Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya ‘savaşa hazır olmak’ için Bundeswehr’de reforma başladı

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius 4 Nisan Perşembe günü yaptığı açıklamada, Almanya’nın zor durumdaki silahlı kuvvetlerini (Bundeswehr) yeniden rayına oturtmak için hükümetin komuta kademesini yeniden düzenleyeceğini ve siber ve bilişim teknolojilerini donanma, hava kuvvetleri ve kara kuvvetleriyle eşit düzeyde tam teşekküllü bir askeri birim haline getireceğini duyurdu.

Almanya, Ukrayna savaşından bu yana derin bir değişim geçireceğini ilan etmiş ve Şansölye Olaf Scholz, yetersiz finanse edilen savunma kapasitesini yeniden inşa etmek için bir ‘dönüm noktası’ (Zeitenwende) sözü vermişti.

Benzer bir şekilde Savunma Bakanı Boris Pistorius da silahlı kuvvetleri ‘savaşa hazır’ hale getirmek için bastırdı ve göreve gelmesinin üzerinden bir yıl geçmeden bu sonbaharda ordu için yeni bir yapıyı devreye soktuğunu vurguladı.

Avrupa’da ordular asker bulamıyor

Bakan, perşembe günü, önümüzdeki altı ay içinde uygulanması beklenen değişiklikleri içeren reformlarını sundu.

Pistorius gazetecilere yaptığı açıklamada, Almanya’nın Avrupa savunmasında öncü bir rol üstlenmesi gerektiğine işaret ederek, “Amaç, Bundeswehr’i en ciddi durumda, (…) savaş durumunda bile en iyi şekilde hazırlıklı olacak şekilde yapılarında yeniden yapılandırmaktır. NATO’nun [tehditlerle mücadeledeki] rolünü yerine getirebilmesini sağlamalıyız. Bu aynı zamanda (…) Bundeswehr’i yeni ve eski bir meydan okuma olan ulusal ve ittifak savunması için kurmak anlamına da geliyor,” dedi.

Bakana göre Almanya, NATO’nun en büyük Avrupalı üyesi ve Avrupa’nın en büyük ekonomisi olarak ‘özel bir sorumluluğa’ sahip.

SPD’li bakan, “Hiç kimse NATO topraklarına saldırma fikrine kapılmamalı; biz bunu anlatmak istiyoruz,” dedi.

Pistorius, bakanlığın en önemli taleplerinden birinin, yeniden uygulamaya konulması yönünde bir karar alınması halinde, Bundeswehr’in Almanya’da zorunlu ulusal hizmet için hazır hale getirilmesi olduğunu söyledi. Berlin, 2011 yılında zorunlu askerlik hizmetinin yanı sıra askeri olmayan kurumlarda hizmet etme seçeneğini de durdurmuştu.

Savunma Bakanlığının genç yetişkinler için bir ulusal hizmet modeli önerisinin önümüzdeki haftalarda Alman siyasetçilere sunulacağını da sözlerine ekledi.

Almanya zorunlu askerliği yeniden getirmeyi düşünüyor

İsveç gibi ülkelerde olduğu gibi askerlik hizmetinin gönüllü ve cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin yerine getirileceği İskandinav modeli muhtemel bir aday olarak görülüyor.

Pistorius tarafından vurgulanan temel unsurlardan biri, yeni bir kapsayıcı Operasyonel Liderlik merkezi (Operatives Führungskommando) aracılığıyla komuta zincirinin ve müttefikler için temas noktalarının basitleştirilmesi.

Bu sayede daha önce dış ve iç savunma ile bölgesel savunma arasında bölünmüş olan ayrı liderlik merkezleri tek bir merkezde toplanacak.

Yeni ortak liderlik merkezi sadece NATO ve AB için değil, aynı zamanda federal ve eyalet düzeyinde güvenlik görevlerini yerine getiren Alman makamları ve kuruluşları için de merkezi operasyonel temas noktası olarak hizmet verecek.

Pistorius ayrıca siber ve IT departmanını, donanma, hava kuvvetleri ve orduyla eşit düzeyde, tam teşekküllü dördüncü alt kuvvet (‘Teilstreitkraft’) statüsüne yükselteceğini açıkladı.

Almanya Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer perşembe günü yaptığı açıklamada, “Siber alanı bir alt kuvvet seviyesine yükselttik ki bu alana verdiğimiz değer net bir şekilde anlaşılsın,” dedi.

Dört kuvvet de tıbbi hizmetler, lojistik ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer silahların (CBRN veya NBC) savunulması gibi kilit işlevleri içeren ortak bir Destek Sektörü (‘Unterstützungsbereich’) tarafından desteklenecek.

AVRUPA

İtalya ile birlikte dokuz AB ülkesi ‘LGBT deklarasyonu’nu imzalamadı

Yayınlanma

İtalya’nın LGBT toplulukları lehine Avrupa politikalarını teşvik eden bir bildiriyi imzalamayan dokuz AB ülkesi arasında yer alması ülke içinde geniş çaplı protestolara yol açarken hükümet bildiriyi “dengesiz” olarak nitelendirdi.

İtalya’nın “Dünya Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü”ne ilişkin bir AB deklarasyonunu imzalamayı reddetmesi hem muhalefet partileri hem de İtalyan vatandaşları arasında büyük tartışmalara yol açtı.

Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Litvanya, Letonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın yanı sıra İtalya da LGBT haklarını korumayı ve ayrımcılıkla mücadele etmeyi amaçlayan belgeyi onaylamaktan vazgeçti.

Deklarasyon, imzacı devletlere LGBT bireylere yönelik ulusal stratejiler uygulama ve yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından Eşitlikten sorumlu yeni bir AB Komiseri atama taahhüdünde bulunma yükümlülüğü getiriyor.

İtalya Aile Bakanı Eugenia Roccella hafta sonu Il Messaggero’ya verdiği bir mülakatta hükümetin tutumunu savunarak belgenin “çok dengesiz” olduğunu ifade etti.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisine mensup Roccella, “Herkes kimi sevmek ya da kiminle cinsel ilişkiye girmek istediğini seçebilir. Fakat belgede savunulan ‘kim olmak istiyorsan o ol’ özgürlüğü ideolojik bir kısıtlama ve gerçekliğin inkârıdır çünkü bedenin ve cinsel bağlılığın gerçekliği sonuna kadar değiştirilemez,” dedi.

Bakan, “Bence sözde toplumsal cinsiyet ikiliği geçerli olmaya devam etmelidir: Kadınlar vardır ve erkekler vardır. Ebeveynliğin ve insanlığın devamlılığının dayandığı antropolojiyi korumak istiyoruz çünkü kadın ve erkeği ortadan kaldırırsanız, ebeveynlik de değişir ve artık çocuk sahibi olunmazsa şaşırmamalısınız,” dedi.

Aile Bakanı, Roma’nın cinsiyet değiştiren kişilerin topluma dahil edilmesini desteklediğini ve transfobiye karşı çıktığını fakat temel insan paradigmasını değiştirme çabalarını reddettiklerini açıkladı.

Bakan sözlerini, “Sadece biyolojiyi değil, kadın ve erkek arasındaki cinsiyet farkına dayanan bedeni de inkar etmeye çalışıyorlar,” diyerek bitirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, Rusya ve Belarus ile sınırını güçlendirmek için 2,3 milyar avro harcayacak

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk cumartesi günü yaptığı açıklamada, Polonya’nın Rusya ve Belarus ile olan doğu sınırı boyunca güvenliği artırmak için 2,3 milyar avro yatırım yapmayı planladığını duyurdu.

Polonya lideri düzenlediği basın toplantısında, “Belarus ve Rusya ile olan sınırımızın güvenliği için 10 milyar zloti (2,3 milyar avro) yatırım yapacağız,” dedi.

Tusk bunun Polonya’nın güvenliğine ve “her şeyden önce güvenli bir doğu sınırına” yapılacak bir yatırım olacağını savundu.

Ülkesinin hem NATO’nun hem de Avrupa Birliği’nin doğu kanadındaki stratejik konumunu vurgulayan Tusk, Varşova’nın Avrupa güvenliği konusundaki sorumluluğunun altını çizdi.

Tusk, “Polonya’nın sınırını barış zamanlarında güvenli, savaş zamanlarında ise düşman için geçilmez kılmak için bu çalışmalara başladık,” dedi.

Varşova 2021 yılında Minsk’i binlerce belgesiz göçmeni sınırdan AB’ye sokmakla suçlamış, Belarus ise bu suçlamaları reddetmişti. Tusk geçtiğimiz hafta sonu, Minsk’in Polonya’ya karşı giderek daha agresif bir tutum sergilemesi nedeniyle Başbakan Aleksandr Lukaşenko yönetiminin “bu uygulamayı ortaklaşa organize ettiği” yönündeki inancını yineledi.

Polonya Basın Ajansı’nın haberine göre Tusk 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Polonya’nın Belarus’tan gelen yasadışı göç konusunda “hibrit bir savaşla” karşı karşıya olduğunu söyledi. ve “Polonya’nın güvenliği söz konusu olduğunda fonların sınırı olmayacaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Gürcistan Cumhurbaşkanı Zurabişvili, ‘yabancı acenta’ yasasını veto etti

Yayınlanma

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım tehditlerini beraberinde getiren ve geçen hafta parlamentoda üçüncü okumada da kabul edilen ‘Yabancı Etkinin Şeffaflığı’ yasa tasarısını veto etti.

Zurabişvili, milletvekillerine gönderdiği mektupta ‘bu yasanın Rusya’daki yasanın ruhunu tekrarladığını’, ‘özü ve ilkeleri Gürcü halkının iradesine aykırı olduğu için Gürcü ve demokratik olmadığını’ iddia etti.

Kamu yayın kurumu 1TV‘nin aktardığına göre Zurabişvili, “Bu yasayı ılımlılaştırmak mümkün değil. Yasa içeriği itibariyle tamamen anayasaya; Gürcü ve Avrupa demokrasisine aykırı,” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı, “Dolayısıyla, değişiklikler yoluyla ılımlılaştırılması mümkün değil. Özü, içeriği ve ilkeleri kabul edilemez. Buna göre, yasanın yürürlükten kaldırılması alternatifsizdir ve halkın iradesini temsil etmektedir. Yukarıda belirtilenler ışığında, yasanın mümkün olan en kısa sürede, yürürlüğe girdiği günün ertesinde yürürlükten kaldırılmasını öneriyorum,” dedi.

Daha önce Zurabişvili, parlamentonun üç okumada kabul ettiği tasarıyı veto edeceği taahhüdünü vermişti.

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobahidze ise, cumhurbaşkanının motive edici yorumlarının kabul edilebilir olması halinde parlamentonun vetoyu destekleyebileceğini dile getirmişti.

Parlamento, Cumhurbaşkanı’nın vetosunu oy çokluğuyla aşarsa yasa, iki madde hariç yürürlüğe girebilir.

Gürcistan’ın ‘yabancı acenta’ yasası: Brüksel neden şeffaflığı sevmiyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English