AVRUPA
NATO, Rusya ile savaş halinde ABD askerlerine Avrupa’da “kara koridorları” hazırlıyor

NATO, Rusya ile Avrupa’da büyük bir kara savaşı yaşanması durumunda ABD askerlerini ve zırhlılarını cepheye sevk etmek için çok sayıda “kara koridoru” hazırlıyor.
The Telegraph’a konuşan yetkililer, Amerikan askerlerinin Avrupa’daki beş limandan birine ineceğini ve Moskova’nın olası bir saldırısına karşı koymak üzere önceden planlanmış lojistik rotalar boyunca yönlendirileceğini söyledi.
NATO liderlerinin geçen yıl Litvanya’nın Vilnius kentinde yapılan zirvede ittifakı savunmak üzere 300.000 askerin yüksek hazırlık durumunda tutulmasına karar vermelerinden bu yana lojistik yollar kilit bir öncelik haline geldi.
Mevcut planlara göre ABD birlikleri Hollanda limanlarına iniş yaptıktan sonra kendilerini Almanya üzerinden Polonya’ya taşıyacak trenlere binecekler.
Hollanda’ya çıkarma planı yeterli bulunmadı
Rusya’nın NATO ülkelerini işgal etmesi durumunda, ABD birlikleri doğuya doğru nakledilmeden önce Rotterdam limanına sevk edilecek.
Fakat perde arkasında, kara iletişim hattının Moskova güçleri tarafından kesilmemesini sağlamak için rotaları diğer limanlara genişletmek üzere düzenlemeler de yapılıyor.
NATO’nun Müşterek Destek ve Etkinleştirme Komutanlığı (Jsec) şefi Korgeneral Alexander Sollfrank The Telegraph’a verdiği demeçte, “Ukrayna, Rusya’nın lojistik sistemlere yönelik bu uzun menzilli füze saldırılarından çok zarar görüyor,” dedi.
Kara koridoru planına Türkiye ve Yunanistan da eklendi
Hollanda’dan giriş yapan NATO güçleri Rus bombardımanına maruz kalırsa ya da kuzey Avrupa limanları tahrip edilirse, ittifak İtalya, Yunanistan ve Türkiye’deki limanlara odaklanmaya hazırlanıyor.
ABD birlikleri İtalyan limanlarından kara yoluyla Slovenya ve Hırvatistan üzerinden Ukrayna ile sınırı olan Macaristan’a taşınabilir.
Benzer planlar Türkiye ve Yunanistan limanlarından Bulgaristan ve Romanya üzerinden ittifakın doğu kanadına kuvvet taşımak için de mevcut.
Birliklerin Balkanlardaki limanların yanı sıra Norveç, İsveç ve Finlandiya üzerinden taşınması için de planlar hazırlanıyor.
Bu koridorlarda ulusal ordular yerel düzenlemelerle kısıtlanmayacak ve sevkiyatları normal kısıtlamalar olmaksızın serbestçe taşıyabilecekler.
NATO, birkaç yıldır kara koridoru arayışında
Daha önce Fransız hükümeti, korkulan bir Rus işgaline karşı savunma amaçlı yeni bir planın parçası olarak Romanya’da konuşlanmaya çalışırken tanklarının bürokratik süreçler nedeniyle yabancı sınırlarda sıkışıp kaldığından şikayet etmişti.
Son beş yılda Jsec, NATO adına, bir Rus istilasına karşı asker sevkiyatı için kullanılabilecek çeşitli güzergahları keşfetmek üzere incelemeler yürüttü.
Hollanda, Almanya ve Baltık ülkeleri gibi Kuzey Avrupa’daki limanların Rus füze saldırılarına karşı özellikle hassas olduğu düşünülüyor.
Karadan havaya yetenekler konusunda endişe hakim
Korgeneral Sollfrank, “Her şey gerekli esnekliğe sahip olacak şekilde oluşturuldu: sağlamlık, rezervler ve ayrıca yedekler,” dedi.
Bununla birlikte NATO’nun doğu kanadını korumak için gerekli hava savunmasının yalnızca yüzde 5’ine sahip olduğu yönündeki uyarıların ardından, Jsec komutanı kilit lojistik merkezlerini savunmak için karadan havaya yetenekler konusunda endişeli.
