Rusya
Rusya’nın ihracatında düşüş: Merkez Bankası sebepleri açıkladı

Rusya Merkez Bankası, 2024’ün dördüncü çeyreğinde Rusya ihracatının yüzde 7 azaldığını ve cari işlemler fazlasının yarıdan fazla düşüş gösterdiğini açıkladı. İhracattaki düşüşün nedenleri arasında düşük petrol fiyatları, OPEC+ kısıtlamaları ve yaptırımlar yer alıyor. Uzmanlar, ihracatın gelecekteki dinamiklerinin zayıf kalmaya devam edeceğini öngörüyor.
Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre, Rusya’nın maliyet bazlı mal ihracatı 2024 yılının dördüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7 azalarak 99,6 milyar dolar oldu. Bir önceki çeyrekte ise ihracat değişmemişti.
Merkez Bankası’nın ödemeler dengesine ilişkin analitik yorumunda belirtildiği üzere, ihracattaki düşüş ve ithalattaki yıllık yüzde 5’lik maliyet artışı nedeniyle cari işlemler hesabı fazlası 2024’ün dördüncü çeyreğinde 5 milyar dolara geriledi.
Karşılaştırma için, cari işlemler hesabı fazlası 2024’ün üçüncü çeyreğinde 8 milyar dolar, 2023’ün dördüncü çeyreğinde ise 11 milyar dolar seviyesindeydi. Dolayısıyla, 2024’ün dördüncü çeyreğindeki gösterge yıllık bazda yarıdan fazla azalmış oldu.
Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre, cari işlemler hesabı fazlası 2024 yılının tamamında 54 milyar dolara yükseldi (2023’te 50 milyar dolar idi).
Merkez Bankası, Rusya’dan yapılan mal ihracatının 417,2 milyar dolar olduğunu ve 2023’e göre yüzde 2 daha az gerçekleştiğini tahmin ediyor.
İhracat azalışın nedenleri
Merkez Bankası analistleri, geçen yılın sonunda ihracattaki düşüşün birkaç nedenini sıralıyor.
Talep endişeleri nedeniyle dünya petrol fiyatlarındaki düşüş. Merkez Bankası, Dünya Bankası verilerine atıfta bulunarak, Brent petrolün varil fiyatının 2024’ün dördüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 11 ve üçüncü çeyreğe göre yüzde 7 düşerek ortalama 75 dolar olduğunu belirtiyor. Örneğin, Hindistan hükümetinin ticaret istatistiklerine göre (Aralık verileri henüz mevcut değil), Hindistan Ekim-Kasım 2024’te Rus petrolünü varili ortalama 75,6 dolardan ithal ederken, bu rakam Ekim-Kasım 2023’te 86,5 dolardı.
OPEC+ anlaşmasındaki kısıtlamalar. OPEC+ anlaşmaları Rusya’daki petrol üretim hacmini kısıtladı ve bu da petrol ihracatının fiziksel hacmini sınırladı. Aralık ayında OPEC+ ülkeleri gönüllü petrol üretim kesintilerini günlük 2,2 milyon varil olarak Mart 2025’in sonuna kadar uzattı. Rusya Merkez Bankası, aynı zamanda OPEC+’ın kararının petrol fiyatlarını desteklediğini belirtiyor.
Kurum, Dünya Bankası verilerine göre, Brent petrolün ortalama varil fiyatının geçen yıl ortalama 81 dolar olduğunu ve yıllık bazda sadece yüzde 2 düştüğünü belirtiyor. Merkez Bankası, Dünya Bankası ve Rusya Maliye Bakanlığı verilerine dayanarak, Rus Ural petrolünün ortalama yıllık fiyatının 2024’te varil başına 68 dolara yükseldiğini ve Brent petrol fiyatına göre iskontosunun 2023’e kıyasla daraldığını tahmin ediyor.
