Bizi Takip Edin

AVRUPA

FPÖ vekilinin Avusturya’nın AB’den ayrılması gerektiğini söylediği video ortaya çıktı

Yayınlanma

Avusturya’nın sağcı Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) bu hafta yapılan bir toplantısından çekilen kamera görüntüleri siyaseti karıştırdı. Görüntülerde milletvekillerinin Afgan mültecilerden “bıçaklı seks suçluları” olarak bahsettiği ve AB’nin “ifade [özgürlüğüne] baskısından” söz ettiği görülüyor.

FPÖ, lideri Herbert Kickl’in şansölye olma yolunda ilerlemesi ve Karl Nehammer’in bu ayın başlarında istifa etmesinin ardından merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile koalisyon görüşmelerine başlamasıyla birlikte “aşırılık yanlısı” olduğu yönündeki korkuları gidermeye çalışıyor.

Fakat Avusturya gazetesi Der Standard tarafından yayınlanan bir ses kaydına göre, FPÖ içindeki seçilmiş yetkililer “ılımlı olmaktan uzak “görüşler ifade ediyor.

Viyana’nın Simmering semtindeki bir barda düzenlenen yerel bir parti toplantısına sızan bir Fransız gazeteci ekibi, FPÖ milletvekilleri Harald Stefan ve Markus Tschank’ın AB’den göçe, insan haklarından koalisyon ortaklarına kadar pek çok konuda dile getirdiği görüşleri kaydetti.

Stefan, Brüksel’i azarlarken “AB çılgınca bir şeye dönüştü; gözetim, ifade özgürlüğünün bastırılması… Gerçekten ayrılmalıyız ama bu bir seçenek değil,” diyor.

Avusturya’da sağ partiler bütçe kesintileri konusunda anlaşmaya vardı

Videoda ayrıca Afganistan’daki Taliban hükümetini öven sözler de yer alıyor ve Stefan Avusturya’nın göçmen ve sığınmacıların iadesi için onlara ödeme yapmasını öneriyor.

FPÖ’lü vekil, “[Taliban’a] tek bir kuruş bile vermek istemiyorum ama bence buna değer. Ülkemizden ayrılan bu eli bıçaklı seks suçlularının her biri çok para eder. Bunun için vergi ödemekten mutluluk duyarım,” ifadelerini kullanıyor.

Videoda ayrıca Tschank’ın göçmenlerle başa çıkmak için tercih ettiği planı detaylandırdığı görülüyor. Tschank, “Bir tür kültürel mücadeleye girmeliyiz; eğer bu işe yaramazsa, onları askeri bir uçağa yükleyin ve güle güle. O kadar hızlı gidersiniz ki, bunun gerçekleştiğini göremezsiniz. Her zaman söyledik: bu insanlar için mümkün olduğunca tatsız olmalı. O zaman gelmeyi bırakacaklardır,” diye konuşurken görülüyor.

Video aynı zamanda FPÖ’nün ÖVP ile devam eden hükümet kurma görüşmelerini de baltalama riski taşıyor. Zira Tschank videoda kiminle çalışacakları konusunda konuşurken, ÖVP’yi ima ederek “acınası”, “iktidar için yanıp tutuşan” ve “aslında hükümetten men edilmesi gereken” bir partiden bahsediyor.

İki parti daha önce 2000 ve 2017 yıllarında birlikte hükümet kurmuş, fakat son hükümetin İbiza olayı olarak adlandırılan olayla patlak vermesinin ardından Nehammer liderliğindeki ÖVP, FPÖ ile yeniden çalışmayı reddetmişti.

AVRUPA

Fransa, Ukrayna’ya asker gönderme senaryosunu gizlice tatbik etti

Yayınlanma

Fransa, Belarus üzerinden olası bir Rus ilerlemesine karşı Ukrayna’ya asker gönderme senaryosunu 10 gün süren gizli bir tatbikatla test etti.

Fransa, Belarus üzerinden olası bir Rus ilerlemesine karşı Ukrayna’ya asker gönderme senaryosunu gizlice test etti. Intelligence Online‘ın haberine göre, “Perseus” kod adlı tatbikat sonbaharda gerçekleştirildi ve 10 gün sürdü.

Tatbikata, Kara Kuvvetleri Özel Harekat Birimleri (CAST) katıldı. 3200 Fransız asker, Kiev’in kuzeyindeki Dinyeper Nehri’nin bir kıvrımını andıran bir bölgede eğitim gördü.

Fransızların taktikleri, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Şubat 2022’de Rusya’nın ilerlemesini durdurma deneyimlerine dayanıyordu.

Tatbikatta, insansız hava araçlarının kullanımı, elektronik savaş ve keşif faaliyetleri ile yüksek yoğunluklu çatışma koşullarında birliklerin koordinasyonu üzerinde duruldu.

Ancak, tatbikata katılan bazı askerler, FPV drone’ların eksikliğinden memnuniyetsizliklerini dile getirdi ve Fransız üreticilerin bu alanda geride kaldığına dair endişelerini paylaştı.

Macron’un Ukrayna’ya asker gönderme isteği

13 Ocak’ta Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Ukrayna’ya NATO askerlerinin konuşlandırılması fikrini görüştüğünü açıkladı.

Zelenskiy, “Bu fikrin uygulanmasına yönelik pratik adımları, olası genişlemeyi ve diğer ülkelerin sürece dahil olmasını ele aldık,” dedi.

Ukrayna lideri, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, böyle bir adımın Rusya’yı barışa zorlamak için “en iyi araçlardan biri” olacağını söylemişti.

Macron ve hükümet yetkilileri, Ukrayna’ya asker gönderme ihtimaline dair pek çok kez imada bulundu. Örneğin, Macron, Fransız birliklerinin Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ni eğitebileceğini veya ateşkes anlaşması sağlandığında barışı koruma görevlisi olarak hizmet verebileceğini belirtti.

Ayrıca, Rusya’nın cepheyi yarıp geçmesi ve Kiev’in yardım talep etmesi durumunda asker gönderme olasılığını da gündeme getirdi. Askeri analistler, Fransız birliklerinin Belarus ve Transdinyester sınırlarında Ukraynalı askerlerin yerini alabileceğini, böylece serbest kalan Ukrayna birliklerinin aktif çatışmaların yaşandığı bölgelere kaydırılabileceğini öne sürdü.

Rusya’nın sert tepkisi

Macron’un Ukrayna’ya batılı asker gönderme önerisi, Rusya’da sert tepkilere neden oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “olası müdahil güçlerin” nükleer silahların “kendi topraklarında hedefleri vurabileceğini anlaması gerektiği” uyarısında bulundu.

Kremlin Sözcüsü Dmitr,y Peskov ise, Ukraynalı askerleri eğiten hiçbir eğitmenin “dokunulmazlığa” sahip olmadığını ve “Fransız olsun ya da olmasın, fark etmeyeceğini” söyledi.

Macron, Batı’nın Rusya’ya karşı “stratejik belirsizlik” pozisyonu alması gerektiğini vurgulayarak, “tüm askeri seçenekleri masada tutma” çağrısı yaptı. NATO içinde, özellikle Rusya’ya sınırı olan doğu kanadı ülkeleri, bu öneriye belirli bir destek verdi. Ancak, ABD ve Almanya gibi kilit aktörler, bu fikre karşı çıktı.

ABD ve AB’nin tutumu

Aralık ayında, savaşı sona erdirmeyi vaat eden ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, Avrupa ülkelerine Ukrayna’ya asker gönderme ve ateşkesi denetleme önerisinde bulundu.

Trump, Amerikan ordusunun bu misyona katılmayacağını, zira asıl rolün Avrupa’ya ait olması gerektiğini belirtti. AB ülkeleri, savaş durdurulduğunda Ukrayna’ya bir barış gücü gönderme olasılığını tartışmaya başladı. Ancak, bu gücün NATO bayrağı altında hareket etmeyeceği, Rusya’yı kışkırtmamak için vurgulandı.

Reuters kaynakları, misyona 40 bin ila 100 bin arasında askerin katılabileceğini ve temel gücün Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Polonya gibi beş ila sekiz ülkeden oluşabileceğini bildirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman ekonomisi üst üste ikinci yıl küçüldü

Yayınlanma

Almanya ekonomisi 2024 yılında üst üste ikinci kez küçülerek Avrupa’nın en büyük ekonomisinin karşı karşıya olduğu gerilemenin ciddiyetinin altını çizdi.

Federal İstatistik Ofisi çarşamba günü yaptığı açıklamada, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin 2023 yılında yüzde 0,3 küçüldükten sonra geçen yıl yüzde 0,2 daraldığını belirtti. Ekonomistler yüzde 0,2’lik bir düşüş bekliyorlardı.

Özel sektör üretimi daralırken, kamu tüketimi 2023 yılına kıyasla yüzde 2,6 oranında keskin bir artış gösterdi.

Aralık ayına kadarki üç aylık dönemde üretim, üçüncü çeyreğe kıyasla yüzde 0,1 oranında azaldı.

İstatistik ofisinin çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre, imalat sanayi üretimi yüzde 3 oranında daralırken, kurumsal yatırımlar da yüzde 2,8 oranında düştü.

Federal İstatistik Ofisi Başkanı Ruth Brand, kötü performanstan “konjonktürel ve yapısal baskıları” sorumlu tutarak, “Alman ihracat endüstrisi için artan rekabet, yüksek enerji maliyetleri, yüksek kalan faiz oranı seviyesi ve belirsiz bir ekonomik görünüme” işaret etti.

Münih merkezli ekonomik düşünce kuruluşu Ifo’nun ekonomisti Timo Wollmershäuser, “Almanya savaş sonrası tarihinin en uzun durgunluğunu yaşıyor,” dedi ve ülkenin uluslararası karşılaştırmada da önemli ölçüde düşük performans gösterdiğini sözlerine ekledi.

Deutsche Bank’ın Almanya baş ekonomisti Robin Winkler, dördüncü çeyrekteki daralmanın “sürpriz” ve “endişe verici” olduğunu söyledi. “Eğer bu doğrulanırsa, ekonomi yıl sonuna kadar daha fazla ivme kaybetmiş olacak” diyen Winkler, bunun muhtemelen ‘Berlin ve Washington’daki siyasi belirsizlikten’ kaynaklandığını öne sürdü.

Bundesbank geçen ay yaptığı açıklamada durgunluğun bu yıl da devam edeceğini belirterek sadece yüzde 0,1’lik bir büyüme öngörmüş ve ABD ile ticaret savaşının bir yıl daha ekonomik daralmayı tetikleyeceği uyarısında bulunmuştu.

23 Şubat’ta yapılacak seçimler için yapılan kampanyalara sanayisizleşme, çökmekte olan altyapı ve ülkenin kamu harcamalarını kısıtlayan borç freninden vazgeçip geçmemesi gerektiği konuları hakim oldu.

Almanya’nın bir sonraki şansölyesi olması muhtemel olan Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz, bürokrasiyi ve vergileri azaltma ve çalışmayanlar için sosyal yardımları geri çevirme sözü vererek bir reform gündemi üzerinde kampanya yürütüyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB, Amerikan teknoloji şirketlerine yönelik soruşturmalarını yeniden değerlendiriyor

Yayınlanma

ABD’li şirketler, AB’nin “aşırı hevesli” uygulamaları olarak nitelendirdikleri uygulamalara karşı seçilmiş başkan Donald Trump’ı müdahale etmeye çağırırken, Brüksel Apple, Meta ve Google gibi teknoloji gruplarına yönelik soruşturmalarını yeniden değerlendiriyor.

Konuyla ilgili bilgi veren iki yetkilinin Financial Times’a (FT) aktardığına göre, Avrupa Komisyonunun soruşturmaların kapsamını daraltmasına ya da değiştirmesine yol açabilecek olan inceleme, AB’nin dijital pazar düzenlemeleri kapsamında geçen yılın mart ayından bu yana açılan tüm davaları kapsayacak.

Bu karar, Brüksel’deki kurumun, dönüm noktası niteliğindeki davaları ele alış biçimine yönelik baskıların arttığı ve Trump’ın önümüzdeki hafta Beyaz Saray’a dönmeye hazırlandığı bir dönemde yeni bir beş yıllık döneme başlamasıyla alındı.

İnceleme hakkında bilgi sahibi üst düzey bir AB diplomatı, “Trump’a bu kadar yakın olan ve bunu bize baskı yapmak için kullanan bu teknoloji oligarkları ile yepyeni bir oyun olacak. Şu anda pek çok şey belirsiz,” dedi.

Yetkililer, inceleme tamamlanırken tüm kararların ve olası para cezalarının durdurulacağını, fakat davalarla ilgili teknik çalışmaların devam edeceğini söyledi. İncelenmekte olan soruşturmaların bazıları erken aşamadayken, diğerleri daha ileri düzeyde.

Google’ın uygulama mağazasını kayırdığı iddiasıyla ilgili bir soruşturmada suçlamaların geçen yıl yapılması bekleniyordu.

Diğer iki AB yetkilisi Brüksel’deki düzenleyici kurumların Google, Apple ve Meta davalarıyla ilgili nihai kararları almak için siyasi talimat beklediklerini söyledi.

