Bizi Takip Edin

RUSYA

Rus siyasetçi: Türkiye ambargo uygulamadı, yanımızda durdu

Yayınlanma

Türkiye-Rusya ilişkileri Ukrayna krizinden sonra daha da fazla boyut kazandı. Enerjiden tedarik zincirlerine, diplomasi trafiğinden artan ticaret hacmine kadar pek çok alanda ilişkiler derinleşiyor. Son bir yılda Türkiye’ye çeşitli amaçlarla gelen çok sayıda Rus vatandaşı da iki ülke ilişkilerinin geleceğine dair çok önemli bir parametre olacağa benziyor. İlişkilerin güncel seyrini Türkiye’yi de yakından tanıyan Rus siyasetçi Ramin Ramizovich Gasimov’a sorduk.

Moskova’dan Türkiye’ye gelen bir siyasetçi olarak Türkiye ve Rusya ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bildiğiniz üzere Rus-Türk ilişkileri yüzyıllara dayanır. İlişkilerimiz farklıydı ve çok şey gelişti. Lakin Ukrayna meselinden sonraki ilişkimizi sorarsanız en üst seviyede olduğunu söyleyebilirim. Liderlerimiz Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan sürekli iletişim halindeler. Türkiye barış yapıcı bir rol üstlenmekte. Sayın Erdoğan Vladimir Putin ve Zelenskiy’i aynı masa etrafında oturtmak istiyor. Rusya bu arabulucu çabaya oldukça ılımlı yaklaşmakta. Rusya yönetiminin de defalarca belirttiği üzere barışçıl yol ve anlaşmaların bulunması bu durumdan (Ukrayna-Rusya savaşı) çıkış için oldukça önemlidir. Ama bunun yanında Rus-Türk ilişkileri pragmatist bir politikanın örneğidir. Şu anda Rusya ve Türkiye yakınlar ve işin gerçeği biz oldukça yakın dostlarız. Avrupa devletlerinin ambargo koymasından sonra Türkiye bize ambargo uygulamayan ülke olmakla beraber tersine Rusya Federasyonu’nun yanında bulunmuştur. Aynı şekilde pragmatist bakış açısından bakıldığında bu karşılıklı olarak yararlı bir yaklaşımdır.

Türkiye ve Rusya’nın ekonomik ilişkileri nereye gidiyor?

Gerek ekonomi gerek ticaret, gerek enerji ve turizm alanlarında Rusya ve Türkiye işbirliğinde muazzam bir yoğunlaşma gerçekleşmektedir. Az önce dikkat çektiğiniz Rus vatandaşlarının Türkiyeye seyahati meselesine gelecek olursak; 7 milyondan fazla Rus vatandaşı pandemiden önce de Türkiye’yi turist olarak ziyaret etmekteydi. Bu da aynı zamanda Türkiye adına büyük bir yatırımdır. Şu anda bu durum daha şahsi endişelerle, bireyin ve ailenin kendi gelecek kaygıları ile bağlantılı olabilir. Birçokları başta Antalya, Alanya, İstanbul, İzmir olmak üzere taşınmazlar satın aldılar. Kimi ev, kimi villa, kimisi de daire satın aldı ve bu da Türkiye ekonomisine devasa bir yatırım oldu. Bu karşılıklı bir işbirliğidir. Türk ticari faaliyetleri Rusya’ya geliyor, aynı şekilde Ruslar da Türkiye’de ticari faaliyet yürütüyor. Bu oldukça doğal gelişen insani bir işbirliğidir.

Rusya’nın enerji politikası gelecek dönemde nasıl şekillenecek?

Rusya tarihte benzeri görülmemiş ambargolarla karşılaştı. Bütün ekonomiler, içlerinde bulundukları durmlardan çıkış yolu ararlar. Rus ekonomisi de aynı durumdadır. Elbette Rus yönetimi sizin dile getirdiğiniz gibi ‘anti-Rus’ ambargoları beklemekteydi ve bu ambargolara hazırdı. Enerji konusuna gelinecek olursa, Rusya petrol ve gaz gibi ürünlere tavan fiyat getirilmesine her zaman karşıydı.  Petrol ve doğal gazını da dost olmayan ülkelere satmayacağını açıkça belirtmişti. Bunlar gerçekleşirken de aynı zamanda diğer ülkelere tedarik hacmi artmaktadır. Dünyamızda sadece Batı değil, Güneydoğu Asya, Latin Amerika, Arap dünyası da bulunur. Rus enerji ürünleri satılmaktadır ve bunu da herkes bilmektedir. Doğal gazın Türkiye üzerinden transit geçmesi konusuna gelince; Bu durum Türkiye’nin enerji merkezi olarak prestijini artırmaktadır. İşin gerçeği hangimiz Türkiye’nin yakın gelecekte bu kadar büyük bir dağıtıcı olacağını ve fiyat politikası konusunda dahi üreticilerle ortak karar alabileceğini tahmin edebilirdik ki? An itibariyle Türkiye enerji üreticisi konumunda değildir. Tabi ki Sayın Erdoğan Karadeniz’de petrol kaynakları bulunduğunu açıkladı ama bahsi geçen petrol hala araştırma aşamasındadır. Bu durum Türkiye’yi sadece bölgenin enerji merkezi olarak değil aynı zamanda genel politik prestij olarak da daha yüksek bir konuma getirecektir.

RUSYA

Rusya istihbaratı: Putin’in nükleer uyarısı Batı’da yankı buluyor

Yayınlanma

Rusya Dış İstihbarat Servisi Direktörü Sergey Narışkin, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer caydırıcılık konusundaki son uyarısının Batı’da dikkate alındığını belirtti. Rusya, nükleer doktrinini güncelleyerek, nükleer silahı olmayan ülkelerin de Rusya’ya yönelik saldırılarının nükleer bir devletle ortak saldırı olarak değerlendirileceğini açıklamıştı.

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçtiğimiz hafta nükleer caydırıcılık konusunda yaptığı uyarının Batı’da yankı bulduğuna işaret etti.

Kommersant gazetesinin aktardığına göre Narışkin, yaptığı açıklamada “25 Eylül’de gerçekleşen ve Rusya’nın nükleer caydırıcılık alanındaki devlet politikasına yapılacak eklemelerin ele alındığı dar kapsamlı toplantıda, Batılı sorumsuz politikacılara oldukça sert ve net bir uyarıda bulunuldu,” dedi.

Yetkili, şöyle devam etti: “Toplantıda vurgulanan ve güncellenecek nükleer doktrinde yer alacak olan temel ilke, bundan böyle nükleer olmayan herhangi bir devletin, nükleer bir devletin desteğiyle ya da onunla birlikte Rusya’ya karşı saldırıda bulunması durumunda, bu tür bir saldırganlığın Rusya Federasyonu tarafından ülkemize yönelik ortak bir saldırı olarak değerlendirileceğidir.”

SVR’nin elindeki verilere göre ‘bu uyarının pek çok Batı başkentinde yankı bulduğunu’ belirten Narışkin, “Yine de tekrar ediyorum, Rusya tarafından çizilen kırmızı çizgilerin göz ardı edilebileceğini kanıtlamaya çalışan sorumsuz politikacılar var. Bu tehlikeli bir yaklaşımdır ve Rusya Federasyonu’nun yaptığı uyarının Batı dünyasının siyasi elitlerinin çoğunluğu tarafından dikkate alınacağını umuyorum,” diye ekledi.

Geçen hafta gerçekleşen Rusya Güvenlik Konseyi toplantısında Putin, nükleer silahların kullanılabileceği senaryoları genişletmek de dahil olmak üzere ülkenin nükleer doktrinini güncelleme niyetini açıklamıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da Moskova’nın bu hamleyle dost olmayan ülkelere, Rusya’ya karşı “illa ki nükleer olmayan çeşitli araçlarla” bir saldırıya katılmalarının sonuçları hakkında bir mesaj gönderdiğini belirtmişti.

Sergey Narışkin’e göre, “Batılı ülkelerdeki bazı sorumsuz politikacılar, Rusya’nın stratejik olarak yenilgiye uğratılması için Batılı ülkelerin Rusya Federasyonu’nun belirlediği kırmızı çizgileri görmezden gelmesi gerektiğini düşünüyor.”

SVR Direktörü, “Bu düşünce, Rusya topraklarının derinliklerindeki hedefleri vurmak için yüksek hassasiyetli uzun menzilli Batı silah sistemlerinin kullanılabileceği yönündeki tartışmalara da yansıyor,” diyerek, “Bu büyük bir yanılgıdır,” vurgusunu yaptı.

Rusya nükleer doktrinini neden değiştiriyor?

Okumaya Devam Et

RUSYA

“Rus casusu” olduğu iddia edilen balina Hvaldimir’in ölüm nedeni belli oldu

Yayınlanma

Beluga balinası Hvaldimir’in ölümüne, muhtemelen ağzında sıkışan bir çubuk nedeniyle gelişen bakteriyel bir enfeksiyon sebep oldu. Norveç polisi, öldürme kanıtı olmadığı için soruşturma açmayı gerekli görmedi.

Bir dönem “Rus casusu” olduğu öne sürülen beluga balinası Hvaldimir, muhtemelen bakteriyel bir enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti.

Norveç kamu yayın kurumu NRK‘nin aktardığına göre Güney Batı Polis Bölgesi Kuzey Denizi ve Çevre Dairesi Başkanı Amund Prede Revheim, “Veterinerlik Enstitüsü’nün yürüttüğü soruşturma, balinanın birçok organının çürümüş olması nedeniyle zorlaştı,” ifadelerini kullandı.

Norveç Veterinerlik Enstitüsü’nün otopsi raporuna göre ölüm nedeni büyük olasılıkla balinanın ağzında sıkışan bir çubuğun yol açtığı yaradan kaynaklanan bakteriyel bir enfeksiyondu.

Revheim, “Adli inceleme sırasında Hvaldimir’in öldürüldüğüne dair herhangi bir bulguya rastlanmadı. Bu nedenle polis, balinanın ölümüyle ilgili soruşturma başlatmak için bir gerekçe görmüyor,” dedi.

Hvaldimir bulunduğunda vücudunda birkaç delik vardı ve OneWhale ile Noah adlı kuruluşlar balinanın vurulmuş olabileceğini düşünüyordu. Fakat raporda, bu yaraların kenarlarının pürüzlü ve yırtık olduğu, muhtemelen kuşların balinanın vücuduna saldırması sonucu meydana geldiği kaydedildi.

Hvaldimir’in cansız bedeni eylül ayı başlarında Norveç kıyılarında bulundu. Son olarak 31 Ağustos günü öğle saatlerinde canlı olarak görülmüştü. Hvaldimir’in 15 ila 20 yaşları arasında olduğu tahmin ediliyor. Beluga balinaları genellikle 30 ila 35 yıl kadar yaşıyor.

Beluga balinası Hvaldimir, ilk kez 2019 yılında Norveç’in kuzeyinde, Ingoya Adası açıklarında fark edilmişti. Bu bölge, Rusya ile olan deniz sınırına yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Hvaldimir’in üzerinde küçük bir kameranın takılabileceği bir montaj aparatı olan takımı vardı. Takımındaki Equipment St. Petersburg etiketi, “Rus casus balinası” teorisinin temelini oluşturdu.

Balinanın insanlarla yakın etkileşimde bulunması ve el işaretlerine tepki vermesi, Norveç istihbaratının Hvaldimir’in Rusya’da bir araştırma programının parçası olarak tutulduğunu ve Norveç sularına geçmeden önce orada eğitildiğini düşünmesine yol açtı.

Deniz Araştırmaları Enstitüsü ve Tromsø’daki Norveç Arktik Üniversitesi (UiT), balinanın Rus Donanması’na ait olabileceğine inanıyordu. Fiskeribladet gazetesi ise balinanın daha önce Murmansk’ta pediatrik terapi için kullanılmış olabileceğini, ancak kaçmayı başardığını öne sürdü.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kursk nükleer santrali yakınında İHA düşürüldü

Yayınlanma

Kursk Nükleer Santrali’nin yakınlarında bir insansız hava aracının düşürülmesi sonucu yangın çıktı. Olay, Rusya ve Ukrayna arasında karşılıklı suçlamalara yol açtı.

Kursk Nükleer Enerji Santrali’nin beş kilometre yakınında bir insansız hava aracının (İHA) düşürülmesi sonucu yangın çıktı. Olay, Kurçatov kentinde meydana geldi.

Vali Aleksey Smirnov’un açıklamasına göre, uçak tipi İHA elektronik harp sistemleri tarafından etkisiz hale getirildi. Vali, İHA’nın düşmesi sonucunda “Kursk Nükleer Santrali ile ilgisi olmayan bir çiftlik binasında patlamalar meydana geldiğini” vurguladı.

Smirnov’un açıklamasında can kaybına ilişkin herhangi bir bilgi yer almadı.

Telegram kanalları Mash ve Shot, olay yerinden duman ve patlama seslerini gösteren fotoğraf ve videolar paylaştı. İlk bilgilerde dört füze ve bir İHA’dan bahsedilirken, daha sonra bu bilgi “Fransız yapımı hava bombası” olarak değiştirildi. Füzelerle ilgili iddialar daha sonra kaldırıldı.

Santral yetkilileri, santralin normal çalışma modunda olduğunu ve radyasyon seviyesinin “güç ünitelerinin normal çalışmasına uygun bir düzeyde” bulunduğunu açıkladı. Aynı bilgi Rosenergoatom’un basın servisi tarafından da teyit edildi.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise ülke ordusunun santrale yönelik bir saldırıya karıştığı yönündeki suçlamaları kesin bir dille reddetti. Bakanlık, “Rus medyasının Kursk Nükleer Santrali’ne ya da yakınlarına yönelik Ukrayna saldırılarına ilişkin iddialarını kategorik olarak reddediyoruz. Rus işgalcilerin aksine, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri uluslararası insancıl hukuka sıkı sıkıya bağlıdır ve sivillere ya da sivil altyapıya saldırmaz,” açıklamasını yaptı.

Şu anda Kursk santralinde yalnızca üçüncü güç ünitesi çalışıyor. Kapasite, sevkiyat programına göre belirleniyor. Birinci ve ikinci üniteler çalışır durumda ancak üretim yapmıyor, dördüncü ünite ise planlı bakımda.

Eylül ayı başında Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev, 6 Ağustos’tan bu yana Kursk oblastına saldırılarda bulunan Ukrayna ordusu ile devam eden çatışmalar nedeniyle santralin kapatılabileceğini söyledi. Lihaçev’e göre böyle bir senaryo değerlendiriliyor ancak henüz bir karar verilmedi.

Lihaçev aynı zamanda, Kursk nükleer santralinin vurulması halinde büyük bir nükleer felaketin yaşanacağını öngörerek, bunun bir dizi AB ülkesi, Ukrayna, Belarus ve Türkiye de dahil olmak üzere “Karadeniz çevresindeki tüm ülkeleri” etkileyeceğine işaret etti.

Putin: Ukrayna ordusu, Kursk nükleer santralini vurmaya çalıştı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English