Komutan, “Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını gözlemleyip değerlendirdiğimizde, Rusya’nın Ukrayna’nın lojistik üslerine saldırdığını gözlemledik. Bu durum, Afganistan ve Irak’tan bildiğimiz devasa lojistik üslerin artık mümkün olmadığı sonucuna götürmeli çünkü bunlar bir çatışma durumunda çok erken bir zamanda saldırıya uğrayacak ve yok edilecektir,” dedi.
Hava savunmasının “her zaman kıt olduğunu” savunan komutan, yeterli hava savunmasına sahip oldunan bir durumu hayal edemediğini vurguladı.
NATO komutanı, “Bu, askeri bir ilkenin geçerli olduğu iyi bir örnektir: ‘Eğer her yerde güçlü olmak istiyorsanız, hiçbir yerde güçlü değilsiniz demektir.’” dedi.
AVRUPA
İngiltere: Putin’in yeni oyun alanı Batı Balkanlar

Batı Balkanlar, Birleşik Krallık hükümetinin üst kademelerindeki isimler tarafından “yeni sıcak nokta” olarak tanımlanıyor ve Londra, “Rus etkisini” önlemek için bölgedeki altı devletin de AB’ye katılması için bastırıyor.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy geçen hafta bölgeye yaptığı bir ziyaret sırasında POLITICO’ya verdiği demeçte, “Avrupa’da savaşın yaşandığı ve Rusya’nın bölgeye uzun süredir müdahale ettiğini gördüğümüz bu dönemde, gözünüzü hâlâ aşılması gereken eski sorunların bulunduğu Batı Balkanlar’dan ayırırsanız aptallık etmiş olursunuz,” dedi.
Putin’in buradaki çıkarının “bölgeyi istikrarsız tutmak” olduğunu öne süren İngiliz bakan, Rusya’nın Batı Balkanları oluşturan ülkeleri “diken üstünde tutmak, istikrarsızlaştırılmış bir nüfusa sahip olmak ve siber ve hibrit bir savaş yürütmek” gibi hedefler güttüğünü öne sürdü.
Bölgedeki altı Balkan ülkesi de AB’ye üye olmaya çalışıyor; fakat hem Bosna-Hersek, hem de Sırbistan çeşitli nedenle istikrarlı olmaktan uzak.
Kamuoyu önünde yorum yapma yetkisi bulunmayan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Birleşik Krallık yetkilisi, “[Batı Balkan ülkeleri] Şu anda ilerlemek zorundalar yoksa Rusya’nın oyun alanı olmaya devam edecekler,” iddiasında bulundu.
Yetkililer, Brüksel Ukrayna’nın üyeliğiyle meşgul olmadan önce Balkan ülkelerinin “arada kalmayı bırakmaları” için “oldukça dar bir pencere” olduğunu söylüyorlar.
Lammy, Sırbistan’ın 2009 yılında başlattığı AB’ye katılma sürecini “gerçekten istediğine” inanıyor. Bakan, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da verdiği bir mülakatta, “Fakat oraya nasıl, ne kadar hızlı ve ne kadar ciddi bir şekilde ulaşılacağı konusunda farklı bakış açıları var. Alternatif bir vizyon var ve bu daha karanlık bir vizyon. Oligarşiye, yolsuzluğa, ağır devlet kontrolüne, çok daha fazla polis devletine işaret eden bir pozisyon. Böyle bir vizyon da var ve bunlar dünyanın bu bölgesinde tartışılıyor,” dedi.
Lammy POLITICO’ya verdiği demeçte, Aleksandar Vučić ile çarşamba günü başkanlık sarayında yaptığı görüşmede protestoları ve sonik silah kullanımı iddialarını gündeme getirmeden önce “Halkın yanındayız” dedi.
Dışişleri Bakanı, “yasadışı göçle mücadele” ve Sırbistan’ı Batı’ya yakınlaştırma ikili amacını güden bir dizi anlaşmayı imzalamak için Balkan ülkesine gitti.
Öte yandan Sırbistan lideri medyaya verdiği demeçte, “Büyük Britanya’daki protesto ve gösteriler hakkında yorum yapmak aklıma bile gelmiyor çünkü Büyük Britanya’nın egemenliğine saygı duyuyorum,” diyerek Lammy’ye cevap verdi.
Vučić ayrıca protestoculara karşı güç ya da sonik silah kullanıldığını reddetti ve Lammy’nin basına yaptıkları açıklamalar sırasında “anayasaya aykırı” eylemlerini gündeme getirmesi üzerine Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin lideri Milorad Dodik’i savundu. Dodik, ABD ve Britanya’nın yaptırım listesinde.
POLITICO’ya konuşan Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ise, “çılgın hegemonyacı komşu” olarak tanımladığı Sırbistan ile ilişkilerde her şeyin yolunda gitmediğini söyledi.
POLITICO, NATO Barış Gücü (KFOR) kapsamında bölgede bulunan İngiliz askerlerinin Lammy’ye, Kosova’daki Sırp faaliyetlerini istihbarat operasyonları da dahil olmak üzere Rusya’nın desteklediğine inandıklarını söylediğini aktardı. Askerler ayrıca siyasi mitingler ve seçimlerin yanı sıra kritik altyapıyı da gözetliyor.
Kosovalı yetkililer bir süredir Sırbistan’la yeni bir savaş ihtimalinin çok da uzak olmadığı uyarısında bulunuyorlar.
Lammy ile görüşmesinde Osmani, iki ülkenin silah alımını ve birliklerinin daha fazla ortak operasyon yapmasını içeren bir ekonomi ve güvenlik anlaşması imzalanması konusunda kendisine baskı yaptı.
Ayrıca POLITICO’ya ülkesinin İngiltere ve Fransa’nın Ukrayna için organize etmeye çalıştığı barış gücüne katılma isteğini “resmen ifade ettiğini” söyledi fakat bunu Londra’nın istediği anlaşmayı imzalaması şartına bağladı.
AVRUPA
Polonya’da cumhurbaşkanı adayları Ukrayna kartını oynuyor

Polonya’da Ukraynalılara yönelik olumsuz kamuoyu görüşü son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Araştırma merkezi Res Futura’nın verilerine göre, artan suç oranları, sosyal yardımların kötüye kullanıldığı iddiaları ve çiftçilerin yaşadığı haksız rekabet bu durumun temel nedenleri arasında yer alıyor.
Polonyalı internet kullanıcıları, son üç yılda Ukraynalılara karşı rekor düzeyde olumsuz bir tavır sergiledi.
Kamuoyu araştırma merkezi Res Futura’ya göre, mart ayında Ukraynalı mülteciler ve Kiev yönetimi hakkındaki eleştirel yayınların sayısı 325 milyona ulaştı.
Mesajlardaki baskın temanın Ukrayna ordusuna yapılan askeri yardımın durdurulması çağrısı olması dikkat çekti; bu çağrıların oranı yüzde 32 olarak kaydedildi.
Ayrıca, Polonyalılar ülkede yaşayan Ukraynalıları suç oranlarının artmasından ve sosyal yardımları kötüye kullanmaktan yaygın olarak sorumlu tutuyor.
Olumsuz içerikli paylaşımların altındaki yorumlarda Volin Katliamı sıkça tartışıldı. Bu konu, muhalif yayınların yüzde 46’sında gündeme geldi.
Ukraynalılara yönelik tutum, Polonyalı sosyologların sıkça incelediği bir konu hâline geldi.
Nitekim, şubat ayında Radio ZET, vatandaşların yaklaşık yüzde 57’sinin Kiev’in Moskova ile barış anlaşması yapması gerektiğine inandığını gösteren verileri paylaştı.
Ankete katılanların sadece yüzde 30’u farklı bir görüş belirtti.
Sosyologların bu konuya ilgisi, Polonya’daki kitlesel mülteci varlığının yol açtığı karmaşık sosyal durumla kolayca açıklanıyor.
TASS‘ın haberine göre, geçen hafta ülkede 34 yaşındaki bir Ukrayna vatandaşı, işverenini kundaklama suçlamasıyla tutuklandı. Polis, mağdurun durumunun ağır olduğunu bildirdi.
Epoznan‘ın haberine göre de şubat ayında trafik kurallarını sürekli ihlal eden ve trafik kamerasına orta parmağını gösteren bir genç Polonya’dan sınır dışı edildi.
Yoldan geçenleri dövdüğü ve kadınları taciz ettiği defalarca tespit edilen başka bir Ukraynalının sınır dışı edilmesi de benzer şekilde kamuoyunda yankı buldu. Söz konusu şahsın dairesinde uyuşturucu madde de ele geçirildi.
