Rusya
Kaç Batılı şirket Rusya’yı terk etti?

Ukrayna’daki savaşın başlamasından bu yana Rusya’yı terk eden Batılı şirketlerin oranı yüzde 62’ye ulaştı. En fazla çekilme İskandinav ülkelerinden geldi; Finlandiya, Norveç ve İzlanda’daki tüm şirketler Rusya’dan ayrıldı. ABD, Almanya ve İngiltere’den giden şirketlerin oranı ise yüzde 59-67 arasında değişiyor.
Ukrayna’daki savaşın başlamasından üç yıl sonra, Rusya’nın “hasım ülkeler” listesindeki şirketlerin yüzde 62’sinin ülkeden ayrıldığı belirlendi.
Denetim ve danışmanlık firması Kept tarafından hazırlanan ve RBK gazetesi tarafından yayımlanan raporda, Rusya’da yıllık geliri en az 1 milyar ruble (yaklaşık 320 milyon TL) olan ve “önemli varlıkları” bulunan 300’den fazla yabancı şirket incelendi.
Bu şirketlerden 183’ü, 2024 yılı sonu itibarıyla Rusya pazarından tamamen çekildi.
Şirketlerin çoğu varlıklarını Rus işletmelerine (103 şirket) ya da yerel yönetimlere (40 şirket) devretti. 17 şirket Rus ortaklarıyla olan işbirliklerini sonlandırırken, 14 şirket faaliyetlerini durdurdu veya tamamen kapattı. Yalnızca dokuz şirket varlıklarını başka bir yabancı yatırımcıya sattı.
İskandinav şirketleri çabuk gitti
Rusya’dan en hızlı çekilenler İskandinav şirketleri oldu.
Kept’in verilerine göre, Finlandiya’daki 20 şirketin tamamı, İsveç’teki 15 şirketten 13’ü, Norveç ve İzlanda’daki tüm şirketler Rusya’dan ayrıldı.
Danimarka’daki şirketlerin yüzde 74’ü çekilme sürecini tamamlarken; ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’den ayrılan şirketlerin oranı yüzde 59 ile 67 arasında kaldı.
Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’daki şirketlerin hepsi Rusya’yı terk etti.
En düşük çıkış oranları ise Avusturya (yüzde 50), İsviçre (yüzde 38), İtalya (yüzde 22) ve Belçika’daki şirketlerde görüldü.
Rusya’da kalanlar
Kept’in analizine dahil edilen 96 şirket (yaklaşık üçte biri) Rusya’daki faaliyetlerine devam ediyor.
19 şirket çıkış sürecinde bulunurken, yedi yabancı şirketin varlıklarına devlet tarafından el konuldu.
Bu şirketler arasında, ABD-Belçika ortaklığındaki bira üreticisi AB InBev ile Türk Efes’in ortak girişimi, İtalyan beyaz eşya markası Ariston’un Rusya operasyonu ve ABD’li NCH Capital’in tarım şirketi Agroterra yer alıyor.
Kept’in verilerine göre, Rusya’dan ayrılan şirketlerin oranı 2023’te yüzde 55 iken, geçen sene yüzde 62’ye yükseldi.
Çıkış kararı alan şirketlerin oranı ise yüzde 64’ten yüzde 68,5’e çıktı.
Şirket yetkilileri, “Bu sürecin geleceği büyük ölçüde jeopolitik gelişmelere ve yaptırımlardaki değişikliklere bağlı,” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya
Lavrov: Rusya için göçmen sayısını azaltmak kârlı değil

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özbekistan ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, ülkedeki işgücü açığı nedeniyle göçmen sayısını azaltmanın Rusya’nın çıkarlarına hizmet etmeyeceğini belirtti. Lavrov, kalkınma planlarının gerçekleşmesi için göçmen işgücünün önemine dikkat çekerken, göçmenler arasında suç eğilimlerinin oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özbekistan ziyaretinin ardından düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki işçi göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik tedbirlerin Rusya’nın çıkarlarına uygun olmayacağını, ancak “suç eğilimlerinin” oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
TASS ajansının aktardığına göre Lavrov, mevcut işgücü açığı göz önüne alındığında, işçi göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik tedbirlerin Rusya’daki kalkınma planlarını “daha az gerçekçi hale getirebileceğini” kaydetti.
“Ancak sorunun ikinci kısmı da Rus yasalarına uyulması ve işçi göçmenler arasında suç eğilimlerinin oluşmasına izin verilmemesi,” diye belirten bakan, “Bu tür vakalarla karşılaşılıyor,” diye ekledi.
Geçen yılın mayıs ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Özbekistanlı mevkidaşı Şevket Mirziyoyev ile yaptığı görüşmelerin ardından, Moskova’nın Taşkent ile tüm güncel göç konularında işbirliğine hazır olduğunu belirtti.
Putin, Rusya’da bulunan yaklaşık 1 milyon Özbekistan vatandaşına insana yakışır çalışma koşulları sağlanacağını vaat etti.
Rusya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının başından bu yana kolluk kuvvetleri 1374 sahte göç belgesi vakası tespit etti.
Bu rakam, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 41,6 daha yüksek.
Şubat ayında İçişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gorovoy, şu anda Rusya topraklarında yaklaşık 670 bin yasa dışı göçmen bulunduğunu söyledi. Bunların büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
2024 baharından bu yana Rusya’da göç politikasında yeni bir sıkılaştırma dalgası başladı.
Bir dizi Rusya oblastı, göçmenlerin eğitim ve sağlık alanlarındaki görevlerde çalışmalarını yasaklamak dahil olmak üzere göçmenlerin çalışmasına kısıtlamalar getirdi.
Ayrıca, 5 Şubat 2025’ten itibaren Rusya’da “kontrol altındaki kişiler sicili” adı verilen bir içişleri veri tabanı faaliyete geçti.
Bu veri tabanına Rusya’da yasa dışı olarak bulunan yabancıların bilgileri kaydediliyor.
Sicilde yer alan yabancılar için özel bir sınır dışı etme rejimi uygulanıyor ve belirli hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getiriliyor.
Örneğin, evlilik akdi yapma veya feshetme, araç kaydı yapma ve kullanma yasakları bulunuyor.
Yabancılar ve belgesiz göçmenler, Rusya’daki kalışlarını 30 Nisan’a kadar yasallaştırmak zorunda, aksi takdirde ülkeyi terk etmek durumunda kalacaklar.
Fakat 21 Nisan’da Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, Rus tarafıyla yapılan görüşmeler sonucunda bu sürenin 10 Eylül’e kadar uzatılacağının vaat edildiğini bildirdi.
1 Nisan’dan itibaren göçmen çocukları okula kabul edilmeden önce Rusça bilgisi testine tabi tutulmaya başlandı. Sınav sözlü ve yazılı formatta yapılacak.
Birinci sınıf öğrencileri istisna tutulacak; onlar için sadece sözlü kısım uygulanacak.
Çocuk testi geçemezse, eğitime kabul edilmeyecek. Sınava üç ay sonra tekrar girilebilecek.
Rusya
Rusya, Çin’e doğalgaz indirimini artırdı

Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı’na göre Rusya, Çin’e sattığı doğalgazda indirimi neredeyse yüzde 40’a çıkardı. Gazprom’un Çin’e yönelik fiyatı düşerken, Avrupa ve Türkiye’ye yönelik fiyatı artacak.
Rusya, Çin’e sattığı doğalgazda indirimi neredeyse yüzde 40’a çıkardı. Reuters haber ajansının, Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı güncellenmiş sosyo-ekonomik kalkınma tahminine dayandırdığı haberine göre, Rusya hükümeti Çin için doğalgaz fiyatını daha da düşürmeyi planlıyor.
Geçen yıl, 2019’da faaliyete geçen Sibirya’nın Gücü boru hattı üzerinden yapılan Gazprom sevkiyatları Çin’e bin metreküp başına 267,6 dolara mal oldu.
Bu fiyat, Avrupa ve Türkiye’deki müşterilerin ödediği fiyattan (bin metreküp başına 376,9 dolar) yüzde 30 daha düşüktü.
İktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine göre, 2025 yılında Gazprom’un Çin’e sattığı doğalgazın fiyatı 247,3 dolara düşerken, Avrupa ve Türkiye’deki alıcılar için bin metreküp başına 403 dolara yükselecek. Böylece indirim yüzde 39’a ulaşacak ve bin metreküp başına 150 doları aşacak.
Hükümet, 2026 yılı için Çin’e yönelik doğalgaz fiyatında bin metreküp başına 241,8 dolara kadar daha küçük bir düşüş planlıyor.
Bakanlığın tahminine göre, doğalgaz ihracat fiyatındaki düşüş ve petrol fiyatlarındaki keskin gerileme, ekonominin döviz gelirlerini olumsuz etkileyecek.
Bu yıl yurt dışına yapılan hidrokarbon satışları, planlanan 236 milyar dolar yerine ülkeye 200 milyar dolar getirecek.
Bakanlık, 2026 yılında döviz gelirlerinin ilk tahminlerin 9 milyar dolar altında kalacağını kabul ediyor.
Geçen yıl Gazprom, Çin’e 31 milyar metreküp doğalgaz sevk etti ve bu yıl Sibirya’nın Gücü boru hattını yıllık 38 milyar metreküp olan proje kapasitesine ulaştırdı.
Ancak bu miktar, doğalgaz devinin savaş öncesi Avrupa Birliği’ne yaptığı ve zirvede 200 milyar metreküpe ulaşan ihracatının yüzde 20’sinden azını telafi ediyor.
O zamandan beri Gazprom’un bir zamanlar en büyük pazarı olan Avrupa’ya sevkiyatları neredeyse 7 kat azalarak 1970’lerin ikinci yarısından bu yana en düşük seviyeye —2023’te 28 milyar metreküp ve 2024’te 32 milyar metreküp— geriledi.
Sonuç olarak, bir zamanlar 1 trilyon dolar piyasa değerine ulaşma hedefi olan güçlü devlet şirketi Gazprom, 2023 yılında uluslararası muhasebe standartlarına göre tarihinin en büyük zararını kaydetti.
Ana ihracat gelir kaynağını kaybettikten sonra ayakta kalabilmek için Gazprom, genel merkezinde 1,4 bin çalışanı işten çıkarıyor ve ihracat birimi Gazprom Eksport’u fiilen dağıtıyor.
Reuters‘ın aktardığına göre, bu birimde sadece birkaç kişi kaldı ve onlar da Gazprom’a 18 milyar dolarlık dava açan Avrupa’daki eski müşterilerle hukuki mücadele yürütüyor.
BCS analisti Ronald Smith, Ukrayna üzerinden transitin durmasının Gazprom’u yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp ihracattan mahrum bırakacağını tahmin ediyor.
Smith’in tahminine göre, şirket bu yıl Avrupa ve Türkiye’ye 40 milyar metreküp doğalgaz sevk edecek; bu, bir önceki yıla göre yüzde 20 daha az.
Smith, Çin’e yapılan sevkiyatlar dahil Gazprom’un toplam ihracatının 78 milyar metreküp olacağını ve önümüzdeki üç yıl içinde büyüme beklentisi olmadığını belirtiyor.
Gazprom’un kendi tahminlerine göre, 2025-2034 yılları arasında şirketin bütçesindeki toplam açık 15 trilyon rubleye (mevcut kurla yaklaşık 179 milyar dolar) ulaşacak.
Rusya
FT: Rusya, Ukrayna’da çatışmaları mevcut cephe hattında durdurmaya hazır

Financial Times’ın haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’da mevcut cephe hattında çatışmaları durdurmaya hazır olduğunu ve olası bir barış anlaşması kapsamında Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınmasını teklif etti.
Financial Times (FT) gazetesinin konuya vakıf kaynaklara dayandırdığı haberine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’da mevcut cephe hattında çatışmaları durdurmaya hazır olduğunu ve olası bir barış anlaşması kapsamında Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınmasını teklif etti.
Gazetenin haberine göre Putin, St. Petersburg’da ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff ile yaptığı görüşmede, Ukrayna tarafının, Moskova’nın kısmi kontrolündeki dört oblastın (Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporojye) bazı kısımları üzerindeki iddialarından vazgeçebileceğini belirtti.
Buna karşılık Moskova, ABD’nin Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlı olduğunu ve ele geçirdiği diğer topraklar üzerindeki fiili kontrolünü tanımasını bekliyor.
Ancak, isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan Avrupalı yetkililer, Putin’in bu girişiminin, Trump’ı Moskova’nın diğer taleplerini kabul etmeye ve bunları Ukrayna’ya oldubitti olarak dayatmaya zorlamak için taktiksel bir hamle olabileceğini iddia etti.
Financial Times‘ın görüştüğü kaynaklardan biri, “Şu anda Kiev üzerinde taviz vermesi için güçlü bir baskı var ve Trump zafer ilan edebilir,” dedi.
Teklifler, 23 Nisan Çarşamba günü Londra’da Ukrayna, ABD ve Avrupa ülkeleri temsilcilerinin katılacağı bir toplantıda görüşülecek.
Fakat gazetenin kaynaklarına göre, Steve Witkoff ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio toplantıya katılmayacak.
ABD’yi görüşmelerde Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg temsil edecek.
Gazetenin haberine göre, daha önce Paris’te yapılan görüşmede ABD, Beyaz Saray’a göre gelecekteki bir anlaşmanın temelini oluşturabilecek bir dizi teklif sunmuştu.
Üst düzey Ukraynalı kaynaklar, bu fikirler arasında Kiev’in kabul ettiği bazı maddelerin bulunduğunu ancak ayrıntı vermediklerini söyledi.
Gazetenin haberine göre, potansiyel bir anlaşma kapsamında tartışılan girişimler arasında, Ukrayna topraklarına Avrupa barış gücü konuşlandırılması ve NATO üyesi olmayan bazı askeri güçlerin, 1000 kilometreyi aşan tüm cephe hattı boyunca ateşkesin izlenmesine katılması yer alıyor.
Bu güçlerin, ateşkesin uygulanması amacıyla hem Ukrayna hem de Rusya olmak üzere çatışmanın her iki tarafının temsilcileriyle işbirliği yapması gerekecek.
Anlaşma taslağına göre Ukrayna, Rusya’nın toprakları zorla geri almaya çalışmayacak ve Rusya da askeri eylemlerini durduracak.
Ancak gazete, Moskova’nın daha önce ABD’nin bir dizi teklifini, Ukrayna topraklarına herhangi bir NATO gücünün konuşlandırılması da dahil olmak üzere reddettiğini belirtiyor.
Ayrıca Moskova, Kiev’in Kuzey Atlantik İttifakı’na katılma isteğinden vazgeçmesi konusunda ısrar ediyor.
The Washington Post daha önce, Londra’da yapılacak toplantıda ABD’nin Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu tanıması ve cephe hattının barış anlaşmasının temeli olarak dondurulması teklifini resmen dile getirebileceğini bildirmişti.
Teklif paketinde, Rusya karşıtı yaptırımların kısmen kaldırılması da yer alabilir.
Buna karşılık Ukrayna’nın müttefikleri, Kiev için güvenlik garantileri ve dondurulan Rusya’nın varlıkları da dahil olmak üzere finanse edilen savaş sonrası yeniden yapılanma programlarına destek almayı umuyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 22 Nisan’da kesin bir dille, “Kırım bizim toprağımızdır. İşgal altındaki toprakların statüsüyle ilgili herhangi bir tartışma sadece savaşı uzatır,” demişti.
Avrupa Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da bu görüşü destekleyerek söz konusu adımı “büyük bir hata” olarak nitelendirmişti ve Washington’un Moskova’ya karşı yeterince sert olmayan tutumundan duyduğu “hayal kırıklığı yaşadığını” söylemişti.
Trump, Ukrayna topraklarının yüzde 20’sinden vazgeçmeye hazır
-
Söyleşi2 hafta önce
Çin uluslararası sistemi nasıl değerlendiriyor? Şanghay, Hangzhou ve Pekin’den akademisyenlerle özel söyleşi
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri ticaret savaşını tetikliyor
-
Amerika2 hafta önce
Trumpizmin iktisadi aklı – 1: Stephen Miran ve doların devalüasyonu planı
-
Ortadoğu1 hafta önce
“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası
-
Görüş2 hafta önce
İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Mearsheimer: Trump Ukrayna konusunda haklı
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trump’ın anti-sosyal devleti