Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Birleşik Krallık ile AB arasında ‘göçmenleri geri gönderme’ gerilimi

Yayınlanma

Fransa’nın Manş Denizi’nden geçen göçmenlerini geri almayı reddetmesine rağmen İrlanda’nın sığınmacıları Britanya’ya gönderme sözü vermesinin ardından, Birleşik Krallık hükümeti AB’yi çifte standart uygulamakla suçladı.

Tartışma, İrlandalı bakanların, Ruanda’ya sınır dışı edilmemek için Birleşik Krallık’tan gelen mültecileri geri göndermek üzere acil durum yasaları hazırlayacaklarını açıklamalarının ardından patlak verdi.

Fakat Muhafazakâr Partili bakanlar, Manş Denizi üzerinden küçük teknelerle gelen sığınmacıları Fransa’ya geri gönderemedikleri için bu öneriyi ‘umutsuz girişim’ olarak değerlendiriyor.

The Telegraph’a konuşan Birleşik Krallık hükümetinden bir kaynak, “AB, sığınmacıları Fransa’ya geri gönderebileceğimizi kabul edene kadar İrlanda üzerinden AB’den herhangi bir sığınmacı iadesini kabul etmeyeceğiz. Tamamen Ruanda planımızı hayata geçirmeye odaklanmış durumdayız ve teknelerin Manş Denizini geçmesini engellemek için Fransızlarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.

Dün Daily Mail gazetesi, uluslararası öğrenci, işçi ve ziyaretçilerin ‘arka kapıdan’ Birleşik Krallık’ta kalabilmek için sığınma talebinde bulunduklarını bildirmişti.

Gazete tarafından elde edilen rakamlar, Mart 2023’e kadar olan yılda vize sahipleri tarafından 21.525 sığınma talebinde bulunulduğunu ve bunun yıllık yüzde 154’lük bir artışa tekabül ettiğini gösterdi.

Londra-Paris geri kabul anlaşması geçersiz

Pazartesi günü, İçişleri Bakanlığı Ruanda’ya sınır dışı edilmek üzere sığınmacıları gözaltına almaya başlayacak. Hükümet ilk uçuşların yaz aylarında gerçekleşmesini umuyor.

Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Lord Cameron, kaçakçılık çetelerinin çökertilmesine yardımcı olmak ve insanların Manş Denizini geçerek tehlikeli bir yolculuğa çıkmalarını engellemek amacıyla Fransa ile yapılan göçmen geri dönüş anlaşmasının Brexit sonrasında ‘mümkün olmadığını’ belirtmişti.

Bakana göre şu anda içinde bulunulan durum, Başbakan olduğu dönemde yürürlükte olan, göçmenlerin Britanya’ya vardıklarında Fransa’ya geri gönderilmelerini öngören anlaşmanın tekrarlanamayacağı anlamına geliyor.

İrlanda: Ruanda planı nedeniyle sığınma başvuruları arttı

Geçtiğimiz hafta İrlanda Başbakan Yardımcısı Micheal Martin, Birleşik Krallık’ın Ruanda politikasının İrlanda’yı etkilediğini” çünkü insanların Birleşik Krallık’ta kalmaktan korktuklarını ve bunun yerine İrlanda’da sığınma aradıklarını söylemişti.

Harris’in açıklamalarının ardından İrlanda Adalet Bakanı Helen McEntee pazar günü ulusal yayın kuruluşu RTE’de sığınmacıları Britanya’ya geri gönderme planını tartıştı.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, artan göç rakamları nedeniyle artan kamuoyu baskısıyla karşı karşıya olduğu için önerilerin bu hafta kabinesine getirilmesini istedi.

Birleşik Krallık’ın Kuzey İrlanda Bakanı Chris Heaton-Harris’in pazartesi günü üst düzey İrlandalı yetkililerle bir araya gelerek Londra’nın tutumunu netleştirmesi bekleniyor.

Brexit öncesi iltica yapısı artık geçerli değil

Brexit’ten önce göçmenlerin AB ülkelerine geri gönderilmesi Dublin Anlaşması ile düzenleniyordu ve bu anlaşma uyarınca göçmenler varış noktalarına ulaşmadan önce geçtikleri güvenli bir üçüncü ülkeye geri gönderilebiliyorlardı.

Bu, Birleşik Krallık’tan İrlanda’ya giden sığınmacıların ya da Fransa’dan Birleşik Krallık’a ulaşan göçmenlerin, güvenli bir üçüncü ülkeden, yani Birleşik Krallık ya da Fransa’dan geçtiklerinin gösterilmesi halinde geri gönderilebilecekleri anlamına geliyordu.

Fakat Birleşik Krallık AB’den ayrılırken bu uygulamadan da ayrıldı ve Brexit görüşmeleri sırasında bu anlaşmanın devamı niteliğinde bir anlaşma imzalanmadı; yani AB ülkeleri ile Birleşik Krallık arasında resmi bir geri kabul anlaşması bulunmuyor.

Bununla birlikte Brexit sonrasında Birleşik Krallık ile İrlanda arasında, İrlanda’nın sığınmacıları Birleşik Krallık’a geri gönderebileceği yönünde bir düzenleme yapılmıştı. 

Ne var ki İrlanda Yüksek Mahkemesi geçtiğimiz ay, İrlanda hükümetinin Birleşik Krallık’ı sığınmacıları geri gönderebileceği ‘güvenli üçüncü ülke’ olarak ilan etmesinin, Ruanda Yasa Tasarısı nedeniyle hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Hükümetin acil yasa teklifi bu kararı bozmayı amaçlıyor.

DİPLOMASİ

Almanya, ülkeye eğitime gelen Ukraynalı askerleri, Nazi sembolleri kullandıkları için sınır dışı etti

Yayınlanma

Alman hükümeti, ülkede eğitim gören yedi Ukraynalı askeri Nazi sembolleri kullandıkları gerekçesiyle sınır dışı etti.

Federal Meclis’in (Bundestag) internet sitesinde yer verilen açıklamada, Berlin’in aynı zamanda Ukrayna’daki olası barış sürecine karşı Ukraynalı milliyetçilerden kaynaklanan herhangi bir tehdit görmediği öne sürüldü.

Açıklamada, Alman Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr) tarafından yürütülen eğitimler kapsamında Ukraynalı askerlere verilen eğitimin, askerlerin neo-Nazi sembolleri taşıdığının fark edilmesinin ardından derhal durdurulduğu kaydedildi.

Aynı zamanda açıklamada, sözü edilen askerlerin tamamının ülkelerine geri gönderildiği bildirildi.

Federal Meclis, ülkeye gelen tüm Ukraynalı askerlere yasaklı sembolleri sergilememeleri yönünde talimat verildiğini de sözlerine ekledi.

Alman Savunma Bakanlığı’nın 19 Eylül 2023 tarihinde yaptığı açıklamaya göre, ülke topraklarında Rusya’nın Ukrayna’daki askeri müdahalesinin başlamasından bu yana yaklaşık 7 bin Ukraynalı asker eğitim gördü.

Bu kapsamda 2023 yılı sonuna kadar 10 bin Ukraynalı askerin eğitilmesi bekleniyordu. Mayıs ayı başında da Ukraynalı askerlerin Almanya’da Patriot hava savunma sistemleri konusunda altı ila dokuz ay sürecek bir eğitime tabi tutulacağı bildirilmişti.

Bild: Almanya, Ukrayna’ya savaşa uygun olmayan ve şişirilmiş fiyatla aldığı zırhlı araçları gönderdi

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD, Ukrayna ile Harkov’a Patriot sistemlerinin konuşlandırılmasını görüşüyor

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, dün Kiev’de Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba ile bir araya geldi. Blinken, açıklamasında tarafların Kiev’e yeni silah teslimatlarını görüştüklerini söyledi.

Ukrayna makamlarının Rusya’ya karşı nasıl mücadele edeceklerine kendilerinin karar vermesi gerektiğini savunan Blinken, ABD’nin Ukrayna’nın kazanmasını istediğini ve bu amaçla ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamaya hazır olduğunu belirtti.

Kuleba ile düzenlediği ortak basın toplantısında Blinken, “Patriot sistemlerine ve diğer hava savunma sistemlerine büyük önem veriyoruz ve bunları bulup Ukrayna’ya teslim etmeye çalışıyoruz. Harkov, tabii ki önceliklerimizden biri,” dedi.

12 Mayıs’ta Genelkurmay Başkanı Aleksandr Sırskiy, Harkov oblastındaki Ukrayna birliklerinin ‘zor durumda’ olduğunu bildirmişti.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de Rusya ordusunun Harkov’daki ilerleme kaydettiğini kabul etmişti.

Zelenskiy, ayrıca yeni silah sevkiyatlarının ardından Rus saldırısını durduracakları konusunda teminat vermişti.

Blinken, ayrıca bu hafta ABD’den Ukrayna’ya yeni bir silah sevkiyatı yapıldığını duyurdu.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Eski Avustralya Başbakanı Morrison: Trump AUKUS’a tam destek veriyor

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı Donald Trump, New York’ta “sus payı” davası için mahkemeye çıktıktan saatler sonra eski Avustralya Başbakanı Scott Morrison ile yaptığı özel görüşmede AUKUS denizaltı anlaşmasına destek verdiğini söyledi.

Morrison, bu yılın başlarında Avustralya parlamentosundan ayrılarak eski CIA şefi ve Trump döneminde ABD Dışişleri Bakanlığı yapan Mike Pompeo tarafından yönetilen bir savunma şirketine katılmıştı.

Morrison, New York’taki Trump Tower’da eski başkanın yanında durduğu bir fotoğrafla birlikte X’te, “Salı gecesi eski başkan Donald Trump ile New York’taki özel konutunda bir araya gelmekten memnuniyet duydum. Tekrar görüşmek güzeldi, özellikle de şu anda ABD’de uğraştığı dertler göz önüne alındığında. Ayrıca sıcak bir şekilde karşıladığı AUKUS’u tartışmak için de iyi bir fırsat oldu,” dedi.

Morrison, “Siyaset adalet sistemine sızmaya başladığında… ya da demokrasinin önemli bir parçası olan kurumlar siyasete alet edildiğinde, bu demokrasi için iyi bir gün değildir,” diyerek Trump hakkındaki davaların siyasi olduğunu söyledi.

Morrison yeni kitabının tanıtımı için ABD’de bulunuyor. Kitabın önsözünü ise Trump’ın başkan yardımcılığını yapan Mike Pence yazdı.

Trump’ın AUKUS’a verdiği açık desteğin, göreve dönmesi halinde tartışmalı denizaltı anlaşmasına ne olabileceği konusundaki endişeleri gidermesi muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English