Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

“İran’ın nükleer tesisleri hala Netanyahu’nun hedefinde”

Yayınlanma

Netanyahu’nun ABD’nin itirazlarına rağmen İran’ın nükleer tesislerini hedef alabileceği bu konuda elinin güçlü olduğu, Biden’ın seçime az bir zaman kala Netanyahu ile kamuoyu önünde çatışmaya girmekten çekineceği ileri sürülüyor. İddiaya göre Netanyahu’nun bu hamleyi 5 Kasım’dan önce yapması gerekiyor.

Haaretz’den Amos Harel’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer programıyla başa çıkmak için tarihi bir fırsat görüyor ve Yahya Sinvar’ın öldürülmesiyle ilgili toz duman dağıldıktan sonra uluslararası dikkatler İran cephesine kayacak.

Hamas lideri Yahya Sinvar’ın öldürüldüğü Refah’taki operasyon sırasında, güney Lübnan’da devam eden çatışmalarda İsrail ordusu beş Golani komando askerini kaybetti. Harel’e göre, bu olay İsrail’in tüm cephelerde ağır kayıplar verdiğinin bir göstergesi.

İsrail’in İran’a saldırısı “an meselesi”

Habere göre, İsrail şu anda İran’la gerilimi tırmandırabilecek ve hatta nükleer programı hedef alabilecek bir saldırı seçeneğini değerlendiriyor. Haberde, Netanyahu’nun geçmişte İran’ın nükleer tesislerine saldırmak konusunda çekinceleri olduğunu ancak şu anda bu konuda daha kararlı bir tavır takındığı ileri sürülüyor: “Netanyahu’nun pazarlık pozisyonu on yıl öncesine göre daha iyi. Birincisi, savaş zaten devam ediyor ve bölge her hâlükârda karışık durumda ve İran İsrail’e yapılan terör saldırılarının çoğuna yardım ediyor bu da İsrail’in İran’a karşı askeri hamlelerini artırmasını haklı gösterebileceği bir ortam yaratıyor. İkinci olarak, (ABD) yönetimin manevra alanı sınırlı. Seçime iki buçuk hafta kala anketler Harris ve Trump arasında başa baş bir yarışa işaret ediyor ki bu yarışı birkaç eyalette nispeten az sayıda oy farkı belirleyecek gibi görünüyor. Demokratlar, Netanyahu ile kamuoyu önünde yaşanacak bir çatışmanın oy verme eğilimlerini etkileyebileceğinden ve daha da önemlisi, seçim arifesinde yeni bir küresel enerji krizinden endişe ediyorlar.”

“…Washington İsrail içinde Netanyahu’yu durduracak kimsenin olmamasından endişe ediyor. Savunma Bakanı Yoav Gallant, Netanyahu’nun Gideon Sa’ar ve partisini koalisyona katarak yaptığı son siyasi manevra ile çok zayıfladı. Gallant’ın Sa’ar ile değiştirilmesi, sadece Lübnan’daki gerilim nedeniyle son anda durduruldu.”

“Üst düzey ordu subayları, 7 Ekim olayları nedeniyle büyük bir suçluluk duygusu içindeler ve yaptıkları tahribatı onarmaya yönelik çaresiz çabalarla meşguller. Bu durum, onları başbakanla diğer konularda mücadele etmek için gerekli zihinsel enerjiden mahrum bırakıyor.”

“Netanyahu’nun resmi ve gayri resmi danışmanlarından bazıları İran üzerindeki baskıyı artırmak için altın bir fırsat olduğuna inanıyor. Avigdor Lieberman ve Naftali Bennett gibi Netanyahu’yu sağdan geçmeye çalışan siyasetçilerin İran’a karşı hamlelerin artırılmasını ve yılanın başının ezilmesini tavsiye ettiklerini not etmek gerekir.”

İsrail’in “petrol” ve “nükleer” güvencesi petrol fiyatlarını düşürdü

Netanyahu’nun İran nükleer tesislerini hedef alma isteğinin yeni olmadığını ve 7 Ekim’in Netanyahu döneminde gerçekleştiğine işaret eden Harel, “7 Ekim Gazze, Lübnan ve Yemen’de çok cepheli bir savaşa yol açtı. Neden bir adım daha atıp İran ile, özellikle de nükleer programının yarattığı tehditle nihayet başa çıkmasın” diye yazdı.

Biden, Harris ve Trump’ın üçünün de İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir Amerikan saldırısına karşı çıktığını ve kış aylarının yaklaştığını hatırlatan Harel, Netanyahu’nun harekete geçmek için fazla zamanı kalmadığı görüşünde.

Harel, bugüne kadar Netanyahu’nun Washington’da risk almaktan kaçınan bir isim olmasına rağmen bu önermenin bugün geçerliliğini yitirdiği görüşünde: “Netanyahu ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaya ve ceza davasından kaçmaya çalışıyor. Şu anda İsrail ve bölge için tehlikede olan çok şey var.”

ORTADOĞU

Hamas: Her liderimizin ölümü bizi daha da güçlendirdi

Yayınlanma

Hamas lideri Yahya Sinvar’ın Refah’ta İsrail işgaline direnirken öldürülmesi sonrası ABD’den yapılan açıklamalar Gazze’de ateşkes ihtimalini gündeme getirdi. Ancak uzmanlar Sinvar’ın ölümünün Hamas’ın stratejisini değiştirmeyeceği görüşünde.

Yahya Sinvar’ın İsrailli askerlerle girdiği çatışmada öldürüldüğünün açıklanmasından sonra ABD Başkanı Joe Biden ve ABD’li diğer yetkililer ateşkes müzakerelerinin yeniden canlandırılması için harekete geçti. ABD Dışişleri Bakanı Blinken bölge ülkelerinin yetkilileriyle telefon görüşmeleri yaparken Biden, Blinken’ı İsrail’e göndereceğini açıkladı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin da “Sinvar’ın ölümü, (Gazze’de) kalıcı ateşkesin sağlanması ve bu korkunç savaşın sona erdirilmesi için olağanüstü bir fırsat” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise “savaşın devam ettiğini” vurguladı ancak İsrail basınına göre Netanyahu esir takası müzakerelerini görüşmek için bugün güvenlik toplantısı yapacak.

Yerel basında çıkan haberde, Netanyahu’nun bazı bakanlar ve üst düzey güvenlik yetkilileriyle “özel” bir toplantı yapacağı belirtildi. Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığı yerleşkesinde yapılacak güvenlik toplantısında, İsrail ile Hamas arasında esir takası müzakerelerinin ele alınacağı ifade edildi.

“Örgütün çöküşü anlamına gelmiyor”

Financial Times’a konuşan diplomatlar ve analistler, Sinvar’ın ölümünün Hamas için darbe olduğunu ancak bunun örgütün çöküşü anlamına gelmeyeceğini ve Gazze’deki yıkıcı savaşa tek başına bir son vermeyeceğini söyledi.

FT’ye göre “Herhangi bir diplomatik girişimin başarı şansı olup olmadığı da kısmen Sinvar’ın öldürülmesinden sonra Hamas’a ne olacağına bağlı.”

Eski bir İsrail istihbarat yetkilisi olan Michael Milshtein, Sinvar’ın yerine kardeşi Muhammed’in Hamas’ın Gazze’deki askeri operasyonlarını devralabileceğini ve Halid Meşal ve Halil el-Hayya gibi Katar’da bulunan diğer siyasi liderlerin de grubun siyasi liderliğini üstlenebileceğini söyledi. Milshtein, “Çok ihtiyatlı bir şekilde Sinvar’ın öldürülmesinin bir anlaşma için fırsat yaratabileceğini söyleyebilirim. Her şeyden önce [Doha’da bulunan siyasi liderler] Katarlıların baskısı altında. Ve belki de Sinvar kadar inatçı olmayacaklar” dedi.

Ramallah merkezli Horizon Center adlı düşünce kuruluşunun başkanı İbrahim Dalalşa, Sinvar’ın ölümünün Hamas’ta daha büyük bir “ademi merkeziyetçilik ve parçalanmaya” yol açabileceğini iddia etti. Ancak şöyle ekledi: “Hala tam bir teslimiyet ve çöküşten uzağız. [Yeni liderler] Sinvar’ın izlediği çizgiye göre koşullarını yumuşatmaya istekli olabilirler, ancak sadece bir noktaya kadar- aksi takdirde gerçekten bir Hamas liderliği olmayacaklar.”

“Her seferinde daha da güçlendik”

Öte yandan Hamas’ın siyasi liderlerinden Bassem Naim, bugün yaptığı açıklamada Sinvar’ın öldürüldüğünü teyit etmedi ancak İsrail “liderlerimizi öldürmenin hareketimizin ve Filistin halkının mücadelesinin sonu anlamına geldiğine inanıyorsa yanılıyor” dedi.

AP’nin aktardığına göre Naim, geçmişte de Hamas’ın liderlerinin de öldürüldüğünü ve “Hamas’ın her seferinde daha güçlü hale geldiğini ve bu liderlerin gelecek nesillerin özgür bir Filistin’e doğru yolculuğu sürdürmeleri için bir simge haline geldiğini” söyledi. Naim, “sevilen insanları, özellikle de olağanüstü liderleri kaybetmenin acı ve üzüntü verici” olduğunu ancak Hamas’ın “eninde sonunda zafere ulaşacağından” emin olduğunu da sözlerine ekledi.

“Direniş tek bir kişi ile ilgili değil”

Yahudi asıllı Amerikalı gazeteci Dan Cohen de sosyal medya hesabından “Siyonistler, direnişin tek bir kişiyle ilgili olmadığını, muazzam fedakarlıklar gerektiren özgürlük ve kurtuluşa dair kolektif bir inanç olduğunu anlamaktan acizdirler. Bu yüzden eninde sonunda kaybedeceklerdir” diye yazdı.

“İsrailliler olarak Hamas’ı anlamakta zorlanıyoruz”

Filistin uzmanı İsrailli gazeteci Elior Levy ise Yahya Sinvar’ın son anlarına ait olduğu iddia edilen ve İsrail tarafından paylaşılan görüntülerle ilgili, “Gördüğünüz görüntüler Hamas, İslami Cihad ya da Hizbullah destekçilerinin gördüğü görüntüler değil. Onlar son nefesine kadar savaşan ve yaralandıktan sonra bile aşağılanmayan ya da alçalmayan bir adam görüyorlar. Sinvar çoktan bir efsane, kişiliğinden daha büyük bir sembol haline geldi. Onu ortadan kaldırmak iyi bir şey ama gelecek nesillere miras bırakacağı şeyi değiştirmeyecek. İtiraf etmeliyiz ki İsrailliler olarak Hamas’ı anlamakta zorlanıyoruz” diye yazdı.

 

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Lübnan’da 5 İsrail askeri öldürüldü: Hizbullah yeni bir aşamaya geçiyor

Yayınlanma

israil ordusu

İsrail’in işgal etmeye çalıştığı Lübnan’ın güneyinde Golani Tugayı’nın keşif biriminden beş asker öldürüldü. Hizbullah İsrail’e karşı tansiyonu yükseltecek yeni bir aşamaya geçeceğini duyurdu.

İsrail ordu sözcüsü kara işgal başlattığı Lübnan’ın güneyinde beş askerinin öldüğünü duyurdu. Aynı çatışmada bir subay ve iki askerin yaralandığı ayrıca Lübnan’ın güneyindeki başka çatışmalarda da ağır yaralanan askerler olduğu öğrenildi.

Bu arada Hizbullah İsrail’e karşı savaşında yeni bir aşamaya geçtiğini ilan etti ve İsrail’i hedef almak için hassas güdümlü füzeler kullandığını söyledi. Hizbullah’tan yapılan yazılı açıklamada, “Liderliğin direktifleri doğrultusunda düşman İsrail ile çatışmada tansiyonu yükseltecek yeni bir aşamaya geçilecek. Önümüzdeki günlerde bunun yansımaları olacak” ifadeleri kullanıldı.

FT: İsrail anti balistik füze sıkıntısıyla karşı karşıya

Hizbullah, “yüzlerce savaşçısının… İsrail’in Lübnan’In güneyindeki köylere yönelik herhangi bir kara saldırısına karşı koymaya tamamen hazır olduğunu” belirterek, İsrail’e yönelik saldırıların son günlerde arttığına dikkat çekti. Ayrıca roket saldırılarının “her geçen gün artmaya” devam ettiğini ve “hassas güdümlü füzelerin ilk kez kullanıldığını” söyledi.

İsrail’in Lübnan’a yönelik kara saldırılarının başlamasından bu yana 55 askerinin öldürüldüğü, 500’den fazlasının yaralandığı belirtilen açıklamada, 20 Merkava tankı, 4 askeri buldozer ve bir zırhlı personel taşıyıcının imha edilmesinin yanı sıra Hermes 450 tipi 2 insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğü vurgulandı.

İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki işgali ve yıkımı belgelendi

Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 Ekim 2023’ten bu yana 104’ü çocuk ve 194’ü kadın olmak üzere toplam 2 bin 412 kişi öldü, 11 bin 267 kişi yaralandı.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül’de Beyrut’a düzenlediği hava saldırılarında öldürüldü.

İsrail bombardımanı nedeniyle Lübnan’da 100 binlerce kişinin yerinden edildiği tahmin ediliyor.

Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye göç dalgası devam ederken, Lübnan hükümeti yerinden edilen kişilerden 461 binden fazlasının Suriye’ye göç ettiğini açıkladı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

7 Ekim’in mimarı işgale direnirken hayatını kaybetti

Yayınlanma

Hamas’ın lideri, 7 Ekim’in mimarı 61 yaşındaki Yahya Sinvar, Gazze’nin işgaline direnirken hayatını kaybetti. İsrail’in bir yıldır tüm kaynaklarını seferber etmesine rağmen yerini tespit edemediği Sinvar’ın çıkan çatışmada hayatını kaybettiği şans eseri öğrenildi.

İsrail’in yoğun çabalarına rağmen bir yıldır işgal ettiği Gazze’de yerini bir türlü tespit edemediği Sinvar, İsrail’in Refah’a yönelik saldırısında İsrail askerleri ile girilen bir çatışmada hayatını kaybetti. İsrailli askerler, saldırıda hayatını kaybeden kişilerden birinin Sinvar olabileceğini düşünerek cansız bedeni İsrail’e götürdü. Yapılan incelemelerin ardından bedenin Sinvar olduğu anlaşıldı.

İsmail Heniyye’nin Tahran’da düzenlenen suikastta hayatını kaybetmesinden sonra Hamas’ın siyasi büro liderliğine getirilen 61 yaşındaki Yahya Sinvar Sinvar, uzun yıllar örgütün Gazze’deki lideriydi.

Heniyye gibi aslen 1948’de İsrail’in işgal ettiği topraklarda kalan Askalan (Aşkelon) kentinden olan Sinvar, yüksek öğrenimini Gazze İslami Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı.

İsrail tarafından, ilk defa 1982 yılında tutuklanan ve 4 ay hapis yatan Sinvar, 1985 yılında “gizli bir örgüt kurmak” suçundan ikinci kez tutuklandı.

Sinvar, 1988’de İsrail tarafından tutuklandığında 4 kez ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkûm oldu ve 23 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı.

Hamas’ın Mısır aracılığıyla İsrail ile 11 Ekim 2011’de yaptığı esir takası anlaşması çerçevesinde serbest kalan Sinvar, Hamas’ın siyasi bürosuna üye oldu.

Sinvar, 2017’de Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı seçilen İsmail Heniyye’nin yerine Hamas’ın Gazze’deki Siyasi Büro Başkanı görevine geldi.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın ilk kurucularından sayılan Sinvar, aynı zamanda Hamas’ın güvenlik ve davet teşkilatı olarak isimlendirilen Mecd Gücü’nün de kurucusu.

Hamas’ın güvenlik sorumluluklarını üstlenen Sinvar, basında çokça yer almayan isimlerinden biri olarak biliniyor.

İsrail, Sinvar’ı 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonunun “bir numaralı sorumlusu” olarak gösteriyor.

Yeniden Meşal dönemi mi?

Hamas’ın eski siyasi büro başkanı ve şu an yurtdışı sorumluluğunu yürüten Halid Meşal’ın yeniden örgütün liderliğine getirilmesi bekleniyor.

1997’de İsrail’in suikast girişiminden kurtulması Meşal’i dünyada tanınır hale getirdi.

Meşal, suikast girişiminin hedefi olduğunda Ürdün’ün başkenti Amman’daydı. Kanada pasaportuyla ülkeye giren İsrailli ajanlar, Meşal’e iğneyle zehir enjekte etti. Dönemin Ürdün Kralı Hüseyin’in, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun talimatıyla gerçekleştirildiği söylenen suikast girişimine tepkisi sert oldu. Hüseyin saldırıyı düzenleyen ajanları asacağı ve panzehir verilmediği taktirde Ürdün ile İsrail arasındaki barış anlaşmasını iptal edeceğini söylemesi üzerine dönemin ABD Başkanı Bill Clinton devreye girdi ve Netanyahu, panzehiri vermek zorunda kaldı.

Sinvar’ın öldürüldüğü iddia edildi: İsrail “canlı kalkan” tezini kendi çürüttü

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English