Bizi Takip Edin

ASYA

Tayvan’da muhalefet lideri tutuklandı: ‘Cadı avı başlattılar’

Yayınlanma

Tayvan’ın üçüncü büyük siyasi partisinin lideri, yolsuzluk soruşturması kapsamında sorgulanmasının üzerinden bir hafta geçmeden ve tekrar gözaltına alınmasından saatler önce verdiği özel röportajda hükümeti muhalifleri “bastırmaya” çalışmakla suçladı.

Tayvan Halk Partisi (TTP) Başkanı Ko Wen-je mücadeleye devam etme sözü verdi ve hukuk sistemi ile basını, Başkan Lai Ching-te’nin Demokratik İlerleme Partisi’nin emirlerini yerine getirmekle suçladı.

“Beni en çok hayal kırıklığına uğratan şey, Tayvan’ın Kuomintang (KMT) parti devletini devirmek için 30 yıl harcamış olması ve bunun sonucunda … [yargının ve medyanın hükümetin siyasi araçları olması” diyen Ko, 1980’lerin sonuna kadar Tayvan’ı yöneten eski Kuomintang yönetimine atıfta bulundu. Bir kampanya finansmanı skandalına atıfta bulunarak, “kesinlikle hatalı olmadığımızı söylemeye cesaret edemeyiz” dedi ancak “medya abartısının” hataları “büyüttüğünden” şikayet etti.

65 yaşındaki doktor kökenli siyasetçi, 2014-2022 yılları arasında Taipei Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde bir emlak projesiyle ilgili yolsuzluk iddiaları nedeniyle sorgulanmak üzere kısa süreliğine tutuklanmasından günler sonra çarşamba akşamı ofisinde konuştu. Taipei Bölge Mahkemesi perşembe günü ise, daha önce pazartesi günü verdiği serbest bırakma kararını tersine çevirerek, gözaltında tutulması gerektiğine hükmetti.

“Ben Tayvan’da büyük bir siyasi partinin başkanıyım. Savcılık gidip parti merkezini ve evimi bastı, telefonlarımızı ve sabit disklerimizi aradı ve beni sorguladı,” dedi Ko.

Ko, ocak ayındaki başkanlık seçimleri için rekabetçi bir kampanya yürüttü ve yetersiz kaynaklara sahip TPP’yi yarışta kilit bir oyuncu haline getirdi. Partisi ayrıca 113 üyeli parlamentoda sekiz sandalye kazanarak oyları etkileyebilecek kritik bir azınlık haline geldi. KMT ile bir muhalefet koalisyonu kuran ve birlikte Yasama Yuan’ında dar bir çoğunluğu kontrol eden partisi, Lai ve DPP’ye ciddi bir meydan okuma oluşturdu.

Tayvan muhalefeti Lai’ye karşı tartışmalı yasa tasarısını geçirdi

Ancak şimdi hem Ko hem de partisi siyasi hayatta kalma mücadelesi veriyor. Emlak davasının yanı sıra, kısa bir süre önce özür diledi ve başkanlık adaylığı sırasında kampanya finansmanını yanlış bildirdiği için üç ay izin alacağını söyledi.

Diğer üst düzey TPP yetkililerinin de adı skandallara karıştı. Eski bir TPP üyesi ve Hsinchu belediye başkanı olan Ann Kao, daha önce ayrı bir yolsuzluk davası nedeniyle yedi yıl dört ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Ko’nun kendisi de yolsuzluktan hüküm giymesi halinde birkaç yıl hapis cezasına çarptırılabilir.

Temmuz ayında ise yolsuzluk soruşturmasının başlamasının ardından Lai yönetiminden istifa eden DPP’nin önemli isimlerinden Cheng Wen-tsan’ın da tutuklanmasına karar verilmişti.

TPP’nin sıkıntıları, KMT ile koalisyonunun DPP ile bir hesaplaşmaya kilitlendiği bir dönemde ortaya çıkıyor. Muhalefet, Lai hükümetinin “Çin’den gelen tehditlere karşı koymak için” öne sürdüğü savunma reformları ve bütçelere karşı çıkarak bu reformların Tayvan’ı daha zor duruma sokacağını savunuyor. Lai’nin mayıs ayında göreve gelmesinden kısa bir süre sonra KMT ve TPP de koltuk avantajlarını kullanarak parlamentonun yetkilerini büyük ölçüde artıracak bir yasa tasarısını, DPP destekçilerinin tepkisine meydan okuyarak geçirdi. Anayasa Mahkemesi yasanın anayasaya uygunluğunu incelerken ihtiyati tedbir kararı aldı.

Pekin’e yakın China Times gazetesinde, geçen yıl TPP’ye katılan emekli akademisyen Lin Pao-chung, Ko’nun yarattığı tehdit ortadan kalktığında DPP’nin KMT’nin peşine düşeceği uyarısında bulundu.

Meclis çoğunluğuna sahip Tayvan muhalefeti üst mahkemenin kurallarının değiştirilmesini önerdi

Ko tutuklanmadan önce verdiği röportajın büyük bir bölümünü hükümeti aşırıya kaçmakla suçlayarak, Lai’yi de politika konusunda, özellikle de yakında tartışılıp oylanacak olan denizaltılar için önerilen harcamalar konusunda eleştirdi.

Hükümet geçtiğimiz yıl ilk yerli denizaltıyı tanıttıktan sonra, 2025-2038 yılları arasında tahmini 284 milyar Yeni Tayvan doları (8.88 milyar dolar) maliyetle yedi denizaltı inşa etmeyi planladığını açıkladı.

“Tayvan neden sekiz denizaltı yapmak istiyor? Bunlar nasıl kullanılacak? Zaman çizelgesi ve süreç nedir? İlki henüz denize indirilmedi bile, peki Tayvan denizaltı üretme kapasitesine sahip mi?” diye soran Ko şunları söyledi: “Bunların hiçbirini bilmiyoruz ve yedi denizaltı için daha 280 milyar NT$’ı doğrudan kabul etmemiz isteniyor. Bu hiç mantıklı değil.”

Ko, TPP’nin Tayvan’ın savunma bütçesinin attırılmasını desteklediğini ancak asıl sorunun “neyin satın alınması gerektiği ve ne için alındıkları” olduğunu söyledi. Konu ister savunma isterse muhalefetin Anayasa Mahkemesi’nin işleyişine ilişkin önerdiği değişiklikler olsun, TPP’nin “tartıştıktan sonra desteklemeye ya da karşı çıkmaya karar vereceğini” vurguladı.

ASYA

ABD heyeti Bangladeş’in yeni yönetimiyle görüştü, reform çağrısı yapıldı

Yayınlanma

Bangladeş’in yeni geçici hükümeti, geçtiğimiz ay protestolar sonucu uzun süredir başbakanlık görevini yürüten Şeyh Hasina’nın devrilmesinin ardından ilk önemli diplomatik toplantısını “sıfırlama, reform ve yeniden başlatma” çağrısıyla tamamladı.

Geçici lider Nobel ödüllü bankacı Muhammed Yunus ve diğer yetkililer pazar günü başkent Dakka’da, ABD hükümetinin Güney Asya’dan sorumlu dışişleri bakan yardımcısı Donald Lu ve Hazine Bakanlığı’nın uluslararası finanstan sorumlu müsteşar yardımcısı Brent Neiman’ın da aralarında bulunduğu altı kişilik bir heyetle görüşmelerde bulundu.

Lu, ocak ayındaki seçimlerden önce de dahil olmak üzere birçok ziyaret gerçekleştirdiği Güney Asya ülkesinde tanınan bir isim.

Bu hafta sonu yapılan üst düzey görüşmelerde Yunus, ekonominin yeniden canlandırılması ve seçim sistemi, yargı ve polis gibi kilit kurumlarda reform yapılması da dahil olmak üzere pek çok söz verdi.

“Yolsuzluk batağına saplanmıştık” diyen Yunus, yetkililerin ‘sıfırlama, reform ve yeniden başlatma’ için çaba göstereceğini de sözlerine ekledi.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2023 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 149. sırada yer alan Bangladeş, milyarlarca dolarlık kayıp devlet fonlarını geri almak için FBI ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nden (UNODC) yardım istedi.

Yunus’un finans danışmanı Salehuddin Ahmed pazar günü gazetecilere yaptığı açıklamada, çalınan paranın ülkesine geri gönderilmesi konusunda ABD heyetiyle görüşmeler yapıldığını söyledi. Yeni hükümet, son 15 yılda, özellikle ticari yanlış faturalandırma ve hundi olarak bilinen gayri resmi bir para transferi ağı yoluyla yaklaşık 100 milyar doların yasadışı olarak ülke dışına çıkarıldığını iddia ediyor.