Polonyalıların hoşnutsuzluğunun ekonomik nedenleri de bulunuyor.
Ülkede çiftçi protestoları devam ediyor. Tarım sektörü çalışanlarının gösterileri 2024 yılında başlamıştı.
Çiftçiler, Ukrayna’dan gelen gıda ürünleriyle oluşan haksız rekabet koşullarından şikayetçi. Avrupa Birliği (AB) düzeyinde bu sorun henüz çözülemedi.
Bu durum, Ukrayna faktörünün ülkenin iç siyasetinde giderek daha belirgin bir rol oynadığını gösteriyor.
18 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu faktörün etkisi de artıyor.
Sivil Platform (PO) adayı Rafal Trzaskowski favori olarak görülürken, onu Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) Karol Nawrocki ve Konfederasyon Partisi’nden Sławomir Mentzen takip ediyor.
Ukrayna konusu, adayların seçim kampanyalarında önemli bir yer tutuyor.
Nitekim Nawrocki, Vladimir Zelenskiy konusunda “derin bir hayal kırıklığı” yaşadığını ifade etti.
Nawrocki, Varşova’nın Kiev’e yaptığı yardım karşılığında “hiçbir şey almadığını” ve bunun “ortaklık anlayışıyla bağdaşmadığını” vurguladı.
Mentzen ise Polonyalı askerlerin Ukrayna’da konuşlandırılmasına karşı çıktı. Hatta Lviv Belediye Başkanı Andriy Sadovyi ile polemiğe girdi.
Mentzen, şehri ziyareti sırasında Stepan Bandera anıtının yanında çektiği videoda, Ukraynalı milliyetçiyi “terörist” olarak nitelendirdi ve Kiev’i “suçlulara tapmakla” eleştirdi.
Tusk: Polonya bir cephe ülkesi, Ukrayna’nın savunmasına her şeyini veremez
AVRUPA
ABD, Polonya’daki Ukrayna yardım merkezinden askeri personelini çekti

ABD Ordusu, Ukrayna’ya askeri destek dağıtımında önemli bir lojistik merkez olan Rzeszów yakınlarındaki Jasionka üssünden Amerikan personelinin ve askeri teçhizatının çekildiğini açıkladı.
Başbakan Donald Tusk, “Amerikalılar bizi önceden bilgilendirdi ve Rzeszów bölgesinden çekilen birliklerin Polonya’da konuşlanmaya devam edeceği konusunda güvence verdi. Bu Polonya’daki ya da Avrupa’daki ABD güçlerinin azaltılması anlamına gelmiyor,” dedi.
Komutanlıktan yapılan açıklamada, birliklerin “ABD askeri operasyonlarını optimize etmeye yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak, Müttefiklere ve ortaklara verilen destek düzeyini artırırken aynı zamanda verimliliği de artırarak” ülkedeki diğer yerlere taşınacağı belirtildi.
Birliklerin ve teçhizatın yeniden konumlandırılması kararının “Polonyalı ev sahipleri ve NATO müttefikleri ile yakından koordine edilen aylarca süren değerlendirme ve planlamayı yansıttığı” belirtilen açıklamada, Jasionka aracılığıyla Ukrayna’ya askeri yardımın kolaylaştırılmasının artık Polonya ve NATO liderliğinde devam edeceği ifade edildi.
2022’de Ukrayna savaşının başlamasının ardından ABD kuvvetleri Jasionka’da geçici bir varlık tesis etmişti.
Polonya’daki kalıcı bir askeri üssü olarak yer almamasına rağmen, bölge son üç yıldır ABD, NATO ve ortak güçler tarafından kullanılıyor.
-
ORTADOĞU2 hafta önce
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi: Sahil bölgesinde soykırım işlendi
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
Politico: İmamoğlu’nun tutuklanmasına rağmen AB, Türkiye’ye para göndermeye devam edecek
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Signal bir Amerikan hükümeti operasyonudur
-
AMERİKA2 hafta önce
Gizli CIA dosyalarında ‘Ahit Sandığı’nın bulunduğu iddia ediliyor
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ‘sömürge’ anlaşması teklif etti
-
RUSYA2 hafta önce
Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor
-
RUSYA2 hafta önce
Putin: Arktik’te işbirliğine hazırız
-
AVRUPA6 gün önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak