Avrupa
Macar Kalkınma Bakanı: Doğrudan Yabancı Yatırım, AB fonlarından daha iyi

Macaristan Ekonomik Kalkınma Bakanı Márton Nagy Salı günü yaptığı açıklamada, Doğrudan Yabancı Yatırımın (DYY) AB fonlarının yerini alabileceğini ve hatta daha iyi olduğunu belirtti. Nagy, fiyat kontrollerinin de şimdilik kaldırılmayacağını ve enflasyonun 2023 yılı sonuna kadar tek haneli rakamlara ineceğini söyledi.
Salı günü Világgazdaság’a verdiği bir mülakatta Macar bakan, Avrupa fonları yerine doğrudan yabancı yatırımların faydalarından bahsetti.
Nagy, “Etki açısından DYY daha iyi: sermayeyi piyasa dağıtıyor, bunu belirleyen biz değiliz, dolayısıyla ne yapması gerektiğini tam olarak biliyor,” dedi. Bakan, AB fonlarının ‘kolayca değiştirilebilir bir kaynak’ olduğunu ve ülkesinin ekonomisi için baskın olmadığını da sözlerine ekledi.
Brüksel, hibeleri dondurdu
Macaristan AB fonlarının en büyük net alıcılarından biri olmasına rağmen, Avrupa Komisyonu geçtiğimiz Aralık ayında 2021-2027 AB bütçesi kapsamında Budapeşte için ayrılan yaklaşık 22 milyar avroluk fonu, ‘hukukun üstünlüğü ve temel hakların yeniden tesis edilmesine’ yönelik 27 ‘süper mihenk taşı’ yerine getirilene kadar dondurma kararı aldı.
AB kurtarma programından sağlanan 5,8 milyar avroluk hibe de yargı bağımsızlığına ilişkin kaygılar nedeniyle dondurulmuş durumda.
Macaristan’ın AB fonları olmadan faaliyet göstereceğinde ısrar eden Nagy, “Macar ekonomisi AB fonu olmadan var olmaya geçiş yapmak zorunda kalacak,” dedi.
Hedef ‘faiz tuzağından’ çıkmak
Mülakatta hükümetin kısa süre önce devlet tahvillerine getirdiği yeni kurallar da ele alındı. Nagy’ye göre bütçe, faiz maliyetleri nedeniyle sıkışık durumda ve hükümetin enflasyonu düşürerek ve devlet tahvili piyasasını güçlendirerek faiz tuzağından hızla çıkmak gibi bir görevi var.
Bakana göre yeni devlet tahvili kuralları tasarrufları vergilendirmiyor. Nagy bununla ilgili olarak, “Nüfusu, paranın gerçek değerini koruduğu tasarruf biçimlerine doğru yönlendiriyoruz. Stratejik bir hedef olarak kendi kendini finanse etme konusu da var,” dedi.
Fiyat kontrolleri sürecek
Bankalar Birliği’nin eleştirilerine de yanıt veren Nagy, son önlemlerin rekabeti bozacağı görüşüne katılmıyor. Nagy, “Çünkü şu anda fiyat rekabeti diye bir şey yok. Rekabeti bozacak hiçbir şey yok. Fiyat rekabeti diye bir terim mevcut değil,” şeklinde konuşuyor.
Söylediklerinin AB’nin ekonomi politikası tavsiyeleriyle çelişip çelişmediği sorulduğunda Nagy, Brüksel’in ne yaptığının önemli olmadığını vurguladı ve şöyle dedi: “Burada bize ne yapacağımızı söylememeleri iyi bir şey. Macaristan Merkez Bankası’nın bastırdığı fiyat sabitlemelerinin kaldırılması fikrini oldukça komik buluyorum.” Bakan, fiyat kontrollerinin aşamalı olarak kaldırılması fikrinin de tartışmalı olduğunu sözlerine ekledi.
En büyük yabancı yatırımcı Güney Kore
Macaristan’a yönelik DYY akışı 2022 yılında tepe noktasına ulaştı. Macar yatırımlarında aslan payı yüzde 48 ile ‘doğu’dan gelirken, batının yatırım oranı yüzde 42 civarında.
Ülkeye en fazla DYY getiren ülke Güney Kore. 2019 ve 2021’de de birinci olan Asya devi, 2,8 milyar avroluk yatırım yaptı. Güney Kore’yi Almanya, İsviçre, Fransa, Japonya ve Çin takip ediyor.
Avrupa
Alman startup Helsing, insansız sualtı araç filosu yapacak

Alman savunma teknolojisi girişimi Helsing, gemilere ve kritik okyanus altyapısına yönelik tehditlerin arttığı bir dönemde, deniz gözetlemeyi büyük ölçüde geliştireceğini iddia ettiği insansız mini denizaltı filosu planlarını açıkladı.
Şirket, otonom planör SG-1 Fathom’un bir seferde üç aya kadar su altında devriye gezebileceğini söyledi.
Helsing, Lura adlı yapay zeka sistemi ile donatılacak olan planörün, mevcut alternatiflerden daha hızlı ve daha doğru bir şekilde yakındaki gemiler ve denizaltılardan gelen sesleri algılayıp sınıflandırabileceğini belirtti.
Helsing’in kurucu ortağı ve eş CEO’su Gundbert Scherf, Lura platformunun “donanmaların caydırıcı olabilmesi için algılama” görevi göreceğini söyledi.
Helsing, Lura’nın gemilerin akustik izlerini insan operatörlerden 40 kat daha hızlı ve diğer yapay zeka modellerinden 10 kat daha sessiz bir şekilde algılayabileceğini iddia etti.
Şirket, tek bir operatörün yüzlerce SG-1 Fathoms’u izleyebileceğini ve mürettebatlı denizaltı savaş devriyelerinin maliyetinin sadece yüzde 10’u kadar bir maliyetle istihbarat alabileceğini ekledi.
Helsing, sistemi önümüzdeki 12 ay içinde devreye almayı planlıyor.
Ukrayna’daki savaş, modern savaşta tank, silah ve mühimmat gibi geleneksel donanımların kullanımından, özellikle otonom sistemler gibi teknolojik olarak daha gelişmiş alternatiflere doğru bir geçiş olduğunu ortaya koydu.
Batılı hükümetler ise, denizaltı kablolarına ve okyanus tabanındaki diğer kritik altyapılara yönelik saldırıların artmasıyla birlikte, sualtı keşif yeteneklerini artırıyor.
İngiliz Kraliyet Donanması, bu yılın başlarında denizaltı savaşı kabiliyeti sağlamak için mürettebatlı ve insansız araçlardan oluşan bir filo konuşlandırma planlarını açıkladı.
Project Cabot olarak bilinen program kapsamında, donanma savunma müteahhitleriyle işbirliği yaparak insansız sualtı araçlarını kullanarak akustik veriler toplayacak ve bu veriler yapay zeka kullanılarak işlenerek potansiyel tehditler tespit edilecek.
İkinci aşamada, Kraliyet Donanması insansız deniz ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere kendi gemileriyle Atlantik Okyanusu’nda gözetleme faaliyetleri yürütmeyi planlıyor.
Program, Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’nın, NATO’nun eski genel sekreteri Lord George Robertson tarafından yürütülen stratejik savunma incelemesinin sonuçlarını yayınlamaya hazırlandığı bir dönemde geliyor.
İnceleme, Moskova’nın sabotaj ve gözetleme faaliyetlerinin tehdidine karşı koyma iddiasıyla, İngiltere’nin Kuzey Atlantik’te güçlü savunmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayacak.
Atlantik’e yeniden odaklanılması, ABD’nin İngiliz ordusundan Avrupa-Atlantik’e daha fazla, Asya’ya ise daha az odaklanmasını talep etmesiyle uyumlu.
2021 yılında kurulan ve geçen yaz yapılan son finansman turunda 4,95 milyar avro değer biçilen Helsing, özel sektörden yararlanacak şirketlerden biri olmayı umuyor.
İngiltere hükümeti de savunma sektörü için yeni bir endüstri stratejisi oluştururken, Helsing gibi teknoloji şirketlerine danışmayı planlıyor.
Helsing, Lura ve SG-1 Fathom’u müşterilerine sunmak için sualtı drone grubu Blue Ocean Marine Tech Systems, deniz robotik uzmanı Ocean Infinity ve FTSE 250 savunma grubu Qinetiq ile ortaklık kurdu.
Avrupa
NATO ve Almanya, ‘2+4 Antlaşmasını’ delik deşik ediyor

NATO, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan ‘2+4 Antlaşmasını’ özellikle Doğu Almanya’da sürekli ihlal ediyor.
Alman medyasında çıkan haberlere göre, özellikle askeri hava üslerine yakıt sağlayan NATO boru hattı sistemi, eski Doğu Almanya topraklarına, Rusya ile olası bir savaşta “doğuda, potansiyel operasyon bölgesine mümkün olduğunca yakın” bir alana genişletilecek.
Bu, Doğu Almanya’da yabancı askeri varlığı yasaklayan 2+4 Anlaşması ile çelişiyor. Bu Antlaşma, 1990 yılında “Almanya’nın birleşmesi” kapsamında 2 Almanya (Batı ve Doğu) ile 4 büyük güç (ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve SSCB) arasında müzakere edilmişti.
