Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

‘Dolarsızlaşma’ neden tüm BRICS ülkelerinden destek bulmadı?

Yayınlanma

Geçen hafta Rusya’nın Kazan kentinde sergilenen birlik havasına rağmen, BRICS liderleri, doların küresel finans sistemindeki rolünü azaltma konusunda bölünmüş durumdaydı. Analistler, bu jeopolitik farklılıkların blok genişledikçe daha belirgin hale gelebileceğini söylüyor.

Perşembe günü sona eren zirvede, BRICS’in ilk üyeleri olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni tam üye olarak kabul etti. Ayrıca, BRICS’in etki alanını genişletmek amacıyla 13 ülke daha “ortak ülke” olarak davet edildi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de aralarında bulunduğu liderler, çevre koruma, finansal reform ve küresel çatışmaların çözümü gibi konularda iş birliği üzerinde ortak bir zemin bulmuş gibi görünüyordu. Xi ve Putin’in perşembe günü gerçekleştirdiği ve tokalaşmayla sona eren yan görüşme, içeriği konusunda merak uyandırdı.

Quincy Enstitüsü’nün Küresel Güney Programı direktörü Sarang Shidore, South China Morning Post (SCMP) gazetesine verdiği demeçte, BRICS ülkelerinin yeşil korumacılık ve Dünya Ticaret Örgütü’ndeki “felç hali” gibi konularda birleştiğini belirtti.

Shidore, bu durumun “ABD’ye yönelik açık eleştiriler” olduğunu ve dünyanın sadece jeopolitik değil, aynı zamanda iklim ve enerji geçişi temelinde de parçalandığını yansıttığını söyledi.

Uzman, “Bu parçalanma eğilimleri BRICS gibi forumlarda dikkate alınıyor ve giderek daha fazla eleştiriliyor,” diye ekledi.

Ancak bu birliktelik, Rusya’nın dünyanın finansal sistemini ABD dolarından ayırma teklifine yansımadı.

Shidore’a göre, diğer ülkeler Amerikan dolarının uluslararası ticaretteki hakimiyetinden hoşlanmasa da “alternatif bir sistem oluşturmanın fayda-maliyet analizine baktıklarında, karşılarında pek çok engel buluyorlar: İçsel, jeopolitik, teknik engeller ve tabii ki güçlü bir ABD misillemesinden duyulan korku.”

Rusya, Batı’nın Ukrayna işgali nedeniyle uyguladığı yaptırımlarla ortaya çıkan finansal engelleri aşmak amacıyla, BRICS Köprüsü adında alternatif bir uluslararası ödeme sistemi öneriyor.

Bu engeller arasında, uluslararası ödeme mesajlaşma platformu olan SWIFT’ten koparılmak da bulunuyor.

Perşembe günü Kazan’da konuşan Putin, “herhangi bir dikteye tabi olmayan, güvenilir alternatif çok taraflı finansal mekanizmalar ve tedarik zincirleri oluşturmanın şart olduğunu” söyledi.

BRICS liderleri, sınır ötesi ödemelerin iyileştirilmesi, yerel para birimlerinin işlemlerde kullanımının teşvik edilmesi gibi konularda ortak bir açıklama yaptı ve bu yolda bir adım attılar.

Ayrıca, bağımsız bir sınır ötesi ödeme ve saklama altyapısı kurulmasının fizibilitesini araştırma kararı aldılar.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde kıdemli bir politika uzmanı olan Agathe Demarais, gazeteye yaptığı açıklamada, dijital para birimlerinin Batı’nın finansal yaptırımlarını aşmak ve SWIFT ile Amerikan dolarına olan bağımlılığı azaltmak için bir araç olarak kullanılmasına yönelik artan bir ilginin olduğunu dile getirdi.

Demarais, “Bu dijital para birimlerinin Batı’nın ekonomik yaptırım araçlarına, yaptırımlara karşı bağışıklık kazanmış gibi görünmesi, onları cazip hale getiriyor,” değerlendirmesini yaptı.

Ancak Demarais, BRICS’in finansal araçlarının yaygın bir şekilde benimsenmesinin zor olduğunu belirtti, çünkü doların hakimiyeti “kökleşmiş” ve küresel işlemlerin yüzde 80’inden fazlasını oluşturuyor.

Uzman, “BRICS grubu, çok farklı ekonomilere sahip ve çeşitli jeopolitik hedefleri olan eklektik bir ülke karışımından oluşuyor. Bu durum, grubun finansal ve parasal entegrasyonu derinleştirme konusundaki iddialı vaatlerinin önünde büyük bir engel teşkil edecek,” dedi.

Shidore de aynı görüşteydi ve BRICS üyelerinin bu fikirde Rusya’nın arkasında sıralanmadığını belirtti:

“Rusya’nın istediği, herkesin dolardan ayrılıp bu platformu kullanmaya başladığı büyük kapsamlı sistem, şu anda oldukça idealist bir öneri. BRICS içindeki siyasi dinamikler bununla uyumlu değil. Çin’in bile bunu tamamen benimseyeceğini sanmıyorum, çünkü ABD ile yavaş da olsa ilerleyen bir diyaloğu var.”

Ülkelerin acil olarak alternatif bir sistem geliştirme ya da “yerel para birimleriyle daha sınırlı bir şekilde deney yapmaya devam etme” konusunda bölündüğünü ifade eden Shidore, “Rusya belki de bu konuda en radikal devlet, ancak genel olarak BRICS grubu, mevcut küresel kurumların daha açık, daha temsilci ve daha etkili olmasını istiyor ve verilen mesaj bu,” diye ekledi.

Brezilya, Venezuela’nın BRICS üyeliğine destek vermiyor

DİPLOMASİ

Zelenskiy: Ukrayna’nın savaştaki kaybı 80 binden az

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ülkesinin savaşta 80 binden az kayıp verdiğini belirtti, ancak kesin rakam paylaşmaktan kaçındı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ordunun Rusya ile devam eden geniş çaplı savaşta 80 binden daha az kayıp verdiğini açıkladı.

Japon Kyodo News‘e mülakat veren Zelenskiy, “Geçenlerde, sanırım Amerikan basınında, Ukraynalıların 80 bin kayıp verdiğine dair bir bilgi yayımlandı. Ancak size şunu söylemek isterim: Hayır. Bu sayı daha az, hem de çok daha az,” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte Zelenskiy, kesin bir rakam paylaşmaktan kaçındı.

Daha önce Wall Street Journal‘ın (WSJ) Kiev’deki kaynakları, Ukrayna’nın 80 bin asker kaybettiğini bildirmişti.

Kaynaklara göre, yaralı askerlerin sayısı ise 400 bine ulaşmıştı.

The Economist ise Batılı istihbarat kuruluşlarının verilerine dayanarak, Ukrayna’nın 60 bin ila 100 bin arasında asker kaybetmiş olabileceğini ve yaklaşık 400 bin askerin de ağır yaralı olduğunu öne sürdü.

Bu arada, Ua Losses adlı internet sitesine göre, 3 Aralık itibarıyla 65 bin 289 Ukraynalı askerin öldüğü teyit edildi. Bu askerlerin ölüm sırasındaki ortalama yaşı 38,2 olarak belirlendi. Her ölüm için 6 ila 8 ağır yaralı olduğu tahmin ediliyor; dolayısıyla gerçek kayıp sayısının çok daha yüksek olabileceği belirtiliyor.

Kiev, son olarak Şubat 2024’te resmi bir kayıp açıklamasında bulunmuştu. O dönemde Zelenskiy, Ukrayna’nın 31 bin asker kaybettiğini duyurmuştu. Ancak Washington Post, bu rakamın “askere alma ve seferberlik sürecine zarar vermemek” için kasıtlı olarak düşük tutulmuş olabileceğini yazdı.

ABD, Ukrayna’dan zorunlu askerlik yaşını 18’e indirmesini istedi

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin’den misilleme: kritik hammaddelerin ABD’ye ihracatını engelleyecek

Yayınlanma

Çin, Washington’un Çin çip endüstrisine yönelik baskılarını artırmasının ardından galyum ve germanyum gibi kritik hammaddelerin ABD’ye ihracatını engelleyeceğini açıkladı.

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerilim daha da tırmanırken küresel tedarik zincirleri için daha fazla kesinti tehdidi oluşuyor.

Çin Ticaret Bakanlığı salı günü yaptığı açıklamada, “ulusal güvenlik ve çıkarları korumak” amacıyla ABD’ye yönelik çift kullanımlı kritik hammaddelere yönelik ihracat kontrollerini derhal geçerli olmak üzere güçlendirdiğini duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada “Prensip olarak, galyum, germanyum, antimon ve diğer süper sert malzemelerin ABD’ye ihracatına izin verilmemektedir” denildi.

Bu kapsamlı karar, Biden yönetiminin en geniş ihracat kontrollerini başlatmasından ve ülkenin çip üretim ekipmanı şampiyonlarının çoğu da dahil olmak üzere 140 Çinli kuruluşu ticaret kara listesine eklemesinden 24 saatten kısa bir süre sonra geldi.

Çin’in son hamlesinin kapsadığı ürünler – galyum, germanyum ve antimon gibi hammaddeler, süper sert malzemeler ve grafit dahil – sivil uygulamalar için geliştirilebilmelerinin yanı sıra askeri ürünler için de gerekli olmaları nedeniyle “ikili kullanım” olarak kabul ediliyor.

Çip yapımı ve elektrikli araçlar ve güç sistemleri gibi yüksek voltajlı uygulamalar için gerekli olan grafit ve galyum, Biden yönetiminin 2021’de tedarik zinciri incelemesinde vurguladığı stratejik malzemeler arasında yer alıyor. Washington, bunların üretiminin Çin’de yoğunlaşmasının potansiyel bir tedarik zinciri riski oluşturduğunu söyledi. Çin aynı zamanda önemli bir küresel doğal grafit üretimini de kontrol ediyor.

