Bizi Takip Edin

Avrupa

Almanya, ‘göç baskısı’ azalana kadar sınır kontrollerini sürdürecek

Yayınlanma

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser perşembe günü verdiği demeçte, Alman hükümetinin gelen sığınmacı sayısı yüksek kaldığı sürece Avrupalı komşularıyla sınır kontrollerini sürdüreceğini söyledi.

RND’ye konuşan Faeser, “O zamana kadar başka bir enstrümanımız yoksa ve rakamlar değişmezse, kontrollere devam edeceğiz. Bu konuda pragmatiğim. Fakat son teslim tarihlerini belirleyen AB yasalarına uymak zorundayım,” dedi.

Almanya, 2015 göç krizinden bu yana Avusturya ile sınır kontrolleri uyguluyor. Bu yılın başlarında düzensiz göçmenlerin artmasının ardından hükümet, Polonya, İsviçre ve Çekya sınırlarında sabit kontrolleri yeniden uygulamaya karar verdi. AB gereklilikleri nedeniyle, hükümetin Mart ayında sınır kontrollerini yenilemesi gerekecek.

Eleştirmenler, uygulamanın Avrupa entegrasyonunun en önemli unsuru olarak kabul edilen Schengen bölgesine ciddi şekilde zarar verebileceği konusunda uyarıyorlar.

Almanya bu endişenin farkında ve göç baskısını azaltmak için Avrupa dış sınırında daha sıkı kontroller yapılması üzerine yoğunlaşıyor.

Faeser, “Sınır kontrolleri, Schengen bölgesinin özgürlüğüne derin bir müdahaledir. Tekrar gitmek istediğimiz yer orası. Ama rakamlar bu kadar yüksek olduğu sürece, bunu haklı çıkaramam. Bu nedenle, AB’nin dış sınırlarının nihayet etkili bir şekilde korunmasını sağlamak için çok çalışıyoruz,” dedi.

Avrupa

Polonya, Rusya’ya giden 5 ton Boeing lastiğine el koydu

Yayınlanma

Polonya, Rusya’ya gönderilmek üzereyken Belarus üzerinden transit geçişi planlanan ve yanlış beyan edilen 5 ton Boeing sivil uçak lastiğine el koydu.

Polonya Ulusal Vergi İdaresi, yaptığı açıklamada, Belarus ve Rusya üzerinden Azerbaycan’a transit olarak taşınması planlanan 5 ton Boeing sivil uçak lastiğine Koroszczyn’de el konulduğunu duyurdu.

Yetkililer, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine yapılan bu tür transit yüklerin sıklıkla Rusya topraklarında “kaybolduğuna” dikkat çekti.

Reuters ajansının aktardığına göre Ulusal Vergi İdaresi’nden yapılan açıklamada, “Yetkililer, Koroszczyn’de bir kamyonda yapılan denetim sırasında, sürücünün beyan edilen otomobil ve otobüs lastikleri yerine Boeing sivil uçaklarında kullanılan lastikleri taşıdığını tespit etti,” denildi.

Açıklamada ayrıca, bu tür malların Avrupa Birliği (AB) yaptırımları kapsamına girdiği vurgulandı.

Gümrük sahteciliği iddiasıyla ilgili dava açılırken, yaptırımlı mallara el konuldu. Uçak lastiklerinin göndericisinin İspanya’dan bir şirket, alıcısının ise Azerbaycan’dan bir şirket olduğu tespit edildi.

Avrupa’dan Orta Asya ve Kafkasya ülkelerine Rusya toprakları üzerinden yaptırımlı mal sevkiyatının, kısıtlayıcı tedbirleri aşmak için kullanılan yaygın bir yöntem olduğu belirtiliyor.

Bu tür ürünler genellikle varış noktasına ulaşamadan güzergâh üzerinde “kayboluyor”.

Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle uçak yedek parça tedarikinde büyük sıkıntılar yaşayan Rus havayolu şirketlerinin, çeşitli yollarla bu parçaları ülkeye sokmaya çalıştığı biliniyor.

Sadece geçtiğimiz hafta sonunda S7 Havayolları’na ait iki uçakta havada arıza meydana geldiği bildirildi.

Novaya Gazeta Europe‘un hesaplamalarına göre, 2024 yılının 11 ayında 208 hava olayı yaşandı; bu rakam 2023 yılına göre dörtte bir oranında daha fazla.

Bu olayların neredeyse yarısının motor arızaları veya iniş takımı sorunlarından kaynaklandığı belirtildi.

Federal Sivil Havacılık Kurumu (Rosaviatsiya) Başkanı Dmitriy Yadrov, bakım ve yedek parçaya erişim olmaması nedeniyle havayolu şirketlerinin 58 yabancı uçağı kaybettiğini söyledi.

Polonya, AVM yangını sonrası Rus konsolosluğunu kapatıyor

Okumaya Devam Et

Avrupa

Alman kamuoyunun yarısı ülkenin savaşa hazır hale gelmesinden yana

Yayınlanma

Bir ankete göre Alman kamuoyunun yaklaşık yüzde 50’si kısa vadede Almanya’nın savaşa hazır hale getirilmesini destekliyor.

INSA’nın yaptığı ankete katılan Alman seçmenlerin yarısı Almanya’nın savaşa hazır hale getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Yaklaşık üçte biri (yüzde 31) ise bunun aksini düşünüyor.

CDU/CSU (yüzde 67 evet, yüzde 22 hayır), Yeşiller (yüzde 65 evet, yüzde 23 hayır), FDP (yüzde 59 evet, yüzde 28 hayır) ve SPD (yüzde 57 evet, yüzde 27 hayır) seçmenlerinin mutlak çoğunluğu savaşa hazır olma konusunda hemfikir.

Sol Parti seçmenlerinin (yüzde 40 evet, yüzde 38 hayır) görüşleri bölünmüş durumda, BSW seçmenlerinin (yüzde 31 evet, yüzde 53 hayır) mutlak çoğunluğu ve AfD seçmenlerinin (yüzde 40 evet, yüzde 46 hayır) nispeten çoğunluğu Almanya’nın savaşa hazır hale getirilmesine karşı.

Sadece CDU seçmenleri silahlanmaya hazır

Konu, kaç Alman vatandaşının Almanya’yı silahla savunmaya hazır olduğununa geldiğinde ise daha da ilginç hale geliyor.

Bu soruya sadece yüzde 29 evet derken, yüzde 54 hayır yanıtı veriyor. Sadece CDU/CSU seçmenleri (yüzde 42 evet, yüzde 39 hayır) nispeten çoğunlukla ülkelerini silahla savunmaya hazır.

Diğer tüm partilerin seçmenleri arasında, silahla savunmaya hazır olduğunu belirtenlerin oranı belirgin bir çoğunlukta değil. Dolayısıyla, Almanya’yı savaşa hazır hale getirme beklentisi ile buna katkıda bulunma isteği arasında belirgin bir uçurum var.

Yeni hükümet yüzde 5 savunma harcamalarına onay veriyor

Diğer yandan, sivillerin silahlı çatışmalarda kendilerini koruyabilmek için bireysel önlemler almaları yönündeki baskı artıyor; halkın mümkün olan en kısa sürede “daha dirençli hale gelmesi”, örneğin acil durum stokları yapması gerektiği sık sık dile getiriliyor.

“Kendi hayatını feda etmeye hazır olma” duygusunun güçlendirilmesi de giderek daha fazla talep ediliyor: Etkili Frankfurter Allgemeine Zeitung (faz) gazetesinde yakın zamanda yayınlanan bir yazıda, “tüm olağanüstü kültürel başarılar”ın “bireylerin ve grupların kararlılığına” bağlı olduğu iddia ediliyor ve “kolektif operasyon cesareti”nin her türlü savaş savunmasının temel kaynağı olduğu ve bu nedenle teşvik edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, geçen perşembe günü Antalya’da NATO’daki meslektaşlarıyla yaptığı toplantının ardından, silahlanmanın kapsamı ve hedefini açıkladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin üye ülkelerin askeri harcamalarını gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 5’ine sabitleme hedefine ilişkin olarak Wadephul, “Yeni federal hükümet [bu hedefi] tamamen destekliyor,” dedi.

Şansölye Friedrich Merz de Federal Meclis’te yaptığı ilk konuşmada Avrupa’nın en güçlü ordusunu kurma sözü vermişti.

Otomotiv inerken, silah sanayii çıkıyor

Öte yandan Alman ekonomisinin içindeki güç dengesinde de önemli bir kayma yaşanabilir. Şu ana kadar, otomotiv endüstrisi, Almanya’nın en büyük ve en güçlü sektörü konumundaydı; onu makine mühendisliği ve kimya endüstrisi izliyor.

Deutsche Bank Research’ün son analizine göre, otomotiv endüstrisi GSYİH’nin yüzde 5’ini oluştururken, savunma sanayinin payı sadece yüzde 0,2.

Fakat otomotiv sektörü küçülüyor: Deutsche Bank Research, 2011’den 2024’e kadar üretimdeki düşüşü yüzde 31 olarak tahmin ediyor, Volkswagen’in büyük fabrikalarının kapasite kullanım oranını yüzde 25 (Osnabrück) veya yüzde 35 (Dresden), Ford’un ise yüzde 30 (Saarlouis) olarak belirtiyor ve silahlanma şirketleri tarafından otomobil fabrikalarının devralınması sürecini kararlılıkla ilerletmeyi öneriyor.

Böylelikle yeni kapasitelerin edinilmesi ve savaş teçhizatının seri üretime geçmesi hızlanabilir. Otomobil endüstrisinin ağırlığı azaldıkça, silahlanma endüstrisinin ağırlığı ve siyasi etkisi artıyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB, 150 milyar avroluk silahlanma programını başlatmayı kabul etti

Yayınlanma

AB başkentleri, bloğun ortak bütçesiyle desteklenen 150 milyar avroluk bir silah alımı için kredi fonu başlatma konusunda anlaştı.

AB ülkelerinin Brüksel’den borç alıp ortak alım yoluyla silah sistemleri ve platformlarına harcama yapmasına olanak tanıyacak olan bu girişim, kıtanın yeniden silahlanmasını hızlandırmak amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından bu yılın başlarında önerilmişti.

Kararı bilen üç yetkili, Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, paranın nasıl harcanacağına ilişkin ayrıntılar üzerinde aylarca süren pazarlıkların ardından, pazartesi sabahı başkentlerden siyasi mutabakat sağlandığını söyledi.

Yetkililer, anlaşmanın çarşamba günü resmi olarak imzalanacağını belirtti.

150 milyar avroluk fondan AB dışındaki ülkelerin yararlanıp yararlanmayacağı henüz belli değil. Birleşik Krallık, Norveç, Türkiye, Kanada gibi ülkelerin savunma sektörlerinin de ilgili fona ilgi gösterdiği biliniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English