bunun nasıl işleyeceğinin belirsiz olduğunu belirtiyor. Anlaşmaları nihayetinde hükümetler değil, şirketler yapıyor ve bazı Avrupalı şirketler zaten yeterince Amerikan gazı aldıklarını belirtiyorlar.
Ayrıca, ABD’deki yetersiz ihracat kapasitesi şu anda tedarik artışını sınırlıyor.
Planlara göre yeni terminallerin 2026-2027 yıllarında faaliyete geçmesi bekleniyor.
Rusya’nın enerji ticareti yaptırımların hafiflemesinden nasıl etkilenir?
Avrupa
Almanya yıllık mülteci sayısını 100 binin altına indirecek

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz, Almanya’nın yıllık kabul edeceği sığınmacı sayısını 100 binin altına düşürmeyi planladığını açıkladı. Merz, altyapının aşırı yüklendiğini belirterek sınır dışıların artırılacağını ve aile birleşimlerinin askıya alınacağını söyledi.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri ve Almanya’nın seçilmiş başbakanı Friedrich Merz, ülkeye kabul edilecek yeni sığınmacı sayısının yılda 100 binin altına düşürüleceğini açıkladı.
Zeit‘ın haberine göre Merz, ARD televizyonunda katıldığı Caren Miosga adlı siyasi talk show programında, “Bizim düşüncemiz bu sayıyı şimdiden önemli ölçüde azaltmak. Kabul edilen mülteci sayısı artık altı haneli rakamlarda olmamalı. Şehirler, belediyeler, okullar, hastaneler ve altyapımız aşırı yüklenmiş durumda,” dedi.
Merz, Almanya’daki sığınma başvurularının sayısını azaltmak amacıyla, ana partiler arasındaki koalisyon anlaşması uyarınca yeni hükümetin “daha fazla kişiyi” sınır dışı edeceğini ve aile birleşimlerini askıya alacağını belirtti.
Merz, sığınmacıların ülke sınırlarında geri çevrilmesi hedefine atıfta bulunarak, “Bu gerçekleşecek,” diye konuştu.
Yetkililerin komşu ülkelerle şimdiden koordinasyon sağladığını kaydeden Merz, özellikle Avusturya hükümetinin de “bu sorunun çözümüyle bizim kadar ilgili olduğunu” ifade etti.
CDU’nun Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile yaptığı koalisyon anlaşmasına göre, sığınmacıların Almanya sınırlarından geri çevrilmesi planlanıyor.
Fakat bu uygulamanın anayasal çerçeveyi ihlal etmemesi gerekiyor.
Merz’in ocak ayındaki beş maddelik planında, yeni hükümetin “kalıcı sınır kontrolleri” getirme niyetinde olduğu belirtilmişti.
Geçen hafta ise Merz, Almanya’nın vatandaşlık verme yaklaşımını yeniden gözden geçirebileceğini ve göç kontrolünü güçlendirebileceğini söyledi.
Özellikle, Almanya’da üç yıl ikamet ettikten sonra “hızlandırılmış vatandaşlık” imkanının kaldırılacağı ifade edildi.
2024 yılında Almanya’da ilk kez sığınma başvurusunda bulunanların sayısı 229,7 bini aştı.
Bu rakam, 2023 yılına göre yaklaşık 100 bin kişilik bir düşüş anlamına geliyor.
Fransa Almanya’yı geçti, AB’nin en çok sığınmacı kabul eden ülkesi oldu
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan’ın Trump stratejisi işe yarıyor mu?
-
Görüş1 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Görüş1 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Dünya Basını2 hafta önce
HTŞ katliamlarından kurtulan Suriyeliler ölüm ve yıkımı anlatıyor
-
Avrupa1 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur