Bizi Takip Edin

AVRUPA

Alman patronlardan “Dexit” uyarısı

Yayınlanma

Alman iş dünyası lobisi INSM, bu hafta sonu yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesinde anketlerde ikinci sırada yer alan Almanya’nın sağcı partisi Almanya için Alternatif’in (AfD) AB karşıtı güçlü söylemini sürdürmesi nedeniyle, 5 Haziran Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Almanya’nın “Dexit” olarak da bilinen Avrupa Birliği’nden çıkışının ülke ekonomisine yılda 200 milyar avroya mal olacağı uyarısında bulundu.

Metal ve elektronik sektörlerindeki Alman işveren dernekleri tarafından finanse edilen bir lobi grubu olan INSM tarafından sunulan bir araştırmaya göre Almanya, AB üyeliğinden Fransa, İtalya veya İspanya gibi diğer büyük AB ülkelerinden daha fazla fayda sağladı.

Almanların pazar günü bir sonraki AP’deki temsilcilerini seçmelerine dört gün kala grup, AfD’nin savunduğu gibi bloğun en büyük ekonomisinin AB’den ayrılma riski konusundaki uyarılarını artırdı.

INSM Direktörü Thorsten Alsleben çarşamba günü yaptığı açıklamada, bazı partilerin, “yani AfD’nin”, AB’den ayrılmayı savunmasına karşın, buna karşı koymaları gerektiğini söyledi.

Alsleben, “İnsanlarla Avrupa hakkında konuştuğunuzda, ki bunu düzenli olarak yapıyoruz, sık sık çok can sıkıcı olduğu argümanını, tüm bu düzenlemeleri ve uzun karar alma süreçlerini duyuyorsunuz. Ama bu tıpkı bir evlilik gibidir: Sadece kötü şeylere, diş macunu tüpüne ya da açık dolap kapağına bakmamalısınız. Neyin iyi olduğuna da bakmalısınız,” diye ekledi.

AfD lideri Alice Weidel, bu yılın başlarında Financial Times’a verdiği bir mülakatta Birleşik Krallık’ın 2016’daki Brexit oylamasını “Almanya için bir model” olarak nitelendirerek AB üyeliği konusunda bir referandum yapılmasını önermişti.

Parti, seçim bildirgesinde AB’yi “reforme edilemez” ve “başarısız” olarak tanımlıyor ve yeni oluşturulacak bir “Avrupa Ulusları Konfederasyonu” ile değiştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Ekonomistler Gabriel Felbermayr ve Inga Heiland tarafından yapılan araştırmaya göre, AB’nin dağılması Alman ekonomisine yılda yaklaşık 200 milyar avro reel gelire mal olacak. Bu da kişi başına yaklaşık 2.500 avroluk bir kayıp anlamına geliyor.

Yazarlar, buna karşılık Alman vergi mükelleflerinin AB bütçesine yıllık net katkısının bunun onda birinden daha az olacağını belirtiyor.

Felbermayr Berlin’de yaptığı açıklamada, “[Bazı] insanlar sanki AB delicesine pahalıymış gibi davranıyor,” dedi ve bunu “garip bir tartışma” olarak nitelendirdi.

Aralarında otomobil üreticisi BMW, kimya devi BASF ve kredi kuruluşu Deutsche Bank’ın da bulunduğu 30 tanınmış Alman şirketinden oluşan bir ittifak mayıs ayında “Dışlama, aşırıcılık ve popülizm, bir iş merkezi olarak Almanya ve refahımız için tehdit oluşturuyor,” uyarısında bulunmuştu.

AB üyeliğinin Almanya’da genel olarak popüler olması ve sadece %10’luk bir kesimin Dexit’i desteklemesi, AfD’nin son aylarda söylemini yumuşatmasına ve bunun yerine AB iklim politikası gibi daha spesifik politika konularına odaklanmasına neden oldu.

AVRUPA

Alman partilerinin ‘savaş’ anlaşması borsayı uçurdu

Yayınlanma

Almanya’da CDU/CSU, SPD ve Yeşiller arasında bir borç paketi için varılan milyar avroluk anlaşma borsada “sevinç çığlıklarına” yol verdi.

Spiegel’in aktardığına göre özellikle savunma ve altyapı hisseleri yükseldi.

Almanya’nın önde gelen endeksi Dax, bir ara 23.000 puanın üzerine çıktı ve öğleden sonra erken saatlerde yüzde 1,7 artışla 22.907 puana ulaştı.

Dax’ın liderleri, öğleden önce yaklaşık yüzde 5,7 oranında yükselen savunma şirketi Rheinmetall’in hisseleri oldu. Yapı malzemeleri üreticisi Heidelberg Materials ve enerji teknolojileri grubu Siemens Energy’nin hisseleri de talep gördü.

MDax’ta listelenen zırhlı şanzıman üreticisi Renk bile yaklaşık yüzde on oranında yükseldi. Yaklaşık yüzde 5,5 oranında yükselen savunma şirketi Hensoldt’un hisselerine de güçlü bir talep vardı.

Finansal hizmet sunan Helaba’da uzman olarak çalışan Ulf Krauss, “Donald Trump’ın giderek daha kaotik ve tehditkar olarak algılanan ekonomi politikası ABD’de ekonomik karamsarlığa yol açarken, Almanya’nın borç frenini gevşetme girişimi Avro bölgesinde büyüme için iyimserlik yaratıyor,” diyerek piyasalardaki durumu özetledi.

Bu arada, bankacılık hisseleri Avrupa genelinde sektörün kazananları oldu. Sektör endeksi yüzde 2,2 oranında yükseldi. Commerzbank hisseleri yüzde üç artış gösterdi. Büyük İtalyan bankası UniCredit olası bir devralmaya bir adım daha yaklaştı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Commerzbank’ın doğrudan hisselerinin yüzde 29,9’a çıkarılmasını onayladı.

Tahvil piyasası da milyarlarca avroluk harcama paketi için varılan anlaşmaya tepki gösterdi: Alman devlet tahvillerinin fiyatları düşerken, getirileri de önemli ölçüde yükseldi. On yıllık Alman devlet tahvillerinin getirisi yüzde 2,93’e çıktı.

Özel fonun duyurulmasından ve borç frenine istisna getirilmesinden bu yana Bund (Alman devlet tahvili) getirileri keskin bir şekilde yükseldi.

Diğer Avro bölgesi ülkelerinde de getiriler önemli ölçüde artarak ülkelerin borçlanmasını daha pahalı hale getirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da Siemens yöneticileri Kırım’a türbin sevkiyatı nedeniyle yargılanacak

Yayınlanma

Almanya’da Hamburg Bölge Mahkemesi, Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında, Rusya’ya bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırımları ihlal ettikleri gerekçesiyle dava açtı. Dava, 2024 baharında açıldı ve Siemens yetkilileri, konuyla ilgili soruşturmanın şirkete yönelik olmadığını ve suçlanan kişilerin artık şirkette çalışmadığını belirtti. Avrupa Birliği ve ABD yaptırımları, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesini yasaklıyor.

Hamburg Bölge Mahkemesi, 2014’te referandumla Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırım rejimini ihlal etmekle suçlanan sanayi şirketi Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında dava açtı.

Reuters ajansının haberine göre yaptırım ihlali davası 2024 baharında açıldı. Hamburg savcılığı, Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olan dört kişi ve Fransa-İsviçre vatandaşlığına sahip bir kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Fakat daha sonra bölge mahkemesi, kovuşturma için yeterli gerekçe bulunmaması nedeniyle üç sanıkla ilgili soruşturmayı durdurdu. Mahkeme belgelerinde sanıkların isimleri açıklanmadı.

İsmi belirtilmeyen bir Siemens yetkilisi, şirketin devam eden davalar hakkında yorum yapamayacağını, ancak davanın şirkete yönelik olmadığını ve sanıkların artık orada çalışmadığını belirtti.

Türbin işinin sahibi olan Siemens Energy ise, iki sanığın artık şirket çalışanı olmaması nedeniyle yorum yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) ve ABD yaptırımlarına göre, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesi yasak.

Fakat kısıtlamalara rağmen, Siemens’in elektrik üretimi için türbinleri, 2017 yılında Rusya’nın yarımadada inşa ettiği iki elektrik santraline teslim edildi.

O dönemde Siemens, türbinleri Rus bir müşteriye sattığını, bunların Rusya’daki elektrik santrallerine kurulmasını beklediğini ve Kırım’a gönderilme planlarından haberdar olmadığını açıklamıştı.

Rusya’nın Ukrayna’ya Şubat 2022’de başlattığı askeri müdahalenin ardından Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı askeri, havacılık, petrol ve doğalgaz ve diğer sektörler için teknoloji ve ekipman tedarikini yasaklayan geniş kapsamlı yaptırımlar uyguladı.

The New York Times gazetesi, tedariki sağlamak için “devasa bir paravan şirket ağı kurulduğunu” ve çiplerin önemli bir kısmı Hong Kong üzerinden geldiğini iddia etmişti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Portekiz, Trump nedeniyle F-35’leri almaktan vazgeçti

Yayınlanma

Portekiz, ABD Başkanı Donald Trump yüzünden ABD yapımı F-16 savaş uçaklarını daha modern F-35’lerle değiştirmekten vazgeçti.

Ülkenin hava kuvvetleri, ABD’li silah üreticisi Lockheed Martin imzalı F-35’lerin satın alınmasını tavsiye etmişti ama görevden ayrılan Savunma Bakanı Nuno Melo’ya Portekiz medyası Público tarafından hükümetin bu tavsiyeye uyup uymayacağı sorulduğunda, “Seçimlerimizde jeopolitik ortamı göz ardı edemeyiz. ABD’nin NATO bağlamındaki son tutumu … bizi en iyi seçenekler üzerinde düşünmeye sevk etmelidir çünkü müttefiklerimizin öngörülebilirliği dikkate alınması gereken daha büyük bir değerdir,” cevabını verdi.

ABD hükümetinin F-35’i tam olarak çalışır hale getirmek için gereken yazılım güncellemelerine ve yedek parçalara erişimi engellemeye karar verebileceğinden korkuluyor.

Melo, “Dünya değişti … ve bu müttefikimiz … kullanım, bakım, bileşenler ve uçağın operasyonel olmasını ve her türlü senaryoda kullanılmasını sağlamakla ilgili her şeye sınırlamalar getirebilir,” dedi.

Melo özellikle Avrupa üretimi bağlamında değerlendirilmesi gereken çeşitli seçenekler bulunduğunu kaydetti.

Hollanda Savunma Bakanı Ruben Brekelmans bu hafta başında yaptığı açıklamada Hollanda’nın jetler için yaptığı sözleşmeyi iptal etmeyeceğini söyledi. Fakat Lizbon henüz bir anlaşma imzalamadı.

Portekiz, merkez sağ hükümetinin düşmesinin ardından erken seçime gidiyor.

Portekiz Cumhurbaşkanı perşembe günü yaptığı açıklamada, merkez sağ azınlık koalisyon hükümetinin istifasına yol açan siyasi krizin ardından Portekiz’de 18 Mayıs’ta bir erken seçim yapılacağını duyurdu.

Marcelo Rebelo de Sousa, Danıştay toplantısının ardından yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, seçime kadar geçecek 65 gün içinde “açık ve onurlu bir tartışma” yapılması çağrısında bulundu.

Seçim yasasına göre parlamentonun feshedilmesi halinde devlet başkanının en az 55 gün öncesinden yasama seçimleri için tarih belirlemesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanının bu kararı, salı günü yürütmenin kendisi tarafından verilen güvenoyu önergesine karşı oy kullanan milletvekillerinin çoğunlukta olması sonucunda hükümetin düşmesinin ardından geldi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English