NATO Doğu Almanya’da ‘2+4 Antlaşmasını’ ortadan kaldırmayı hedefliyor
NATO ülkelerinin silahlanma çalışmaları uzun süredir tüm hızıyla devam ederken askeri ittifak kendi altyapısını da genişletmeyi planlıyor ve bu konuda İkinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan “2+4 Antlaşması” ile çelişkiye düşüyor.
Burada söz konusu olan, NATO’nun silahlı kuvvetlerinin yakıt ikmalini, özellikle de uçaklara kerosen ikmalini sağlayan boru hattı sistemleri. Bunlar arasında, Almanya’daki askeri hava üslerine ikmal sağlayan Merkezi Avrupa Boru Hattı Sistemi (Central European Pipeline System – CEPS) öne çıkıyor.
Bu sisteme Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve ABD askeri tesisleri de bağlı. CEPS’e ait depoların düzenli olarak boşaltılması ve yeniden doldurulması gerektiğinden (kerosen, bozulma süreçleri nedeniyle sınırsız süreyle depolanamaz), sivil havaalanları da boru hattı sistemine bağlı.
CEPS, Soğuk Savaş döneminde inşa edilmiş ve o zamandan beri genişletilmemiş olduğundan, Doğu Almanya henüz bu sisteme bağlı değil.
Alman Savunma Bakanlığının iç bir notuna göre, NATO bu durumu değiştirmek istiyor, böylece gelecekte “yakıtın mümkün olduğunca doğuda, potansiyel kullanım alanına yakın bir yerde depolanması” mümkün olacak.
‘Yabancı silahlı kuvvetler’ Doğu Almanya’ya yerleştirilemez
Bu sadece yüksek maliyetler anlamına gelmiyor. Bakanlık verilerine göre, boru hattının her kilometresi için yaklaşık 1 milyon avro maliyet öngörülüyor.
Savunma Bakanı Boris Pistorius’un aktardığına göre, toplam maliyetin 21 milyar avro olacağı ve bunun 3,5 milyar avrosunun Berlin tarafından karşılanacağı tahmin ediliyor.
Fakat her şeyden önce, CEPS’in eski Doğu Almanya topraklarına genişletilmesi, boru hattı sisteminin buraya genişletilmemesi yönündeki 2+4 Antlaşmasına aykırı.
Bu Antlaşmada, “yabancı silahlı kuvvetler”in Almanya’nın bu bölgesinde konuşlandırılmayacağı veya buraya nakledilmeyeceği belirtiliyor.
Haberlere göre, eski Doğu Almanya toprakları üzerinden Polonya’ya bir boru hattı bağlantısı inşa etmekle kalmayıp, Berlin-Brandenburg veya Leipzig/Halle gibi havaalanlarını da bu hattın ağına dahil etmek gündemde.
Planların ne kadar somut olduğu, Savunma Bakanlığında “beklenen direnişi nasıl kırılabileceği”nin zaten düşünülmekte olduğunun bildirilmesi ile açıkça ortaya çıkıyor.
Bölgede yaşayan yurttaşların, ama aynı zamanda belediyeler veya eyaletlerin de, örneğin kamulaştırma tehdidi veya çevre kaygıları nedeniyle bu plana karşı çıkabileceği vurgulanıyor.
Fakat federal hükümet, Sol Partili milletvekili Sören Pellmann’ın Federal Meclis’te sorduğu bir soruya, CEPS’in genişletilmesi konusunda “henüz somut bir bilgi” olmadığını iddia etti.
Rostock’ta uluslararası anlaşma şimdiden ihlal edildi
Berlin ayrıca, Rostock’ta bulunan NATO’nun taktik karargahı Commander Task Force Baltic (CTF Baltic) ile 2+4 Antlaşmasını şimdiden ihlal ediyor.
Savunma Bakanlığı, CTF Baltic hakkında “çok uluslu katılımın olduğu bir ulusal karargah” olduğunu; “bir Alman amiral tarafından yönetildiğini”, fakat yardımcısının “Polonyalı bir amiral” olduğunu ve kurmay başkanının “İsveçli bir kurmay subayı” olduğunu açıkladı. Görev gücündeki alt düzey komuta pozisyonlarınun da çok uluslu olarak doldurulduğu belirtiliyor.
Bunun, eski Doğu Almanya topraklarında “yabancı silahlı kuvvetlerin konuşlandırılmaması veya buraya nakledilmemesi” ile nasıl bağdaşacağı ise bilinmiyor.
Buna rağmen, federal hükümet CTF Baltic’ın Antlaşmayı ihlal ettiği iddiasının doğru olmadığını iddia ediyor. Hatta devlet tarafından finanse edilen Deutsche Welle, hamleyi eleştirenlere karşı bir “doğruluk kontrolü” bile yapıyor.
NATO boru hattı sisteminin şu anda planlanan doğuya genişlemesi ile askeri ittifak, eski Doğu Almanya topraklarına daha da yayılıyor.
Almanya için 2+4 Antlaşması’ın önemi büyük: Antlaşma, tazminat ödemelerini önlemek amacıyla Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından hiçbir zaman imzalanmamış olan barış anlaşmasının yerini almıştı.
Yani Almanya bu anlaşmayı ihlal ederse, diğer devletler de kendilerini anlaşmaya bağlı hissetmeyebilir.
Avrupa
AB ülkeleri Rusya’ya karşı 17. yaptırım paketinde anlaştı

Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketine yeşil ışık yaktı. Öncelikle Rusya’nın “gölge filosu”nu ve Moskova’nın enerji yaptırımlarını aşmasına yardımcı olan kişi ve kuruluşları hedef alan önlemler, 20 Mayıs’ta resmiyet kazanacak.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketini onayladı. AFP‘nin haberine göre, 20 Mayıs’ta resmi olarak kabul edilmesi beklenen önlemler, temel olarak Rusya’nın “gölge filosu”nu ve Moskova’nın enerji kısıtlamalarını aşmasına yardımcı olan kişi ve kuruluşları hedef alıyor.
Radio Svoboda‘nın haberine göre, paket özellikle AB limanlarında 98 tankere daha hizmet verilmesinin yasaklanmasını içeriyor.
Bu kararla birlikte “gölge filo”da kara listeye alınan toplam gemi sayısı 250’ye ulaşacak. Ayrıca, Rusya’nın savunma sanayisiyle bağlantılı bazı kişi ve kuruluşlara da yaptırım uygulanacak.
İhracat kısıtlamaları kapsamına Kazakistan, Özbekistan, Sırbistan ve Türkiye gibi ülkelerden 35 şirket alınacak.
Macaristan’ın, hâlâ Rus petrolü ithal ettiği için, Lukoil’in Dubai merkezli iştiraki Litasco’nun listeden çıkarılmasını talep ettiği belirtildi.
AB, bu şirketin Moskova’nın “gölge filo” için tanker edinmesine yardımcı olduğunu değerlendiriyor.
Avrupa Komisyonu belgesinde, “Bu gemiler, AIS transponderlerini kapatarak, uygun sorumluluk sigortası veya diğer mali garantilere sahip olmadan ve güvensiz deniz operasyonları gerçekleştirerek Rusya’dan petrol taşıyordu,” ifadelerine yer verildi.
Yaptırım paketinde altı Çinli şirketin kara listeye alınıp alınmayacağı henüz netlik kazanmadı.
Bu şirketler arasında, Rus askeri helikopterleri için bileşen tedarik eden Poly Technologies ve Brüksel’e göre savaşta “Ukrayna savunma sistemlerini aşırı yüklemek amacıyla yem olarak kullanılan” Gerbera dronlarının üreticisi Skywalker Technology bulunuyor.
AB, 17. paketle eş zamanlı olarak “insan hakları ihlalleri” gerekçesiyle Rusya’ya karşı ek yaptırımları da onayladı.
İlk madde kapsamında, Batı yanlısı muhalif Ruslara verilen cezalardan sorumlu tutulan 28 yargıç ve savcının listesi hazırlandı.
Bunun yanı sıra, Rusya Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Koruma Birlikleri de yaptırımlara dahil edilecek. AB, gerekçesinde ilk kez resmi olarak Moskova’yı Ukrayna’da kimyasal silah kullanmakla suçladı.
Kara listeye ayrıca dünya genelinde istikrarsızlaştırıcı faaliyetlere karıştığı iddia edilen 20’den fazla kişi ve şirket eklenecek.
Ayrıca listede, Birleşik Krallık’ta kayıtlı web barındırma hizmeti Stark’ı yöneten ve “Rusya tarafından desteklenen ve bağlantılı çeşitli aktörlerin AB ve üçüncü ülkelere karşı koordineli bilgi manipülasyonu ve siber saldırılar da dahil olmak üzere istikrarsızlaştırıcı faaliyetler yürütmesine” olanak tanıdığı iddia edilen Moldovalı İvan ve Yuriy Nekolitiy kardeşler de bulunuyor.
Listede ayrıca, Brüksel’in NATO’nun denizcilik faaliyetleri hakkında casusluk yaptığını ve “Norveç’in önemli altyapı ve askeri tesisleri” hakkında bilgi topladığını öne sürdüğü Rus balıkçılık şirketi Murman SeaFood da yer alıyor.
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Rusya1 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Dünya Basını2 hafta önce
The Ekonomist: Afrika’dan Göç Dünyayı Değiştirecek
-
Görüş1 hafta önce
Kim kazandı?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Asya1 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Görüş6 gün önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Söyleşi1 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır