Bizi Takip Edin

ASYA

E. Tuğamiral Alaettin Sevim: ABD, doğudan deniz duvarıyla Çin’i kuşatmaya çalışıyor

Yayınlanma

Çin-Filipinler arasındaki ihtilaflı batık resifteki karşılaşmanın ardından Güney Çin Denizi’nde gerginlik artıyor. ABD, Avustralya ve Filipinler tatbikatının yanı sıra, bu hafta ABD, Japonya ve Avustralya da Filipinler açıklarında ortak deniz tatbikatı düzenleyecek. Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim’e göre, gelişmeler ABD ve Batı’nın Çin’i “doğudan kuşatma” planlarının bir parçası.

5 Ağustos’ta bir Çin sahil güvenlik gemisi, Filipin hükümetine ait bir teknenin İkinci Thomas Sığlığı’ndaki birliklere malzeme götürmesini engellemek için tazyikli su kullanmıştı.

Şubat ayında bir Çin sahil güvenlik gemisinin benzer bir ikmal görevinde bulunan Filipin sahil güvenlik gemisine askeri sınıf bir lazer doğrultmasının ardından ilişkiler zaten gerilmişti. Çin ve Filipinler arasındaki bu tür gerginlikler rutin gibi gözükse de, son olay ABD’nin müdahil olmasıyla dikkat çekti.

ABD “yardıma hazır”

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, olayın ardından, Güney Çin Denizi’nde saldırıya uğramaları halinde Filipin gemilerini savunma sözü verdi. ABD Hint-Pasifik filosu komutanı Amiral Samuel Paparo da, Çin’in Manila’nın İkinci Thomas Sığlığı’ndaki birliklere ikmal yapma çabalarına müdahale etmesi halinde ABD’nin yardıma hazır olduğunu söyledi.

Washington’ın Filipinler ile hali hazırda yenilenmiş ve genişletilmiş bir karşılıklı savunma anlaşması mevcut.

Manila, Çin’in tepkisine rağmen, sahil güvenlik ve hatta bazı spekülasyonlara göre ABD varlıkları tarafından eşlik edilen birliklerini yeniden ikmal etmek için yakında tekrar aynı eylemi deneyeceğini söyledi.

Ayrıca, Manila bu yıl içinde ABD ile ilki İkinci Thomas Sığlığı’na odaklanabilecek ortak devriyeler planlıyor.

Karaya oturtulan ABD yapımı savaş gemisi

Filipin donanmasına ait ABD yapımı savaş gemisi BRP Sierra Madre, 1999 yılında Çin’in sulardaki ilerleyişini kontrol etmek amacıyla kasıtlı olarak resifte karaya oturtulmuştu.

Ocak 2013’te Filipinler, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki hak iddialarına karşı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin (UNCLOS) uyuşmazlık çözüm mekanizması kapsamında şikayette bulundu. 12 Temmuz 2016 tarihinde uluslararası tahkim heyeti, diğer hususların yanı sıra, Spratly Adaları’ndaki İkinci Thomas Sığlığı’nın Filipinler’in kıta sahanlığının bir parçası ve münhasır ekonomik bölgesi içinde olduğuna karar verdi. Çin Lahey’in kararını reddetti ve buna uymayacağına dair söz verdi.

Filipinler’den gemiyi kaldırmasını talep eden Pekin, eylemlerinin “yasal ve profesyonel” olduğunu savunuyor. Çin ayrıca, ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlığı körüklediğini ve diplomatik çözümler yerine bölge ülkeleri arasında çatışma çıkarmaya çalıştığını söylüyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin pazartesi günü düzenlediği olağan basın toplantısında, ABD’nin bazı ülkelerin diğer ülkelerin deniz haklarını ihlal etmesini teşvik ettiğini ve desteklediğini ve bölgedeki ülkeler arasında anlaşmazlık çıkardığını, bunun da ABD’yi “bölgesel düzenin bozucusu ve sabotajcısı” haline getirdiğini söyledi.