İnceleme, AB milletvekillerinin komisyona ABD’nin baskısı karşısında soğukkanlılığını koruması çağrısında bulunduğu ve Silikon Vadisi şeflerinin Trump’ın dönüşünü daha hafif bir teknoloji düzenlemesi döneminin başlangıcı olarak selamladığı bir döneme denk geliyor.

Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg cuma günü, AB düzenleyicilerinin son 20 yılda ABD’li teknoloji şirketlerini “30 milyar dolardan fazla” ceza ödemeye zorladığından şikayet ederek, seçilmiş başkana Brüksel’in ABD’li teknoloji şirketlerine ceza kesmesini durdurma çağrısında bulundu.

Kısa bir süre önce Facebook ve Instagram’da teyitleme mekanizmasını kaldırmayı planladığını açıklayan Zuckerberg, potansiyel olarak AB kurallarına aykırı davranarak, yeni gelen Trump yönetiminin yurtdışındaki Amerikan çıkarlarını korumak istediğinden emin olduğunu söyledi.

Yetkililerden biri, Trump’ın başkanlığının sonuçlarının incelemede bir faktör olduğunu söylerken, zaferinin bunu tetiklemediği konusunda ısrar etti. Komisyon ise kurallarının “etkili bir şekilde uygulanmasına tamamen bağlı” kaldığını söyledi.

Devam eden davaların “henüz teknik düzeyde hazır olmadığını” söyleyen bir komisyon sözcüsü, bu tür soruşturmaların karmaşıklığı, yeniliği ve “komisyon kararlarının yasal olarak sağlam olmasını sağlama ihtiyacı” nedeniyle zaman aldığını savundu.

Trump’ın zaferinden önce AB düzenleyicileri dünyanın en büyük teknoloji gruplarına karşı agresif adımlar atmaya başlamış, piyasaları açmayı ve Büyük Teknoloji için düzenleyici bir çerçeve oluşturmayı amaçlayan bir dizi reformu hayata geçirmişti.

Büyük platformların piyasayı kötüye kullanmasını engellemeye yönelik bir yasa olan Dijital Piyasalar Yasası (DSA) kapsamında Brüksel geçtiğimiz mart ayında Apple, Google ve Meta hakkında soruşturma başlattı.

Komisyon ayrıca, teknoloji milyarderi Elon Musk’ın Avrupa işlerinde artan etkisini engellemek için çevrimiçi içeriği denetlemeyi amaçlayan bir dizi kural olan DSA’in tüm yetkilerini kullanma konusunda baskı altına girdi.

Komisyon, Google’ın sahibi Alphabet’e yönelik benzer soruşturmanın yanı sıra Apple’ın kendi uygulama mağazasını kayırıp kayırmadığını ve Facebook’un sahibi Meta’nın kişisel verileri reklamlar için kullanıp kullanmadığını inceliyor.

Brüksel ayrıca Apple’ın rakiplerine, teknoloji grubunun iOS işletim sistemini bağlı cihazlarla uyumlu hale getirme önerileri konusunda danışıyor. Her ikisi de ABD’li teknoloji şirketlerine karşı sert bir tutum sergileyen Danimarkalı Margrethe Vestager ve Fransız Thierry Breton Kasım ayında komisyondan istifa etti.

FT’ye konuşan yetkililerden biri ise, önceliklerin değişiyor olabileceğini savundu ve dijital kuralların bir önceki komisyondan kaldığını hatırlattı.

Komisyonun baş sözcüsü ise salı günü yaptığı açıklamada, “[ABD’de] teknik çalışmalar üzerinde baskı yaratan siyasi bir gerçeklik olabilir … yeni [Trump] yönetiminin somut önlemleri ve eylemleri temelinde bakacağız ve değerlendireceğiz,” dedi.

Öte yandan AB kanun yapıcıları düzenleyicileri sağlam durmaya çağırdı. Teknoloji kurallarının hazırlanmasında görev alan AP üyesi Stephanie Yon-Courtin, diplomatik geri tepmelerden kaçınmak için AB soruşturmalarının feda edilemeyeceğini söyledi.

Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’e yazdığı mektupta Yon-Courtin, DSA’nın “rehin alınamayacağını” söyledi ve “Lütfen kabinenizin ve şahsınızın DSA’nın daha fazla gecikmeksizin etkin bir şekilde uygulanmasına tam destek verdiği konusunda bana güvence verin,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English