Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Feldstein yasası tartışılıyor: Netanyahu adına casusluğa yasal koruma

Yayınlanma

İsrail’de Başbakanlık Ofisinden gizli belgelerin yabancı basına sızdırılması skandalının ardından İsrail Meclisinde (Knesset) ön oylamada kabul edilen, hükümet tarafından desteklenen yasa tasarısı tartışmalara yol açtı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre, başbakana ya da savunma bakanına yetkisiz gizli belge transferi yapan askerleri cezai sorumluluktan muaf tutan tartışmalı yasa teklifi, Knesset’teki ön oylamada kabul edildi.

Hagari’nin eleştirisine sert tepki

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari’nin, gizli belgelerin yabancı basına sızdırılması soruşturmasında gözaltına alınan Netanyahu’nun yardımcısı Eliezer Feldstein’ın soy ismiyle anılan yasa tasarısını eleştirmesi, hükümet tarafından sert tepkiyle karşılandı.

İsrail basınına göre, tartışmalı yasa tasarısı, askerlerin başbakana veya savunma bakanına yetkisiz olarak gizli istihbarat belgeleri temin ettikleri gerekçesiyle haklarında kovuşturma açılmasını imkânsız hale getirecek.

Netanyahu’nun ofisi, askeri istihbarat belgelerini manipüle edip basına sızdırmış

Yasa teklifinin, Netanyahu’nun yardımcısı Feldstein ve ismi açıklanmayan bir yedek subay hakkındaki suçlamalara karşı getirildiği belirtiliyor.

Hagari’den yasa tasarısına eleştiri

The Times of Israel gazetesinin haberine göre, Netanyahu, desteklediği yasa tasarısının Knesset’te ön oylamada kabul edilmesinin ardından yaptığı basın toplantısında, söz konusu yasa tasarısının askerleri tehlikeye atacağını ve ulusal güvenliğe zarar vereceğini vurguladı.

Ordu Sözcüsü Hagari, yasa tasarısının “İsrail ordusunun ve devletin güvenliği açısından çok tehlikeli” olduğunu söyleyerek, alt kademedeki herhangi bir yetkilinin ordudan belgeleri çalmasına ve gerekli onaylar olmadan bunları sızdırmasına kapı aralayacağını söyledi.

Öte yandan, İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin yasa tasarısına ilişkin sarf ettiği sözleri nedeniyle Hagari’yi kınadığı aktarıldı.

Açıklamada, Hagari’nin “yetki alanını aştığı” belirtilirken, “İsrail ordusu yasama organını eleştirmiyor, ancak kabul görmüş mekanizmalarda siyasi kademeye pozisyonunu sunuyor” ifadelerine yer verildi.

Disiplin cezası verilecek

The Times of Israel gazetesinin haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, hükümetin desteklediği yasa tasarısını eleştiren Hagari’ye sert tepki göstererek, “disiplin cezasına” çarptırılacağını duyurdu.

Katz, açıklamasında, “İsrail ordu sözcüsünün siyasi kademeye ve Knesset’teki yasama sürecine yönelik eleştirileri çok vahim bir olgudur. Yetkisinden ve demokratik bir rejimde üniformalı bir kişiden beklenen ve izin verilen şeylerden tamamen sapmaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Savunma Bakanı Katz, Hagari’ye karşı en kısa sürede disiplin işlemi başlatmayı düşündüğünü dile getirdi.

İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hagari’nin, başbakana ya da savunma bakanına yetkisiz gizli belge transferi yapan askerleri cezai sorumluluktan muaf tutan tartışmalı yasa tasarısına ilişkin açıklamalarına tepki gösterdi.

Başbakanlık ve ordu arasında “şantaj” krizi

Smotrich, “İsrail, ordunun ülkesi değil, ordusu olan bir ülkedir. Son zamanlarda İsrail ordusunun üst düzey komutanlıklarında bu temel demokratik ilkeleri anlamayan kişilerin olduğu ve bunu anlamayanların bu konumda kalamayacağı duygusundan kaçmak zor” açıklamasında bulundu.

İsrailli aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de “Hagari, İsrail Başsavcılık Ofisi’nin hükümeti umursamadığını görüyor, dolayısıyla o da Savunma Bakanını umursamıyor” ifadesini kullandı.

Hagari’yi sert bir dille eleştiren bakanlar arasında İsrail İçişleri Bakanı Moshe Arbel de yer aldı. Arbel, sosyal medya hesabından, “İsrail Ordu Sözcüsünün açıklaması ve Knesset’te gerçekleşen yasama prosedürlerine ilişkin tutumu, kırmızı çizgiyi çok ciddi bir şekilde aşmaktır” görüşünü paylaştı.

Netanyahu, Hagari’ye “haddinin bildirilmesinin” iyi olduğunu söyledi

Haaretz gazetesine göre, Netanyahu, Hagari’ye “haddinin bildirilmesinin” iyi olduğunu ve demokratik bir ülkede ordunun siyasete karışmaması gerektiğini söyledi.

Başbakan Netanyahu ile Hagari, gizli belgelerin sızdırılmasına ilişkin geçen haftalarda bir kez daha karşı karşıya gelmişti.

Netanyahu, 23 Kasım’da X hesabından paylaştığı videoda, Başbakanlık Ofisi’nden gizli belgelerin yabancı basına sızdırılması soruşturmasında, ordunun kritik bilgileri kendisinden sakladığını öne sürmüştü.

Gallant’ın kovulmasının perde arkası: Orduya “haddini bildirme” hamlesi

Soruşturmada gözaltına alınan yardımcısı Eliezer Feldstein’ı savunan Netanyahu, Feldstein’ın İsrail’in güvenliğine zarar vermeyecek vatansever biri olduğunu iddia etmişti.

Hagari ise 28 Kasım’da yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun iddialarını yalanlayarak, “ordu, devletin güvenliği için onun talimatı altında hareket etmektedir” açıklamasında bulunmuştu.

5 kişi gözaltına alınmıştı

İsrail Başbakanlık Ofisi’nden gizli belgelerin yabancı basına sızdırılmasına ilişkin yürütülen soruşturmada, aralarında Netanyahu’nun yardımcılarından Eliezer Feldstein’ın da bulunduğu 5 kişi gözaltına alınmıştı.

Mahkeme, Netanyahu’nun yardımcısı Feldstein’a ev hapsi emri verirken, temyiz başvurusu süre tanımıştı.

Hamas’a ait olduğu öne sürülen, üstünde oynamalar yapılmış belgelerin kamuoyunu manipüle etmek amacıyla Başbakanlık Ofisi’nce yabancı basına servis edildiği anlaşılmıştı.

Yabancı basına çarpıtılmış yorumla servis edilen belgeler, Alman Bild ve İngiltere merkezli The Jewish Chronicle gazetelerinde yayımlanmıştı.

Netanyahu hükümetinde “Haredi” krizinde yeni perde

Jewish Chronicle’ın belgelere dayandırdığı haberinde, İsrail ordusunun Gazze’de ele geçirdiği öne sürülen belgelere göre, Yahya Sinvar’ın İsrailli esirlerle Mısır üzerinden Gazze dışına kaçmayı planladığı öne sürülüyordu.

Bild gazetesindeki habere göre ise İsrail güçlerinin Gazze’de ele geçirdiği belgelerde, Hamas’ın psikolojik harp taktiği olarak esir takası ve ateşkes görüşmelerini mümkün olduğunca uzatmayı planladığı aktarılıyordu.

İsrail basınında, söz konusu olayın “İsrail güvenlik teşkilatında büyük endişe ve öfkeye yol açtığı ve bunun, Netanyahu ve yakın çalışma arkadaşları ile askeri yetkililer arasında gerginliği yükselteceğinin öngörüldüğü” yorumu yapılmıştı.

ORTADOĞU

YPG’den HTŞ’ye “bayrak” adımı

Yayınlanma

PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD ve onun silahlı gücü YPG, Esad yönetimini devirip Şam’da yönetimi devralan Heyet-i Tahrir Şam’ın (HTŞ) değiştirdiği Suriye’nin bayrağını kendi denetimindeki kamu binalarına asılması emrini verdi.

Ana omurgasını PYD’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Suriye’nin kuzeyinde denetimi altına tuttuğu bölgelerde kurum binalarına “Suriye muhalefeti bayrağının” asılması emrini verdi. Rudaw’da yer alan habere göre SDG, söz konusu bayrağın “Suriye halkının özgürlük, onur ve ulusal birlik umutlarını temsil ettiğini” söyledi.

PYD Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim de daha önce HTŞ ile diyaloğa açık olduklarını belirtmiş ve “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti.

Şam’da yönetimi devralan HTŞ, savaş sırasında Suriyeli muhalif örgütlerin kullandığı bayrağı Suriye’nin resmi bayrağı ile değiştirmişti. Devir teslimin yapıldığı kurumlarda HTŞ, söz konusu bayrağın yanında tevhid bayrağı da asıyor.

Suriye muhalefetinin sahiplendiği bayrak Fransız mandası altında yeni kurulan Suriye Cumhuriyeti’nin bayrağı olarak 1930 anayasası ile kabul edilmişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Gazze’de “ateşkes” diplomasisi hızlandı: Masada “Hamassız Gazze” planı var

Yayınlanma

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Gazze’de olası ateşkes ve esir takası gündemiyle İsrail’e gitti, ardından Mısır ve Katar’ı ziyaret edecek.

The Times of Israel gazetesinin haberinde, Sullivan’ın İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer yetkililerle yaptığı görüşmenin 20 Ocak’ta görevi devredecek olan Joe Biden yönetiminin Gazze’de esir takası ve ateşkese varılması için yaptığı son hamle olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yayınlanan fotoğraflarda, Sullivan ile Netanyahu arasındaki görüşmede üst düzey bakanların yanı sıra İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar, Dış İstihbarat Teşkilatı Mossad Direktörü David Barnea ve Esirler ve Kayıplar Dosyası Koordinatörü Gal Hirsch’in de hazır bulunduğu görüldü.

Bölgedeki Batılı bir diplomat Reuters’a İsrail’in Filistinli militan Hamas grubuyla bir anlaşmaya varmak üzere olduğunu ancak bunun kapsamının sınırlı olacağını, sadece birkaç rehinenin serbest bırakılmasını ve çatışmalara kısa bir ara verilmesini içereceğini söyledi.

Müzakere edilen ateşkes, Mısır’ın “Hamassız Gazze” planına dayanıyor.

Plan başlangıçta bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes ve rehinelerin kademeli olarak serbest bırakılmasını öngörüyor. Eş zamanlı olarak “sahada askeri baskı olmaksızın daha kapsamlı ve uzun müzakereler yapılması düşünülüyor. Mısırlı yetkililer ateşkes başladıktan sonra Hamas’a yaşayan rehinelerin listesini vermesi için birkaç günlük bir süre tanınmasını talep edecek. Plana göre ayrıca Mısır ve Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı, Filistin Yönetimi’nin gözetiminde ve Mısır’ın denetiminde hızlı bir şekilde yeniden faaliyete geçecek.

İsrail’e, Mısır’a geçiş yapan kişilere veto hakkı verilecek ve Kahire, Hamas’ın “önümüzdeki dönemde” ne sınır kapısını ne de Gazze Şeridi’ni kontrol etmesine izin verilmeyeceğine dair Filistin tarafından taahhüt alınacağını garanti edecek.

Hamas’ın bu plana Gazze’nin yönetiminin yerel Filistinlilerden oluşacak bir komisyona devredilmesi şartıyla onay verdiği biliniyor.

Mısırlı yetkililer planı İsrail’e de iletti.  Şin-Bet Direktörü Ronen Bar ile Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin iki gün önce Mısır’daydı. İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad Direktörü David Barnea’nın ise Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Doha’da bir araya geldiği belirtiliyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise telefonda görüştüğü ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’e ABD vatandaşı esirler de dahil olmak üzere esirlerin serbest kalmasını sağlayacak bir anlaşma için “şans olduğunu” söyledi. Katz, 4 Aralık’ta da benzer şekilde, “Bu sefer Hamas ile gerçekten bir esir takası yapma şansımız var” açıklamasında bulunmuştu.

ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak’ta görevi Joe Biden’dan devralmadan önce Hamas’ın Gazze’de tuttuğu rehineleri serbest bırakmasını istemiş “aksi taktirde Ortadoğu cehenneme döner” tehdidinde bulunmuştu.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu da dün akşam Gazze’de derhal kapsayıcı ve kalıcı ateşkes ile esirlerin koşulsuz serbest bırakılması talep edilen karar tasarısını kabul etti. Filistin tarafından sunulan tasarı, 193 üyeli BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada 9 “hayır” ve 13 “çekimser” oyuna karşı 158 “evet” oyuyla kabul edildi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İran’dan İsrail’in Suriye işgaline karşı birlik çağrısı

Yayınlanma

Abbas Irakçi

İsrail, Suriye ile olan tampon bölgeyi işgalinin “geçici olduğunu” iddia ederken İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, İsrail’in Suriye’deki saldırılarına karşı bölge ülkelerine işbirliği çağrısı yaptı.

Suriye’de 27 Kasım’da şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık’ta Esad yönetiminin çökmesiyle eş zamanlı, İsrail ordusu Suriye’ye saldırılarını artırdı.  Suriye ordusundan kalan askeri altyapı ve imkanları imha etmeye başlayan İsrail ordusu, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişletti. Golan Tepeleri civarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, işgali daha ileriye taşıyarak başkent Şam’ın 25 kilometre yakınlarına kadar sokuldu.

Esad yönetiminin devrilmesi üzerine yönetimi devralan Heyet-i Tahrir Şam’ın (HTŞ) İsrail’in saldırıları karşısında sessiz kalması dikkat çekiyor. Channel 4 News’e konuşan HTŞ sözcüsü Ubeyde Arnavut’a İsrail’in son hava saldırıları hakkındaki düşünceleri soruldu. Arnavut, “Bizim önceliğimiz güvenliği ve hizmetleri yeniden tesis etmek, kurumlarda sivil yaşamı canlandırmak. Fırınları, elektriği, suyu ve iletişimi yeniden tesis etmek için günlük yaşamın acil sorunlarını çözmek, bu nedenle önceliğimiz bu hizmetleri sunmak” dedi. Muhabirin “İsrail’in bu ülkedeki 300 tesisi vurması hakkında dürüstçe söyleyecek bir şeyiniz olmadığını mı söylüyorsunuz” sorusu üzerine ise Arnavut “Hiç şüpheniz olmasın. Herkesin yeni Suriye’nin egemenliğine saygı göstermesini istiyoruz, bu nokta bizim için çok önemli” ifadeleriyle doğrudan İsrail’i hedef almaktan kaçınan genel bir değerlendirme yaptı.

İşgallerle ilgili İsrail Başbakanlığından yapılan açıklamada ise Baas yönetiminin çöküşünün “İsrail ile sınır ve tampon bölgede boşluk yarattığı” öne sürülerek, İsrail’in işgal altındaki Golan Tepeleri’nden “7 Ekim benzeri bir saldırıya izin vermeyeceği” belirtildi. Açıklamada, İsrail’in tampon bölge ve sınırına yakın stratejik noktalardaki işgalinin de “1974 anlaşmasına bağlı bir güç kurulana kadar geçici olduğu” iddia edildi.

ABD de İsrail işgalin geçici olduğunu ileri sürüyor. İran ise işgale karşı bölge ülkelerine çağrı yaptı.

İran Dışişleri Bakanı Irakçi, X platformunda yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: “İsrail rejimi, Suriye’de neredeyse tüm savunma ve sivil altyapıyı yok etti. Bu rejim, 1974 yılı anlaşmasını ve BM Güvenlik Konseyi’nin 350 sayılı kararını ihlal ederek Suriye’nin daha fazla toprağını işgal etti.”

Irakçi, BM Güvenlik Konseyi’nin yasa dışı saldırıların durdurulmasındaki temel sorumluluğunu üstlenemediğine dikkat çekerek, “ABD’nin engellemeleri nedeniyle Güvenlik Konseyi, eli kolu bağlı bir izleyici haline gelmiştir” dedi.

Irakçi, Suriye’nin komşuları, Arap ve İslam dünyası ve hatta Birleşmiş Milletler üyelerinden uluslararası hukukun temel ilkelerine ve BM Şartı’na önem veren hiçbir ülkenin bu duruma kayıtsız kalamayacağını belirterek “Saldırıları durdurmak ve Suriye’nin yıkımını önlemek için bölge ülkelerinin hızlı bir şekilde birlik olması ve etkili bir şekilde harekete geçmesi gereklidir” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English