Merkez Bankası ayrıca, olumsuz hava koşulları ve yerli petrol rafinerilerinin iç talebindeki artışın yanı sıra “lojistik maliyetlerindeki artışın” Rusya’dan deniz yoluyla yapılan petrol sevkiyatı üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğunu belirtiyor.
Diğer emtia fiyatlarındaki düşüş. Merkez Bankası’nın materyallerinde, dünya ekonomisindeki büyümenin yavaşlaması koşullarında, Rusya’nın petrol ve gaz dışı ihracatının birçok kaleminde dünya fiyatlarının dördüncü çeyrekte 2023’ün ilgili döneminin altında gerçekleştiği belirtiliyor. Dünya Bankası’nın tahıl ve gübre fiyat endeksleri yıllık bazda sırasıyla yüzde 11 ve yüzde 17, demir cevheri ve nikel fiyatları ise yüzde 21 ve yüzde 7 düştü.
Yaptırımlar ve diğer kısıtlamalar. Merkez Bankası, ABD’nin Kasım ayında dış ticaret ödemelerine katılan bir dizi Rus finans kuruluşuna yaptırım uyguladığını ve AB’nin Aralık ortasında Rusya’ya karşı 15’inci yaptırım paketini kabul ettiğini hatırlatıyor. Özellikle, Rus gazının yabancı alıcılarıyla yapılan ödemelerde kilit rol oynayan Gazprombank, ABD’nin yaptırım listesine girdi. AB ise “gölge filo”ya yönelik kısıtlamalar çerçevesinde, aralarında tahıl taşıyanların da bulunduğu 50’den fazla gemiyi yaptırım listesine ekledi.
Merkez Bankası, ayrıca, ABD ve İngiltere’nin 2024 baharında uygulamaya koyduğu yaptırımların Rusya’nın demir dışı metaller ihracatını kısıtlamaya devam ettiğini ve Türkiye’nin buğday ithalatına uyguladığı moratoryum ile AB’nin yüksek ithalat vergilerinin tahıl ihracatının dinamiklerini olumsuz etkilediğini belirtiyor. Türkiye, Haziran 2024’te buğday ithalatını askıya almıştı, ancak daha sonra pazarı kademeli olarak açtı: şu anda ithalat kotası yüzde 25 seviyesinde.
İthalat dinamikleri
Mal ithalatı maliyet bazında 2024’ün dördüncü çeyreğinde 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 5 arttı. Rusya Merkez Bankası, ithalattaki artışın iç talepteki genişlemeden kaynaklandığını açıklıyor.
Aynı zamanda, “yaptırımların mal akışları üzerindeki etkisi de dâhil olmak üzere” aylara göre ithalatta düzensizlik gözlendi. İthalat eğilimi, ithalattaki artıştan (ekim ayında yıllık yüzde 18) düşüşe (aralık ayında yıllık bazda yüzde 7) doğru değişti. 2024 yılının tamamında, mal ithalatının maliyet hacmi yüzde 3 azalarak 294,5 milyar dolara geriledi.
Merkez Bankası verilerine göre, iç talepteki büyümenin desteği, lojistik sorunları ve rublenin 2023 ortalama kuruna göre zayıflamasıyla dengelendi. Merkez Bankası verilerine göre, 2024 yılında ortalama dolar/ruble kuru 92,4 ruble, dördüncü çeyrekte ise 99,6 ruble oldu.
Ayrıca, yurt dışından mal ithalatı kısmen iç üretimdeki artışla da sınırlandırıldı. Rusya Merkez Bankası, Rosstat verilerine atıfta bulunarak, geçen yılın ocak-kasım döneminde Rusya’da birçok ithal ikamesi gıda ürününün üretim hacminin arttığını belirtiyor.
Merkez Bankası, hükümetin dış ticaret politikasının ithalat vergileri konusundaki önlemlerinin geçen yıl ithal ikamesi süreçlerini desteklediğini vurguluyor. Özellikle, dost olmayan ülkelerden yapılan sert alkollü içeceklerin ithalat vergileri yüzde 20’ye ve şarap ithalat vergileri yüzde 25’e yükseltildi.
Merkez Bankası analistleri, ithalatın emtia yapısının önemli ölçüde değişmediğini, çünkü ithalat düşüşünün çoğu emtia grubunda gözlendiğini belirtiyor. Rusya Federal Gümrük Teşkilatı verilerine göre, Ocak-Ekim 2024’te mal ithalatının yaklaşık yarısı makine, ekipman ve ulaşım araçlarından oluştu.
Hangi eğilimler devam edecek?
RBK gazetesine konuşan Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) baş uzmanı Andrey Gnidçenko, “Merkez Bankası’nın sunduğu ödemeler dengesi tahmini öncü nitelikte olup, özellikle mal ihracatı kısmında veriler önemli ölçüde netleşebilir,” diyor.
Gnidçenko, “Aralık ayına ilişkin nihai gümrük istatistikleri ocak ayında henüz mevcut olamazdı, bu nedenle Aralık ve muhtemelen Kasım ayı ihracat tahminleri henüz revize edilecek. Dolaylı veriler –Rusya ihracatının yarısından fazlasının gittiği Çin, Hindistan ve Türkiye’nin gümrük istatistikleri– bu kadar keskin bir düşüşe işaret etmediği için tahminin biraz yükseltileceğini bekliyorum,” öngörüsünde bulunuyor.
Bununla birlikte uzman, “bir miktar düşüşün yine de bir dizi faktörün etkisiyle, öncelikle dördüncü çeyrekteki nispeten düşük petrol fiyatları nedeniyle kaydedileceği” konusunda hemfikir.
Gazprombank Private Banking Genel Müdürü Yegor Susin, şu anda ticaretin fiziksel hacimleri ve para akışlarının büyük ölçüde farklılık gösterebileceğine dikkat çekiyor. Susin, “Gecikmeler 2-3 aya kadar çıkabilir, bu nedenle kur dalgalanmaları ve ticaret verileri anlık olarak bağlantılı olmayabilir. Ayrıca, ihracattan döviz gelirleri ve ihracatçılar tarafından döviz satışları da zaman gecikmeleri ile karakterize edilebilir,” diyor.
Rusya Bilimler Akademisi Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi Baş Araştırmacısı Aleksandr Firançuk, Merkez Bankası tarafından açıklanan ihracattaki düşüş nedenleri listesini kapsamlı olarak nitelendiriyor.
Firançuk, “İhracatın gelecekteki dinamikleri muhtemelen zayıf kalmaya devam edecek,” görüşünü belirtiyor. Firançuk, hidrokarbonların Rusya’nın mal ihracatındaki payının yüzde 60 seviyesinde kaldığını, dolayısıyla “maliyet hacimlerinin öncelikle dünya piyasalarındaki fiyat dinamikleri tarafından belirlendiğini” ve petrol kotasyonlarını tahmin etmenin “pek umut verici bir iş olmadığını” açıklıyor.
Firançuk, petrol fiyatlarının geçen yılki seviyelerde kalması halinde, Rus tanker filosuna, Gazprom Neft ve Surgutneftegaz’a yönelik yaptırımlar nedeniyle 2025’in ilk ve ikinci çeyreklerinde ihracatın muhtemelen 2024’ün aynı dönemine göre daha düşük olacağını öngörüyor.
Firançuk, “Bu tür kısıtlamaların ihracat üzerinde kayda değer, ancak azalan bir etkisi olacaktır. Mevcut yaptırımlar, petrol sevkiyatında gecikmelere ve 2024 sonuna doğru neredeyse ortadan kalkan Rus petrolüne yönelik iskontoların artmasına yol açabilir. Önceki yaptırım dalgalarının deneyimi, lojistiğin yeniden yapılandırılmasının ve alternatif satış pazarlarına çıkışın bir ila iki çeyrek sürdüğünü, iskontoların ise daha yavaş azaldığını ve bir yıldan uzun süre devam edebileceğini gösteriyor,” şeklinde değerlendiriyor.
Firançuk ayrıca, Ukrayna üzerinden gaz sevkiyatının durdurulmasının, bu hacimlerin tamamen başka güzergâhlara yönlendirilmesi mümkün olmadığından, Rusya’nın toplam ihracat hacimleri üzerinde ek olumsuz bir etkiye sahip olacağını belirtiyor.
İthalatla ilgili olarak, uzman aralık ayındaki bazı tedarik hacmi düşüşlerini Rus bankalarına yönelik yaptırımlarla ilişkilendiriyor. Uzman, “Bu, ertelenmiş talebe ve yeni ödeme kanalları kurulduğunda 2025’in ilk çeyreğinde tedarik hacimlerinde artışa yol açabilir,” ihtimalini göz ardı etmiyor.
AKRA Egemen ve Bölgesel Derecelendirme Grubu Direktörü Dmitriy Kulikov’a göre, ticaret savaşlarının aktivite düzeyi ve gelecekteki ticaret blokları ile aralarındaki engellere ilişkin beklentiler dinamikleri dolaylı olarak etkileyebilir.
Kulikov, “Rusya üzerindeki etkisi ticaret yönlerini etkilemekten ziyade fiyatlar yoluyla daha olasıdır, ancak yine de ihracat ve ithalat maliyetini potansiyel olarak etkileyecektir,” değerlendirmesinde bulunuyor.
Rusya
Özbekistan, Rusya’yı göçmenlere yönelik kötü muameleyle suçladı

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Rusya’daki Özbekistan vatandaşlarının kolluk kuvvetleri tarafından ‘izinsiz’ denetimlere, ‘saygısızlığa ve kaba muameleye’ maruz kaldığını açıkladı. Taşkent’teki Rus diplomatlarla yapılan bir görüşmede konuyu gündeme getiren bakanlık, Moskova’ya resmi bir nota göndererek insan haklarına uyulmasını ve vatandaşlarının onuruna saygı gösterilmesini istedi.
Özbekistan, Rusya’daki vatandaşlarının Rus kolluk kuvvetleri tarafından “izinsiz” denetimlere, “saygısızlığa ve kaba muameleye” maruz kaldığını belirterek Moskova yönetimine sert tepki gösterdi.
Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Taşkent’teki Rus diplomatlarla yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirerek bu tür olayların önlenmesi için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Bakanlık Sözcüsü Ahror Burhanov tarafından yayımlanan açıklamada, “Bu tür vakaların ülkelerimiz arasındaki dostane ilişkilere uymadığına ve bunların önlenmesi için somut tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çektik,” ifadeleri kullanıldı.
Özbekistan tarafı, tüm vatandaşlara yönelik uluslararası hukuka ve insan haklarına uyulması çağrısında bulunarak Rusya Federasyonu’nun ilgili makamlarına, “Özbekistan vatandaşlarına saygıyla davranmaları, onurlarını ve haysiyetlerini aşağılamamaları” yönünde bir talep iletti.
Bakanlık, Özbekistan Büyükelçiliği’nin de Moskova’daki durumla ilgili Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bir nota gönderdiğini ve “güç kullanan yetkililerin eylemlerine yasal bir değerlendirme yapılmasını” istediğini ekledi.
Moskova’da baskınlar
Bu diplomatik tepkiden önce, Özbekistan Dış Göçmenlik Teşkilatının Rusya temsilciliği, 8 Haziran’da Moskova’nın Sokolniki bölgesinde OMON (özel polis birliği) mensuplarının Özbekistan vatandaşlarına yönelik bir denetim düzenlediğini bildirmişti.
Denetim sırasında yabancılara “fiziksel güç uygulandığı” iddia edildi. Baskın sonucunda, belgelerinde sorun tespit edilen altı kişiye kadar gözaltı işlemi yapıldı.
