Avrupa
İsveç ve Finlandiya: NATO üyeliği yolunda el eleyiz

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Finlandiyalı mevkidaşı Sanna Marin, Kuran yakma olaylarından sonra Türkiye ile NATO üyeliğine ilişkin yürütülen müzakerelerin sekteye uğramasına rağmen iki ülkenin ittifaka katılım yolunda ‘el ele olduğu’ mesajını verdi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Finlandiyalı mevkidaşı Sanna Marin, dün Stockholm’de düzenledikleri ortak basın toplantısında Kuran yakma eylemlerinden sonra Ankara ile yürütülen müzakerelerin aksamasına dair yorum yaptı.
Marin, yaptığı açıklamada, “Bu yolculuk başlangıçta olduğu gibi el ele devam etmeli” diyerek Helsinki gibi Stockholm’ün de üyelik başvurusunun onaylanması için tüm şartları yerine getirdiğini vurguladı.
Marin, “İsveç’in baş belası olarak resmedildiği hakim atmosferden hoşnut değilim. İsveç baş belası değil” ifadelerini kullandı.
Kristersson, Finlandiya ile birlikte yola çıktıklarını ve birlikte devam edeceklerini belirterek, sürecin uzamasından ötürü yaşanan ‘hayal kırıklığını anladığını’ kaydetti.
Son haftalarda yaşanan gerilimlerin ardından geçtiğimiz günlerde Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ve Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto da benzer mesajlar vermişti.
Avrupa
Merz, şansölyelik için ilk turda yeterli oyu alamadı

Almanya’da muhafazakâr Hristiyan Demokrat Birliği ve Hristiyan Sosyal Birliği (CDU/CSU) ittifakının lideri Friedrich Merz, Federal Meclis’teki (Bundestag) şansölyelik seçiminin ilk turunda gerekli çoğunluğu sağlayamadı. Koalisyon ortağı Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ile yeterli sandalye sayısına sahip olmasına rağmen Merz’in seçilememesi, Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçti.
Almanya’da muhafazakâr Hristiyan Demokrat Birliği ve Hristiyan Sosyal Birliği (CDU/CSU) ittifakının lideri Friedrich Merz, Federal Meclis’teki (Bundestag) şansölyelik oylamasının ilk turunda gerekli çoğunluğu elde edemeyerek Almanya şansölyesi seçilemedi.
Bild gazetesinin haberine göre, Merz ilk tur oylamada 310 lehte ve 307 aleyhte oy alırken, şansölye seçilebilmek için 630 milletvekilinden en az 316’sının desteğini alması gerekiyordu.
Bu durum, CDU/CSU ittifakının Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ile bir hükümet koalisyonu kurma konusunda anlaşmaya varmış olmasına rağmen yaşandı.
İki parti birlikte parlamentoda 328 sandalyeye sahip ve bu durum normal şartlarda Merz’in seçilmesini garanti etmeliydi.
Bu olay, Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde, başarılı koalisyon görüşmelerinin ardından bir şansölye adayının ilk turda mutlak çoğunluğun desteğini alamadığı ilk örnek oldu.
Merz’in 6 Mayıs’ta başbakan olarak atanması, yemin etmesi ve bakanlar kurulunun aynı akşam göreve başlamasının beklendiği belirtildi.
Ayrıca, Merz’in 7 Mayıs’ta Fransa’ya resmi ziyarette bulunması, ardından Polonya’yı ziyaret etmesi planlanıyordu.
Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) parlamento grubundan yapılan açıklamada, Merz’in seçimlerdeki başarısızlığının CDU/CSU’nun hatası olduğu, tüm sosyal demokratların salonda hazır bulunduğu ve “evet” oyu kullandığı belirtildi.
Bild‘e konuşan SPD Genel Başkanı Lars Klingbeil çevresinden bir kaynak, “Bizim tarafımızdan tam destek verildiğini varsayıyoruz. [Parti grubundan] Eksik milletvekili yoktu,” ifadelerini kullandı.
Oylama gizli yapıldığı için bu iddiayı doğrulamak ya da yalanlamak henüz mümkün değil.
Almanya Anayasasına göre, şansölye adayı ilk turda seçilemezse, Bundestag 14 gün içinde aynı adayı veya başka bir adayı mutlak çoğunlukla seçebilir.
Bundestag’ın üçüncü denemede de gelecekteki başbakanı belirleyememesi durumunda, salt çoğunluk yeterli olacak; yani en çok oyu alan kişi kazanacak.
Karşılaştırma yapmak gerekirse, görevden ayrılan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, gizli oylamanın ilk turunda kazanmayı başarmıştı; o dönemki 736 milletvekilinden 395’i kendisine oy vermişti.
Friedrich Merz liderliğindeki muhafazakâr CDU/CSU ittifakı, Şubat 2025 sonlarında yapılan erken parlamento seçimlerinde birinci olmuştu.
Bu sonucun ardından 69 yaşındaki Merz, ülkenin gelecekteki şansölyesi olarak anılıyordu.
Avrupa
Litvanya, Rusya ve Belarus sınırına mayın döşemek için 1,1 milyar avro harcayacak

Litvanya, Rusya ve Belarus ile olan doğu sınırını güçlendirmek amacıyla önümüzdeki on yıl içinde 1,1 milyar avro harcayacağını duyurdu. Bu bütçenin büyük bir kısmı, Rusya’ya karşı tanksavar mayınları satın almak ve yerleştirmek için kullanılacak.
Litvanya Savunma Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, ülkenin Rusya ve Belarus ile olan doğu sınırını güçlendirmek için önümüzdeki on yıl içinde 1,1 milyar avro harcayacağını duyurdu.
Bu devasa savunma girişiminin temel bileşenlerinden biri, yaklaşık 800 milyon avronun tanksavar mayınları satın alınması ve yerleştirilmesi için ayrılması olacak.
Bakanlık, bu tedbirlerin, özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşta başarılı olması endişesinden belirtti.
Rusya’nın Kaliningrad oblastı ve Belarus’un kuzeybatısı ile sınırı olan Litvanya, Baltık ülkeleri olan Litvanya, Letonya ve Estonya’nın bir sonraki hedef olabileceği senaryosunu göz ardı etmiyor.
Bakanlığın açıklamasına göre, gelecekteki yatırımlar potansiyel bir saldırıyı “engellemeyi ve yavaşlatmayı” amaçlıyor.
Mayın tarlalarının yanı sıra, bölgesel bir tahkimat hattı olan “Baltık savunma hattı” sisteminin aktif olarak geliştirilmesi planlanıyor.
Kapsamlı tedbirler arasında tanksavar silah stoklarının artırılması, elektronik harp ve insansız hava aracı karşıtı sistemlerin modernize edilmesi ve erken uyarı sistemlerinin iyileştirilmesi de yer alıyor.
Vilnius, ocak ayında 2026-2030 döneminde savunma bütçesini yıllık GSYİH’nin yüzde 5 ila 6’sına çıkarmayı planladığını açıklamıştı.
Bu planlarda, Litvanya’yı Polonya’ya bağlayan stratejik kara parçası olan Suvalki koridorunun korunmasına özel önem veriliyor.
NATO’nun tahminlerine göre, bu koridorun potansiyel olarak ele geçirilmesi, Baltık ülkelerini ittifakın geri kalanından izole edebilir.
Geçen ay, Litvanya’nın Suvalki koridorunu güvence altına almak amacıyla Polonya’dan asker ve teçhizat sevkiyatı için ikinci bir ikmal rotası inşa etmeyi planladığı ortaya çıkmıştı.
Ek olarak, Litvanya doğal ve mühendislik çözümlerini kullanmayı amaçlıyor.
Planlanan tedbirler arasında siper olarak işlev görebilecek sulama kanallarının derinleştirilmesi, sınır bölgelerindeki ormanların restore edilmesi ve sivil halk ile ordu konvoyları için gizlenme sağlamak amacıyla yollar boyunca ağaç dikilmesi yer alıyor.
Bu yıl Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya ve Polonya, anti-personel mayınların üretimini, depolanmasını ve kullanımını yasaklayan Ottawa konvansiyonundan çekildiklerini duyurdular.
Bu adım, Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Kızıl Haç Komitesi dahil olmak üzere uluslararası insani yardım kuruluşlarından sert eleştirilere yol açtı.
İnsan hakları savunucuları, anti-personel mayınların kullanımına geri dönülmesinin sivil halk arasında çok sayıda can kaybına ve uzun vadeli insani sonuçlara yol açabileceği konusunda uyardılar.
Avrupa
AB’nin Rusya’dan enerji tedarikini terk etme planı, Macar komiserin engeline takıldı

Macar AB komiseri Olivér Várhelyi, birliğin Rusya’nın petrol ve doğalgazına olan bağımlılığını sona erdirmeyi amaçlayan yeni bir planın onayını geciktiriyor.
Avrupa Birliği’nin Rusya’nın enerji kaynaklarına olan bağımlılığını sona erdirmeyi amaçlayan yeni bir plan, Macaristan’ın AB komiseri Olivér Várhelyi tarafından engellendi.
Várhelyi, planın salı günü açıklanması beklenen taslağına saatler kala prosedürel bir itirazda bulundu.
Kapalı kapılar ardında yapılan müzakereler hakkında Politico‘ya konuşan ve isimlerinin gizli kalmasını isteyen üç Avrupalı yetkili, Várhelyi’nin itirazının, kendisinin Macaristan’ın ulusal siyasi çıkarlarından bağımsız olma yönündeki resmi yükümlülüğüne rağmen geldiğini belirtti.
Yetkililerden biri, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın enerji politikaları göz önüne alındığında, bu hamlenin anında “siyasi bir şey” olarak görüldüğünü söyledi.
Aynı yetkili, bu itirazın planın nihai onayını raydan çıkarmayacağını savundu.
Yirmi yedi AB komiserinin, her ülkeden birer tane olmak üzere, toplanıp belgeyi onaylamasının ardından yol haritasının salı günü açıklanması planlanıyordu.
Sağcı Orbán’ın Macaristan komiseri olarak seçtiği Várhelyi, toplantı gündemine bir çekince koydu.
Bu, komiserlerin onun endişelerini tartışmak zorunda kalacağı anlamına geliyor. Komiserler daha sonra bu endişeleri ya göz ardı etmeyi ya da dikkate almayı seçebilirler.
Macaristan Dışişleri Bakanlığı ve Brüksel Büyükelçiliği, Várhelyi’nin bu hamleyi Budapeşte ile koordine edip etmediğini teyit etme talebine yanıt vermedi.
Orbán daha önce Rus petrol ve doğalgazına yönelik yeni kısıtlamaları veto edeceğine söz vermiş ve Rus fosil yakıt ithalatını artırmak için AB enerji yaptırımlarına geçici muafiyetleri kullanmıştı.
Komiserlerin “tamamen bağımsız olmaları ve herhangi bir hükümetten veya başka bir kurum, organ, ofis veya kuruluştan talimat almamaları veya talimat aramamaları” gerekiyor.
Orbán’ın iktidardaki Fidesz partisinin eski bir üyesi olan Várhelyi, daha önce birliğin genişleme politikasını denetliyordu ancak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ikinci bir dönem güvence altına almasının ardından daha az önemli bir koltuk verildi.
AB Enerji Komiseri Dan Jørgensen’in, komiserler toplantısının ardından birliğin Moskova’nın petrol ve doğalgazından vazgeçmesine yardımcı olmak için tasarlanan Rus enerji planını açıklaması bekleniyor.
Planın, enerji şirketlerinin Moskova ile işlerini sonlandırmasını sağlamak için bir dizi öneri içermesi bekleniyor.
Bu önerilerin, halihazırda imzalanmış sözleşmeleri feshetmek için yeni yetkiler sunması ve gelecekteki anlaşmaları caydırması muhtemel.
AB, 2027 sonuna kadar Rusya’dan doğalgaz ithalatını yasaklamayı planlıyor
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Şin-Bet Direktörü’nün yeminli beyanı ne anlama geliyor?
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de çöküş sürüyor: Dow, 1932’den bu yana en kötü nisan ayını yaşıyor
-
Diplomasi2 hafta önce
Çin’in ABD’den enerji ithalatındaki düşüş Rusya’ya kapı açtı
-
Avrupa2 hafta önce
Alman eyaletleri silahlanma yarışına son sürat dahil oluyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
ABD’den Suriye’ye “İran” baskısı: DMO terör örgütü ilan edilsin
-
Avrupa2 hafta önce
Orbán’ın vetoları AB’yi 7. maddeye itiyor
-
Avrupa2 hafta önce
Trump’ın tarifeleri Avrupa’da serbest ticaret yanlısı ülkeleri güçlendiriyor