Avrupa
Britanya İçişleri Bakanı Braverman görevden alındı

Britanya’da tartışmaların odağındaki İçişleri Bakanı Suella Braverman, Başbakan Rishi Sunak tarafından görevden alındı. BBC ve The Telegraph ayrı ayrı kaynaklara dayanarak kararı duyurdu.
Braverman, geçen hafta Londra polis müdürünün Mütareke Günü olan Cumartesi günü Filistin yanlısı bir yürüyüşe izin vermesinin ardından The Times’a bir makale yazarak polisin ‘çifte standartlarına’ karşı sert bir saldırı başlatmış ve polis şefi Mark Rowley’i üstü kapalı bir şekilde eleştirmişti.
Braverman, ismi açıklanmayan polis şeflerinin kamu güvenliğini sağlamaktan ziyade bu tür ‘çetelerle’ mücadele ederek ‘tepki çekmekten’ kaçınmayı daha çok önemsediklerini iddia etmişti.
Eski bakan, “Saldırganlık yapan sağcı ve milliyetçi protestoculara haklı olarak sert bir karşılık verilirken, neredeyse aynı davranışları sergileyen Filistin yanlısı kalabalıklar, yasaları açıkça ihlal etseler bile neden büyük ölçüde görmezden geliniyor? Bu çifte standarda dikkat çeken görevdeki ve eski polis memurlarıyla konuştum,” diye yazmıştı.
Sunak, Braverman’dan rahatsızdı
Rowley Salı günü, günlerdir süren yoğun siyasi baskılara meydan okuyarak, 1986 tarihli Kamu Düzeni Yasasının 13. maddesi uyarınca Cumartesi günkü Filistin yanlısı yürüyüşü yasaklamak için yeterli gerekçe olmadığını söylemişti.
Braverman’ın makalesinin Başbakanlık tarafından ‘düzeltilmek’ istendiği ama eski bakanın bunu kabul etmediği iddia edilmişti.
Başbakan Sunak da, Mütareke Günü’nde Londra sokaklarında polis ve sağcı gruplar arasında şiddetli çatışmaların patlak vermesinin ardından Braverman’ı görevden alması için baskı altındaydı.
İşçi Partisi ve bazı Muhafazakârlar istifa istiyordu
Braverman Pazar günü, gözaltıların çoğu Cumartesi günü Cenotaph’taki aşırı sağcı bir karşı-protesto ile bağlantılı olmasına rağmen, Filistin yanlısı büyük bir yürüyüşe yönelik eleştirilerini artırdı. İçişleri Bakanı, polisin 300.000 kişinin katıldığını tahmin ettiği Filistin yanlısı gösteride ‘hastalıklı, kışkırtıcı ve bazı durumlarda açıkça suç teşkil eden sloganlar, pankartlar ve gereçler’ görüldüğünü ileri sürdü.
Polis, 145 gözaltının büyük çoğunluğunu sağcı karşı-gösterilere katılan kişilerin oluşturduğunu söyledi. Karşı-gösteride bazı kişiler İngiltere bayraklarına bürünüp Cenotaph’taki polis hatlarını aşmaya çalıştı.
Braverman İşçi Partisi lideri Sir Keir Starmer tarafından ‘nefret tohumları’ ekmekle suçlanırken, İşçi Partili Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan şiddetin Braverman’ın söz ve davranışlarının ‘doğrudan sonucu’ olduğunu ileri sürdü.
Üst düzey Muhafazakârlar da eleştirilere katıldı. Financial Times’ın aktardığına göre Muhafazakar Partili eski bir bakan, “Gitmesi gerekiyor. Şiddeti kışkırtıp kışkırtmadığına bakılmaksızın, sorumlu tutulacaktır. O içişleri bakanı. Daha iyisini bilmeli,” dedi.
Braverman polise teşekkür etti
Braverman ise Pazar günü eleştirilerini Filistin yanlısı gösteriye odakladı ve polise ‘dün Londra’da protestocuların ve karşı protestocuların şiddet ve saldırganlığı karşısında gösterdikleri profesyonellik’ için teşekkür etti.
Yardımcıları, Kraliyet Savcılığının bu tür davalarda kovuşturma açmakta zorlandığı yönündeki endişeleri gidermek için bir inceleme yapıldığını açıklarken, bakan ‘daha fazla eylemin’ gerekli olduğunu ileri sürdü.
The Telegraph’ta yer alan habere göre, Dışişleri Bakanı James Cleverly’nin yeni İçişleri Bakanı olabileceği konuşuluyor. Bugün yaşanan bir diğer önemli gelişme ise, eski Birleşik Krallık Başbakanı ve Muhafazakârların lideri David Cameron’ın da başbakanlığın bulunduğu Downing Street’e gelmesi oldu.
Avrupa
Fransız silah şirketi yöneticisinden ‘deregülasyon’ çağrısı

Fransız barut devi Eurenco’nun CEO’su Thierry Francou Euractiv’e verdiği mülakatta, AB’nin savunma firmalarının Avrupa çapında hızlı bir şekilde üretim yapabilmeleri için çevresel bürokrasiden kurtulması gerektiğini savundu.
“Barış zamanı düzenleyici çerçevesiyle çalışıyoruz,” diyen Francou, AB genelindeki mevcut planlama kurallarının blok çapında bir savunma sanayi atılımının ihtiyaçlarına uygun olmadığını sözlerine ekledi.
Kıta genelinde yeni askeri donanım tesislerine milyarlarca avro yatırım yapılması ve füze ve mermi talebindeki artışla birlikte sektör, devlet siparişlerine ayak uydurmakta zorlanıyor.
Francou’nun deregülasyon çabası, Avrupa’nın önümüzdeki yıllarda zorlu çevre standartlarından ödün vermeden daha güçlü bir savunma varlığı geliştirmekte karşılaşacağı zorlukların altını çiziyor.
Eurenco kısa bir süre önce Fransa’nın Bergerac kentinde 2007 yılında kapatılan bir toz fabrikasını yeniden açmıştı. Amaç, Fransa’nın kendi yerli silah üretimini artırmaya yardımcı olmak ve şirketin üretim zincirinin parçalarını bir araya getirmekti.
Fakat savunma yöneticisi, yeni bir üretim hattı açmanın kolay bir iş olmadığını, özellikle de AB’nin ağır düzenleyici kısıtlamaları nedeniyle kolay olmadığını söylüyor.
Kurallar “vahşi yaşamı korumayı” ve aynı zamanda yüksek derecede patlayıcı malzemelerin kullanımıyla ilişkili kirlenme veya büyük yangınlardan kaçınmayı hedefliyor.
Eurenco, İsveçli Saab ve Fransız Thales gibi şirketlere tedarik sözleşmeleri bulunan Avrupa’nın önde gelen barut üreticilerinden biri.
Fransa, Belçika ve İsveç’te tesisleri bulunan şirket, barut üretimini artırmak için daha önceki Mühimmat Üretimini Destekleme Yasası (ASAP) kapsamında Avrupa Komisyonu’ndan 47 milyon avro sübvansiyon aldı.
Francou, siparişlerdeki artışı karşılamak için şirketinin Bergerac’taki barut üretimini yılda 1.200 tona çıkarmayı planladığını ve daha sonra bunu kademeli olarak 1.800 tona çıkarmayı hedeflediğini söyledi.
Eurenco’nun üç yıllık toplam 650 milyon avroluk bir yatırım planı var.
Savunma teçhizatı üretmenin riskleri de beraberinde getirmesi şaşırtıcı değil. 2022 yılında, Bergerac’ta nitroselüloz üreten ve AB’nin sanayi tesislerindeki kazaları kontrol altına almayı amaçlayan SEVESO III Direktifinde ‘üst düzey kuruluş’ olarak sınıflandırılan başka bir tesisteki binalardan biri patladı ve sekiz kişi yaralandı.
Daha sonra Eurenco’nun yeniden açılan Bergerac tesisinde barut üretmek için genişletme çalışmalarına başlaması, bölgeyi kapsayan on iki aylık derinlemesine bir biyoçeşitlilik çalışması nedeniyle bir yıl sürdü. CEO, ulusal yasaların bunu gerektirdiğini söyledi.
Yönetici, SEVESO III’e uymanın Avrupa’da sıfırdan bir savunma fabrikası kurmayı “neredeyse imkansız” hale getirdiğini de sözlerine ekledi.
Francou’ya göre en iyi çözüm, halihazırda SEVESO statüsü onaylanmış fabrikalarda kapasiteyi en üst düzeye çıkarmak, ama bu “zor olmaya devam ediyor”.
“Savaşta olsaydık, bu konular artık geçerli olmazdı,” diyen Francou, şu anda savunma üretim hattı genişletmelerini hızlandırmak için herhangi bir muafiyet bulunmadığını da sözlerine ekledi.
İş barutla da bitmiyor. Savunma sanayii, mühimmat üretimi için kimyasallara ve özellikle de nitrik aside bağımlı. Fakat Francou, ağır düzenlemelerin üreticileri Avrupa dışına ittiğini savunuyor.
Komisyon’un, bloğun savunma tedarik zincirini koruma planının bir parçası olarak bu konuyu ele alması gerektiğini savunan Francou, “Kimyasallar olmadan barut yapma kapasitemiz olmaz, barut olmadan da mühimmat yapamayız,” dedi.
Avrupa
İtalya NATO’nun %2’lik savunma harcaması hedefini karşılamaya hazır

İtalya savunma harcamalarını GSYİH’nin %2’sine çıkarmaya hazırlanırken bir yandan da mali disiplini korumayı hedefliyor.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani cuma günü yaptığı açıklamada İtalya’nın NATO’nun GSYİH’nin %2’si oranındaki savunma harcaması hedefini karşılamaya hazırlandığını belirterek, “Başbakan tarafından yakında resmi bir açıklama yapılacak,” dedi.
Tajani, “Bu aldığımız siyasi bir karardır. Bu, ABD’den gelen ve meşru olan çağrılara doğrudan bir yanıttır. Avrupa’nın güvenliğinden sadece kendilerinin sorumlu olamayacağını söylediklerinde haklıdırlar,” diye konuştu.
Tajani bu hamleyi sadece NATO taahhütlerine bir yanıt olarak değil, aynı zamanda daha geniş bir stratejik vizyonun parçası olarak değerlendirdi.
Bakan, “Bu, İtalya’nın kendi güvenliğine daha fazla yatırım yapmaya ve NATO’nun Avrupa ayağında öncü bir rol üstlenmeye hazır olduğunun bir işaretidir. Ortak bir Avrupa savunmasının nihai hedefimiz olması gerektiğine inanıyorum,” diye ekledi.
Tajani %2’lik eşiğin son söz olmayabileceğini de kabul etti ve tüm Avrupalı müttefiklerden daha fazla çaba göstermelerinin isteneceğinin de farkında olduklarını söyledi.
Tajani, “Daha fazla harcama yapmak, daha iyi koordine olmak ve özellikle endüstriyel düzeyde daha farklı çalışmak şart olacak,” dedi.
Halihazırda İtalya, 2025 bütçesinde savunmaya ayırdığı GSYİH’nin %1,57’si ile İttifak’ın en düşük harcama yapan ülkeleri arasında yer alıyor. Haziran 2024’te açıklanan NATO tahminlerine göre İtalya, o yıl %2’lik hedefi tutturması beklenmeyen 31 üye ülkeden sekizinden biriydi.
Meloni hükümeti, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in AB’nin mali çerçevesi kapsamında savunma yatırımları için bir koruma maddesi getirilmesi önerisini memnuniyetle karşıladı ki bu İtalya’nın uzun süredir savunduğunu iddia ettiği bir reformdu.
Fakat Ekonomi Bakanı Giancarlo Giorgetti, Roma’nın AB’nin İstikrar ve Büyüme Paktını askıya almak için ulusal koruma maddesini harekete geçirmeden NATO’nun hedefini karşılamayı amaçladığını açıkça belirtti.
Cumartesi günü Varşova’da düzenlenen gayriresmi “Ecofin” zirvesinde konuşan Giorgetti, “Amaç mali sorumluluğu sürdürürken taahhütlerimizi yerine getirmek,” dedi.
Avrupa
Merz: Almanya Ukrayna’ya Taurus füzeleri göndermeye hazır

Almanya’nın Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus füzeleri göndermeye hazır olduğunu söyleyen ülkenin müstakbel şansölyesi Friedrich Merz, Kiev’in ön plana çıkarılması ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in taviz vermeye zorlanması gerektiğini savundu.
Önümüzdeki ay Avrupa’nın en büyük ulusunun lideri olarak göreve başlayacak olan CDU lideri Merz, pazar günü Ukrayna’nın Sumı kentine yapılan Rusya saldırısını “ciddi bir savaş suçu” olarak kınadı ve Kiev’in çatışmada “öne geçmek” için yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Almanya’nın Ukrayna’ya uzun süredir talep ettiği Taurus füzelerini tedarik etmesi için daha önce yaptığı çağrıyı yerine getirip getirmeyeceği sorulduğunda, Avrupalı müttefiklerle koordinasyon içinde yapılması halinde bunu yapmaya istekli olduğunu söyledi.
Pazar gecesi kamu yayın kuruluşu ARD’ye verdiği demeçte, “Avrupalı ortaklarımız halihazırda seyir füzeleri tedarik ediyor. İngilizler bunu yapıyor, Fransızlar yapıyor ve Amerikalılar da zaten yapıyor. Bu konuda ortak bir mutabakata varılması gerekiyor ve eğer anlaşmaya varılırsa, o zaman Almanya da katılmalıdır,” dedi.
Merz, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ile Ukrayna arasında bir barış anlaşması yapma çabalarına atıfta bulunarak Putin’in “zayıflığa ve barış tekliflerine olumlu yanıt vermeyeceği” iddiasında bulundu.
Sumı’daki saldırının “Putin’in kendisiyle ateşkes hakkında konuşanlara yaptığı şey” olduğunu söyleyen Merz, “Bir noktada [Putin] bu savaşın umutsuzluğunu kabul etmeli, bu da Ukrayna’ya yardım etmemiz gerektiği anlamına geliyor,” diye ekledi.
Almanya’nın görevden ayrılan şansölyesi SPD’li Olaf Scholz, Kiev ve müttefiklerinin Ukrayna silahlı kuvvetlerine köprü ve sığınak gibi yapılara büyük hasar verebilen akıllı bir savaş başlığı sistemine sahip Taurus füzeleri tedarik etme taleplerini defalarca reddetmişti. Scholz, Kiev’e Taurus füzeleri tedarik etmenin Rusya-Ukrayna çatışmasında “büyük bir tırmanma riski” taşıyacağını söylemişti.
Avrupalı füze üreticisi MBDA ve İsveçli Saab’ın ortak girişimiyle inşa edilen Taurus sisteminin 500 km’den fazla menzili, İngiliz ve Fransızlar tarafından tedarik edilen Storm Shadows ve ABD tarafından sağlanan Army Tactical Missile System’den (ATACMS) daha uzun ve Ukrayna silahlı kuvvetlerinin cephe hattının ötesine saldırmasına olanak tanıyacak.
Şubat ayındaki federal seçimlerden birinci parti olarak çıkan merkez sağ Hıristiyan Demokratların (CDU) lideri Merz, bu tutumu eleştirerek geçtiğimiz ekim ayında Scholz’u Putin’e bir ültimatom vermeye ve Ukrayna’daki sivil altyapıya yönelik saldırıları durdurmaması halinde silahları 24 saat içinde teslim etme sözü vermeye çağırmıştı.
Merz sadece Taurus füzelerini tedarik etmeye istekli olduğunu belirtmekle kalmadı, aynı zamanda bunların Rusya’yı Kırım’a bağlayan Kerç köprüsü gibi hedefleri vurmak için kullanılabileceğini de öne sürdü.
Ne var ki, Merz’in koalisyon ortakları Sosyal Demokratların (SPD) Taurus füzelerinin tedarik edilmesini destekleyip desteklemeyeceği belirsiz. Partinin eş lideri Lars Klingbeil geçen hafta Merz ile koalisyon anlaşmasını açıklarken “cesur Ukraynalıların” yanında durma sözü verdi.
Fakat Klingbeil, parlamentodaki partisinin bazı üyeleri ve bu hafta koalisyon anlaşmasını onaylayıp onaylamama konusunda oylamaya başlayacak olan bazı SPD üyeleri arasında Ukrayna ihtilafı konusunda derin bir ihtiyatla mücadele etmek zorunda.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 3
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan’ın Trump stratejisi işe yarıyor mu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
‘Sonluluklar’ kapitalizmi: Ne savaş, ne barış
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Görüş1 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Dünya Basını2 hafta önce
HTŞ katliamlarından kurtulan Suriyeliler ölüm ve yıkımı anlatıyor
-
Görüş1 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4