Baza haber kaynağına göre, 9 Haziran’da ise Strogino’da Bağımsız Devletler Topluluğu vatandaşlarının kaldığı bir yurda yasa dışı göçmenlere yönelik bir baskın daha düzenlendi.
Tepkiler artıyor
Özbekistan makamları, Rusya’daki vatandaşlarının haklarının ihlal edildiğine ilk kez dikkat çekmiyor.
Geçen ay da Rusya’nın Taşkent Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak “işçi göçmenlere yönelik zalimce muamele vakaları” hakkında bilgilendirilmişti.
Nisan ayında ise Moskova’daki Bodrost adlı bir hamama düzenlenen ve Kırgızistan vatandaşlarının gözaltına alındığı göçmen karşıtı bir baskın nedeniyle Rusya’nın Kırgızistan Büyükelçisi’ne nota verilmişti.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, o olayda yaklaşık 60 yabancı polis merkezine götürülmüş ve 25’i hakkında Rusya’ya giriş veya ülkede kalma kurallarını ihlal etmekten işlem yapılmıştı.
Tacikistan Başbakanı Kohir Resulzoda da Tacikistan vatandaşlarının “geniş ve muğlak bir güvenlik sağlama” gerekçesiyle Rusya’ya girişlerinin giderek daha sık yasaklandığını veya ülkeden sınır dışı edildiğini belirtmişti.
Rusya makamları, 22 Mart 2024’te Moskova yakınlarındaki Crocus City Hall konser salonunda yaşanan terör saldırısının ardından göç politikasını önemli ölçüde sertleştirdi.
Yabancı vatandaşlara yönelik özel bir sınır dışı etme rejimi getirilirken, ülkeye girişteki ihlaller ve yasa dışı göçmenlere hizmet sunulması durumlarında para cezaları artırıldı. Ayrıca, “istenmeyen kalış” statüsü uygulamaya konuldu.
Rusya
Rusya ordusundan Donetsk’te stratejik ilerleme

Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) Petrovskoye ve Alekseyevka yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını bildirdi. Bakanlık, bu yerleşim yerlerinin Merkez askeri grubu birlikleri tarafından ele geçirildiğini belirtti. Açıklamada ayrıca, Ukrayna ordusuna yönelik operasyonlar ve hava savunma faaliyetleri hakkında da bilgi verildi.
Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) bulunan Petrovskoye ve Alekseyevka yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu yerleşim yerlerinin Merkez askeri grubu birlikleri tarafından ele geçirildiği belirtildi.
Alekseyevka’nın, mayıs ayında Rus askeri güçlerinin kontrolünü sağladığını bildirdiği Velika Novoselka yakınlarındaki Bogatır köyünün kuzeyinde yer aldığı aktarıldı.
TASS‘ın aktardığına göre, 2016 yılında Ukrayna makamları tarafından Orehovo olarak yeniden adlandırılan Petrovskoye köyü ise Pokrovskoye ilçesinde, Dnipropetrovsk oblastındaki Novopavlovka yakınlarında bulunuyor.
Bakanlığın bugünkü raporunda, son 24 saat içinde Ukrayna ordusu tugaylarına Stepanovka, Krasnoarmeysk, Dimitrov, Grodovka, Novonikolayevka, Novopavlovka ve Dnipropetrovsk oblastındaki Novopodgorodnoye yerleşim birimleri bölgelerinde darbe indirildiği ifade edildi.
Ayrıca, bakanlık Sumı oblastındaki Ukrayna ordusu birliklerine yönelik saldırılar düzenlendiğini de bildirdi.
Hava savunma sistemlerinin iki JDAM bombası, bir HIMARS çok namlulu roketatar sistemi mermisi ve 260 Ukrayna insansız hava aracını düşürdüğü, bunlardan 62’sinin askeri operasyon bölgesinin dışında imha edildiği kaydedildi.
Geçen hafta sonunda Rusya Savunma Bakanlığı, Merkez askeri grubuna bağlı 90. Tank Tümeni’nin Dnipropetrovsk oblastında ilerlediğini duyurmuştu.
11 Haziran’da ise 55. Motorize Piyade Tugayı birlikleri ile biraz daha güneyde faaliyet gösteren Doğu askeri grubu birlikleri bu tümenin operasyonlarına katıldı.
Rusya ve Ukrayna, İstanbul anlaşması kapsamında yeni bir esir takası yaptı
Rusya
Rusya’da yoksul sayısı bir yılda 2,1 milyon kişi azaldı

Rusya Federal İstatistik Servisi (Rosstat), 2025’in ilk çeyreğinde yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,1 milyon kişi azalarak 11,9 milyona gerilediğini açıkladı. Uzmanlar, bu düşüşü artan reel gelirler, yükselen asgari ücret ve hedefe yönelik sosyal destek programlarına bağlarken, verilerdeki mevsimsel etkinin altını çiziyor.
Rusya Federal İstatistik Servisi (Rosstat) tarafından açıklanan verilere göre, ülkede yoksulluk sınırı altında gelire sahip olanların sayısı 2025’in ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 2,1 milyon kişi azalarak 11,9 milyona düştü. Bu rakam, toplam nüfusun yüzde 8,1’ine tekabül ediyor.
Ancak gösterge, bir önceki çeyrek olan 2024’ün son çeyreğine göre 4,2 milyon kişilik bir artış gösterdi. Geçen yılın sonunda yoksulluk sınırı altındaki nüfus 7,7 milyon kişi (yüzde 5,3) olarak kaydedilmişti.
Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova, 2024 yılı genelinde yoksulluk oranının yüzde 7,2 ile tarihi bir düşük seviyeye indiğini açıklamıştı.
Yoksulluk sınırı altındaki nüfusun dinamikleri mevsimsel bir karakter taşıyor; yılın ilk yarısında daha yüksek olan gösterge, yıl sonuna doğru azalma eğilimi gösteriyor.
2024’ün ilk çeyreğinde yoksul sayısı 14 milyon iken, ikinci çeyrekte 12,4 milyona, üçüncü çeyrekte 11,8 milyona ve dördüncü çeyrekte 7,7 milyona gerilemişti.
Ocak-Mart 2025 döneminde yoksulluk sınırı 16 bin 621 ruble olarak kabul edilirken, bu rakam bir önceki yılın aynı döneminde 15 bin 96 rubleydi. Böylece yoksulluk sınırı bir yılda yüzde 10 artış gösterdi.
Veriler ne anlama geliyor?
Ekonomi Dönüşüm ve Kalkınma Ajansı ortağı Viktoria Pavlyuşina, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, yoksulluk eşiğinin yükselmesine rağmen yoksul sayısının azalmasının, en az gelirli nüfus arasında gelir dağılımının iyileştiğine işaret ettiğini belirtiyor.
Pavlyuşina’ya göre bu düşüş, nominal ve reel gelirlerdeki artışın yanı sıra hedefe yönelik sosyal yardımların yaygınlaşmasıyla açıklanabilir.
Rosstat’ın son verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde Rusların aylık ortalama nominal maaşları yıllık bazda yüzde 13,8, reel maaşları ise yüzde 3,4 arttı.
Pavlyuşina, Ocak 2025’ten itibaren asgari ücretin artırılmasının en düşük maaşlı çalışanların gelirlerini etkilediğini ve hedefe yönelik sosyal desteklerin genişletilmesinin de yoksulluk seviyesi üzerinde olumlu bir etki yarattığını vurguladı.
Ayrıca, çocuklu ailelere yönelik birleşik yardımın artık proaktif olarak atandığını ve 2025 başında yapılan emekli maaşı ve sosyal yardım endekslemelerinin savunmasız grupların gelirlerini artırdığını ekledi.
Rusya Merkez Bankası, Eylül 2022’den bu yana ilk kez faiz indirimine gitti
Mevsimsellik faktörü öne çıkıyor
Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) uzmanı İgor Polyakov, en yüksek yoksul nüfusun her zaman yılın ilk çeyreğinde ve ilk yarısında kaydedildiğini, daha sonra bu sayının düşmeye başladığını ve yıl sonunda ortalama bir değere ulaştığını açıklıyor.
Rusya hükümetine bağlı Finans Üniversitesi’nden Profesör Aleksandr Safonov ise yoksulluk seviyesinin ana faktör olan enflasyona bağlı olduğunu, çünkü enflasyonun emekli maaşları ve ücretlerin endekslenmesini etkilediğini söylüyor.
Safonov’a göre, geçim minimumunun belirlenmesi ile endeksleme arasında bir zaman farkı olduğu için yıl sonuna doğru gelirler yoksulluk sınırının önemli ölçüde üzerine çıkıyor.
Örneğin, geçim minimumu 1 Ocak’ta artırılırken, maaş endekslemeleri daha ileri tarihlerde yapılıyor ve sosyal emekli maaşları genellikle 1 Nisan’dan itibaren endeksleniyor.
Pavlyuşina da 2024’ün dördüncü çeyreğindeki düşük yoksulluk oranının mevsimsel gelirlerden kaynaklandığını doğruluyor.
Aralık ayında 13. maaşların, üç aylık primlerin, yıllık ikramiyelerin ve bazı sosyal yardımların ödenmesinin yıl sonuna doğru yoksulluğu keskin bir şekilde azalttığını belirtiyor.
Hükümetin adımları ve hedefler
Devlet, 1 Şubat’tan itibaren 40’tan fazla sosyal yardım ve ödeneği yüzde 9,5 oranında endeksledi. Ayrıca, 1 Nisan’dan itibaren sosyal emekli maaşları yüzde 14,75 oranında artırıldı ve bu durum engelliler de dahil olmak üzere yaklaşık 4,2 milyon Rus vatandaşını etkiledi.
Başbakan Mihail Mişustin, 2026’dan itibaren Rusya’daki emekli maaşlarının enflasyon ve Sosyal Fon gelirleri dikkate alınarak şubat ve nisan aylarında olmak üzere yılda iki kez endeksleneceğini söylemişti.
Kamu sektöründe çalışan öğretmen, doktor ve sosyal hizmet uzmanı gibi personelin maaşları 1 Ocak 2025’ten itibaren yüzde 13,2 artırıldı.
Hükümet, bu oranı yüzde 16,8’e çıkarmak için yüzde 3,6’lık ek bir endeksleme daha planlıyor.
Maliye Bakanı Anton Siluanov, bu adımın 2024’teki fiili maaş dinamikleri ve cari yıl için öngörülen maaş göstergeleriyle ilgili olduğunu belirtti.
Devlet başkanının mayıs kararnamesine göre, 2030 yılına kadar yoksulluk seviyesinin yüzde 7’nin altına düşürülmesi hedefleniyor.
Polyakov’a göre bu hedefe ulaşmada, özellikle düşük gelirli aileleri destekleyecek olan asgari ücretin hızlandırılmış artışı, enflasyonla mücadele ve çok çocuklu aileler gibi ihtiyaç sahibi kategorilere yönelik bölgesel sosyal programların geliştirilmesi yardımcı olacak.
Safonov ise yoksulluğu azaltmanın temel araçlarının, maaş ve emekli maaşlarının enflasyonun üzerinde artırılması, işsizlik ve enflasyon seviyelerinin düşürülmesi olduğunu düşünüyor.
Rusya’da bankacılık ve likidite riskleri yükselişte: Ekonomik daralma kapıda mı?
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya2 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Dünya Basını4 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’