“Bu olaylar, Çin’i kuşatma planlarının bir parçası”

Güney Çin Denizi’ndeki gerginliği Harici’ye değerlendiren Emekli Tuğamiral Dr. Alaettin Sevim, “ABD’nin Çin’in doğudan deniz duvarıyla kuşatılması yönündeki çalışmaları sürüyor” yorumunu yaptı.

“ABD, şu anda Bering Boğazı’ndan Yeni Zelanda’ya kadar uzanan ve Çin’i doğudan deniz tarafından kuşatan bir hat inşa ediyor” diyen Sevim şöyle devam etti:

“Bu kuşakta ülkeler arası tartışmalı olan bölgeler var. Güney Çin Denizi’ndeki Spratly Adaları etrafı özellikle. Bu bölgede sadece Filipinler değil, Vietnam ve Tayvan da hak iddia ediyor. Daha önce Filipinler’le Çin arasındaki meselede BM Deniz Hukuku Mahkemesi Çin’in aleyhine bir karar vermişti. Çin de bunu tanımadığını bildirmişti. Pekin, bunların ikili görüşmelerle belirlenmesi gerektiğini savunmuştu. Dolayısıyla bu bölgede deniz egemenlik alanları üzerinden tartışma devam edecek.”

Hindistan’ı ikna edemediler

Amerika’nın ise burada yapmaya çalıştığı şeyin, “ördüğü duvarın sağlam olduğunu kanıtlamak ve duvarın arkasındaki güçleri artırmak” olduğunu söyleyen Sevim, bölgedeki ABD, Japonya ve Avustralya arasındaki tatbikatı işaret etti. Ayrıca ABD’nin Filipinler’deki askeri üslerini artırdığını hatırlatan Sevim, bunları ABD ve Batı’nın Çin’i “doğudan kuşatma” planlarının bir parçası olarak değerlendirdi.

Bu çabaları AUKUS ve QUAD üzerinden okyanuslara da uzatmaya çalışacaklarını belirten E. Tuğamiral Dr. Alaettin Sevim, Hindistan’ın buna şu ana kadar karşılık vermediğini ve dolayısıyla henüz Hint Okyanusu’nda Batı’nın bu kontrolü sağlayamadığını ifade etti.

Öte yandan bu çabaların silahlı bir çatışmaya döneceğini düşünmediğini söyleyen Sevim, yine de gerginliğin süreceğini belirtti.

ASYA

Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı

Yayınlanma

Çin otomobillerinin Rusya’daki satışları, yaptırımların Batılı markaları Moskova ile ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla yeni rekorlara ulaştı.

Pekin’in Washington ve Brüksel’den elektrikli araç ihracatına yönelik yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Rusya’daki satışların artması Çinli otomobil üreticilerine yardımcı olurken, Rus otomobil kültüründe de hızlı bir değişimin mühendisliğini yaptı.

Moskova’da yaşayan bir otomobil blog yazarı olan Ilya Frolov, Financial Times’a verdiği demeçte, “Eğer bir araba satın alacaksanız, seçiminiz ya [Rus yapımı] bir Lada ya da gri ithalat olarak getirilen son derece pahalı bir Avrupa arabası ya da çok iyi donanımlı ve nispeten ucuz bir Çin arabası” dedi.

Ukrayna müdahalesi sonrası, daha önce Rusya’nın otomobil pazarına hakim olan Avrupalı, Koreli ve Japon otomobil üreticilerinin araç satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.

Avtostat analiz ajansına göre, Şubat 2022’deki müdahale sırasında bu markalar tüm satışların yüzde 69’unu oluşturuyordu. Şu anda pazar payları sadece yüzde 8,5. Çinli üreticilerin payı ise aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 57’ye yükseldi.

Bir endüstri grubu olan China Passenger Car Association’ın verilerine göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında Rusya, 849.951 araca ulaşan hacmiyle Çin yapımı otomobiller için en büyük ihracat noktası oldu. İkinci en büyük hedef olan Meksika ise bu rakamın yarısından daha azını ithal etti.

