Bizi Takip Edin

Avrupa

Polonya, Biden’ı ‘sözünü tutmaya’ çağırdı

Yayınlanma

Polonya’nın Ukrayna ile kalkınma işbirliğinden sorumlu müsteşarı Jadwiga Emilewicz, Financial Times’a verdiği mülakatta, ABD yönetimini Polonyalı çiftçileri korumaya yönelik sözlerini tutmaya çağırdı.

Emilewicz, geçen ay Washington’da yetkililerle görüştüğünde Biden’ın geçen yıl Haziran ayında Philadelphia’da yaptığı bir konuşma sırasında verdiği söz hakkında çok az ayrıntının konuşulduğunu söyledi.

Biden geçen sene, Rusya-Ukrayna savaşından etkilenen çiftçilere yardım etmek amacıyla Ukrayna sınırı boyunca silolar inşa etme sözü vermişti.

Emilewicz, “Biden bu sözü alenen verdi ama biz bunu sormaya başladığımızda [ABD] yönetiminden hiç kimse soruyu yanıtlamaya hazır değildi,” dedi.

Varşova’nın önceliği kendi çiftçileri

Ukrayna, Avrupa’nın en büyük tahıl üreticilerinden biri. AB geçen yıl yardım amacıyla Ukrayna tahılına uygulanan tüm gümrük vergilerini kaldırdı fakat bu durum başta Polonya olmak üzere Avrupa’nın doğusundaki yerel pazarlarda tahıl bolluğuna neden olarak çiftçilerin gelirlerini düşürdü ve Polonya bazı AB ülkeleri ile birlikte Ukrayna’dan bazı tahıl ürünlerinin ithalatını yasakladı.

Sınır boyunca inşa edilecek daha fazla silonun, Polonyalı çiftçilerin bu yılın başlarında olduğu gibi tahıl fazlasını indirimli satmak zorunda kalmak yerine depolamalarına olanak sağlayacağı düşünülüyor.

Emilewicz, Varşova’nın Kiev’e yardım etmeden önce Polonyalı çiftçileri koruması gerektiğini söyledi.

Washington’a yöneltilen üstü kapalı eleştiri, iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) Ekim ayında yeniden seçime gideceği Polonya’da tahıl meselesinin siyasi tartışmalarda büyük bir yer kapladığını gösteriyor.

Hasat verimli, depolama yetersiz

Emilewicz, Polonya’nın son aylarda daha fazla Ukrayna tahılının transit geçişine yardımcı olduğunu ve ithalatın yalnızca uluslararası pazarlara giderken transit geçmesi koşuluyla toprakları üzerinden daha fazla nakliyeye hazır ve açık olduklarını savundu.

Polonyalı yetkili, “Çok verimli bir hasat döneminin ardından, Polonya silolarının ve depolama sisteminin kapasitesi kesinlikle Ukrayna tahılını, ayçiçeğini ve diğer malları absorbe etmek için yeterli değil,” dedi.

Tahıl krizi AB’nin tarım politikasını zorluyor

Emilewicz ayrıca, AB’nin tahıl krizini, Ukrayna gibi bir tarım devini bloğa dahil etmeden önce tarımsal sübvansiyon programını elden geçirmesi gerektiğinin kanıtı olarak görmesi gerektiğini söyledi ve “Ukrayna’nın gerçekten üye bir ülke olduğunu düşünürseniz, iç tarım politikamızı kesinlikle yeniden gözden geçirmemiz gerekir,” ifadelerini kullandı.

Hükümetin tahıl akışına izin vermesini protesto eden PiS’in kırsal seçmen tabanından gelen tepkiler nedeniyle Polonya, Ukrayna’dan yapılan ithalata getirilen kısıtlamaları en azından yıl sonuna kadar uzatmak isteyen beş AB üyesi ülke arasında yer alıyor.

Ukrayna tahılının geçişi için yeni sübvansiyon talebi

Emilewicz, hükümetinin ayrıca Brüksel’den Polonya, Macaristan, Slovakya, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Afrika’ya ve AB dışındaki diğer noktalara giden Ukrayna tahılının tonu başına yaklaşık 30 avro değerinde yeni bir sübvansiyonu kabul etmesini istediğini söyledi.

Polonyalı yetkili, tahılın demiryolu ya da karayoluyla taşınmasının deniz yoluna göre daha yüksek maliyetli olduğu göz önüne alındığında, ‘bir miktar ekstra paranın gerekli’ olduğunu öne sürdü.

Avrupa

Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Yayınlanma

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.

Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.

Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.

Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.

junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.

Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

Yayınlanma

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.

Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.

Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.

Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.

Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor. 

Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.

Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.

2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.

Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.

Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.

Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.

Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.

Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.

Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı

Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.

Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.

2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.

Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.

Moldova’nın talepleri

Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.

Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.

Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu

Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.

Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English