Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Filistin Yönetimi, şehit aileleri ve mahkumlara ödeneği kesti

Yayınlanma

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in öldürdüğü veya hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin ailelerine maddi yardım yapılmasını öngören yasa ve düzenlemelerin iptaline ilişkin genelge yayınladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın İsrail tarafından öldürülen, alıkonulan ve yaralanan Filistinlilerin ailelerine maddi yardım yapılmasını öngören kanun ve yönetmelikleri iptal etti.

Kararnamede değişiklik yapan Abbas, söz konusu Filistinli ailelere sağlanan maddi yardımın Sosyal Kalkınma Bakanlığından Filistin Ulusal Ekonomisini Güçlendirme Kurumuna aktarılmasını kararlaştırdı.

İsrail, 2019 yılından bu yana Filistin yönetimine verilen fonlardan İsrail tarafından öldürülen ve alıkonulan Filistinlilerin ailelerine sağlanan fon oranında kesinti yaparken, bu durum Ramallah yönetimini mali krize sürüklemişti.

Haberde, yapılan yasal değişikliğe göre İsrail saldırısında hayatını kaybeden ve tutuklanan Filistinlilerin ailelerinin “ayrıcalık olmadan sosyal koruma ve bakım programından yararlanabileceği” belirtildi.

Bu adım, uzun süredir ABD ve İsrail tarafından talep edilirken, Filistin Yönetimi’nin Washington ile ilişkilerini iyileştirmeyi ve ABD’nin mali desteğini yeniden kazanmayı hedeflediği belirtiliyor. Ancak İsrail hükümeti, kararı “aldatmacadan ibaret” olarak nitelendirerek, ödemelerin alternatif kanallar üzerinden devam edeceğini iddia etti.

Abbas’ın ödemeleri iptal etme kararı, Filistinli direniş örgütleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Hamas, İslami Cihad, El Aksa Şehitleri Tugayları ve Filistin Mücahitler Hareketi, bu hamleyi Filistin davası için fedakârlık yapanlara ihanet olarak değerlendirdi.

Direniş örgütleri, kararın Filistin direnişini zayıflatmaya yönelik ABD ve İsrail baskılarının bir sonucu olduğunu savunarak, iç bölünmeleri derinleştireceği ve savaş sürecinde büyük bir hata olduğu görüşünü dile getirdi. Yapılan açıklamalarda, Filistin mücadelesinde bedel ödeyen mahkumlar, yaralılar ve şehit yakınlarının desteklenmesi gerektiği vurgulanarak, kararın derhal geri alınması çağrısı yapıldı.

“Gazze’yi yönetecek komite kurulmak üzere”

Öte yandan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin kurulmak üzere olduğunu ve Filistin yönetimine bağlı olacağını söyledi.

Şeyh, Sky News Arabia kanalına yaptığı açıklamada, daha önce Mısır’ın önerdiği, Gazze’yi yönetecek bir komite kurulması fikrinin Filistin yönetimi tarafından reddedilmediğini söyledi.

FKÖ İcra Komitesi Genel Sekreteri Şeyh, “Biz (komitenin kurulması) bunu reddetmedik, bu konuda çok yol kat ettik. Yakında Filistin hükümetine bağlı bu komite ortaya çıkacak.” dedi.

Komitenin Gazze Şeridi’ndeki Filistinli profesyonellerden oluştuğunu söyleyen Şeyh, “Komite Filistin hükümetiyle yakından bağlantılı ve başkanlığını mevcut Başbakan Yardımcısı üstlenecek” diye konuştu.

Şeyh, komitenin oluşturulmak üzere olduğunu belirterek, “Bu komite, coğrafya birliği ve Filistin halkının siyasi dayanağının birliğinin korunması amacıyla Filistin hükümetinin doğal bir uzantısı olacak” ifadesini kullandı.

FKÖ İcra Komitesi Genel Sekreteri, Mısır ile ortak ve koordineli çalıştıklarını belirtti.

Hamas, Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini açıklamıştı.

Ortadoğu

Nükleer program değil, nükleer silah hedefte

Yayınlanma

ABD, İran’ın nükleer programını tamamen kaldırmak yerine nükleer silah için gerekli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine sınır getirmeyi hedefliyor.

İran ile ABD arasında yürütülen nükleer müzakerelerin ikinci turu 20 Nisan Cumartesi günü yine Umman’ın başkenti Maskat’ta yapılacak.

İran Dışişleri Sözcüsü İsmail Bekayi, resmi haber ajansı IRNA’ya yaptığı açıklamada, “Yapılan istişareler sonucunda, Maskat’ın 20 Nisan Cumartesi günü yapılacak olan görüşmelerin ikinci turuna ev sahipliği yapmaya devam etmesine karar verildi” dedi.

Uranyum zenginleştirmeye sınır mesajı

Öte yandan Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff olası bir anlaşmanın temelinin, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin ve nükleer silah üretim kapasitesinin denetlenmesine dayanacağını söyledi.

Müzakerelerde ABD heyetine başkanlık eden Witkoff, Fox News’e yaptığı açıklamada, İran’ın uranyumu sivil amaçlarla zenginleştirme gerekçesinin sınırlı olduğunu belirterek, “İran’ın yüzde 3.67’nin üzerinde zenginleştirme yapmasına gerek yok. Bazı durumlarda yüzde 20, bazı durumlarda yüzde 60 seviyelerine ulaşıyorlar. Bu kabul edilemez” dedi.

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

Bu ifadeler, Washington’un önceliğinin, Tahran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmak değil, nükleer silah üretimini önleyecek sınırlandırmalar getirmek olduğunu ortaya koyuyor. Bu yaklaşım, özellikle İsrail’in tüm nükleer programın sökülmesi yönündeki çağrılarından farklılaşıyor.

“Şeytan ayrıntılarda gizli”

Witkoff, bir sonraki müzakere turunda yalnızca uranyum zenginleştirme değil, İran’ın sahip olduğu füze türleri ile nükleer silah tetikleyicilerinin de gündeme geleceğini kaydetti. Witkoff, “Şeytan ayrıntılarda gizli. Bu yüzden doğrulama süreci anlaşmanın temelini oluşturacak” ifadelerini kullandı.

İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?

Olası bir anlaşmanın uygulanmasını kimin denetleyeceği konusunda ise açık konuşmayan Witkoff, ABD’li denetçilerin mi yoksa Birleşmiş Milletler’in mi görev alacağına ilişkin bilgi vermekten kaçındı.

Witkoff’un açıklamaları, Obama yönetimi döneminde imzalanan ve Trump tarafından 2018’de feshedilen 2015 İran Nükleer Anlaşması’nın mevcut görüşmelere zemin oluşturduğunu gösteriyor. Söz konusu anlaşma, İran’ın uranyumu yüzde 3.67’nin üzerinde zenginleştirmesini yasaklıyordu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Irakçi, ikinci tur müzakere öncesi Moskova’ya gidecek

Yayınlanma

Abbas Irakçi

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, bu hafta Batı ile Tahran arasındaki nükleer anlaşmazlığın çözümüne yönelik ABD ile yapılacak ikinci tur müzakere öncesinde müttefiki Rusya’yı ziyaret edecek. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ziyaretin önceden planlandığını söyledi.

İran ile ABD, geçen hafta Umman’da dolaylı görüşmelerde bulundu. Bu hafta ise İran’ın nükleer programındaki gerilim üzerine taraflar tekrar bir araya gelecek. ABD Başkanı Donald Trump, anlaşma sağlanamaması halinde askeri müdahale tehdidinde bulunmuştu.

Batılı ülkeler, Tahran’ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçlarken; İran, programının yalnızca sivil amaçlar taşıdığını savunuyor.

Irakçi’nin ziyaret edeceği Rusya, İran’ın Batı ile yürüttüğü nükleer müzakerelerde Tahran’a destek veren ve 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmaya taraf olan ülkelerden biri. Trump, söz konusu anlaşmadan başkanlığının ilk döneminde çekilmişti.

İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?

Reuters’a konuşan iki İranlı yetkili, Trump’ın mevcut yaklaşımının daha önceki tavırlarını yansıttığını, tehditlerle başlayan sürecin geri adımla sonuçlanabileceğini düşünüyor. Yetkililer, bunun Trump’ın Grönland, Gazze ve gümrük tarifeleriyle ilgili politikalarında da görüldüğünü hatırlatıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Irakçi’nin, cumartesi günü için planlanan ve henüz yeri açıklanmayan ikinci tur müzakereler öncesinde Rusya’da bulunacağını söyledi.

Hükümete yakın İranlı bir kaynak ise Reuters’a yaptığı açıklamada, ABD’nin görüşmelerin Roma’da yapılmasını istediğini, İran’ın ise Cenevre’yi tercih ettiğini söyledi. Bekayi, ABD’nin “dayatmacı ve tehditkâr” yaklaşımı nedeniyle görüşmelerin dolaylı biçimde sürdürüleceğini vurguladı.

İran tarafının açıklamasına göre, cumartesi günü yapılan ilk müzakere sırasında her iki heyet ayrı odalarda bulunmuş, mesajlar Umman Dışişleri Bakanı aracılığıyla iletilmişti.

Bazı İranlı yetkililer, Trump’ın iş dünyasından gelmesinin, ekonomik teşvikler içeren bir anlaşmaya daha sıcak bakmasını sağlayabileceğini düşünüyor. Bu teşvikler arasında, ABD yapımı uçakların İran tarafından satın alınması veya İran ekonomisinin ABD’li yatırımcılara açılması gibi unsurlar yer alıyor.

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

İran para birimi, İran-ABD görüşmelerinin duyurulmasının ardından yüzde 16 oranında değer kazandı.

Konuyla ilgili diplomatik trafiğin bir parçası olarak, Birleşmiş Milletler Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) Başkanı Rafael Grossi’nin çarşamba günü Tahran’ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

Yayınlanma

İran’ın nükleer programını sonlandıracak “Libya modeli”ni savunan İsrail, ABD-İran müzakereleri çökerse askeri saldırı seçeneğini değerlendirmesi için ABD’ye baskı yapıyor.

İsrail basını ABD Başkanı Donald Trump’ın duyurduğu, İran ile nükleer programına ilişkin dolaylı nükleer müzakerelerin anlaşmayla sonuçlanabilecek olmasının Tel Aviv’de ciddi endişelere yol açtığını yazdı.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 7 Nisan’da Oval Ofis’te yaptığı ortak basın açıklamasında, İran’la müzakerelerin başlatılacağını duyurdu.

İsrail Hükümet Sekreteri Yossi Fuchs, Netanyahu’nun, Washington’un Tahran’la nükleer müzakereleri başlatılmasını ortak basın açıklamasında Trump’tan sürpriz bir şekilde öğrendiğini aktardı.

Netanyahu’nun korkusu müzakerelerden anlaşma çıkması

Haaretz’te Amos Harel imzalı analizde, Trump’la yaptığı görüşmede sürpriz bir şekilde ABD’nin İran’la üst düzeyde müzakerelere başlayacağını öğrenen Netanyahu için durumun “pek iç açıcı olmadığı” vurgulandı.

Netanyahu’nun müzakerelerin başarısız olmasını ummaktan başka bir alternatifinin olmadığını savunan Harel, “Bundan sonra ne olacağı İsrail’in çekincelerine değil, Amerika ve İran’ın anlaşmaya varma kabiliyetine bağlı” ifadesini kullandı.

İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?

Netanyahu’nun muhtemelen etrafındakilerle paylaştığı ancak “yüksek sesle ifade etmek istemediği korkusuna” değinen Harel, bunun Trump’ın İran tehdidini ortadan kaldırmayacak vasat hatta kötü bir anlaşma imzalaması ve İsrail’in ABD’nin sert tepkisinden korktuğu için bunu sessizce kabul etmek zorunda kalacağını yazdı.

ABD Başkanı Trump’ın öncelikle barışçıl yollarla bir anlaşmaya varılması olasılığını değerlendirmek istediğinin altını çizen Harel, “İsrail ordusu, görüşmelerin çökmesi ve nihayetinde İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıya- ABD’nin desteği ve belki de yardımıyla- yeşil ışık yakılması ihtimaline karşı hazırlıklı olmalı” ifadesini kullandı.

“Libya modeli” talebi veya askeri saldırı seçeneği

Netanyahu’nun Washington ziyareti sonrası Axios’a konuşan ismi açıklanmayan İsrailli yetkili, başbakanın ABD’den İran’la dolaylı müzakerelerde “Libya modelini” önermesini istediğini belirtti.

İsrailli yetkili, “Netanyahu Libya modelini istiyor. Bu da İran nükleer programının tamamen sonlandırılması demek” ifadelerini kullandı.

Axios’ta çıkan başka bir haberde Tel Aviv yönetiminin müzakerelerin anlaşmaya varacağı konusunda oldukça şüpheci bir yaklaşıma sahip olduğunu ve Beyaz Saray’ı, müzakerelerin çökmesi durumunda askeri bir seçeneğe yönelmeye zorladığını vurguladı.

İsrail basını, Netanyahu’nun uzun süredir İran’ın nükleer programı için “Libya modeline” işaret ettiğini aksi halde askeri seçeneğin masada tutulmasını ABD yönetiminden istediğini aktarıyor.

Beyaz Saray’da “İran” çekişmesi

Öte yandan basına konuşan ismi açıklanmayan İranlı bir yetkili, müzakereleri yürüten ABD’li özel temsilci Steve Witkoff’un ilk turda sunduğu taslakta İran’ın nükleer altyapısının sökülmesi talebini ve herhangi bir açık askeri tehdidi içermediğini açıklamıştı.

Muammer Kaddafi liderliğindeki Libya, ABD ile Aralık 2003’te yaptığı anlaşmayla yürütülen nükleer programı sonlandırma kararı almıştı.

Olumlu mesajlar endişeyi artırıyor

Yedioth Ahronot gazetesinin haberinde, Umman’daki müzakerelerden gelen “olumlu ve yapıcı” mesajlara ilişkin İsrailli yetkililerin endişelerinin arttığı belirtildi.

ABD ile İran arasındaki dolaylı görüşmelerde, İsrail’in tek etkili çerçeve olarak gördüğü “Libya modelinin” gündemde olmamasına da dikkati çekilen haberde, Tel Aviv’de bunun endişe yaratan hususlardan biri olduğunun altı çizildi.

İsrail’deki endişelerin başında Trump’ın İran ile doğrudan bir çatışmadan kaçınmak adına İran açısından daha ılımlı bir uzlaşmayı tercih etmesinin geldiği de kaydedildi.

İran’ın “altı nükleer bomba için gerekli kapasiteye sahip olmaya çok yaklaştığını” öne sürülen haberde, İsrailli yetkililer, “müzakerelerden çıkacak bir anlaşmanın İran’a Trump sonrası anlaşmayı terk ederek nükleer silah elde edecek olmasından” endişe duyuyor.

“İranlı bakan müzakereleri manipüle edip anlaşmaya ikna edebilir”

İsrailli yetkililerin olası bir anlaşmayı “son derece sorunlu bulduğu” aktarıldı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi’nin tecrübesi ve müzakere becerileriyle öne çıktığına dikkati çekilen haberde, Irakçi’nin ABD heyetini manipüle ederek Trump’ı aceleyle bir anlaşmaya ikna edebileceği veya müzakereleri geciktirebileceği konusunda İsrail yönetiminde kaygının hâkim olduğu da kaydedildi.

“Trump’ın açıklamaları büyük bir hata”

İsrailli Maariv gazetesine konuşan Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde (INSS) kıdemli İran araştırmacısı Dr. Benny Sabti, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile ABD arasındaki nükleer görüşmelere yaklaşımının “tehlikeli sonuçlara” yol açabileceğini öne sürdü.

Sabti, Trump’ın müzakerelerin iyi geçtiğine ilişkin açıklamalarının zayıflık sinyali verdiğini ve İran’ın konumunu güçlendirebileceğini savunarak, “(Trump) Zaten görüşmeleri iyi olarak adlandırarak çok büyük bir hata yaptı” dedi.

İsrail basını, Netanyahu’nun, Trump ile Beyaz Saray’da İran ile nükleer müzakereleri duyurduğu görüşmeden “eli boş döndüğünü” ve “küçük düşürüldüğünü” aktarmıştı.​​​​​​​

İsrail basını: Trump, Netanyahu’ya saksı muamelesi yaptı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English