CPCA genel sekreteri Cui Dongshu, “Çin’in son yıllarda otomobil ihracatında kaydettiği büyüme esas olarak Rusya pazarından gelen katkılara dayanıyor,” dedi. “Rusya’nın otomobil pazarının rekabetçi ortamındaki dramatik dalgalanmalar ve değişiklikler, Çinli otomobil şirketlerine geniş satış fırsatları ve büyük karlar sağladı” diye ekledi.

Rusya’ya satılan Çinli araçların yaklaşık %90’ı içten yanmalı motorlara sahip olsa da, geniş hibrid SUV’larda uzmanlaşmış elektrikli araç üreticisi Li Auto tarafından üretilen 15.000’den fazla otomobil 2024’ün ilk sekiz ayında Rusya’da satıldı.

Çin’in varlığının genişlemesi o kadar büyük oldu ki sadece müşteriler değil sektör profesyonelleri de yeni şirketlere akın etti.

Otomobil endüstrisiyle çalışan Krasnoe Slovo adlı halkla ilişkiler ajansının Moskova’daki yöneticisi Vadim Gorzhankin, Financial Times’a verdiği demeçte, “[Eskiden Batılı şirketlerde çalışan] neredeyse herkes artık Çinli şirketlerde çalışıyor,” dedi.

Çin gümrük verileri, otomobil üreticilerinin tam rakamların mevcut olduğu en son ay olan eylül ayında Rusya’ya 1,8 milyar dolar değerinde otomobil ihraç ettiğini gösteriyor; bu rakam 2021’in aynı ayında 96 milyon dolardı.

Financial Times’a gör, Çin’in artan hakimiyeti bazı yerli üreticileri kızdırdı – özellikle de kaynaklarının daha fazlasını silah üretimine yönlendirmek zorunda kalanları.

Rusya’nın en güçlü silah üreticisi Rostec’in başkanı Sergei Chemezov, devleti Çin araçlarına “koruyucu önlemler” uygulamaya çağırdı. Şirketinin Rusya’nın en büyük otomobil üreticisi Lada’nın üreticisi Avtovaz’da hissesi var ve Avtovaz eylül ayında yaptığı açıklamada Çin araçlarının satışlarındaki artışın ardından pazar payının %25’e düşebileceğini söyledi.

Ülkenin otomobil üreticileri, batılı parçalara ve teknolojiye erişimi kısıtlayan yaptırımlardan ağır darbe aldı. Bunu telafi etmek için onlar da sık sık Çin’e yöneldi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Sri Lanka devlet başkanının koalisyonu erken seçimde çoğunluğu elde etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake’nin koalisyonu Ulusal Halkın Gücü (NPP),  seçim kurulunun cuma günü açıkladığı sonuçlara göre, erken genel seçimlerde çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Eylül ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dissanayake, ağır bir mali krizden çıkmaya çalışan ülkede yoksullar arasındaki sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan politikaları için yetki istiyor.

Marksist eğilimli Dissanayake’nin koalisyonu perşembe günkü seçimlerden önce parlamentodaki 225 sandalyeden sadece üçüne sahipti ve bu da onu koalisyonu feshetmeye ve yeni bir yetki istemeye sevk etti.

Sri Lanka Seçim Komisyonu’nun internet sitesinde yer alan son sonuçlara göre NPP perşembe günkü seçimlerde yaklaşık %62 ya da 5,4 milyon oy alarak 52 sandalye kazandı ve parlamentoda çoğunluğu elde etme yolunda ilerledi.

“Bunu Sri Lanka için kritik bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Güçlü bir parlamento oluşturmak için yetki bekliyoruz ve halkın bize bu yetkiyi vereceğinden eminiz,” dedi Dissanayake perşembe günü oyunu kullandıktan sonra.

“Sri Lanka’nın siyasi kültüründe eylül ayında başlayan ve devam etmesi gereken bir değişim var” diye ekledi.

