Diplomasi
Gürcistan’da iktidar partisinin kurucusu, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ile görüşmeyi reddetti

Gürcistan’da iktidardaki Gürcü Rüyası partisinin kurucusu ve onursal başkanı Bidzina İvanişvili, Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James O’Brien’ın görüşme teklifini geri çevirdi.
Başbakan İrakli Kobahidze, dün düzenlediği basın toplantısında, İvanişvili’nin bugün Tiflis’i ziyaret eden O’Brien ile görüşmeyi reddettiği bilgisini verdi.
Kobahidze, “(O’Brien’ın) İvanişvili ile görüşme talebi dile getirildi ve bu talebe ret cevabı verildi,” ifadesini kullandı.
Kobahidze, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ile yapacağı görüşmede iki ülke arasında doğrudan hava bağlantıları kurulması konusunun ele alınmasını beklediğini de sözlerine ekledi.
Başbakan, ayrıca ülkede Ukrayna senaryosu tekrarlanarak yeni bir ‘Maydan’ın ortaya çıkma ihtimalini de dışladı, zira mevcut muhalefetin bunun için yeterli güce sahip olmadığını belirtti.
Kobahidze, “Elbette Gürcistan’da böyle bir senaryo gerçekleşmeyecektir. Her şeyiyle birlikte tamamen gözden düşmüş olan böyle bir siyasi azınlığın bunun için hiçbir kaynağı yoktur. Size hatırlatmak isterim ki burası [Viktor] Yanukoviç’in Ukrayna’sı değil, burada her türlü şiddete ve şiddet girişimine tepki verebilecek, egemen bir devlet var,” diye konuştu.
O’Brien, daha önce X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda, “Gürcistan meclisinde, ülkeyi Avrupa’dan uzaklaştırma tehdidinde bulunan girişimlerden endişe duyuyorum. ABD, ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma özgürlüğü de dahil olmak üzere herkes için insan haklarını savunmak üzere sesini her zaman yükseltecektir,” yorumunu yapmıştı.
Gürcistan Meclisi Hukuk Komisyonu, ülkede son günlerde tekrar şiddetli protesto gösterilerine neden olan ‘yabancı etkinin şeffaflığı’ yasa tasarısını pazartesi günü üçüncü okumada kabul etti.
Bir gün önce, tasarıya karşı çıkan protestocular, milletvekillerinin tasarıyı değerlendirmesini engellemek için meclis binası dışında toplanmaya başladı. Pazartesi günü şafak vakti polis protestocuları meclisin girişlerinden uzaklaştırdı.
Zaman zaman arbede yaşanırken, aralarında birer Rusya ve Moldova vatandaşı ile iki Amerikalının da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı.
Tasarıya Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, muhalefet ve Batılı diplomatlar karşı çıkarak bunu ülkenin Avrupa Birliği’ne (AB) entegrasyonu önünde bir engel olarak değerlendirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı da tasarının ülkenin canlı sivil toplumunun altını oymayı amaçladığını iddia etti.
Zurabişvili, üç okumada da kabul edilmesi halinde tasarıyı veto edeceğini söyledi.
James O’Brien, Kobahidze ile bir araya geldi
Bununla beraber bugün sabah saatlerinde Tiflis’e gelen O’Brien, Başbakan Kobahidze ile bir araya geldi.
O’Brien’ın ayrıca Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı, kamu kuruluşları, muhalefet ve özel sektör temsilcileriyle görüşmesi planlanıyor.
Asya
Malezya Başbakanı ASEAN toplantısında Trump’ın tarifelerinin ‘baskı altına almak’ için kullanıldığını söyledi

Malezya Başbakanı Enver İbrahim, çarşamba günü ASEAN’ın önemli dışişleri bakanları toplantısının açılışında, ABD’nin gümrük tarifelerinin artık diğer ülkeleri “baskı altına almak, izole etmek ve kontrol altında tutmak” için kullanıldığını söyledi.
Kuala Lumpur’da düzenlenen bakanlar toplantısının açılış töreninde konuşan İbrahim, “Dünya çapında, bir zamanlar büyümeyi sağlamak için kullanılan araçlar artık baskı, izolasyon ve kontrol altında tutmak için kullanılıyor” dedi. “Gümrük tarifeleri, ihracat kısıtlamaları ve yatırım engelleri artık jeopolitik rekabetin keskin araçları haline geldi” diye ekledi.