ABD, Bangladeş’e yönelik yaklaşımını neden değiştirdi?

ABD’den destek sözü

ABD heyeti pazar günü yaptığı açıklamada Bangladeş’in kapsayıcı ekonomik büyümesini ve kurumsal reformlarını destekleyeceğini belirterek ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla 202 milyon dolarlık ek yardım sözü verdi.

Bu, USAID’in 2026 yılına kadar Bangladeş’e 954 milyon dolar yardım sözü verdiği ve bunun 425 milyon dolarının halihazırda ödendiği 2021 anlaşmasının ardından geldi.

ABD heyetinin ziyaretiyle eş zamanlı olarak Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası da pazar günü Bangladeş’e bankacılık ve finans sektörlerindeki reformları desteklemek üzere 2,5 milyar dolar kredi sağlayacaklarını açıkladı.

Dünya Bankası toplam miktarın 1 milyar dolarını tahsis ederken, ADB de 1,5 milyar dolarlık katkıda bulunacak.

Bangladeş geçen yıl Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) 4.7 milyar dolarlık bir kurtarma paketi talep etti ve şimdi de tükenen döviz rezervlerini doldurmak için 5 milyar dolar daha istiyor.

ABD merkezli jeopolitik köşe yazarı Shafquat Rabbee pazar günkü toplantılarla ilgili olarak “Üst düzey bir heyet Yunus hükümetine, özellikle de Bangladeş’in acilen ihtiyaç duyduğu önemli ekonomik yardım konusunda önemli bir destek sinyali verebilir” dedi.

Dakka’daki ABD büyükelçiliği, önemli bir giyim ihracatçısı olan Bangladeş’teki Amerikan şirketlerinin önemli varlığına vurgu yaparak, sosyal medyada “doğru ekonomik reformların yapılması halinde” ülkenin “ticaret ve yatırım yoluyla büyüme potansiyelini” ortaya çıkarabileceğini söyledi.

Dakka’daki Jahangirnagar Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Shahab Enam Khan Nikkei Asia’ya yaptığı değerlendirmede, ABD heyetinin mesajının, Washington’ın Bangladeş gibi Hint-Pasifik’te yükselen jeopolitik oyuncularla süregelen angajmanını yansıttığını söyledi.

Bangladeş’te Muhammed Yunus geçici lider olarak görevi devraldı

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı sığlıktan çekildi

Yayınlanma

Filipinler’in kısa bir süre önce bir sahil güvenlik gemisini tartışmalı Güney Çin Denizi sığlığından geri çekmesi sonrası, Çin’in bölgede atacağı adımlar tartışılıyor .Manila, BRP Teresa Magbanua gemisini beş aylık bir konuşlandırmanın ardından kötü hava koşulları, tükenen malzemeler ve tıbbi bakıma ihtiyaç duyan personeli tahliye etme ihtiyacını gerekçe göstererek hafta sonu Sabina Sığlığı’ndan geri çağırdı. Çin orayı Xianbin Resifi olarak adlandırıyor.

Gemi pazar günü Palawan’daki Puerto Princesa Limanı’na büyük bir karşılama ile döndü, ancak 63 mürettebatından dördünün dehidrasyon nedeniyle hastanede tedavi görmesi gerekiyordu.

Analistler, ani geri çekilmenin, Filipinler tarafından kasıtlı olarak Güney Çin Denizi’nin bir başka tartışmalı noktası olan İkinci Thomas Sığlığı’nda karaya oturtulan İkinci Dünya Savaşı döneminden kalma Amerikan yapımı bir savaş gemisi olan BRP Sierra Madre’de konuşlu birliklerin rotasyonuna ve ikmaline imkan tanıyabileceğini söylüyor.

Çin’in Global Times gazetesi ise çekilme üzerine, “Çin’in başarılı müdahalesinin Filipinler’in hedeflerini boşa çıkardığını ve geriye tek seçenek olarak geri çekilmenin kaldığını” yazdı.

Global Times’a göre, Filipinler gemisinin çekilmesi, çarşamba günü Çin-Filipinler İkili İstişare Mekanizması başkanları arasında Güney Çin Denizi konusunda yapılan toplantıdan üç gün sonra gerçekleşti. Ancak Filipinler çekilme işlemini Çin’e önceden bildirmedi.

Yeni Güney Galler Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Carl Thayer ise, Filipinler’in Teresa Magbanua’yı geri çekmeden önce yerine yeni bir gemi koyması gerektiğini söyleyerek endişelerini dile getirdi.

This Week in Asia’ya konuşan Thayer, “İnisiyatif artık Çin’in elinde. Filipin Sahil Güvenliği’nin geminin yerine yenisini koymasını engelleme çabalarını savunma amaçlı bir tedbir olarak gerekçelendireceklerdir” dedi.

Thayer, geri çekilmenin Çin tarafından bölgedeki egemenlik iddialarını güçlendirmek için bir propaganda aracı olarak kullanılacağını da sözlerine ekledi. Bölgede 70 civarında Çin askeri, sahil güvenlik ve milis gemisinin bulunduğunu belirten Thayer, Çin’in Filipinler’in konuşlandırmaya çalıştığı herhangi bir yedek gemiye karşı koyacağını belirtti.

Avustralya Savunma Kuvvetleri Akademisi’nde ders veren Güneydoğu Asya uzmanı Thayer, “Çin’in amacı Sabina Sığlığı’nı işgal etmek değil, Filipinler’in kalıcı bir varlık göstermesini engellemektir” dedi.

Teresa Magbanua’nın Palawan’dan 146 km (90 mil) ve en yakın büyük Çin kara kütlesinden yaklaşık 1.200 km uzaklıktaki Sabina Sığlığı’na konuşlandırılması Pekin’le Manila arasında gerginliği yükseltmişti.

Filipinler Ulusal Denizcilik Konseyi Başkanı Lucas Bersamin pazar günü yaptığı açıklamada, geminin sığlıktan çekilmesinin gerekli onarımların yapılmasına ve mürettebatın biraz dinlenmesine olanak sağlayacağını söyledi.

Filipin sahil güvenlik sözcüsü Komodor Jay Tarriela da pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, “Biz hiçbir şey kaybetmedik. Hiçbir şeyi terk etmedik” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Yen, 2023’ten bu yana ilk kez dolar karşısında 140’ın üzerine çıktı

Yayınlanma

Japon Yen’i temmuz ayının başındaki 161,95 seviyesinden yukarı yönlü harekete geçerek on yıllardır görülen en zayıf seviyeden kayda değer bir toparlanmayı işaret etti.

Yen dolara karşı %0,6’ya kadar değer kazanarak 139,96’ya ulaştı ve bu temmuz 2023’ten bu yana en güçlü seviyesi oldu. Yen, yatırımcıların ABD ile Japonya arasındaki faiz oranı farkının daha da daralması yönünde pozisyon almasıyla %15’lik bir kazançla bu çeyrekte en iyi performans gösteren Grup-10 para birimi oldu.

FED’in çarşamba günü faiz düşürme yoluna gideceği kesin görülüyor tek soru ise ne kadar düşüreceği. Japonya Merkez Bankası’nın bu yıl iki kez faiz artırımı yaptıktan sonra cuma günü beklemede kalması bekleniyor. Singapur’daki Macquarie Group Ltd.’de stratejist olan Gareth Berry, “Esas olarak FED’in bu hafta 25 yerine 50 baz puanlık faiz indirimi yapma riskinin yen’i desteklediğini” söyledi.

Japonya Merkez Bankası’nın bu hafta faiz oranlarını değiştirmese de Bloomberg tarafından ankete katılan ekonomistlerin çoğunluğu aralık ayında başka bir faiz artışı olacağını öngörüyor. Merkez bankasının 31 Temmuz’da politika faizini %0,25’e çıkarması, qğustos başında dövizlerden tahvillere ve hisse senetlerine kadar varlıkları sarsan küresel piyasa çalkantısına katkıda bulundu.

Öte yandan Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, 3 Eylül’de merkez bankasının, fiyatların tahminlerle uyumlu olması halinde faiz oranlarını artıracağını teyit etti. Merkez bankası yönetim kurulu üyesi Junko Nakagawa, 11 Eylül’de yaptığı açıklamada, ekonominin tahminler doğrultusunda performans göstermesi halinde, bankanın politikalarını bundan sonra da ayarlamaya devam edeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English