Bizi Takip Edin

RUSYA

Putin, Belarus’tan Kiev’e mi yürüyecek?

Yayınlanma

Rusya – Ukrayna savaşının etkileri bütün dünyayı kalıcı olarak değiştiriyor. Enerji krizi, merkez bankalarının radikal faiz kararları, kitlesel protestolar ve ivmelenen silahlanma yarışıyla 2022’ye veda ediyoruz.

Aralık ayında Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası benimsediği “pasifist” politikayı terk edip rekor silahlanma bütçesini öngören strateji belgesini yayımlaması,  gelecek yılların askeri gerilimlerini şimdiden gösteriyor. Japonya’nın yeni stratejisi belgesinde Rusya-Ukrayna savaşına çok sayıda atıf mevcut.

Büyük güç rekabetinde ön cephe haline gelen Ukrayna’daki savaş “Doğu” – “Batı” rekabetinin ön cephesi durumunda. Peki, gidişat nereye? Rusya taze askeri birlikleriyle Belarus üzerinden Kiev’e yeni bir saldırı hazırlığında mı? Rusya lideri Vladimir Putin’in Dışişleri ve Savunma Bakanı ile ekonomi kurmaylarından oluşan ağır heyetin Belarus ziyareti, bu yöndeki şüpheleri körükledi.

Batı medyasında sıkça dile getirilen kaygıyı Harici’ye değerlendiren Emekli Korgeneral, eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, “Belarus’un bu işe karışacağını sanmıyorum” diyor.

“Savaş uzayacak” mutabakatı

Ukrayna’da 10 ayı bulan savaşla ilgili tek kesin olan şey çatışmanın uzayacak olması. Aralık ayı başında Rusya lideri Vladimir Putin, “Tabi ki, bu uzun soluklu bir süreç” demişti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in 16 Aralık tarihli açıklamasına göre de “Rusya uzun bir savaş planlıyor.”

BM Genel Sekreteri Antoino Guterres’in, “Yakın gelecekte gerçek barış için müzakerelerin yapılabileceği gibi bir yanılsamaya kapılmıyoruz” sözleri de uzun dönemli mücadelenin teyidi niteliğinde.

Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ise Batı’nın gelecekte bu çatışmayı “Kafkasya içlerine ve Rusya’nın geri bölgelerine taşımak istediği” değerlendirmesini yapıyor:

“İki tarafta da hem Rusya hem de Ukrayna tarafında savaşan Çeçenler var. Çerkezler daha aktif değiller. Batı; Çeçenler, Çerkezler ve Tatarları kullanarak Rusya’ya karşı cephe oluşturmak ve arkadan vurmak istiyor. Rusya’nın geri bölgelerinde eylemler yapmayı düşünüyorlar. Gürcistan da dahil olmak üzere bölgeyi hazırlıyorlar. Azerbaycan – Ermenistan çatışması da yeniden alevlenebilir. Türkiye’nin çok dikkatli olması lazım.”

Belarus ziyaretinin anlamı ne?

Taraflardan yapılan resmi açıklamalara göre ekonomi gündemi ziyarette geniş yer buldu. Bununla beraber 2022’nin son ayında savaşın Belarus üzerinden Ukrayna’nın kuzeyine kayacağı yorumlarına neden olan bir dizi gelişmeye tanıklık ettik. Aralık ayının ortasına gelindiğinde Rusya lideri Putin, Ukrayna’da operasyonu yürüten saha komutanlarını ve kurmay ekibini toplayacak ve “harekâtla ilgili kısa ve orta vadeli önerilerinizi duymak istiyorum” diyecekti.

Savunma Bakanı Sergey Şoygu da Ukrayna’da ön cephede operasyona katılan birlikleri Aralık ayında yerinde denetledi. Şoygu, ayrıca 3 Aralık’ta Belarus’a giderek içeriği kamuoyuna açıklanmayan bölgesel güvenlik protokolü imzaladı. 13 Aralık’ta muharebe hazırlığı denetiminin başlatıldığını duyuran Belarus Savunma Bakanlığı 19 Aralık’ta denetiminin sona erdiğini duyurdu. Aynı gün Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Putin’i Minsk havalimanında ekmek ve çiçekle karşıladı. Şoygu da bir ay içinde ikinci kez Belarus’taydı.

Ukrayna’nın Belarus endişesi

24 Şubat’ta Rus askerlerinin hızla Kiev kapılarına dayanmasına olanak sağlayan şey Belarus’un topraklarını Rus askerlerine açmasıydı. Kiev’e yaklaşık 50 mil mesafede bulunan Belarus sınırından birlikler Ukrayna içlerine akmış ancak kısa sürede istenen başarı elde edilemeyince Rusya, Kiev ve Ukrayna’nın doğusundaki geniş düzlüklerden çekilerek Donbass bölgesine yoğunlaşmıştı. Savaşın bu evresi Rusya’nın hızlı girişi ve bunu takip eden birinci dalga çekilmesiydi.

Ekim ayında Putin, Suriye deneyimi ile ünlenen General Sergey Surovikin’i Ukrayna operasyonunun başına getirdi. Kerç Köprüsü’ne yönelik saldırının ardından Rusya, Ukrayna’nın elektrik, su ve doğalgaz başta olmak üzere sivil altyapısına yönelik ağır saldırılar düzenlemeye başladı. Kasım ayına gelindiğinde General Sergey Surovikin, Rus ordusunu Herson’un Batı yakasından geri çekme kararı aldı. Rus askerleri yeniden gruplandırıldı. Füze saldırılarıyla başkent Kiev’in alt yapısı felç edildi ve bu aşamada Belarus senaryoları dillendirilmeye başlandı. Harekatın 10. ayı itibariyle Rusya Donbass’tan Kırım’a kara yolu bağlantısını sağlamış ve Azov’u bir iç denize çevirmişti. Hatta Rusya lideri Putin, “I. Petro bile Azov Denizi’ne erişim için savaştı” diyecekti. Ancak akıllardaki soru Putin’in halen Kiev’i hedefleyip hedeflemediğiydi.

Ukrayna Genel Kurmay Başkanı Valery Zaluzhniy geçen hafta Economist dergisine verdiği bir röportajda Rusya’nın 200 bin taze kuvvetle saldırmaya hazırlandığını ileri sürdü. Zaluzhniy’e göre Rus ordusunun olası taarruz noktalarından birisi de Belarus toprakları. Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov, Belarus’un “özel askeri operasyon”a katılacağı yönündeki yorumları “aptalca” ve “uydurma” diyerek reddetti.

Peki, bütün bunlar savaşın bundan sonraki gidişatı için ne söylüyor?

Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin’e göre Moskova, Belarus üzerinden düşmanının dikkatini ve kuvvetlerini dağıtmaya çalışıyor. Son dönemde Belarus’taki askeri hareketliliğin “Belarus’a karşı Batılı güçlerin tedbir almasını gerektirdiği” yorumunu yapan Pekin, bu şekilde güney cephedeki Rus güçleri üzerindeki Ukrayna baskısının azaltılabileceğini söylüyor. Nitekim BBC’ye konuşan Ukrayna İçişleri Bakan Yardımcısı Yevhen Yenin, yeni bir saldırı olasılığına karşı Belarus sınırındaki Ukrayna savunma hattını güçlendireceklerini söyledi.

“Kısmi ateşkes olabilir. Savaşın uzun süreceği değerlendiriliyor. Bahara kadar kritik bir harekat beklemiyorum,” diyen Pekin, kış bastırdığı zaman tarafların hareketsiz kalacağı görüşünde. Pekin’e göre “Rusya, kış boyunca  bazı yerleri almaya çalışıyor. Oraları aldıktan sonra savunma hattını tahkim edip orada kalmayı düşünüyor.”

Belarus’un bu aşamada savaşa dahlini öngörmeyen Pekin, “Rusya’nın diz çökmesini bekliyorlar. Rusya bu işte zarar görür. Batı, Rusya’dan daha fazla zarar görür” sözleriyle durumun fotoğrafını çekti.

RUSYA

Rusya’da yıllık enflasyon geriledi

Yayınlanma

10-16 Eylül tarihleri arasında Rusya’da haftalık enflasyon, bir önceki haftaki yüzde 0,9’luk oranın ardından hızlanarak yüzde 0,1’e geriledi. Kommersant gazetesinin derlediği verilere göre yıllık bazda ise fiyat artış hızı yüzde 8,85’ten yüzde 8,74’e düştü. Eylül ayının başından 16’sına kadar olan dönemde enflasyon yüzde 0,18 olurken, yıl başından bu yana yüzde 5,46 olarak kaydedildi.

Maliye Bakanlığı’na göre, gıda ürünlerindeki fiyat artış oranı neredeyse geçen haftaki seviyede (yüzde 0,06) kaldı.

Rosstat verilerine göre, tereyağı (yüzde +1,1), salatalık (yüzde +1,9), muz (yüzde +1,6) ve domates (yüzde +0,9) fiyatlarında artış yaşandı. Buna karşılık, meyve ve sebze ürünlerinde (yüzde -1,5), özellikle lahana (yüzde -6,8), havuç (yüzde -4,5), patates (yüzde -4,3) ve sofralık pancar (yüzde -3,6) fiyatlarında düşüş görüldü.

Gıda dışı ürünler segmentinde ise enflasyon yüzde 0,11’e geriledi. Elektrikli ev aletleri (yüzde +0,13), ilaçlar (yüzde +0,11) ve temizlik malzemeleri fiyatlarındaki artış yavaşlarken, giysi fiyatlarında düşüş kaydedildi. Motorin fiyatı yüzde +0,2, dizel yakıt ise yüzde +0,1 oranında arttı.

Düzenlenmiş fiyatlı turistik ve ev hizmetleri segmentinde enflasyon yüzde 0,14 oldu. Bu oran, iç hat uçuşları için uçak bileti fiyatlarındaki yüzde 2,16’lık artışı da içeriyor. Sanatoryum (yüzde -0,38) ve otel (yüzde -0,36) hizmetlerinin maliyetinde ise azalma görüldü.

13 Eylül’de Merkez Bankası Yönetim Kurulu, politika faiz oranını yüzde 18’den yüzde 19’a yükseltmişti.

Ayrıca Merkez Bankası, enflasyonu yüzde 4’lük hedefe indirmek için uzun süreli bir sıkı para politikası uygulanmasının gerekeceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Banka, artan enflasyon beklentileri ve yüksek borçlanma maliyetleri nedeniyle yıllık enflasyon artışının, öngörülen yüzde 6,5 ila 7 aralığının üzerinde olabileceğini belirtmişti.

Rusya’da hükümet ve Merkez Bankası, enflasyonla mücadele için eylem planı hazırladı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Neredeyse tüm Türk bankaları Rusya ile iş yapmayı kesti

Yayınlanma

Rusya makamlarının, Türkiye ile banka ödemelerinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda anlaşmaya varmak için altı ayı aşkın süredir sürdürdüğü girişimler çıkmaza girdi.

TASS haber ajansının konuya aşina bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, neredeyse tüm Türk bankaları Rusya ve Belarus ile ilgili işlemlere hizmet vermeme kararı aldı.

Kaynağa göre, Rus şirketlerine yönelik ödemeler Türkiye’deki yabancı ortaklı tüm bankalar tarafından halihazırda durdurulmuştu ve şimdi yabancı ortağı olmayan kamu ve özel bankalar da bu uygulamaya katılma niyetinde.

Kaynak, ajansa yaptığı açıklamada, bankaların “gelecekte ortaya çıkabilecek olası kısıtlamalar ve yaptırımlardan kendilerini korumaya çalıştıklarını” belirtti.

Bunun yanı sıra kaynak, Rus-Türk ticaretine hizmet vermeye devam eden ülkedeki tek bankanın fiilen Emlak Katılım olduğunu söyledi. Türk lirası ve ruble cinsinden ödemeler devam ederken, dolar ve avro cinsinden işlemler birçok Türk bankası tarafından anında engelleniyor.

Türk bankaları Rusya’dan Avrupa’ya yapılan ödemeleri engellemeye başladı

Türkiye ile ödemelerde yaşanan sorun ocak ayında, ABD Başkanı Joe Biden’ın yaptırım rejimini sıkılaştıran kararnameyi imzalamasının ardından başladı. Söz konusu kararname, dünya genelindeki bankaları Rusya’nın savunma sanayii ile yaptıkları işlemler nedeniyle küresel dolar sisteminden çıkarılmakla tehdit ediyordu.

Nisan ayında ABD’li yetkililer baskıyı artırarak Rusya ile çalışan bankaların üst düzey yöneticilerini kişisel yaptırımlarla tehdit etmeye başladı.

Rus diplomatlar şubat ayında Türkiye ile “çalışmalar yürütme” ve “dış ticaret faaliyetlerine katılanları koruma” sözü vererek görüşmelere başlamış olsalar da bu görüşmelerden bir sonuç alınamadı ve Türk bankalarında Rusya’ya mal transitinde yer alan şirketlerin “sıkıştırılması” vakaları daha sık görülmeye başlandı.

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, geçen haftalarda yaptığı açıklamada bu tür müşterilerin aktif olarak tespit edildiğini ve transferlerinin engellendiğini ya da hesaplarının tamamen kapatıldığını belirtti.

Ağustos sonunda Ziraat Bankası, ruble hesabı açmayı durdurdu. RIA Novosti‘nin kaynakları, Türkiye’deki diğer kamu bankalarının da benzer bir politika izlediğini, bazı özel bankaların ise hala ruble ile işlem yapmaya devam ettiğini bildirdi.

İthalatçılar ve aracılar arasından üç kaynağın Vedomosti‘ye verdiği bilgiye göre, eylül ayında Türk bankaları Rus şirketlerinin Avrupa Birliği (AB) ve diğer ülkelere ödeme yapmasını toplu olarak reddetmeye başladı. Kaynaklara göre, bankaya teslimatla ilgili ek belgeler sunmak bile sorunu çözmüyor.

Büyükelçi Yerhov: Türk bankaları Rusya ile çalışan şirketlerin hesaplarını kapatıyor

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, Paşinyan’ın KGAÖ’ye yönelik sözlerine yanıt verdi

Yayınlanma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Dünya Ermeni Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) ülkesinin güvenliğini ve egemenliğini tehdit ettiğini öne sürdü. Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) İşleri Komisyonu Başkan Yardımcısı Konstantin Zatulin, RTVI‘ye verdiği demeçte, Ermenistan Başbakanı’nın Rusya’ya “açıkça meydan okuduğunu” ancak “her lafına cevap vermeye değmeyeceğini” belirtti.

Milletvekiline göre Paşinyan, yıllar önce “kimse onu ciddiye almazken” söylediklerinin neredeyse aynısını tekrarlıyor: “Sıradan bir gazeteciyken bile Ermenistan’ın Rusya yönelimini bırakması, KGAÖ’den çıkması, Gümrü’deki üssü kapatması gibi konularda ısrar ediyordu. Bunu, pek az kişinin dinlediği bir muhalif olarak dile getiriyordu. 2018’de başbakan olmasıyla birlikte kısa bir sahte dostluk dönemi yaşandı ve şimdi yine eski haline döndü.”

Ayrıca Zatulin, Paşinyan’ın eleştirisinin “açık bir meydan okuma” olduğunu, ancak Rusya’nın “tartışmanın seviyesini düşürmemek” adına aynı üslupta yanıt vermekten kaçındığını söyledi.

Zatulin, KGAÖ’nün Ermenistan’ı hâlâ birliğin bir üyesi olarak gördüğünü ve iş birliğini sürdürdüğünü hatırlattı: “Fakat gerçekleri görmezden gelmemeliyiz. Sayın Paşinyan’ın nereye gittiğini, Ermenistan’ı hangi yöne çektiğini anlamalıyız. Önemli olan, Sayın Paşinyan’ın dünyadaki tüm Ermeniler üzerinde yarattığı etkidir. Sanki bazılarının inandığı gibi baş Ermeni oymuş gibi bize meydan okuyor, Ermenistan’ı kötülediğimizi iddia ediyor, zira bu örnekte KGAÖ sadece bir bahane.”

Bunun yanı sıra Zatulin, KGAÖ hakkında Paşinyan’ın “aslında Rusya’yı hedef aldığını” zira “KGAÖ’nün Rusya’nın savunma alanındaki varlığının bir ifadesi olduğunun herkes için açık olduğunu” söyledi.

Zatulin, “Rusya’ya açıkça karşı çıkıyor, Ermenistan ve Kafkasya’daki etkisini en aza indirmeye çalışıyor. Düşmanların, hasımların yaptığı budur, özellikle de askerî harekât yürüttüğümüz ve Batı ile karşı karşıya geldiğimiz bir dönemde. Bu durum herkes için açık olmalı ki bu konuda bir skandal yaratma arzusu olmasın. Her söylenene tepki vermemize karşıyım. Paşinyan’ın hükümetinin ve kendisinin doğası hakkında kendi içimizde sonuçlar çıkarmalıyız, hepsi bu” diye ekledi.

Paşinyan KGAÖ’yü neyle suçlamıştı?

İkinci Dünya Ermeni Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Paşinyan, Erivan’ın KGAÖ üyeliğini, örgütün “Ermenistan’ın güvenliğini sağlama yükümlülüklerini yerine getirmediği” için değil, KGAÖ’nün “Ermenistan’ın güvenliğine, varlığına, egemenliğine ve devlet olma özelliğine tehdit oluşturduğu” için askıya aldığını öne sürmüştü. Ermenistan başbakanına göre, ülke örgütle ilişkilerinde “geri dönüşü olmayan noktaya” yaklaşmış durumda.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’nın Paşinyan’ın KGAÖ’nün çalışmalarına ilişkin değerlendirmesine “kesinlikle katılmadığını” belirtti. Kremlin sözcüsü, örgütün Ermenistan’ın egemenliğini hiçbir şekilde tehdit etmediğinin altını çizdi.

Peskov, “Aksine, bu örgüt üye devletlerin egemenliğini korumaktadır. Ancak bu durumu sabırla Ermenistan yönetimine anlatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Paşinyan: KGAÖ, Ermenistan’ın güvenliği, varlığı ve egemenliğine tehdit oluşturuyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English