Ayrıca, geçen ay tungsten, magnezyum ve titanyum gibi kilit malzemeler de dahil olmak üzere sıkı ihracat kontrollerine tabi olan çift kullanımlı malzeme, metal ve ürünlerin ayrıntılı bir listesini açıklayan Ticaret Bakanlığı’na göre, hiçbir çift kullanımlı ürünün ABD askeri kuruluşlarına veya ABD askeri amaçları için ihraç edilmesine izin verilmeyecek. Bakanlık, grafitin son kullanıcılarının da daha sıkı incelemelerle karşı karşıya kalacağını ekledi.

Çin 2023 yılında galyum ve germanyum gibi kritik çip yapım malzemelerinin ihracatını sınırlayacağını söylemiş ancak hangi ülkelerin bu sınırlamalara tabi olacağını belirtmemişti.

Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü son hamlenin ABD’nin kendi ihracat kontrollerini “silahlandırması” ve birçok Çinli şirketi kara listeye almasından kaynaklandığını söyledi. Sözcü, bunun uluslararası kuralları ihlal ettiğini, ticari çıkarlara zarar verdiğini ve küresel tedarik zinciri istikrarını ciddi şekilde bozduğunu söyledi.

Sözcü, “Uyruğu veya konumu ne olursa olsun, bu düzenlemeleri ihlal eden herhangi bir kuruluş veya birey yasal sonuçlara tabi olacaktır” diye ekledi.

Washington’un hamlesine tepkinin bir başka işareti olarak, Çin’deki birkaç büyük endüstri birliği salı günü üyelerini Amerikan çiplerini “dikkatli bir şekilde tedarik etmeye” çağıran açıklamalar yaptı ve ABD hükümetinin “kontrol önlemlerinde yaptığı keyfi değişikliklerin ABD çip ürünlerinin istikrarlı tedarikini ciddi şekilde etkilediği” için bunları “artık güvenilir ve emniyetli” olmayan ürünler diye nitelendirdi.

Çin Otomobil Üreticileri Birliği, Çin İnternet Topluluğu ve Çin İletişim İşletmeleri Birliği de benzer açıklamalar yayınladı.

ABD’den Çin’in çip endüstrisine karşı yeni ihracat kontrolleri

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna, NATO üyeliği dışındaki güvenlik garantilerini kabul etmiyor

Yayınlanma

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, NATO’ya tam üyelik yerine önerilen Batılı ülkelerin vereceği güvenlik garantilerini kesin bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Ukrayna için en gerçekçi güvenlik garantisi ve Rusya’nın hem Ukrayna’ya hem de diğer ülkelere yönelik saldırgan tutumunu caydıracak en etkili yol, Ukrayna’nın NATO’ya tam üyeliğidir.”

Bakanlık, daha önce Kiev’e nükleer silahlardan vazgeçmesi karşılığında güvenlik ve “egemenlik garantileri sunan Budapeşte Muhtırası’nın olumsuz deneyimine” dikkat çekerek alternatifleri değerlendirme niyetinde olmadıklarını belirtti.

Açıklamada, muhtırayı imzalayan ülkelerden biri olan Rusya’nın “yükümlülüklerini ihlal ederek Ukrayna’ya saldırdığı, nükleer silahsızlanmaya olan güveni zedelediği ve dünya genelinde güvenlik risklerini artırdığı” iddia edildi.

Kiev, bu hatanın ancak etkili, açık ve yasal olarak bağlayıcı güvenlik garantileriyle düzeltilebileceğini ifade etti.

Moskova’dan Batı’ya: Ukrayna ‘kirli bomba’ kullanacak

Bakanlık açıklamasını, “Budapeşte Muhtırası’nın acı tecrübesini geride bırakarak, NATO üyeliğine yönelik herhangi bir alternatif, vekil ya da ikameyi kabul etmeyeceğiz,” sözleriyle sonlandırdı.

Bu arada, Reuters’a konuşan diplomatik kaynaklar, NATO’nun 32 üyesi arasında Ukrayna’nın NATO’ya davet edilmesi konusunda bir uzlaşma işareti bulunmadığını belirtti.

Kaynaklara göre bu konunun 3-4 Aralık’ta Brüksel’de yapılacak toplantılarda ele alınması pek olası görünmüyor.

Fakat, Deutsche Welle’nin haberine göre Ukrayna heyeti, 3 Aralık’taki NATO-Ukrayna Konseyi toplantısında bu konuyu gündeme getirmeyi planlıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise geçen ayın sonunda yaptığı açıklamada, kontrol altındaki Ukrayna topraklarının NATO şemsiyesi altına alınması durumunda savaşın sıcak safhasının sona erebileceğini ifade etmişti.

Zelenskiy, “Ukrayna topraklarının bir kısmının NATO’ya alınması söz konusu olamaz. Bu durum, diğer bölgelerin Ukraynalı olmadığı anlamına gelir ve bunu asla kabul edemeyiz,” demişti.

Rus milletvekili Kolesnik: İnsanlara nükleer silahların yarattığı tehdidi hatırlatmamız lazım

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English