Enver İbrahim, ASEAN’daki meslektaşlarına, bölgenin bu gerçekle “açık ve kararlı” bir şekilde yüzleşmesi gerektiğini ve bloğun birlikteliğinin deklarasyonlarla sınırlı kalmaması gerektiğini hatırlattı.
Pazartesi günü, ABD Başkanı Donald Trump, altı ASEAN üyesini etkileyen yeni bir dizi gümrük vergisi oranı açıkladı. Bunlar arasında Myanmar ve Laos’tan gelen mallara %40, Tayland ve Kamboçya’dan gelen mallara %36 vergi yer alıyor. Endonezya için oran %32, Malezya için ise %25.
Malezya, 10 üyeli bloğun bu yılki dönüşümlü başkanlığını yürütüyor. Bu haftaki toplantılar arasında ASEAN’ın içişleri bakanları toplantısı ve ardından ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Japonya ve Hindistan gibi önemli ortak ülkelerle toplantılar yer alıyor.
Nikkei Asia‘nın gördüğü dışişleri bakanları toplantısının ortak bildiri taslağı, tek taraflı gümrük vergisi uygulamalarının “kontra üreten nitelikte olduğunu ve küresel ekonomik parçalanmayı şiddetlendirme riski taşıdığını” ve “ASEAN’ın ekonomik istikrarı ve büyümesi için karmaşık zorluklar oluşturduğunu” belirtiyor.
Malaya Üniversitesi Uluslararası ve Stratejik Çalışmalar Bölümü’nde doçent olan Khoo Ying Hooi, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, Trump’ın son gümrük vergisi açıklamalarının, Japonya ve Güney Kore gibi müttefikleri hedef almak anlamına gelse bile, daha çok güç gösterisi ve “Önce Amerika” söylemini canlandırmak amacıyla yapıldığını söyledi.
“Bu, stratejik olmaktan çok sembolik bir hamle gibi görünüyor ve kimin zarar göreceği önemli olmaksızın seçmenlere ticaret konusunda sert olduğunu göstermek amacıyla yapılmış bir hamle” dedi.
Khoo, Güneydoğu Asya’nın ticareti çeşitlendirmek, bölgesel entegrasyonu güçlendirmek ve tek bir pazara bağımlılığı azaltmak için adımlar attığını belirtti. Güney-Güney ticaret ortaklıklarının kurulduğunu ekleyen Khoo, bu çabaların “hızlanıp derinleşebileceğini” kaydetti.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim konuşmasında, ASEAN’ın “merkeziliğinin” devam etmesi gerektiğini yineleyerek, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin dünya çapında arttığı bir dönemde bloğun diyalog için birincil dayanak noktası olması gerektiğini vurguladı.
“Küresel düzen parçalanıyor” dedi ve ekledi: “Çatışma, zorlama ve güvensizlik artık çok sayıda ilişkiyi tanımlıyor ve bunların sonucunda sayısız hayat kaybediliyor veya altüst oluyor.”
Öte yandan, toplantıda Malezya Dışişleri Bakanı Mohamad Hasan, küresel siyasi manzaranın “iki kutupluluktan tek kutupluluğa ve nihayet çok kutupluluğa” doğru değişmeye devam edeceğini vurguladı.
Diplomasi
Çekya Cumhurbaşkanı: Savaş bittikten sonra Rusya ile ilişkiler düzelebilir

Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Avrupa ülkelerinin Rusya ile ilişkilerini yeniden kurabileceğini belirtti. Pavel, önceliğin ateşkese ve Rusya’yı müzakere masasına getirmeye verilmesi gerektiğini vurgularken, Moskova’nın yapıcı bir diyalog sergilemesi halinde Avrupa güvenliği ve ekonomik işbirliği konularının tartışılabileceğini ifade etti.
Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Ukrayna’daki savaşın sona ermesinin ardından Avrupa ülkelerinin Rusya ile ilişkilerini yeniden kurabileceğini söyledi.
BBC Rusça‘ya konuşan Pavel, öncelikli görevin Rusya’yı müzakerelere çekmek ve ateşkesi sağlamak olduğunu vurguladı.
Pavel, bu adımların ardından barış anlaşması ve Ukrayna’nın yeniden inşası konularının ele alınabileceğini belirtti.
‘Moskova’nın tutumu belirleyici olacak’
Pavel, “bitmeyen bir savaşın” hem Ukrayna hem de Rusya için ağır insani kayıplara yol açacağı ve sadece bu iki devletin değil, tüm Avrupa’nın ekonomisine ciddi zarar vereceği uyarısında bulundu.
Gelecekte atılacak adımların büyük ölçüde Moskova’nın tutumuna bağlı olacağını ifade eden Çekya lideri, Rusya’nın yapıcı bir diyaloğa hazır olduğunu göstermesi durumunda Avrupa güvenliği ve ekonomik işbirliği konularında müzakere masasına dönebileceğini dile getirdi.
Ancak Pavel, “Ukrayna’da barışın sağlanmasının, atılacak her türlü adım için kilit ve vazgeçilmez bir koşul olduğunun” altını çizdi.
Pavel, Rusya ile temasların yeniden kurulması fikrinin “insan adaleti ve uluslararası hukuk temelinde” kabul edilmesinin son derece zor olduğunu da kabul etti.
‘Putin ile eşit ortaklar olarak görüşürüm’
Gerektiği takdirde Vladimir Putin ile kişisel bir görüşmeye hazır olduğunu belirten Pavel, bu diyaloğun “büyüğün küçüğe veya güçlünün zayıfa karşı olduğu bir pozisyondan değil, eşit ortaklar arasında” gerçekleşmesi şartını koştu.
Çekya Cumhurbaşkanı’na göre Rusya yönetimi şu anda “ya kazanırsın ya da kaybedersin” mantığıyla hareket ederken, kendisi “karşılıklı kazancın” mümkün olduğuna inanıyor.
‘Kimse Rusya’yı kontrol etmeye çalışmıyor’
Pavel, savaşın sona ermesi, Avrupa güvenlik mimarisinin düzenlenmesi ve taraflar arasında güvenin yeniden tesis edilmesinin ardından askeri harcamaların azaltılması ve ekonomilerin güçlendirilmesi gibi konuların da konuşulabileceğini söyledi.
“Bunun hem Rus hem de Avrupalı vatandaşlar için eşit derecede faydalı olacağına eminim, çünkü hepsi barış içinde yaşamak istiyor,” diyen Pavel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kimse Rusya’yı kontrol etmeye çalışmıyor; bizim de kendimize ait yeterince sorunumuz var.”
Çekya Cumhurbaşkanı ayrıca, Vladimir Putin’in “sonsuza dek iktidarda kalmayacağını” ve Rusya’daki insanların onurlu bir yaşam, dünyada serbestçe dolaşma, eğitim ve diğer ülkelerle iş yapma imkânları arzuladığını düşündüğünü ekledi.
Pavel, “Rusların çoğunluğunun tecrit altında ve bu kadar sıkı bir kontrol altında olmaktan memnun olduğunu sanmıyorum,” dedi.
‘NATO’nun Ukrayna kararı değişmedi’
NATO’nun 2025 yılı sonuç bildirisinde Ukrayna’nın üyelik perspektifine neden doğrudan atıfta bulunulmadığı sorusuna ise Pavel, bunun mevcut bir uygulamadan kaynaklandığını belirtti.
Pavel’e göre, daha önceki deklarasyonlarda yer alan ve iptal edilmeyen her şey yürürlükte kalmaya devam ediyor.
Çekya Cumhurbaşkanı, “Dolayısıyla, bir önceki zirvenin sonuçları hâlâ geçerli ve güncelliğini koruyor. Ukrayna bu deklarasyonda anılmadıysa, bunun tek sebebi hiçbir şeyin değişmemiş olmasıdır,” diye açıkladı.
Diplomasi
ABD’li kritik mineral alıcıları Çin’in yasağını Tayland ve Meksika üzerinden deliyor

Gümrük ve nakliye kayıtlarına göre, Çin’in geçen yıl ABD’ye sevkiyatları yasaklamasının ardından, Tayland ve Meksika’dan pil, çip ve alev gibi geciktiricilerde kullanılan bir metal olan antimonun ABD’ye olağanüstü miktarlarda akını başladı. Reuters’ın ulaştığı kayıtlar, bu ticarete en az bir Çinli şirketin dahil olduğunu gösteriyor. Reuters, ABD’li kritik mineral alıcılarının Çin’in ihracat yasağını nasıl aştığını haberleştirdi.
Çin, telekomünikasyon, yarı iletkenler ve askeri teknolojide kullanılan antimonun yanı sıra galyum ve germanyumun da tedarikinde hakim konumda. Pekin, Washington’un Çin’in çip sektörüne yönelik baskısının ardından 3 Aralık’ta bu minerallerin ABD’ye ihracatını yasakladı.
Ticaret verileri ise ABD’nin sevkiyatlarının üçüncü ülkeler üzerinden yeniden yönlendirildiğini gösteriyor. Bu durum, Çinli yetkililer tarafından da kabul edildi.
İki ABD şirketinin iki yöneticisi de Reuters’a son aylarda Çin’den kısıtlanmış mineralleri temin ettiklerini söyleyerek bu değerlendirmeyi doğruladı.
ABD gümrük verilerine göre, aralık ve nisan ayları arasında ABD, Tayland ve Meksika’dan 3.834 metrik ton antimon oksit ithal etti. Bu miktar, önceki üç yılın toplamından neredeyse daha fazlaydı.
Öte yandan, Çin gümrük verilerine göre, Tayland ve Meksika bu yıl Çin’in antimon ihracatında ilk üç ülke arasına girdi. Her iki ülke de, Pekin’in ihracatı kısıtlamadan önceki son tam yıl olan 2023’te ilk 10’da yer almamıştı.
Danışmanlık şirketi RFC Ambrian’a göre, Tayland ve Meksika’da tek bir antimon izabe tesisi bulunuyor ve Meksika’daki tesis nisan ayında yeniden açıldı. Her iki ülke de bu metalden önemli miktarda çıkarmıyor.
ABD’nin bu yılki antimon, galyum ve germanyum ithalatı, daha yüksek fiyatlara rağmen, yasağın öncesindeki seviyelere eşit veya bu seviyeleri aşacak şekilde seyrediyor.
Dijital sevkiyat denetim platformu Publican’ın kurucu ortağı ve CEO’su Ram Ben Tzion, aktarma yapıldığına dair açık kanıtlar olmasına rağmen, ticaret verilerinin ilgili şirketlerin tespit edilmesini mümkün kılmadığını söyledi.
Reuters’a verdiği demeçte, “Bu, gördüğümüz bir model ve bu model tutarlı” dedi. Çinli şirketlerin “yönetmelikleri atlatmada son derece yaratıcı” olduğunu da sözlerine ekledi.
Çin Ticaret Bakanlığı mayıs ayında, belirtilmeyen bazı yurt dışı kuruluşlarının ihracat kısıtlamalarını atlatmak için “yerli kanun kaçakçılarıyla işbirliği yaptığını” ve bu tür faaliyetlerin durdurulmasının ulusal güvenlik için gerekli olduğunu açıklamıştı. Bakanlık, qralık ayından bu yana ticaret akışlarındaki değişiklikle ilgili Reuters’ın sorularına yanıt vermedi.
ABD Ticaret Bakanlığı, Tayland Ticaret Bakanlığı ve Meksika Ekonomi Bakanlığı da benzer sorulara yanıt vermedi.
ABD yasaları, Amerikalı alıcıların Çin menşeli antimon, galyum veya germanyum satın almasını yasaklamıyor. Çinli firmalar, lisansları varsa bu mineralleri ABD dışındaki ülkelere gönderebiliyor.
ABD merkezli Gallant Metals’ın CEO’su ve kurucusu Levi Parker, Reuters’a, olası yansımalar nedeniyle ilgili tarafların kimliğini açıklamadan, Çin’den ayda yaklaşık 200 kg galyum elde ettiğini söyledi.
Öncelikle, Çin’deki satın alma acenteleri üreticilerden malzeme temin ediyor. Ardından, bir nakliye şirketi paketleri demir, çinko veya sanat malzemeleri olarak yeniden etiketleyerek başka bir Asya ülkesi üzerinden sevk ediyor.
Parker, bu çözümlerin mükemmel veya ucuz olmadığını belirtti. Düzenli olarak 500 kg ithalat yapmak istediğini ancak büyük sevkiyatların incelemeye maruz kalma riski olduğunu ve Çinli lojistik firmalarının bu riskler nedeniyle “çok dikkatli” davrandığını söyledi.ABD’li kritik mineral alıcıları Çin’in ihracat yasağını nasıl aşıyor?
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Söyleşi2 hafta önce
E. Koramiral Kadir Sağdıç: ‘Hürmüz’ü kapatmak ABD-İsrail’e yarar’
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jerusalem Post: Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Çin’in Orta Doğu stratejisi