Dissanayake’nin koalisyonunun başlıca rakibi olan muhalefet lideri Sajith Premadasa’nın Samagi Jana Balawegaya partisi 13 sandalye ve oyların yaklaşık %19’unu kazandı. Önceki Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe’nin desteklediği Yeni Demokratik Cephe ise iki sandalye kazandı.

17 milyondan biraz fazla Sri Lankalı beş yıllık bir dönem için milletvekillerini seçme hakkına sahipti. Rekor sayıda 690 siyasi parti ve bağımsız grup 22 seçim bölgesinde yarıştı.

On yıllardır aile partilerinin egemen olduğu ülkede siyasete yabancı olan Dissanayake, daha büyük refah önlemleri ve rüşvet gibi yoksullukla mücadele politikalarını destekliyor.

Sri Lanka’da genel seçimlerde, özellikle de başkanlık oylamasından kısa bir süre sonra yapılıyorsa, genellikle başkan desteklenir.

Başkan yürütme yetkisini elinde bulunduruyor ancak Dissanayake’nin tam teşekküllü bir kabine atayabilmesi ve vergileri düşürme, yerel işletmeleri destekleme ve yoksullukla mücadele gibi önemli vaatlerini yerine getirebilmesi için parlamentoda çoğunluğa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca Sri Lanka’nın tartışmalı yürütme başkanlığını kaldırmayı planlıyor ancak bunu uygulamak için parlamentoda üçte iki çoğunluğa ihtiyacı var.

22 milyonluk bir ülke olan Sri Lanka, 2022’de ciddi bir döviz sıkıntısının tetiklediği ekonomik krizin altında ezilmiş, bu da ülkeyi temerrüde itmiş ve ekonomisinin 2022’de %7,3, geçen yıl ise %2,3 küçülmesine neden olmuştu.

Uluslararası Para Fonu’nun 2,9 milyar dolarlık kurtarma programıyla desteklenen ekonomi geçici bir toparlanma sürecine girdi ancak yüksek hayat pahalılığı başta yoksullar olmak üzere pek çok kişi için hala kritik bir sorun.

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan Afganistan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten faydalanarak Afgan ticaretini Pakistan güzergahından Hintli bir şirket tarafından işletilen İran limanına yönlendirmeye çalışıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Genel Sekreter J.P. Singh başkanlığındaki üst düzey bir heyet 4 ve 5 Kasım tarihlerinde Kabil’i ziyaret etti. Heyet Afganistan Savunma Bakanı Molla Muhammed Yakup, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki ve Kabil’deki BM kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya geldi. Görüştükleri konular arasında India Ports Global Limited tarafından işletilen İran’ın Çabahar limanı da vardı.

Bakanlık sözcüsü Randhir Jaiswal geçen hafta düzenlediği basın brifinginde “Hindistan’ın insani yardımları, Çabahar limanının Afganistan’daki iş dünyası tarafından işlemler, ihracat ve ithalat için nasıl kullanılabileceği ve yapmak istedikleri diğer şeyler hakkında görüşmelerde bulundular” dedi.

Taliban’ın savunma bakanlığı da sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Yaqoob’un Hintli heyetle ilişkilerini geliştirme yollarını görüşmek üzere bir araya geldiğini doğruladı. Muttaki’nin ofisi de Singh ile yaptığı görüşmenin detaylarını açıklayarak Taliban’ın baş diplomatının ikili siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve Afgan işadamlarının Hindistan’a seyahat edebilmeleri için daha kolay vize verilmesini talep ettiğini kaydetti.

Yeni Delhi’deki Observer Araştırma Vakfı Stratejik Çalışmalar Programı’nda yardımcı araştırmacı olan Kabir Taneja, Hindistan’ın bir süredir Çabahar limanını Afganistan için alternatif bir ticaret yolu olarak tanıtmaya çalıştığını söyledi.

“[Çabahar] projenin temel tasarımının bir parçası. Ayrıca Kabil’e, Afganistan’ın uzun süredir birincil liman olarak kullandığı Karaçi limanına bir alternatif sunmaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English